*37*

128 15 10
                                    

     *(BUĞRA'NIN AĞZINDAN.)*

      Kütüphanede Esila'ya söylediklerim onu fazlaca mutlu etmişti. Evet, onun mutlu olması beni mutlu ediyor ama bu çok farklı bir mutluluk. Esila... O çocuğu seviyor.

      Ben buna göz göre göre izin verecek miyim? Yapacak başka bir şeyim yok. Bir yanım onunla konuşma diyor, Esila'yı kendine aşık edebilirsin diyor ama diğer yanım o çocuktan intikam almam gerektiğini söylüyor. Aklım ve kalbim arasında kalmış bir şekilde sinirle çocuğu izliyordum. Sanırım tüm ders böyle geçecek.-(Çocuk dediği anonim!)-

         Acaba Esila şimdi ne yapıyor? Lavabo bahanesi ile sınıftan çıkıp yanına gidebilirim. Ama olmaz! Onu teneffüste olacaklardan önce görmek istiyorum. Çünkü sonra ya beni ya da şu pis pis sırıtan çocuğu hayatından çıkarmak isteyebilir. Olmaz! Buna izin veremem. Ben ondan uzak duramam.

        Belli ki Esila beni dövenin bu çocuk olduğunu bilmiyor. Bu gereksizde şu an ona söyleyemiyor. Ancak ben  Esila'ya anlatmadan, kim olduğunu söylemden başka bir şekilde öğrenmesini sağlayabilirim. Teneffüste bu işi halledeceğim.

       Bu iki defadır gelip istediği gibi önümü kesip eşkıya gibi davranıyor. Ancak ben hiçbir şey yapmadan öylece onu izliyorum. İşte şimdi elime düştü. Esila var ortada. Belki başka şeyler de söylersem Esila ondan nefret edebilir, sonra bana gelir. Böylelikle hem intikamımı almış olacağım hemde Esila'yı.😚 Bana bulaşmayacaktın oğlum sen. 😂

        Sonunda teneffüs zili çalmıştı. Gereksiz arkadan bana bakıyordu. Bu teneffüs onu yapacağımdan haberi yok tabii. Hızlı adımlarla kütüphaneye çıktım, arkamdan beni takip ediyordu. Birden kolumdan tutup beni durdurdu.

        "Ne yapıyorsun sen lan? Esila kütüphanede!" İçimden sağlam bir kahkaha attım.

       "Onu oradan çıkaracağım. Sen yürü." Yüzümdeki bu bantların hesabını ödeyeceksin, yürü.

      Ben kütüphaneye girince o kapının önünde kaldı. Salak çocuk.😏 Hızla Esila'nın yanına gittim. Kız arkadaşlarıda yanındaydı. Erkek arkadaşları kantine inmişlerdi. İşte bu iyi bir şeydi.

       "Esila, müdür bey sizi odasına çağırdı. Aşağıda bir öğrenci bana söyledi. Hepinizi." Gökçe tek kaşını havaya kaldırıp bana baktı.

       "Neden?" Omuz silktim.

       "Bende bilmiyorum. Aşağıda bir öğrenci söyledi bana da." Esila kafasını salladı.

       "Tamam, teşekkür ederiz Buğra." dedi ve önden çıktı. Arkasından da Gökçe, Ahsen ve Naz.

      Kütüphanede iki-üç öğrenci vardı. Onları da dışarı çıkardım. Ve gereksiz içeri teşrif etti.😏

        Ellerini göğsünde birleştirip bir kitaplığa yaslandı. Ben az bir şey açık bıraktığım kapının karşısına geçtim. Esila gelince göreyim diye.😉

      "Hayırdır Buğra?" Göz devirip kafamı sola yatırdım.

      "İki defadır beni dövenin sen olduğunu biliyorum. Bana hesap vermek zorundasın!" Kahkaha attı. Hayır yani komik bir şey mi söyledim.
     "Bak eğer canın dayak istiyorsa söyle. Beni uğraştırma."

     "Sen çok değiştin, önceden böyle degildin!"

     "Sanane lan! Sana mı hesap vereceğim. İster değişirim ister aynı kalırım. Sanane?" Kapıya baktım, gelen yoktu. Müdür onları çağırmamıştı, bu yalandı. Onları çıkarmak için.

⭐İYİ OLDU GECELER⭐ TEXTİNG✔Where stories live. Discover now