1.5K 85 18
                                    

O gün gelip çatmıştı. Herkesin içinde buruk bir sevinç vardı. Doya doya sohbete dalan kişiler arasında içi acıyan Açelya sadece Ezgi'yi izliyordu.

"Bitti ha?"dedi. Kendine kendine konuşur gibi hali vardı. Ezgi gülümseyerek yanına oturup, saçlarını okşadı. Açelya bu hareketi sık sık yapsın istiyordu.

"Bitti ama biten şey sadece lise. Bizim için her şey daha yeni başlıyor Açelya. Unutma aynı yere gideceğiz. Beni tek bırakmayacaksın."

"Asla. Sana söz veriyorum." Duygusal bir şekilde kollarını doladı aşık olduğu kıza. İçindeki kabarık duygular dışarı adım atmak istiyordu ama korkuyordu işte. Acı çekmeye razıydı ama Ezgi'nin ondan gitmesine dayanamazdı.

"Ne yapıyorsunuz burada? İçeri geçiyoruz." Derya ikisinin ellerini tutarak kaldırdığında itiraz etmeden okula girdiler. Belkide bu sınıfa son kez gireceklerdi. Bunun verdiği his ile sıralarına geçtiler ve içeri elindeki karneler ile giren öğretmenlerine baktılar.

"Evet gençler sizin yolumuz burada bitti. Umarım her şey gönlünüzce olsun olur..." Öğretmenleri uzun uzun cümleler kurup onlar ile vedalaştı. Haylaz öğrencilerini özleyeceğini çok iyi biliyordu.

Sıra karnelere gelince herkes tek tek aldı. Ezgi ve Açelya takdir belgelerine gülümseyerek bakıyorlardı. Daha doğrusu Ezgi karneye, Açelya ise ona bakıyordu. Kızların üçü son kez lavaboya gittiğinde o sınıfta kalmayı seçmişti. Camdan dışarı bakarken yan tarafında oluşan hareketlilik ile kafasını çevirdi. Kızıla boyattığı saçları ile gülümseyerek Açelya'ya bakan Sena elini kızın omzuna koydu.

"Çok belli ediyorsun." Açelya bu sözler ile gerilerek ona baktı.

"Anlamadım. Neyi?"

"Ezgi'ye aşık olduğunu." Genç kız hızla gözlerini sınıfta gezdirdi. Kimsenin onları duymadığından emin olunca omzundaki eli itip ona yanaştı.

"Ne saçmalıyorsun Sena?"

"Gerçekler ne zaman saçmalık oldu. Ona olan hislerini ben hissettim ama Ezgi hissedemedi."

"Sena ben-"

"Endişelenme kimseye bir şey demem, diyemem. Sadece kendini yıpratacağına değsin. Hayatını hetero bir kız yüzünden uçuruma sürükleme. Lise arkadaşlıkları fazla kalıcı sürmez. Nadir olur bunlar. Dikkat et. Son kez bunları demek istedim o kadar. Hayatında başarılar." Şaşkınca ona bakan kıza sarıldığında Ezgi içeri girdi. Ani bir kıskançlık duygusu bedeninde yeşerirken yanlarına gitti.

"Sena, merhaba." Samimiyetsiz çıktığını fark etti sesinin ama takmadı.

"Sanada Ezgi. Neyse dediklerimi unutma." Yanlarından gidince kızlar Açelya'ya baktı.

"Ne oldu?"

"Hiç vedalaştık sadece. Çıkışta bir şey yapıyor muyuz?" Ezgi bu duruma hafif kızmıştı ama belli etmeden kabul etti çıkışta bir şeyler yapmayı.

Kızlar bir kafede otururken Açelya  Ezgi'nin dediklerini düşündü. O kalıcı bir arkadaşlığı sadece Ezgi'den istiyordu. Tamam Derya ve Arzu iyi kızlardı ama kafaları pek aynı değildi. Oysa Ezgi öyle değildi. Sevdikleri çoğu şey aynıydı. Onu her an yanında görmek istemesi tek dileğiydi bu hayatta.

"Açelya daldın gittin yine. Hayırdır aşık mısın kız?"

"Bilmem belki."dedi şakaya vurarak. Ama Derya bunun altında bir şeyler aramak için çabalıyordu.

"Kime kapıldı bu gönlün? Çocuk nasıl biri bari? Yakışıklıdır umarım." Açelya hiç düşünmeden,

"Ya bir kızsa?"dedi. Derya'nın cevap hoşuna gitmemiş gibi kaşları çatılırken Arzu gülüyordu.

"Yoksa kızlara mı ilgin var Açi?"

"Arzu saçmalama. Açelya bizimle dalga geçiyor sadece."

"Ya gerçekse Derya?" Meydan okuyan bakışlarını ona diktiğinde karşılık olarak hoşnutsuz bakışlar aldı.

"Bir kızın bir kıza aşık olması yanlış Açelya. O yüzden bunun şakasını bir daha yapma." Açelya sinirlenmeye başlamıştı artık. Bu kızın tüm sene boyunca homofobik laflarına katlanmak onu üzüyordu.

Yeter dedi kendi içinde. Bir daha görüşmek istemiyordu bu kızla.

"Bu durum yanlış filan değil. Yanlış olan senin gibi cahillerin bizi hastalıklı görmesi. Evet ben lezbiyenim. Bir erkeğe karşı ilgim yok. Sadece kızlara karşı ilgim var. Bir daha görüşmemek üzere." Hızla oturduğu yerden kalktığında herkes şaşkındı.

Kimse arkadaşlarının bu itirafını beklemiyordu. Belki Ezgi'yide o masadan kalktığında kaybetmişti. Artık tek başına kalacaktı. Yine yalnızlığa bırakılmış bir kızdı o. Ağlayarak kendini bir parka attığında nefret etti her şeyden. Onu annesiz bırakan hayattan, ona nefret kusan babasından, dayısına yük olmaktan, arkadaşları olmamasından ve en çokta o an kendinden nefret etti. Neden sadece erkeklere aşık olan bir kız olamadım diye dizlerini dövdü. Belki öyle olsa babası ona kol kanat gerer miydi?

Ezgi onunla arkadaş kalırdı en azından. Şimdi ondan iğrenerek kaçacaktı. Aynı üniversiteye bile gidemeyecekti değil mi onunla?

Bunları düşünürken gözlerinden yaşlar akıp duruyordu. Birden omuzunda bir el hissetti. Yerinde sıçrayarak arkasına baktığında ona gülümseyerek bakan sıcak gözleri gördü.

"Niye ağlıyorsun? Eşcinsel olmak ne zamandan beri suç?"dedi yanına oturarak. Cebinden temiz bir mendil çıkarıp ona uzattı. Kız hemen gözlerini silip turuncu saçlısına baktı.

"Ezgi benden iğreniyor musun?"

"Hayır sadece seni salak buluyorum."

"Neden?"

"Çünkü eşcinsel olduğun için kendini bu kadar yıpratman salakça. Neden daha önce demedin? Aşk cinsiyete bakmaz diyen sendin. Şimdi niye ağlıyorsun?"

"Benden gidersiniz diye çok korktum Ezgi." Sıkıca sardığında kollarını yalan söyledim dedi içinden. Gidersiniz diye değil, sadece sen gidersin diye çok korktum diyemedi.

Orada o şekilde ne kaldılar bilmiyordu ama bir ara etrafa bakındı. Hava kararmaya başlamıştı çoktan.

"Eve gitmeliyiz."

"Gidelim. Bu arada sınavda şimdiden başarılar. Geleceğin psikologları olmak için hazır olduğumuzu düşünüyoruz." Gülümsedi ve tekrar sarıldı.

"Hazırız artık. Merak etme her şey iyi olacak." Sınavdan önce son kez böyle sarıldılar ve her şeyin güzel olmasını umdular. İkiside Hacettepe Psikoloji bölümünün öğrencileri olacağını bilmeden ayrıldılar oradan.

BENİ SEV|g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin