2

1.9K 419 1.1K
                                    


Yorum + vote

Hatırlatma..

Yavaş adımlarla kapıya yaklaşıp sesi dinledim ama ses yoktu. Sonra yavaşça kapıyı açıp karşımdaki adama baktım..

Bu adam daha az önce resmine girip baktığım adamdı yani..
Meriç Kaçan!

Nasıl tepki vermeliydim, ne demeliydim, tek bir fikrim dahi yoktu. Yaklaşık beş dakika boyunca ben ona anlam veremeyen tavırla o ise bana anlam veremediğim bir tavırla bakıyordu. Hızlanan yağmurun sesi beni ilk defa ürkütürken karşımdaki adamın bakışları beni daha da ürkütüyordu.

Gecenin bir yarısı beni nasıl bulmuş ve evime neden gelmişti ?

"Buyrun."

Yüzündeki mimikleri ölçmeye çalışsam da mor ışıklarımın verdiği loş ışıkla imkansız gibi görünüyordu.

"Merhaba ben.. Ben Meriç."

Tereddütle elini bana uzatmış gözlerimin içine umutla bakıyordu. Oysa bilmiyordu benim ışıklarım onun ışıkları kadar parlak değildi, istesemde olamazdı..

"Sizi dinliyorum."

Hırkama sıkıca sarılıp kollarımı birbirine bağladım. O ise sadece bir sweatle karşımda dimdik duruyordu. İşte ben ve diğer insanlar arasındaki en büyük fark buydu..

"Ben sizin üst katınıza taşındım, atölye ve ev olarak kullanacağım. Yarından itibaren tadilat başlayacak biraz fazla ses olabilir uyarmak için gelmiştim."

Kaşlarım iyice çatılırken olanlara anlam vermeye çalışıyordum. Orası benim gibi yıkık dökük bir evdi onarılması değil bir sene, ömür alırdı.

"Siz ciddi misiniz?"

Yüzündeki kaşlar gevşeyince tebessüm ettiğini fark ettim. Gamzeleri mi vardı ?
Evet gamzeleri vardı..

"Evet, neden?"

Bundan aylar önce radyo kanalımda evimin üstünde bir harabe olduğunu ve asla onarılamayacağını söylemiştim. Hayatımı buna benzetmiş o evin bir gün yok olacağını söylemiştim. Ve eğer bu adam beni dinliyorsa bunu duymuştu, Bu yüzden yaptırıyor olamazdı değil mi ?
Saçmalık !

"Hiç... Sesten rahatsız olmam fakat akşamları tadilat olmazsa sevinirim. Girişte de yazdığı gibi burası Frekans:136 radyo sunuyorum."

Tek bir kelime demesini beklemeden kapıyı hızlıca yüzüne kapattım. Hakkımda ne düşünmüştür veya ne düşünüyordur hiç bir fikrim yoktu fakat iyi bir düşünceye sahip olmadığını biliyordum.

Mutfaktan kendime bir kahve alıp balkonun kapısını sonuna kadar açtım sonrasında balkonumda bana ait olan ve senelerdir beni taşıyan eski ama mükemmel sandalyeme oturup yağmurun sesini, yağışını, insanların koşturuşlarını küçük tebessümle izledim sadece.

Saatlerdir balkonumda hırkama sarılmış oturuyordum ta ki dikkatimi dağıtan köpek sesini duyana kadar. Hatta öyle bir havlıyordu ki sesi yankı yapıyordu hızlıca ayağa kalkıp aşağı baktım ama göremedim sesler daha da yankı yapmaya başlayınca koşarak kapımı açıp merdivenlere baktım.

Küçücük bir köpek yavrusu vardı. Yağmurdan ıslanmış Meriç Kaçan'ın kucağında tir tir titriyordu. O da benim gibi şaşkın şaşkın köpeğin gözlerine bakıyordu.

"Ne oluyor ?"

Beni yeni fark ederek yavaşça bana baktı. Sonra tekrar köpeğe dönüp daha sıkı sarıldı.

"Bilmem, yağmurdan ıslanmış kapıda açık kalınca içeri girmiş. Bende sese geldim."

Dışarısı zaten soğuk olduğu için ve köpek zaten titrediği için köpeğe yaklaşıp Meriçten aldım, aldığım gibide evime girip şöminenin yanına köpekle birlikte oturdum.

"Neden her yer mor?"

Evimde ilk defa bir ses duymanın şaşkınlığıyla Meriç'e baktım. O ise sanki çok normalmiş gibi evi gezip duruyordu.

"Siz çıkabilirsiniz ben köpeğe bakarım."

Meriç şöminenin önündeki pofuduğa oturup köpeğe baktı. Sonrasında gözleri yavaş yavaş gözlerime doğru çıktı. Ben gözlerimi kaçırıp ateşe çevirirken onun gür sesini duydum.

"Hasta olacak. Daha önce hayvan bakmış gibi bir halin yok. Bende kalsın."

Hızla yüzüne dönüp alaycı bir gülüş attım. Köpek bir Meriç'e bir bana bakarken korkusunu unutmuşa benziyordu.

"Yıkık dökük evde köpek hasta olmaz ama burda olur öyle mi ?"

Yüzüme uzun uzun bakıp derin bir iç çekti. Sonrasında ayağa kalkıp yavaşça ilerlemeye başladı. Bense dediğim lafın salaklığı için kendime kızdım.

"Öyle demek istemedim.."

Oysa kapı çoktan kapanmıştı. Kucağımdaki yavru köpek uyuyunca yüzüme bir gülümseme daha geldi. Sanki benim bebeğim kucağımda uyuyordu öyle ki değişik hissetmiştim. Onu yavaşça pofuduğa bırakıp mutfaktan bir sepet aldım içine de küçük rahat bir minder koyup geldiğimde daha demin Meriç'in oturduğu pofudukta telefonunu gördüm.

Sinirle bir nefes alıp telefonu titreyerek elime aldım.
Ekranı açmalı mıydım?
Hayır , açmamalıyım.
Telefonu arka cebime koyup anahtarı da aldım ve yavaşça evden çıktım. Yukarıdan gelen piyano sesine hayret ederken ayaklarım benden izinsiz çoktan piyanoya gelmişti bile..

Ev harabe olduğu için ve kapısına kırık olduğundan kapı çalmama gerek yoktu. Kapıya yaslanıp yavaşça Meriç'in ellerini izledim öyle nazik öyle güzel dokunuşlar yapıyordu ki izlememek mümkün değildi.

Yarım saat boyunca hiç sıkılmadan izledim Meriç'in ellerini çok güzel çalıyordu..

"Çalmayı biliyor musun ?"

Onu izlediğimi fark edip kendini bozmaması profosyenelliğinden olsa gerekti, yoksa ben olsam konuşma bile yapamazdım..

"Hayır, sen?"

Sezen öl, göm kendini Sezen. Adamı saatlerdir izliyorsun. Sen ne Sezen?

Yüzündeki tebessüm kahkahaya dönüşürken kendimi tutamayıp bende gülmeye başladım. O her güldükçe benim gözlerim onun gamzelerine gidiyordu. Bu kadar iyi durmak zorunda mıydı yani?

"Şey kusura bakma hem demin olan olay için hem de şimdiki için...birde bunu düşürmüşsün."

Telefonu cebimden çıkartıp ona uzattım. O gözlerime bakarken ben sadece uzattığım telefona bakıyordum. Telefonu elimden aldığı an hızla kapıya doğru gittim.

"Sana da iyi geceler okyanusun kızı.."

Bir kez daha durdum biliyordu, artık beni bilen biri vardı. İşte en olmaması gereken şey olmuştu..

"İyi geceler... kimse bilmesin , bilmemeli."

Hafifçe gülümseyip başını aşağı yukarı salladı. Bende daha fazla durmadan hızla evime indim. Her şey çok hızlıydı idrak edemiyordum ama olan buydu işte hayatıma biri girmişti. Evimin üstünde bir insan vardı artık..

Merhabalaar..

Umarım sevmişsinizdir bu bölümü ben severek yazdım elimde kahvem ve yağmur sesiyle.. Umarım sizde çok severek okur kütüphanenizde bir yer verirsiniz❤

Bu kısma bir kaç kişi etiketleyerek Frekans:136'ya destek olabilirsiniz..

Ve bir kaç soru

Sezen Akça nasıl bir karakter duruyor ?

Meriç Kaçan nasıl bir karakter duruyor ?

Sezen ile Meriç'in arası nasıl olur ?

Sezen küllerinden doğabilir mi?

Ve bir hatırlatma.. Sezen hayattan değil arkadaşlar yaşadığı travmalar yüzünden bu halde ilerleyen zamanlarda ne olacağını ilerlerleyen zamanlar gösterir
(Sezen güçsüz bir karakter değil..)

FREKANS : 136जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें