*28*

143 16 20
                                    

        "Ben ne yaptım, ne günah işledim de böyle bir zamanda sevmeyi başardım? Bunca zaman gözümün önünde... Her şeyi geçin ben asla böyle bir şeyi düşünmemiştim. Ben ve Doruk... Bu kadar büyük günah işlemiş olamam. Resmen bunca zaman sonra ona farklı bir şekilde baktım, ilk günden beni sevdiğiyle tanıştıracak. Kim lan..."

       "Kanka bir dur! Düşünemiyorum şu an. Biliyoruz zor bir durum fakat bekle çözüm yolları bulalım."

      Ahsen, yanında bacaklarını kendine çekip oturan Gökçe'ye döndü. Aynı zamanda ayağa kalktı. "Pardon ama ne düşüneceksin? Çocuk sizi tanıştıracağım dedi, yapacak bir şey yok." dedi yüksek sesle. Bizde kalktığımız sırada Ahsen direkt kapıyı açıp çıktı. Adım atacağım sırada Naz bileğimden tutup durdurdu. "Üzerine gitmeyelim. Kötü bir şey yapmadığı sürece sadece izleyelim." dedi endişeli ses tonuyla. Kafa sakladım, haklıydı. Eğer üzerine gidersek Doruk öğrenirdi. Ve tabii diğerleride. 😨

       Sınıfa girdiğimizde Ahsen, Bahadır'ın yanında oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Hızla adımlarımızı o yöne çevirdik.

      "Kim olduğunu biliyor musun?" diye sordu Ahsen Bahadır'a. O an ne konuştuklarını anlatmıştık. Doruk'un bizi kiminle tanıştıracağını soruyordu.

       "Bilmiyorum maalesef minik kuş. Bende sizinle öğreneceğim. Ama büyük ihtimalle kız arkadaşı olur. Demek ki sevgili yapmış." Tabii Bahadır'ın haberi yok ve böyle pat diye konuştu. Ahsen bir şey söylemeden hoca sınıfa girdi. Ders 'edebiyattı'. Hoca sürekli Bahadır'la uğraşırdı, bu nedenle Bahadır hocadan pek haz etmezdi.

     "Günaydın sınıf... Ve tabii ki pembe pardon turuncu saçlı Bahadır'cım." Sanki bizden bağımsız. Bu hoca ne yaşıyor içinde, biri bana söylesin?

     Yerlerimize yerleşince Gökçe bana döndü. "Aklıma bir şey geldi kanka. Anonimin Buğra olup olmadığını teneffüste öğreneceğim." son kelimesiyle göz kırpmıştı. Merakla ona bakmaya başladım. "Nasıl?" Saçlarını arkaya savurup dik bir şekilde oturdu. "Görürsün, şimdi derse odaklan."

      Gelde odaklan! Önce pimi çekilmiş bombayı kucağıma atıyor sonra bekle diyor. Olmaz ben dayanamam.

      "Bu ders serbestsiniz. İsteyen test çözsün, isteyen kitap okusun. Boş oturmak yok. Hadi hadi!" Alkışlayınca irkildim. Hemen bir Gökçe'nin önündeki testi önüme çektim. Yalnızca izliyordum. "Esila, sen Buğra'nın yanına gel. Oğuz sende Gökçe'nin yanına geç. Esila'yı biraz önde görmek istiyorum." Hayır!!!! Olmaz ben orada oturamam. Oğuz başımın dibinde öylece bana bakıyordu. Arkamdan çantamı alıp kalktığı yere yani Buğra'nın yanına koydu. Tekrar yanıma gelip kalkmamı bekledi. O an nasıl ayağa kalktığımı, nasıl o sıraya adımladığımı hiç bilmiyorum.

      Yanına oturunca bana kocaman ve sıcak bir gülümseme bahşetti. Bense donuk bir şekilde suratına bakıyordum. Önüme dönüp biraz önce Gökçe'nin önünden aldığım test kitabını açtım. Ben asla odaklanamazdım, bu durumda asla olmaz.

      Testin sayfasını karalamaya başladım. O sırada geçen yıl gözümün önünde dün yaşanmış gibi canlanıyordu.

     *Benim Buğra'ya aşık olduğumu sanmam, derslerde hep onu izlemem, dersler yetmezmiş gibi teneffüslerde de gölgesi olmam... Ben ona böyle bağlanmışken onun karşıma sevgilisi ile çıkması. O biliyordu. Onu beğendiğimi anlamıştı ve bunu bilerek yapmıştı. Ama onu bırakmama yetmemişti, maalesef. Ben salak bir kızdım!*

        Dönüp Buğra'yı incelemeye başladım. Beyaz teni, kahverengi gözleri herkesten çok ona yakışıyordu. Uzun kirpikleri beni kendilerine hayran bırakıyorlardı. Hafif dağınık saçları alnına dökülmüştü. Her şeyi ile kusursuzdu.
Ellerini saçlarına daldırınca hemen kendimi toparlayıp önüme döndüm.

⭐İYİ OLDU GECELER⭐ TEXTİNG✔Where stories live. Discover now