⚓24⚓

317 53 7
                                    


Filika geminin tepesine ulaştığında Jimin hızlıca aşağı inip ana güverteye doğru ilerledi. Gitmeden önce sıkıca tembihlediği isminin Sam olduğunu öğrendiği tayfanın yanına geldi.

"Jungkook nasıl?"

"Kaptan siz gidince yatağından çıkıp yanımıza geldi. Bir şekilde tekrar odasına götürmeyi başardık ama yaralarına bakmamıza izin vermedi. Onu kontrol etseniz iyi olur."

Jimin tayfanın mahçup halini görünce bir şey demedi. Sevgilisine kızmıştı. Nasıl olur da yaralarını unutup ayağa kalkardı?

Yönünü Jungkook'un odasına çeviri. Hızlı adımlarla kapıya ulaştı. Kolu yavaşça aşağı indirip içeri girdi. Jungkook hızlıca kafasını kaldırıp kapıya baktı. Sevgilisinin sonunda geldiğini görünce mutluluğu bütün yüzüne yayılmıştı. Kaptan sevimli görünüyordu. En az annesine kavuşmuş bir çocuk kadar sevimliydi şu an.

"Sevgilim. Gel buraya. Seni çok özledim."

Jimin onun sözlerini duyduğunda aklındaki her şeyi unuttu. Korsan kralı seçilmesini, savaşı, onu azarlaması gerektiğini bile unuttu. Yüzüne en güzel gülümsemesini yerleştirip üstündeki fazlalıklardan kurtuldu. Jungkook'un yanına yatmadan önce kollarını onun beline sardı. Kafasını da sağlam olan omzunun hemen üzerindeki alana yerleştirdi.

"Ben de seni özledim."

Jimin'in gözleri kendiliğinden kapanmıştı. Hayatında bundan daha huzurlu ve mutlu olduğunu hatırlamıyordu. Sevgilisinin kolları onun en güvenli bölgesiydi.

Jungkook kollarını küçük sevgilisine sarmak, kokusunu derince içine çekmek istiyordu. Yaralı olduğundan dolayı bunu yapamamak onu çok üzüyordu. Diğer kolunu yavaşça karnına getirdi ve Jimin'in koluna tutundu. Kafasını sol tarafına çevirip burnunu kısa olanın saçlarına gömdü. En sevdiği lavanta kokusunu derince içine çekti.

Bir süre öylece birbirlerinin kokularını soludular. Sessizliği Jungkook'un sesi bozdu.

"Sen de bir koku alıyor musun? Bir şey kokuyor." Kafasını Jimin'in saçlarından çekip havayı kokladı. Kaşları hafifçe çatılmıştı.

Jimin yaslandığı omuzdan kafasını biraz kaldırdı ve etrafı kokladı. Hiçbir koku alamıyordu. Merakla Jungkook'a baktı.

"Hayır. Ne kokusu?"

Jungkook kafasını tekrar ona çevirdi. Yüzünde çapkın bir gülüş vardı. "Yanan kalbimin kokusu."

Jimin tatlı bir kahkaha atarken eliyle ağzını kapattı. Kafasını tekrar eski yerine koydu. "Sana böyle şeyleri öğrenme demiştim."

"Elimde değil. Seni çok seviyorum."

Jimin burnunu sevgilisinin boynuna iyice yaklaştırıp mırıltıya benzer sesler çıkardı. Bu onu onayladığı anlamına geliyordu.

"Konsey oldukça iyi geçti. Hepsi kabul etti ve hazırlıklar başladı. Seçim de yapıldı. Bu yıl da korsan kralı sensin." Jimin'in yüzünden ne kadar gurur duyduğu anlaşılıyordu.

Jungkook son duyduklarına şaşırmıştı. "Gerçekten mi?"

"Evet. Kim Taehyung sana oy verdi."

"Kim bilir aklından neler geçiyordu."

Jimin Jungkook'un yaralarını gördükçe kötü hissediyordu. Buna bir çözüm bulması gerektiğini düşünüyordu.

"Jungkook. Senin Rohan'a gitmen gerekiyor. Yaralısın. İyileşene kadar orada kal."

Jungkook duyduğu sözlerle hafifçe sinirlenmişti. Jimin böyle bir şey yapacağını nasıl düşünebilirdi, anlamıyordu.

"Hiçbir yere gitmem gerekmiyor. Seni savaşın ortasına bırakıp gitmemi mi bekliyorsun? Üstelik seni buna sürükleyen kişi ben olmama rağmen."

Kara İnci   ⚓   JiKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin