10°

1.5K 92 48
                                    

Saatler ona eziyet eder gibi geçerken o geldiğinden beri yatağında öylece uzanmış ağlıyordu. Yanında olmayan Ezgi yüzünden bu haldeydi ve yeniden onunla düzelmek istiyordu. Dilek ona açıl dediğinde ne diye gaza gelmiş ve kıza açılmıştı ki. Bu aşkı içinde tutması gerektiğini en başından biliyordu.

Dış kapının sesini duyunca hemen yorganı kafasına çekerek kendini soyutlamak istedi.

"Yemek yemediğini biliyorum. Hadi gel." Ezgi'nin nazik sesi onun daha çok ağlama isteğini artırıyordu. Hırsla yorganı atıp doğruldu.

"Beni rahat bırak Ezgi."

"Yemek ye dedim sana."

"Bundan sana ne? Ben sadece sana aşık zavallı bir arkadaşınım. Senin şu an sevgilin ile olman gerek hem."

"Umut benim sevgilim değil. Kalk ve bir şeyler ye. Gözlerin-" Derin bir nefes çekti. Kızın gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Açelya ağladığı zaman burnuda kızarırdı. Ezgi buna ilk defa şahit olduğunda çok tatlı bulmuştu.

"Minik burnun kızarmış."dedi ve hafifçe dokundu. Açelya kendini geriye çektiğinde ona kötü kötü bakıyordu.

"Açelya çocukluk yapma."

"Sana aşığım!" Ezgi eliyle boynunu okşadı ve etrafına bakındı. Sonra kaçacak yer olmadığını anlayarak yatağa oturdu.

"Bundan emin misin Açelya?"

"O liseye gelmemin en güzel yanı orada seni tanıyarak aşık olmaktı."

Kız şaşkınlık ile ona baktı. Liseden beri ona aşık olduğunu fark etmemişti bile. Tamam ara sıra ona bakan gözlerini görüyordu ama bunu başka bir yere hiç çekmemişti.

"Sen bu kadar yıldır içinde mi sakladın?"

"O gün Derya beni deli edince size açıldım ya hani. Sen yanıma gelince ben umudumu yeniden yeşerttim. Senin benden gitmeni düşündüğüm an hep korktum. Sen ne yaptın bugün? Seni öptüğüm için Umut ile gittin. Beni bu kadar hızlı bırakmanı kaldıramam." Göz yaşları akmaya devam ederken kız mavi saçlarını okşadı.

"Ağlama burdayım."

"Çünkü acıyorsun! Arkadaşına acıyorsun!"

"Açelya..." Saçlarını okşayan eli itip yatağın içine yeniden gömdü kendini.

"Ağlaman hoşuma gitmiyor Açelya ve ben senin gibi cesur değilim." Bakışlarını yere sabitleyerek devam etti. "Seni Arzu ve Derya'dan farklı bir yere koyduğumu biliyordum ama bunu kabul etmek istemedim. Arzuların  evinde o eşcinsel filmi izlediğimizde senin bakışlarının hep benim üzerimde olduğunu iyi biliyordum. Hatta o gece beraber yatarken benim uyuduğumu sanıp yanağımdan öptüğünüde biliyordum. Akın Hoca ile adın geçince içimin daralmasını ve bir sürü olayı hep biliyordum neden olduğunu ama ben senin gibi cesur değilim."

Yorganın altında kendi ile gerçekleri aktaran kız yüzünden kızaran Açelya mavi kafalı bir domates olmuştu resmen.

"Bana sırtını dönme. Eğer dönersen ben hep güçsüz olurum. Senin gibi cesur olmam için bana ses olmalısın." Kızın üzerindeki yorganı hızla çekip saçlarını okşadı ve altındaki kızın dudaklarına kapandı.

Açelya artık öldüğünü ve kendine melek diye Ezgi'yi verdiklerini düşünmeye başlamıştı çünkü kalbi çok hızlı çarpıyordu. Turuncu saçlı sevdiği bunu anlamış gibi elini onun kalbinin üzerine koyup dudaklarını ayırdı.

"Sakin ol. Sen bana lazımsın mavi kafa."

"E-ezgi çok genç değil miyim ölmek için?"

"Bunlar gerçek Açelya. Bana yardım et sadece. Mutlu olmamız için bana yardım et."

Hemen doğrulup sevdiği kıza sarıldı. Artık göz yaşları mutluluktan akıyordu.

"Sen gerçeksin." Hızla turuncu saçlara elini daldırdı  ve çekti. Kız çığlık atınca kahkaha attı. "Sen gerçekten gerçeksin Ezgi! Buna inanamıyorum."

"İnan deli kız, inan." Sonra heyecanlı kızdan ayrılıp ayağa kalktı ve elini tuttu.

"Yemek yemelisin." Elini tutup onunla mutfak gittiğinde sevinçten uçuyordu. Onun için dışarıdan getirdiği yemeği yerken Ezgi ona bakıyordu.

"Yönelimin hakkında konuşmak ister misin?" Bir psikolog edasıyla sorunca Ezgi güldü.

"Emin değilim doktor hanım ama sanırım biseksüelim. "

"Ben de lezbiyenim. Çok uyumlu bir çift olduk. Sevgili olalım bence."

"Açelya biraz yavaş. Bana önce zaman tanı lütfen."

"Ben seni iki yıl daha beklerim gerekirse."

"Nasıl aşık oldun bana?"

"Sen kimse gibi değildin. İnsanın gözü ruh eşini görünce yaptığı her şey daha güzel gözükür. Sıradan işlerin bile benim için çok büyüktü."

"Benim için burayı kazandın. Beni bu kadar çok mu seviyorsun Açelya?"

"Dayım kadar." Sevgisini bu şekilde belli etmek istedi. Çünkü onun hayatında dayısı çok özel bir yerdeydi. Tamam annesini çok seviyordu ama o ölünce onun her şeyini üstlenen dayısı olmuştu. Ona öyle kabarık bir sevgisi vardı ki, bunu anlatacak ne söz ne işaret vardı.

"O kadar mı çok?" Ezgi'de bu sevginin büyüklüğünü çok iyi biliyordu.

"O  kadar çok Ezgi."

"Teşekkür ederim."dedi ve ayaklanıp yeniden sarıldı ona.

"Psikoloğa sarılmak için izin alman lazım. Otur hemen yerine."  Gülerek onu yerine geri gönderdi. Sonra gözünde gözlük varmış gibi, "Peki sen bu kızı seviyor musun? Hani şu mavi saçlı olan deli kızı."dedi.

"Açelya'dan mı bahsediyorsunuz doktor hanım?" dediğinde onay alınca güldü.

"O kız çok deli birisi. Manyak gibi bir şey. Birde saçları mavi mavi." Durdu ve gözlerinin en içine baktı. "Gökyüzünü saçlarında taşırken, yıldızları gözlerine saklamış. Aşkım kalbine bir meteor gibi düştüğünde, kendi kalbimde kıyamet koptu resmen. Şu an bu kadar hızlı çarpıyor olduğuna göre ona karşı boş değilim. Hem de hiç değilim. Aşk diyebilir miyim bilmiyorum ama ben bu kızı hayatımda görmekten çok memnunum. Eğer gidecek olursa kalbim intihar bayrağını çekip hayata küsecek gibime geliyor. O yüzden onu seviyorum."

"Ezgi sen... Sen ne güzel konuştun öyle."

"Sana bakınca hep böyle oluyor işte. Şimdi sen söyle doktor. Ben bu kıza aşık olabilir miyim?"

Genç kız yutkunarak baktı o gözlere. Sonra iki kez öptüğü dudakları taradı. Ezgi o öpücükten iğrenmemiş ve gelip bu kez o öpmüştü. Bu bir işaret olabilir bence diye düşündü.

"Bence aşık değilsen bile o yola girmişsin Ezgi." Gözleri dudaklarında oyalanırken Ezgi güldü.

"İstiyorsan bakma. Bir şeyler yapmazsan sadece bakmak ile yetinirsin." Sandalyeyi geriye iterek kalktı ve bu gece için son kez kapandı o dudaklara. Huzur resmen onun dudaklarında hayat bulmuştu ve o kana kana içmekten çekinmiyordu.

Neler düşünüyorsunuz? 🧡

BENİ SEV|g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin