20.Bölüm" Gerçeğin Yalanı Cümlelerin "

Start from the beginning
                                    

" Senin iyi olmanı istiyorum hep. Bundan sonra haftada iki seans yapacaz. Artık senin doktorun olmaya karar verdim." dedim yumuşacık bir ses tonuyla.

" Ha ben deli. Sende deli doktoru olacaksın yani." dedim gülmekten konuşamıştım.

" Ben. En sevdiğim kuzenime deli dermiyim hiç aşk olsun. " dedi beni ikna etmeye çalışıyor bide. Tabi en sonunda bastı kahkahayı

" Olur gel. Seni delirteyim de gör" dedim gülerek o sırada Serkan 'nın telefonun melodidi sohbeti böldü.
Açıp kulağına götürdü  ayağa kalkıp salondan çıktı.
Bi kaç dakika sonra geri döndü.
" Kuzen. Bu günlük bu kadar. Benim acil bi işim çıktı. Oraya gitmem lazım."
Bende ayağa kalkıp, salonun kapısında olan Serkan' a doğru bir kaç adım attıp.
" Nereye daha seans bitmedi. Ne işi bu?"
Dedim yanına vardığımda.
" Sorma babam aradı acil gelmemi istiyor. Kim bilir yaptığım hangi halt ortaya çıkmış. Benim için dua et kuzen" dedikten sonra gülerek çıkışa doğru yürümeye başladı bende onunla beraber yürümeye başladım.
" Hiç. Merak etme helvanı eksiksiz hazırlatırım merak etme. Gözün arkada kalmasın" dedim gülerek. Yürümeyi bırakıp yüzüme baktı.
" Gerçektende çok sağol bu iyiliği kimse yapmazdı." dedi oda gülerek. Bunun gibi bi kaç saçma diyalog geçti. Çıkışa vardığımızda.
" Yarın seni almaya gelecem. Unutma sakın"
Dediğinde.

" Tamam unutmam balık mıyım ben?"

" Olabilirsin tabi neden olmasın" dediğinde yüzünde ki sırtıma hala vardı.

" Bu gece dayak yemeden gitmeyeceksin onu anladım" dedim. Kızarak

" Tamam Tamam gittim ben"
Dedikten sonra vedalaştı o gitti. Bende kapıyı kapatıp içeriye geçtim.
Ve işte yine yalnızca ben kalmıştım.
Benim hayatım hep böyle olmuştu.
Belki ben kendimi hep böyle bir hayata sürükledim.
Hep kendimi karanlık sokaklara ışıksız ittim. Geçmişe takılıp düştüm.
Bütün yaralarım geçmişin eseri.
Ve ben hep o geçmişte kaldım. Bazen aklım bazen ruhum...
Karanlıktan çıktım dedikçe hep daha fazla çekildim.

Sanki bütün çaktılar düşmem içindi
Ve bütün karanlıklar ben kaybolayım diye varlar.
Hep daha fazla Kırdı beni kader.
Oysa her yerim, geçmişin dikenleri ile çevrili.

Salona geçmek yerine odama  yöneldim . Ağır adımlarla merdivenlerden birer birer çıkıp odamın kapısına vardım. O sırada telefonunumu aşağıda bıraktığımı fark ettim. Çıktığım merdivenlerden tekrar inip. Salona geçttim. Telefonumu alıp, tekrar yukarıda çıktım.
Kapıyı açıp odama geçtim. Açık olan penceremi  örtüp. Yatağıma geçtim.
Yastığı düzetikten sonra başımı koydum ve tavana bakmaya başladım.
Bi müddet öyle durduktan sonra. Yataktan doğrulup, telefonu alıp. Tuğçe ablayı arama kararı aldım. Benim için çok önemli bir şey yapmıştı bi teşekkür borçluyum.
Numarası tıklayıp biraz bekledikten sonra. İkinci çalışınca açıldı.
" Abla nasılsın" dedim neşeli bir sesle
" İyiyim canım sen nasılsın. Hiç soramadım seni"
Dedi mahçup ses tonuyla.

" Ben iyiyim. Bi şeyim yok. Zeynep nasıl ne yapıyor? Dedim konuyu kendimden uzaklaştırarak. Artık birilerin tarafından üzülen kişi olmak istemiyorum.
" Oda iyi. Yattı biraz önce. Seninle konuşamadığı için üzülür kesin. Söylersem aradığını. "

" Bende onunla konuşmak isterdim çok. Yarın müsait olduğun bir zamanda tekrar konuşuruz."

" Olur tabi canım" dedi sesi oldukça keyifliydi.
" Toka için teşekkür etmek için aramıştım" dedim kısık bir sesle

Karanlıktan Aydınlığa Where stories live. Discover now