1.5K 86 18
                                    

2 yıl sonra

"Akşam yemeğe ne yapalım?" Kendini sandalyede geriye yasladığında Açelya güldü.

"Kahvaltıda akşam yemeğini düşünüyorsun."

"Okuldan gelince yorgun oluyoruz. Sonra ne yapsak diye saatlerce düşünüyoruz."dedi sitem ederek. Açelya onun bu hallerine bile aşıktı.

"Tamam bu akşam ben hazırlarım okuldan gelince. Ezgi Hanım üzülmesin."

"Ya sen bir tanesin."

Ankara'yı kazandıklarında hem de aynı bölümü resmen günlerce kutladılar bunu. 2. yıllarıydı burada ve kendilerine küçük bir ev bulmuşlardı kiralık. Bir salon bir odadan oluşan bu ev onlar için çok güzeldi. Aynı odada kalıyorlardı ve Açelya gece yatarken son, sabah kalkarken ilk onun yüzünü görmenin mutluluğunu taşıyordu içinde. Ama ona olan aşkı büyüdükçe bunu saklamak zamanla zor oluyordu.

Ezgi güzel bir kızdı ve çevresinde ona hayran kalan bir sürü erkek vardı. Zamanla güzelliği daha belirgin olan turuncu saçlısının etrafı dolarken o da geri kalmamıştı. Saçlarını tamamen maviye boyatmıştı. Kendisine dövme yapmakta istiyordu ama bunun için daha erken olduğunu düşünüyordu. Psikoloji bölümünün göze çarpan iki öğrencisi olmuşlardı.

Telefona gelen bildirim sesi ile dikkatini ona dikti.

"Umut mesaj atmış. Beraber gidelim diyor." Açelya'nın tüm morali düşmüştü.

Umut okulun popüler çocuklarından biriydi ve gözü Ezgi'deydi. Ezgi'de ona karşı boş değil gibi geliyordu Açelya'ya. Ama sorduğu zaman bunu kabul etmiyordu. Onların sevgili olmalarını düşünmek bile içine ateş düşürmeye yetiyordu. 

"Sen git o zaman. Ben de ortalığı toplar gelirim."

"Delirme Açelya. Çocuk arabası ile gelecek."

"İyi."

Beraber hazırlanıp dışarı çıktılar. Umut hevesle ona bakıyordu. Önde oturan başka bir çocuk hemen Ezgi'yi öne oturttu ve kendisi Açelya ile arkaya geçti.

"Merhaba ben Özkan."

"Açelya."dedi sadece ve bakışlarını cama çevirdi. Çocuk havada kalan elini geri çekip bacağının üzerine koydu. Umut ve Ezgi önde bir konu hakkında konuşurken buna katlanmak onun hiç hoşuna gitmiyordu.

Okula geldiklerinde Ezgi ve Umut içeri giderken o olduğu yerde kalıp arkalarından baktı.

"Bence git açıl artık kanka." Yanındaki ses ile irkilerek ona döndü.

"Dilek, şunu yapmayı kes."

"Ne var ya? Fazla korkaksın. Ben senin için konuşuyorum. Biraz daha geç kalırsan Umut kızı kapacak. Ya avucunu yalarsın ya da kızı kaparsın.

"Ezgi,ya benden giderse?"

"Ezgi senin yönelimini biliyor. Bu kadar endişelenme." Elinden tutup kendiyle beraber içeri sürükledi mavi kafalıyı.

Dersin olduğu yere geldiklerinde Ezgi'ye gülümsedi ve yanına geçti. Dilekte Açelya'nın yanına oturunca Ezgi kızın kulağına eğildi.

"Dilek ile ne iş? Yoksa flört mü ediyorsunuz?"dedi. Açelya buna bozularak somurttu.

"Hayır. O benim sadece arkadaşım ve benim çoktan aşık olduğum başka biri var."

"Gerçekten mi?"dedi şaşkınlık ile. Açelya'nın daha önce bir kıza aşık olduğunu duymamıştı. Merakla ona bakarken o sadece omuz silkti.

"Bana anlatacaksın bugün."

"Peki öğreneceksin."dedi.

Dersler bitince Açelya eve gideceğini söylemek istedi.

"Peki sen eve git. Benim eksiklerim var. Kütüphanede biraz çalışıp gelirim."dediğinde kız onu onayladı ve yanından ayrıldı. Akşam eve geldiğinde ona açılabilirim diye düşünüyordu. Okuldan uzaklaştığı zaman durdu.

"Hayır şimdi demem lazım."dedi ve geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Bir sürü kişiye çarpmıştı ama onun için önemli değildi şu an. Tek istediği Ezgiydi.

Kütüphaneye girdiğinde kızı buldu.

"Sen eve gitmedin mi?"dedi şaşırarak. Açelya kızın elinden tutup onu kitapların arasında tenha bir yere götürdü. Kimsenin haberdar olamayacağı bir yere geldi ve nefes nefese, "Sana kimi sevdiğimi söyleyeceğim."dedi.

Ezgi şaşkınlık ile ona bakıyordu. Neden bu kadar endişeli olduğunu sormak istiyordu ama nefesini bile zor alıp veren kızın kendine gelmesini bekliyordu.

"Ezgi ben seni seviyorum." Ezgi yutkunup gözlerini kaçırdı.

"Arkadaş olarak bende seviyorum."

"Benimki aşk!" Tıslaması ile Ezgi gözlerini devirdi.

"Hayır sen öyle sanıyorsun. Arkadaşlığımızı farklı algıladın bence. Sen  aşık değilsin." Açelya sinirle güldü ve kızın ne olduğunu anlamasına engel olarak onu kendine çekti. Dudakları kızın dolgun ve parlatıcı sürülü dudaklarına kapanınca, gözlerinide kapattı. Hareketsiz duran dudakları ile bekliyordu. Nefesi yüzüne çarpmaya başlayınca, birde geri itilmeyince dudaklarını aralayıp Ezgi'nin dudağını dişledi ve emmeye başladı.

Ezgi sonunda kendine geldiğinde onu omuzlarından tutarak itti. Nefes nefese onun gözlerine bakarken kafasını iki yana salladı. Bir şey demeden oradan koşarak çıktı.

Önüne düşen turuncu saçlarını sinirle geriye itti. Az önce olan şeyler hâlâ bedenini alev alev yakıyor, buna anlam veremiyordu. Elinin tersiyle dudaklarını çıkarmak istercesine sildi tekrar ve tekrar. 

Kütüphaneye gidip eksik çalışmalarını tamamlamak istemişti sadece. Onun orada olması bile garipti.

"Ahh! Lanet olsun sana!" 

Onların hikayesi bile bir garip başlamıştı. O gün  olması gereken yer farklı olsaydı eğer hiç tanışmamış olabilirlerdi. Ya da az önce olan öpücük hiç yaşanmamış olabilirdi.

Açelya ile yakın arkadaş olduğu zaman onun böyle bir şey yapacağını beklemiyordu. Tamam aslında bu ona kötü gelmemişti. Hatta o anı düşününce kalbi hızla çarpıyordu. Fakat o aralarındaki arkadaşlığı seviyordu. Bunun ötesi her şeye zarar verebilirdi.

"Ezgi, sen daha eve gitmedin mi?" Umut'un sesiyle kendine görünmez bir tokat attı.

"Ders çalıştım ama bunaldım."

"O zaman yemek yemeğe gidelim mi?" Şu an eve gitmektense onunla gitmek daha iyi gelmişti. Oraya geri dönüp eşyalarını topladı ve Umut'un arabasına binerek gitti. Açelya olduğu yerde sevdiği kızın o arabaya binerek gidişini göz yaşları ile izledi.

BENİ SEV|g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin