⚓2⚓

697 90 13
                                    


"Kara İnci'ye hoşgeldin Park Jimin!"

Jungkook kasaranın korkuluklarına dirseklerini yaslayıp Jimin'in yüzüne bakmaya devam etti.

Jimin de yüzündeki sinirli ifadeyle kendisini izleyen adama bakıyordu. Daha sonra aklına gelen şeyle, "Sen şu her yerde aranan korsansın değil mi?" diye sordu.

Jungkook sırıtarak konuştu. "Ta kendisi, ama ben kaptanı tercih ederim, ve sen de artık benim tutsağımsın."

Jimin ona göz devirirken, "Ne kadar istiyorsun?" diye sordu.

Jungkook kaşlarını çattı. Elleriyle etrafını göstererek, "Sence benim paraya ihtiyacım var mı? Hangi korsanda böyle gemi gördün sen?" diye sordu.

Jimin şaşırmıştı. Aslında gemi gayet güzel ve temizdi. Düşündüğünün aksine pis ya da eski değildi ama bu para istemediği anlamına gelir miydi, bilmiyordu. Ayrıca daha önce hiç korsan görmediği için de yorum yapamayacaktı.

"O zaman benden ne istiyorsun?"

"Özgürlüğümü! Fakat senden değil. Babandan."

Jimin şimdi anlıyordu. Özgürlüğüne karışılık onu babasına geri verecekti. Aslında bu pek sorun değil gibiydi. Babası 'evet' diyecek ve bütün yakalama kararlarını kaldıracaktı. Daha sonra da evine geri dönebilirdi. Hem o kızdan da kurtulmanın bir yolunu bulmuş olurdu. Pek de kötü bir fikir değil gibiydi.

"Tamam. Babam bunu kabul edecektir. Beni ne zaman geri götüreceksin?"

"Karaya bir dahaki çıkışımızda bırakabilirim istersen. Tabi yakalama emri kaldırıldıktan sonra."

Jimin bu habere sevindi. Heyecanla, "Gerçekten mi? Peki bir daha ne zaman karaya çıkacaksınız?" dedi.

Jungkook sinsice sırıttı ve elini düşünürmüş gibi yaparak çenesine koydu. "Hmm. Bir hafta içinde Rohan'a gideceğiz. Orada da bir hafta falan kalmamız gerekir. Daha sonra tekrar yola çıkıp belki Agros'a dönebiliriz ama bu da en az iki haftamızı alır Bay Park."

Jimin duydukları karşısında sinirden deliye dönmek üzereydi. "Sen ne saçmalıyorsun gerizekalı!"

Jungkook duyduklarıyla kaşlarını çattı. "Gerizekalı mı?" Şimdi de yüzünde sahte bir hüzün hakimdi. "Kalbimi kırıyorsunuz Bay Park. Oysaki size en güzel odalardan birini ayırmıştım." Tek kaşını havaya kaldırırken, "Demek ki siz mürettebatımla birlikte sintinede kalmak istiyorsunuz?" diye sinsice sordu.

Jimin gözlerini korkuyla açarak, "Sintinede mi?" diye sordu. Karanlık ve dar yerlerden nefret ederdi.

Jungkook küçük bir kahkaha attı. "Ne o? Yoksa özür mü dilemek istiyorsun?"

Jimin bu cümle karşısında yutkundu. Onlarla birlikte o daracık yerde kalamazdı ama özür de dilemek istemiyordu. Neyseki Yoongi onu bu dertten kurtarmıştı.

"Kaptan, bir an önce Rohan'a doğru yola çıksak iyi olur." dedi ve Jimin'e bakıp sırıtarak, "Yolumuz uzun." diyerek cümlesini bitirdi. Havalı ve korkutucu olmaya çalışıyordu. Tabii olabildiğince...

"Haklısın Yoongi." Jungkook kasaradan aşağı indi. "Hoseok! Misafirimiz için odamın yanındaki odayı hazırlayın ve ona kuralları anlatın." Gözlerini Hoseok'tan çekip Jimin'in gözlerine baktı ve arkasını dönüp odasına doğru ilerlerken son kez konuştu. "Ne de olsa uzun bir süre bizimle kalacak."

Jungkook odasına girdiğinde Yoongi de ikinci kaptan olarak dümenin başına geçti ve mürettebatına, "Yelkenler fora!" diye komut verdi. Görevli tayfalar yelkenleri açtıktan sonra gemi yavaşça ilerlemeye başlamıştı.

Kara İnci   ⚓   JiKook Where stories live. Discover now