8🌿

377 144 43
                                    

Jimin kendisine uzatılan bardağa ve onu uzatan bileğe baktı.

"Bilekliğinizin aynısından bende de var ama ben benimkini kaybettim."

Jungkook vermeyi unuttuğu bilekliğe ve Jimin'e şaşkınca baktı.

"Bu sizin zaten. Bende kaldığınız gün yatağımda düşürmüşsünüz. Verecektim ama unutmuşum. Bir daha unutmadan alın lütfen."

Jimin doktorunun ona verdiği bilekliği aldı. Bıraktığı gibiydi.

"Ona iyi bakmışsın. Sende kalsa daha iyi olur. Benim nasıl baktığım ortada."

Yeniden Jungkook'a uzattı.

"Bu sefer daha iyi bakarsınız. Gerçekten değerli bir şeye benziyor."

"Sizin bileğinize daha çok yakmış. Sizde kalmasını istiyorum."

"Madem öyle diyorsunuz. Hediyeniz varsayıyorum."

Bilekliği geri alıp takmaya çalıştı gülerek.

"Yardım ister misiniz?"

"Aslında fena olmaz."

Jimin oturduğu koltuktan kalkıp Jungkook'un masasına yaklaştı. Sandalyesini ona bakacak şekilde çevirdikten sonra bileğini kavrayarak bilekliği tuttu.

Fazla yakınlıktan, ve bu kokusu iyice ağırlaşan Lavinia'dan olsa gerek, Jungkook derince nefes alıp yüzünü camın önünde duran Lavinia'sına çevirdi.

"Bitti."

Geri çekilen Jimin eski koltuğuna geri oturdu ve gülümseyerek doktorunun bileklerinde duran bilekliğe baktı.

Jungkook portakallı lolipopunu ağzından çıkarırken yeniden konuya geçti.

"Kaç Lavinia'nız var acaba?"

"Gideceğimi bileli alıp alıp yetiştiriyordum ve sanırım 32 tane falan var."

"Emanet edeceğiniz kişi 32 çiçeğede bakmayı kabul edecek mi sizce? Zor olur belki."

"Beni çok sevecek. Bu yüzden bakabilecek. Eğer olurda bıkarsa çok kırılırım. Çünkü çiçeklerimi geri almayacağım."

"Varsa eğer bahçesine de dikebilir. Sonra çoğaltıp büyük bir Lavinya bahçesi oluşturur ve siz dönünce size süpriz yapar."

Jimin'in gözleri dolmaya başladı yeniden. Titrekçe nefes alıp veriyordu. Ağzındaki lolipopu çıkarıp sertçe yutkundu.

Jungkook verdiği tepkilere anlamazca bakarken hızlıca yanına gitti.

"Jimin iyi misin? Yanlış bir şey mi söyledim."

Jimin artık tutamazdı. Hıçkırarak ağlamaya başladı. Sesi gittikçe kısık çıkıyordu.

"Ben onunla beraber o Lavinia bahçesinde olmayı çok isterdim..."

Jungkook ihtiyacı olduğunu düşünüp sarıldı.

"İstersen ben bakabilirim Lavinia'larına. "

"Siz mi? Emin değilim. İşiniz çok, onlara güzel bakamazsınız."

"Olabidiğince bakmaya çalışırım."

"Bulabilmek için henüz 1 ayım var. Doğru biri gerek. Bana zaman ver."

"İyice düşün. Birini bulup güvenemezsen ben emanetlerine bakarım."

Jimin nefeslerini toparladı. Jungkook'un kollarında biraz kıpırdanıp ayağı kalktı.

"Sürem dolmuş olmalı. Ben artık gideyim, lolipoplar için teşekkür ederim."

Jungkook yerinden hızlıca kalkıp hastasını selamladı. Fark etmişti gözlerinin hala dolu olduğunu ve iç çektiğini. Onun için bir şey yapamayacağını düşünmek istemiyordu, ilaç kullanamayacağınıda biliyordu ve gideceğinide biliyordu...

Jungkook

Sonra gelen hastalarıma hep, onun nereye gideceğini düşünerek baktım. O günki her molamda bilekliğime ve camın önünde güneş ışıklarıyla rengini iyice belli eden Lavinia'ma baktım.

Yanına gidip parmaklarımı hafiften toprağa değdirdim.Toprak fazla nemli değildi. Masama gidip bardağa su doldurdum.

Birazını yapraklarının üzerine çoğunuda köklerinin olduğu yere döktüm.

"Ya beni denemek için seni verdiyse... Her hafta geldiğinde sana nasıl baktığımı görmek istiyorsa?"

"Neden olmasın?" dedim içimden. Bakışlarım bilekliğine kaydı. Benim bileğime yakışmış mı sahiden?"

Lavinia'sına eğilip derince kokladım. Onun gibi kokuyordu. Bu koku benimle uzun bir süre olacaktı. Alışmalıydım.

Arkadaşı yoktu, ailesi bakamazdı...
Sadece bir ay. Bir ay içerisinde kimi bulabilir ? Kimi sevebilir? Kime güvenebilir?

Onun için zor oluyordur eminim.
"Tanrım, cidden böyle bir hastam ilk kez oluyor. Ne yapmalıyım?"

Biliyorum. Tek yapmam gereken onu mutlu etmek. Mutlu gitmek istiyor. O yüzden bana geldi. Hastanede onu ne kadar mutlu edebilirim ki?

Bunu herhangi bir doktor yapmaz değil mi? Farklı birisi olduğu için yapmalıymışım gibi hissediyorum. Yapmamı söyleyense ruhum.

Bu senenin yıllık iznini kullanmadım. Jimin için kullanabilirim. Sadece bir ay bile olsa mutlu gitmesini sağlamalıyım. Onun gibi biriyle daha önce tanışmadım, tedavi etmedim.

Daha önce hiç bir hastam bana "Bir ayım kaldı, sonra gideceğim. Sadece beni mutlu et. Buraya bu yüzden geldim." demedi.

Ömrümde birkez bile yapacak olsam o böylesine rastladıklarımın ilki...

Lavinia [JİKOOK]Where stories live. Discover now