3. Bölüm

1.7K 112 81
                                    

söylesem ah söyleyebilsem derdimi
mehtaplı bir gecede açabilsem sana kalbimi
göreceksin seninle dolu
desem, diyebilsem ki seviyorum seni
çılgınca aşığım sana
ama demem, diyemem
çünkü aramızda dağlar, denizler
ve benim o kahrolası gururum var
bu böyle sürüp gidecek
sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, öğrenmeyeceksin
ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim
ama sana asla...
çünkü aramızda dağlar denizler
ve benim o kahrolası gururum var

Yavuz şaşkınlığını öfkesine gizledi. Hem sap gibi bırakıp gitmiş hem de atar yapıyordu gelir gelmez.

" Ne işin var burda ?"  dedi dişlerinin arasından.

" Onca senenin ardından niye  geldin ?"

Kınalı kırık kalbinin sızısını derinden hissetti o an   .Ah annesine söz geçirebilseydi gelir miydi hiç buralara?

Onca  yıl geçmesine rağmen,  onca duyduğu laflara ve defalarca kendi kendine nefret ettiğini tekrarlamasına rağmen yine de bu adamın karşısında deli gibi çırpınan kalbini söküp atmak istedi o an.

Başını kaldırıp öfke saçan gözlere baktığında Yavuz bir an afalladı. O gözlerde bir çok duygu gizliydi . En çok kırgınlığı ve hüznü gördü.

Zeynep birşey demeden yürüyüp geçti yanından. O gözden kaybolana kadar ardından bakakaldı bir heykel gibi Yavuz.

Ne düşüneceğini bilemedi . Kırılan kendisiyken o gözler neden suçlu sensin diye bas bas bağırıyordu.

********

" Oy annem!!! Hoşgeldin evine kuzum . "

Kınalı annesine eğreti bir gülümseme sundu." Hoşbuldum  anne. Babam yok mu ?"

Esma hanım gözlerini devirdi. " İçerde çamaşır katlıyor."😁

Zeynep annesine kınayıcı bakışlar attı. " Aşkolsun anne. Adama yaptırılacak iş mi  bu ?"

Esma hanım hiç oralı olmadı. Mutfağa girerken söylendi " Tüm taşınmayı benim üzerime yıkıp gitmenin bir cezası olmalıydı değil mi ? Daha ütü de yapacak o kıymetli baban "

Zeynep o gün ilk defa içten bir şekilde güldü. " Gidip bir bakayım babama. "

Esma hanım kızının arkasından seslendi " He.. git bak bakalım.  Babasının kızı ne olacak. Hep baban haklı zaten . Bizim yüzümüze bakan yok.."

Zeynep gülerek kaşlarını çatıp annesine cevap verdi ." Abartma anne ya "

Odaya girdiğinde çamaşırlarla cebelleşen babasını görünce küçük bir kıkırtı  çıktı dudaklarından.

" Kolay gelsin baba"

Murat bey esefle iç çekti. " Hoşgeldin kızım.  Sorma bu anan beni şekilden şekile sokuyor. Biri görse adım  hanımköylüye çıkacak "

Zeynep gülmemek için dudaklarını büzdü. Babasının yanına oturup bir kazağı katlamaya başladı.

" Zaten öyle değil misin ?"

Murat bey yalancı bir kızgınlıkla kızına baktı.
" Öyleyim ama bu ailemizin içinde bir sır olarak kalacaktı unuttun mu ?"

Genç kız dudağını dişleyip başını salladı.

********

Yapılan kahvaltının ardından Zeynep yıllardır girmediği  odasına girdi. Eve taşınmadan boyası yenilenmiş eşyaları yine aynı şekil kurulmuştu.

Herşey eskisi gibi görünse de çok farklıydı. Boğulacak gibi hissetti bir an. Odasındaki balkonu açıp nefes almak istedi. Balkona çıkıp demirlere tutundu.  Başını gökyüzüne doğru  kaldırıp derin bir nefes aldı.

Yumduğu gözlerini usul usul açıp etrafta gezdirdi bakışlarını boş boş.Karşı kaldırımdaki bakkalda takılı kaldı . O an yine göz göze geldi ona bakan adamla.Yine eski günlerdeki gibi hiç beklemediği anda karşısına çıkıp duracaktı demek ki.

Gözleri iradesini dinlemeden özlem gidermek için bakıyordu sanki. Göz temasını kesen Yavuz oldu.

Yavuz Kınalıyı gördüğü andan beri kendinde değildi. Ayakları ezberlediği yolu geçmiş Bakkal Devranın dükkanına getirmişti onu. Gayri ihtiyari karşıdaki balkonu izlemeye başladı.

Bakkal Devran kapı önünde oturuyordu.
" Selamun Aleyküm  Devran abi nasılsın?" diyerek ortaya bir lakırdı attı.

Devran selamı alıp dertlerini anlatmaya koyuldu. Yavuz perdenin hareketlenmesiyle kalbinin hızlanmasına mana veremeye dursun beklediği balkonda ay gibi parlıyordu. Başını gökyüzüne kaldırmasını hayran  hayran izledi. Sonra etrafta gezinen o güzel gözler; gözlerini buldu.  

Bu kızdan nefret etmesi gerekiyorken bakışlarını bile başka yöne çeviremiyordu. Tam o anda Merve geldi selam vererek.

Bir an bakışları Merveye kaydı. Sonra tekrar balkona baktığın da Kınalı hiç yokmuş gibi kaybolmuştu.

Merve geçen sene eşiyle  şiddetli geçimsizlikle ayrılmış baba evine geri dönmüştü. Mahkemesi hala sürüyordu.

Yavuzun  selamını kuruca almasına bozulsa da hal hatır sormaya devam etti. Yavuz geçiştirir tarzda birkaç cümleyle bakkal Devrana selam verip çekti gitti yoluna.

*******

Esra nine oturduğu yerde tesbihini çekerken İsmail dede Selimin küçük oğluyla sohbet ediyordu.

Kapı şiddetle çalmaya başlayınca karı  koca birbirlerine baktılar. Küçük İsmail koşarak gidip kapıyı  açtı.

Gelen Fatihin küçük kızı Ebrardı. Nefes nefese ninesinin yanına vardı.

" Nene Esma teyzeler dönmüş mahalleye. "

Esra nine ve İsmail dede göz göze geldiler . İsmail dede kaşlarını kaldırıp " Olmaz gayri . Uğraşma hanım " der gibi baktı.

Esra nine başını yana eğip sallandı  " Oluurr, Çok güzel olur . Hele bir işin aslını öğrenelim de " dedi .

İsmail dede omzunu silkip zorlukla kalktı oturduğu yerden. " Bu iş çok derz götürür hanım. Seni çok yorar " dedi.

Esra ninenin elinden uçan da kaçan da kurtulamazdı." Sen içini ferah tut bey. Zorsa başarırız imkansızsa biraz zaman alır " diyerek keh kehledi. 😁 (ya yerim seni )

Esra nine ne etcek acep hım? 😁😁

Ben Aşkı Ölümsüz BilenlerdenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin