⚓8⚓

541 84 13
                                    


"Kara göründü! Yelkenleri indirin!"

Jimin dışarıdan gelen sesleri duyuyordu. Dün yaşadığı olaydan beri odadan dışarıya çıkmamıştı. Şimdi de seslere bakılırsa İlirya'ya gelmişlerdi. Bu gemidekilerle birlikte yalnız başına kalmak istemiyordu. Bu yüzden Taehyung'a onunla gelip gelemeyeceğini soracaktı. Oun kendisine zarar veremeyeceğini biliyordu.

"Filikayı hazırlayın!"

Jimin Taehyung'un sesini duyunca dışarı çıktı. Taehyung güvertede durmuş adamlarına emir veriyordu. Jimin karşısında İlirya adasını görebiliyordu.

"Oraya tek başıma gideceğim. Eşyalarımı filikaya koyun."

Hızlıca Taehyung'un yanına gitti. "Ben de seninle gelmek istiyorum."

Taehyung ona doğru döndü. "Benimle mi gelmek istiyorsun? Neden seni götüreyim?"

"Burada tek başıma kalamam. Lütfen ben de geleyim. Hiçbir sorun çıkarmam. Gerçekten!"

Taehyung tek kaşını kaldırırken yavaşça, "Pekâlâ" diyerek onu onayladı.

İkisi birlikte dikkatlice filikaya bindiler. Taehyung kürekleri eline alarak yerine yerleştirdi. Sonra kürek çekerek filikayı adaya doğru ilerletti.

"Şimdi gerçekten o adamın kalbini mi bulmaya gidiyorsun?"

"Evet. Kalbi bir sandıkta duruyor. Sandığın anahtarı ise onda. O anahtar olmadan sandık açılmaz."

"O zaman anahtarsız bir sandık ne işine yarayacak? Anahtarı nasıl alacaksın ki?"

Taehyung bıkkınca bir nefesi dışarı verdi. "Sence de biraz fazla meraklı değil misin?" Daha sonra tekrar konuşmaya başladı. "Delice bir planım var. Ve benim bir sözüm vardır, bilir misin: Deli olmasaydım hiçbir işe yaramazdım."

Jimin gözlerini devirdi. "Onu bilemem ama belki şu konuda hemfikir olabiliriz: Deli olduğun..."

Taehyung adaya varınca kürekleri bıraktı ve filikadan indi. Jimin de onunla birlikte indi ve onun filikayı kumlara doğru çekmesini izledi. İşi biten Taehyung haritasını ve pusulasını eline alıp incelemeye başladı. Jimin de etrafa bakıyordu. Çok güzel bir adaydı. Masmavi suları ve kumsalın ilerisinde başlayan yemyeşil ağaçları vardı. Kuş cıvıltıları duyabiliyordu. Bu onu çok mutlu etti. Uzun zaman sonra karaya ayak basmıştı. Yüzündeki tebessümle ayaklarının üzerine oturup yerdeki kumlardan bir avuç aldı. Sonra da yavaşça yere bıraktı. Ellerini çırpıp ayağa kalktı ve önündeki korsana baktı.

Taehyung hala elindeki harita ve pusulayla sandığın yerini arıyordu. Bunun için uzunca bir yürüyüş gerekiyordu. Jimin bakışlarını yan tarafa doğru çevirdiğinde uzaktan birisinin yürüdüğünü farketti. Emin olmak için gözlerini ovuşturdu, daha sonra tekrar baktı. Yürüyen kişi biraz daha hızlanmıştı. Jimin de Taehyung'a doğru adımladı.

"Taehyung!"

Taehyung kafasını haritadan kaldırmadan, "İşim var Jimin, sonra." diye cevapladı onu.

Bakışlarını uzaktaki adamdan çekemeyen Jimin tekrar konuştu. "Birisi buraya geliyor." Bakışlarını tekrar ilerideki adama çevirdi. Onun hızlandığını görünce aceleyle, "Hem de koşarak geliyor!" diye bağırdı.

Taehyung anında kafasını kaldırdı. Şimdi o da gelen kişiye bakıyordu. Adam onlara biraz daha yaklaşınca Taehyung şaşkınca, "Kim Namjoon?" dedi.

Namjoon nefes nefese onun yanına geldi. "Bir işler çevirdiğini biliyordum!"

"Hah?" diye saçma bir ses çıkardı Taehyung.

Kara İnci   ⚓   JiKook Donde viven las historias. Descúbrelo ahora