12° +18

5.4K 92 16
                                    

Bölüm cinsellik içermektedir. Rahatsız olanlar okumasın portakallarım. 🧡

Uzun zamandır sevgili olan iki kızın günleri çok özel geçmişti. Ara ara atışmalar olsa bile onlar başarmış, üniversitenin bir yılını daha geride bırakmışlardı. Bu süre içinde Derya ve Arzu ilede konuşmaya yeniden başlamışlardı.

Derya yaptığı hatanın farkına geçte olsa varmıştı. Ve arkadaşını mutlu görmek onu mutlu etmişti. Buzların erimesi ise herkese çok büyük güç vermişti. Arzu sevgilisi ile mutlu bir kızdı ve ciddi düşünüyordu. Derya ise yeni bir ilişkiden ayrılmıştı.

"Yoruldum."diyerek kendini koltuğa atan turuncu saçlı kız ayağındaki topuklu ayakkabıları güçlük ile çıkarıp bir kenara attı. Üzerindeki mini elbise kendini öylece atmasından ötürü biraz daha yukarı çıkmış, beyaz bacakları kırmızı elbisenin altında daha cezbediciydi.

Açelya, peşinden içeri girdiğinde manzara karşısında sesli bir şekilde yutkundu. Gözleri bayram ediyordu adeta sevgilisi sayesinde. O bacaklara ilişkilerinden beri kaç kez öpücük bırakmış olsada her defasında daha çok istiyordu.

"Neden orada dikiliyorsun?"diye yorgun bakışlarını, renkli göz kapaklarının altından belli etti. Bir arkadaşlarının doğum günü partisi vardı akşam ve kurtlarını iyice bir dökmüşlerdi.

Mavi saçları o kadar eğlenceden ötürü dağılmıştı ve eliyle geriye doğru itti. Üstündeki siyah, dar elbisesi ve mavi saçları ile diğer kızdan farklı değildi. Ezgi'de onu büyük bir beğeni ile süzüyordu koltuğa geçtiğinden beri.

"O kadar güzel gözüküyorsun ki, gözlerim kamaştı."dedi Ezgi'nin zorla sürdüğü ve geceye doğru uçan kırmızı rujlu dudağında dilini hafifçe yaladı.

"Beni çıldırtmak ister gibi bakıyorsun Açelya."

"Çıldırmak ister misin?"diye davetkar bir şekilde sordu. Ezgi gülümseyerek ayağa kalktı. Gün boyu topuklular ile durmak bacaklarını çok yormuştu ama şu an sevgilisine adımlarken o yorgunluk uçup gitmişti.

Açelya, ona adımlayan sevgilisi ile elindeki çantayı koltuğa fırlattı ve ayağındaki topuklu ayakkabıları çıkardı. Ona yanaşan turuncu saçlı elini tuttu ve odalarına doğru gittiler.

Odaya girdikleri anda dudakları birleşmişti. Birbirlerinin dudaklarını dünyanın en güzel meyvesini tadar gibi emiyorlardı. Mavi saçlı, ellerini beyaz tenli sevgilisinin vücudunda kıyafet üzerinden gezdiriyor, ortamın ateşini daha çok yükseltiyordu. Elini arkaya atıp saçlarının altında gizlenen fermuarı aşağı çekti. Kırmızı elbisenin askılarından tutarak aşağı düşmesini sağladı.

Siyah iç çamaşırları ile karşısında dikilen beyaz tenliyi süzdü. Bunu sevgililer gününde hediye almıştı Açelya ona. Dudaklarını beyaz boyna değdirdi ve dudakları arasına aldı. Dişleri tenine geçirip ısırık bıraktığında, mavi saçları arasında onu kendine daha çok yapıştıran elleri hissetti.

Boynuna kelebek öpücükleri bıraka bıraka kendini izini aşılarken, elleri sütyenin sinir bozucu kopcasına gitti.

"En sinir olduğum şey."diye söylenirken Ezgi hafif bir şekilde güldü.

"O zaman ben hızlandırayım." Elleri ile sevgilisine itti ve yatağa düşürdü. Ardından ellerini geriye götürüp sütyenini açtı ve çıkardı. Oyunbaz bir şekilde elinde biraz sallayıp yere attığında Açelya yutkundu yeniden. Ellerini bedeninde aşağı doğru götürdü.

"Bu fazlalık değil mi sencede?"dedi cüretkar ses tonu ile. Açelya hemen ayağa kalkıp kendi üzerindekileri yırtar gibi çıkardı.

İki genç aşık çırılçıplak kalmışlardı. Sadece bedenleri değildi çıplak kalan, duygularıda aynı şekilde çıplaktı.

Açelya çok sevdiği dudaklara yeniden kapanarak, Fransız öpücüğünde devrim yaratmıştı. Kalpleri hızla atıyor, nefesleri karışarak kesiliyordu. Sonunda yatağa devirdiği sevgilisinin boynundan öperken küçük göğüslerini avuçları arasına aldı. Nefes nefese Açelya'nın dokunuşları ile kendinden geçen Ezgi, içten içe heyecanlıydı. Bu onların ilk seferleri değildi. Çoğu kez birlikte olmuş, bakireliklerini altın tepside sunmuşlardı. Fakat her seferinde ilkmiş gibi heyecan dolu oluyordu.

Mavi saçlı dudaklarını beyaz göğüslere indirdi ve minik öpücükler ile süsledi. Sağ göğsünün ucunu dudakları arasına alarak onu yoldan çıkarmaya başladığında, Ezgi bacak arasındaki bacağa doğru kendini itti. Sabırsızlığı ve heyecanı ile dağılmış sevgilisini fazla bekletmeden aşağı indirdi öpücükleri.

"Açelya..."diye inledi bacak arasında hissettiği dil ile.

Dudaklarına değen balı şehvet ile tadıyor gibiydi Açelya. Haz dolmuş iki beden, aşkın ateşi ile kavruluyordu.

Parmaklarını mücevher tenin içerisine itmeye başladığı andan itibaren ise kulaklarına en güzel melodi doldu. Daha fazlasını duymaya muhtaç gibi parmaklarını hızlandırması ise ona daha duygu dolu sesler veriyordu.

"Çok güzelsin Ezgi, çok."diyebildi kendinden geçmiş bir hâlde.

"Beni deli edecek kadar çok güzelsin."

Altındaki kız dayanılmaz bir zevk ile inliyordu. Sonunda mavi tutamları tuttu ve durmasını sağladı.

"Ben de istiyorum."diyebildi. Kız parmaklarını çekerek ayağa kalktı ve çıplak bedeninin üzerine ters şekilde çıktı. Bacak arasında turuncu saçlı sevdiği vardı. Eğilerek yeniden Ezgi'nin bacak arasında dilini ve parmaklarını kullanmaya devam etti.

Bu sefer Ezgi'de başını hafifçe doğrultup kendi dilini kullanmaya başladı eşsiz manzarada. Dudakları en güzel meyvenin tadına bakar gibi iştahlı bir şekilde emiyorken parmakları rahat durmadı ve içine itti. Mavi saçlıda dudaklarını kaldırıp bir inleme bıraktı.

Dakikalar sonra nefes nefese yatan iki beden birbirine sarmaş dolaştı.

"Her seferinde daha çok güzel oluyor gibi."dedi Açelya gülerek.

"Bana da öyle geliyor. Delirecek gibi hissettim."

"Biz bu gidişle mahvoluruz be güzelim. Senin nefesin bile beni benden alıyor."

"Açelya hanımdan romantik sözler hm? Bunu seviyorum. Seninle seviştikten sonra böyle güzel sözleri duymayı çok seviyorum. "

"Ben de seni seviyorum."

BENİ SEV|g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin