31.Bölüm: "Karanlık."

2.5K 341 134
                                    

Merhaba güzel yıldızlarım ⭐️

Yukarıda ki müziği açalım, ışıklarımızı kapatalım ve perdelerimizi açıp, camın kenarına geçelim.

İNSTAGRAM: @emircaanseker TAKİP EDEDEBİLİRSİNİZ. ORADAN BANA ULAŞABİLİRSİNİZ.

Lütfen okuyup, oy vermeden geçmeyin. 🥺

Unutmayın biz "Gökyüzüne sığınacağız."

İyi okumalar, beyler ve prensesler. 🔮

 🔮

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

31.Bölüm: "Karanlık."
"Her karanlığın sonunda, bir ışık vardır..."

***

Gerçekten, bir insanın her şeyini kaybetmesi bu kadar kolay mıydı? Ellerinizin arasından, hayatınızdan bir şeylerin veya birilerinin çekilip, zorla alı konulması? Hayallerinizin, hislerinizin, duygularınızın, sevdiklerinizin... Her şeyin ve herkesin bu kötülüklerle dolu dünyaya teslim olması. Başka bir şans bırakılmaması ve tüm kötülüklerin gelip sizi bulması, kaderin bir cilvesi mi? Yoksa hayatın kötü eşşek şakalarından biri mi? Eğer bunlar şakaysa hiç komik değil. İnsan kaderini kendi çizebilmeli. Ve ben kendim için bu kaderi çizmediğime eminim. Bu kadar kötülüğü bir araya toplayacak bir kalemim yok. Kalemler bile dayanamaz ki bu kadar çirkinliğe. Vefasızlığa, vicdansızlığa soyunmuş bir insan sanatçı olabilir mi ki? Eline kalemi, fırçayı alıp sağa sola sürebilir mi? Bir şeyler karalayabilir mi? Bence yapamaz... En azından ben olsam yapamazdım.

Son hatırladığım şey, yolun orasında bulanıklaşan gözlerim; titreyen ellerim ve tutmayan ayaklarımdı. Sonrasında tek hatırladığım karanlık... Çok karanlık. Korkuyorum. İlk kez karanlıktan korkuyorum. Geceleri sığındığım yıldızlar yok bu karanlıkta, bu başka bir karanlık. Üstü kapalı bir kuyunun en dibindeyim sanki. Dibe batmışım ve çıkabilmek için çırpınmıyorum. Çırpınacak takatim de yok zaten. Derindeyim ve kapana sıkışmış bir haldeyim. Duvarlar üzerime geliyor. Tutunup kendimi çekmeye çalışıyorum, pürüzlü taşlar ellerimi kesiyor. Canım yanıyor ve kendimi tekrar yerde buluyorum. Hatta daha da derine düşüyorum. Denedikçe, çırpındıkça bulunduğum karanlık adeta bir bataklığa dönüşüyor ve daha da derine batıyorum. Rüyamın içerisinden tekrar bir rüyaya uyandım. Bir yerde yatıyorum, etrafım ağaçlarla çevrili. Dalların arasından gökyüzüne bakıyorum. Ve bu sefer, bu sefer yıldızları görebiliyorum. Karanlıkta olsa yıldızlar oradalar. Ellerini uzatıyorlar bana tutunup kalkmam için. Ve ben şansımı kullanmak zorundayım.

Ellerimi gökyüzüne uzattım ve sanki yıldızlar da bana uzandı. Tuttular ellerimden ve kaldırdılar. Etrafıma baktığımda hayretler içerisinde kalmıştım. Sağımda annemin mezarı, solumda ise babamın. Ben tam ortalarında yatıyormuşum. Öylece sağıma soluma baktım defalarca. Biraz doğruldum ve saçlarımdaki toprağı temizledim. İki elimide kaldırıp, mezar taşlarına koydum.

SİL BAŞTAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin