5.Bölüm

131 40 141
                                    

Adamlar- Acının İlacı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Adamlar- Acının İlacı

****

Muğla'ya vardığımda gece yarısı olmuştu haliyle ertesi gün işe gidecek abim ve okulu olan kız kardeşim beni beklemeden uyumuştu. Anne ve babamla kısa bir sohbetin ardından kısa bir duş alıp fazla oyalanmadan uyudum.

Gözlerimi zorlayarak aralamaya çalıştım, göz kapaklarım biraz daha uyumam için benimle inatlaşıyordu ve her gözlerimi açmaya çalıştığımda kapanıyordu. Ne kadar geç yatarsam yatayım sabah erken kalkma alışkanlığı üniversitenin bana kattıklarından biriydi, hala yorgunluğumu atamamış olsam da elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim.

Annem kahvaltı masasını hazırlamış kızarttığı patatesi servis tabağına koyuyordu.

''Günaydın ve ellerine sağlık anne, ne çok özlemişim seninle kahvaltı yapmayı.''

Elindeki tabağı masanın ortasına yerleştiren Semra Sultan sağ eliyle yanağımı okşadı. Avuç içini öptüm.

''Annelerin hazırladığı kahvaltı başkadır tabi oğlum. Hadi soğutmadan yemeye başla.''

Abim ve babam işte, kardeşim okulda olunca annemle baş başa yaptığımız kahvaltının üstüne bir demlik çayı da bitirmiştik. Konu konuyu açmış okulun nasıl gittiği hakkında konuşurken ne ara konusu açıldığını bilmediğim uzaktan akrabamızın kızının düğününde çıkan bohça kavgasına gelmiştik. Beni ne kadar alakadar ettiğini bilmesem de annemin üzgün ve ayıplayarak olanları anlatmasını dinledim. 

Hala günümüzde sen benim babama şunu almadın, bende senin kardeşine şunu almam mevzularının dönüyor olması da ayrı bir komikti bana göre. En mutlu zamanların tadını çıkarmak varken insanların boş yere kendini stres ve üzüntü içine sokması büyük bir yanlıştı. Annemle biraz daha muhabbet ettikten sonra ayaklandım. Çayından yudum alan annem ;

'' Nereye oğlum, sohbet ediyorduk ne güzel.'' Daha çok kendi kendine sohbet eden anneme döndüm.

'' Bizim çocukları arayacağım buluşmak için benden haber bekliyorlardı. Müsaitlerse bugün buluşacağım.'' dedim, tabağımı mutfak tezgahına bırakırken. Sorgucu bakışları altında '' O kızda gelecek mi?'' dedi.

O kız diyerek bahsettiği kimse anlamamıştım, şaşkınlıkla yüzüne baktım.

''Hangi kız?'' dedim kimi kast ettiğini merak ederek.

'' O kız işte hani liseden sarışın olan.'' Sarışın demesiyle direk hangi kızdan bahsettiğini anlamıştım. Lisede arkadaş grubunda olan arkadaşım Didem'den bahsediyordu.

''Gelir büyük ihtimalle anne, lütfen artık o kız bu kız diye bahsetmekten vazgeç.'' dedim bıkkınlıkla, yıllardır kanı ısınmadığı tek arkadaşım Didem olabilirdi.

'' Ne yapayım oğlum yıllardır söylüyorum sana o kızı pek sevemedim garip kız diye.'' Ne söylersem söyleyeyim fikrini değiştiremeyeceğimi biliyordum. Tabağında ki atıkları çöp kovasına dökmüş, kirli bardakları makinaya diziyordu.

VuslatWhere stories live. Discover now