"Şey, uh..." diye başladı Jeongguk, omegaya bir kez daha gözlemişti ama Jimin kıpırdamamıştı. Elleri görev bilinciyle bulaşıkları yıkıyordu, fırçalaması bittiği anda duruluyordu. Jeongguk girişimi atlamış ve bulaşıkları kurulamak üzere temiz bir bez almıştı. Tabakları kurularken devam edebileceğini düşündü alfa. "Taehyung ikimizin daha önce Jihoon'un partisinde tanıştığını söyledi."

"Hatırlamıyorum." Jimin'in cevabı hızlı ve kısaydı.

Tamam.

"Öyle mi? Ah. Kusura bakma, umarım senin alınmanı sağlayacak herhangi bir şey söylememiş veya yapmamışımdır, o gün oldukça sarhoştum, yani..."

"Küçük sohbetleri hatırlamama konusunda iyiyim, verilen efora değmiyor."

Jimin sadece gergin bir tip gibi durmuyordu, aynı zamanda tam bir pislikti.

Omeganın sert yantlarla konuşmayı bitirmeye çalışması üzerine Jeongguk da daha fazla zorlamamaya karar vermişti, neden bu kadar darılmış gibi hissettiğini anlamıyordu. O ve Jimin birbirlerinin hiçbir şeyi değildiler, daha yeni tanışmışlardı, yani resmi olaraktan ve omega, alfanın söyleyeceği şeylerle çok ilgileniyor gibi de durmuyordu.

Buna rağmen, bu omegada bilincine tanıdık gelen bir şeyler olduğu hissiyatını bir türlü üzerinden atamıyordu. Alfasını sanki birden fazla şey etkiliyordu. Biraz sinir bozucuydu, ama Jimin'den herhangi bir cevap alabileceğini de düşünmüyordu.


"Bir isme ihtiyacım var." diye sertçe belirtti Jeongguk, kulağında tuttuğu telefonula yatağına tam olarak yerleşmeden önce gözleri odasının kapısına kaymıştı.

Kendisiyle oynamayı seven omega sadece basitçe kıkırdadı, sesi alçak ve nazlıydı. "Olmaz."

Jeongguk hafifçe hırlamıştı, gerçekten alay edilmek istemiyordu. İyi bir ruh halinde değildi zaten, Jimin'in kendisinin konuşma açma çabalarını görmezden gelmesine kıl olmuştu. Bulaşıklar hallolur hallolmaz alfayı bırakıp gitmişti.

Gıcık herif.

"Niye?"

"Bunun eğlencesi nerede?" diye mırıldandı omega, sesi çok ateşli çıkmıştı ve Jeongguk bu yüzden ondan nefret etmişti.

Sesli bir nefes verirken Jeongguk konuştu, "Sen benim hakkımda çok şey biliyor gibisin, ama ben bir şey isteyince vermek istemiyorsun."

"Oh, bebeğim, sana tahmin edebileceğinden fazlasını vermeye hazırım." Sesi Jeongguk'un yara almış gururunu okşayıp sakinleştiriyordu, şaşırtıcı bir şekilde. Jeongguk bunu beklememişti, ama düşüncesini de dile getirmemiş, onun yerine bunu bir merhem gibi kabullenip alfasını yatıştırmak için kullanmıştı.

"Ama zamanla." diye ardından ekledi omega. Jeongguk'un sinirlenmemeye çalışarak hafifçe oflamasına sebep olmuştu.

"Bana şu an söylemende bir sorun görmüyorum."

Ufak bir duraksamadan sonra omega yanıtlamıştı. "Ya beklediğin gibi değilsem? Ya istediğin gibi değilsem? Penisin şu an benim için sertleşiyor ama o zaman da beni isteyecek misin?"

Jeongguk'un derisi hafif karıncalanmıştı. Hala omeganın ağzından çıkan kirli sözcüklere alışabilmiş değildi.

"Yine de isterdim." Alfa yutkundu, karnında sıcalık hissi oluşmaya başlamıştı. "Seni sertçe becerirdim, tam o bulunduğun yerde."

"Oh?" Omeganın sesi bir anda neşelenmiş ve meraklanmıştı. Siktir, niye bu kadar tanıdık geliyordu? "Herhangi bir yer olsa da mı?"

erotica | jikook abo [çeviri]Where stories live. Discover now