Adrien'ın Günlüğü III

1.1K 91 63
                                    

"Hatırladığım anı doğruymuş. Bu neden utandığını açıklıyor. Bana anlatmadığı anıyı da okudum ve görünene göre Luka ile ayrıldıkları an... Benim yüzümden anı çektiği anlardan biri. Ona bunları yaşattığım için kendime çok kızıyorum ama geçmişte yaşananları düzeltemem. Marinette'in bu anıyı bana anlatamaması çok normal.

Prenses hafızasını kaybetse bile görünene göre bana takma adlar takmaktan vazgeçmiyor. Meğer uyandığından beri bana içinden 'sarışın' diyormuş. Taktığı her takma ad gibi bunu da beğendim tabii.

Aslında bugün için bir sürü şey düşünmüştüm ama maalesef Hawky'nin başka planları varmış. Mari'yi gerçekten yalnız bırakmak istemiyorum ama onu yalnız bırakıp akumayı yenmek için gitmezsem her şey onun için daha tehlikeli olacak.

Bu terslik yetmezmiş gibi bir de Marinette Alya'nın endişeli mesajı yüzünden 'akuma' kelimesini öğrendi. Ben bir savaşın içindeyken! Ona endişelenmemesini ve sakin olmasını söyledim ama o an ben de çok endişeliydim. Güvende olduğuma onu inandırdım. O bu kadar korkmuşken böyle bir şeyin içinde olduğumu telefondan söyleyemem ya?

Akumayı elimden geldiğince hızlı yenmeye çalıştım. Bu Uğur Böceği yokken kolay bir şey değildi. Yangın yanında yin olmayınca hiçbir şey tam olmuyor. Aklıma o kadar çok düşünce geldi ki savaşmakta zorlandım. Ya Marinette başka bir anı daha hatırlarsa ve daha çok korkarsa, ya Marinette çok korktuğu için ona ve bebeğimize bir şey olursa... Süper kahraman olmak hiç bu kadar zor olmamıştı.

İyi ki çabuk olmuşum. Çünkü geldiğimde Marinette çok da iyi gözükmüyordu. Öncelikle benim için endişelenmiş -bundan içten içe mutlu olduğum gerçeğini değiştiremem- ve kustuğu için titriyordu. Hawk Moth'un kim olduğunu bulduğumda bu onun için hiç iyi olmayacak.

Marinette'e Kara Kedi ve bir süper kahraman olduğumu söyledim. Bu onu heyecanlandırdı ve mutlu etti ama ona sen de bir süper kahramansın, hatta benden de iyi bir süper kahraman diyemedim. Zaten bir sürü yeni anı hatırlamıştı ve kim bilir bunu söylediğimde her şeyi sindirmekte ne kadar zorlanırdı.

Leydim korktuğu için o uyuyana kadar yanında beklememi söyledi. Bunu seve seve yapacaktım ki ufak bir peynir problemini unuttuğumu fark ettim.

Odama gittiğimde Plagg'e Marinette'in yanında konuştuğu için kızacaktım ama  onu beslemeyi unutmak benim suçum olduğundan vazgeçtim.

Yanında beklerken uyuyakalmışım."

"Sabah uyandığımda Marinette'in saçıma dokunduğunu hissettim. Belki de öyle sandım bilmiyorum.

Kahvaltıda Marinette'e mucizeler ve akumalarla ilgili neredeyse her şeyi anlattım. Ona Uğur Böceği olduğunu ertesi gün söylemeyi düşünüyordum ama kendisi hatırlamayı seçti. Leydim bir şeyler hatırlayınca gerçekten mutlu oluyorum ama yine de bu yüzden bir şey olabileceği düşüncesi beni korkutuyor.

Uzun süre sonra Tikki ile tekrar kavuştular. Tikki Marinette ile konuşamadığı için gerçekten üzülüyordum.

Marinette bugünün videosunu izledikten sonra -ki bu video mucizelerimizi aldığımız ve tanıştığımız günü anlattığımız videoydu- Uğur Böceği'ne dönüşmek istediğini söyledi. Hafızasını kaybettikten sonra onu hiç Uğur Böceği olarak görmedim. Marinette'i Uğur Böceği olarak görmenin beni kötü etkileyeceğini düşünmüştüm ama leydimi karşımda görünce aklıma kötü olan hiçbir anımız gelmedi.

Alya ile Nino Paris'e erken dönmüş ve bize uğramaya karar verdiler. Neyse ki bu konuda neler yapabileceğimizle ilgili önceden düşünmüştüm. Bu yüzden her şeyi rahatlıkla onlar hiçbir şeyden şüphelenmeden halletmeyi başardık ve bugünü de böylece bitirdik."

"Yağmurlu havaları her zaman Marinette ile sevmişizdir. Bize aşık olduğumuz günü hatırlatıyor... Bu yüzden her yağmur yağdığında genelde özel şeyler yapmaya çalışırdık. Yağmur ve şemsiye bir şekide aşkımızın sembolüne dönüştü.

İşte bugün de aynı öyle bir gündü. Havadan bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Bugün Mari'nin dinlenmesine karar verdim. Böylece ben de sadece yağmuru izleyip bir şeyler düşünebilirdim. Hem de Marinette gerçekten çok fazla şey öğrendiği için dinlenmeye ihtiyacı olduğunu düşündüm.

Dışarıda oturmuş yağmuru izleyerek eski günleri düşünürken bir anda prensesim geldi. Bu sefer şemsiyeyi tutan oydu ve ona şaşkınca bakarken sonunda üstüne şemsiye kapanan da bendim. Sanki yer değiştirmiştik ve bir zaman kapsülüne binip yıllar öncesini tekrardan yaşamıştık ama farklı bir şey vardı, Marinette bu sefer susmamıştı. Bana tekrardan aşık olduğunu söylemişti. Yıllardır birlikte olduğum eşim hafızasını kaybettikten sonra bana tekrardan aşık oldu! Bu peri masalı gibi bir şey.

Sanki bunu söylediğini önceden defalarca duymamışım gibi şaşkın bir şekilde karşısında duruyordum. Sanki bana bunu ilk kez söylemiş gibi kalbim heyecanla atıyordu ve ne yapacağımı bilemedim ama leydim ne yapacağını biliyor gibi gözüküyordu. Beni öptü ve gerçeğe döndürdü.

Artık onun yanında daha rahat olabileceğimi hissettim. Sanki bir yabancıymış gibi değil de tekrardan eşimmiş gibi davranabileceğimi.

Onun bu anıyı nasıl hatırladığını merak ediyordum ki kendisi ben bebek gibi mutluluktan ağlarken söyledi. Geçmişteki kendi bununla ilgili bir video bırakmış. Prensesim ne olursa olsun bu anı unutmak istememiş...

Daha sonra eski günlerdeki gibi yağmurun altında birlikte dans edip ıslandık.

Akşam yemeğinden sonra Marinette'in hatırladığı şeylerle ilgili konuştuk. Bu konuyu ciddiye alıyorum. Çünkü bir şeyler hatırlayabilmesi bile bir mucize ve belki bu durumun nasıl işlediğini bulabilirsek...

Marinette nasıl sevgili olduğumuzu merak etti. Ona bunu elimden geldiğince her şeyiyle anlatmaya çalıştım. Kötü ve iyi şeyleri ile birlikte. Eşime nasıl sevgili olduğumuzu anlattım, evet. Hikayenin sonunu kendi hatırladı! Böyle böyle her şeyi hatırlayabilir mi acaba?

Bana prensim dedi. Uzun süre sonra onun dudaklarından bu kelimeyi duydum."

"Bugün normal bir güne uyanmış gibi hissettim. Sadece yanımda Marinette yatmıyordu ama o her şeyi hatırlamaya başlamışken şimdilik buna razıyım.

Hikayemizin tamamını ona anlattım. Dinlerken küçük bir çocukmuş gibi görünüyor, çok tatlı.

Normal olarak her şey düzelmeye başladığı için dışarı çıkmak istedi ama ona iki türlü de dışarı çıkamayacağımızı anlatmak zorunda kaldım. Ne var yani sadece bir gün kimse bizi tanımasa ve özgürce gezebilsek ya da bir günlüğüne tamamen görünmez olabilseydik? Marinette eve hapsolmak zorunda kalmazdı.

En sonunda hafızasını nasıl kaybettiğini öğrendi. Master Fu'yu ve hafıza olayını anlattım. Ya bir gün ben de hafızamı kaybedersem? Marinette neler yaşar? Benim hafızamı kaybetmem umurumda değil. Marinette'in benim şu an yaşadığım şeyleri yaşamasını hiç istemiyorum. O yüzden çok dikkatli olmalıyım ve gardiyanlık görevimi bütün gardiyanlardan daha dikkatli yerine getirmeliyim.

Marinette bazen hafızasını sanki isteyerek kaybetmiş gibi kendini suçlu hissediyor. Sanki o şu an farklı biriymiş de eski Marinette'i öldürmüş gibi davranıyor. Ona her seferinde ne olursa olsun onu sevdiğimi ve hiçbir şeyin onun suçu olmadığını hatırlatmaya çalışıyorum. Umarım bunu başarabiliyorumdur.

Prenses ile konuşmalarımız sonunda her şey bizi bir şeye sürükledi. Evet öpüştük, tekrardan. Buraya kadar her şey güzel ve normal. Her şey bulutların üstündeki renkli gökkuşakları kadar mükemmel ama o gökkuşaklarını kapkara bulutlar bir anda kapattı. Marinette bayıldı. Bunun neden olduğunu bilmiyorum. Bir şey mi hatırladı yoksa sadece hamilelikten mi bilmiyorum ve şimdi yine hastanedeyiz. Umarım Marinette sağlıklı bir şekilde uyanır ve evimize gideriz."

Üzgünüm geçen hafta hasta olduğum için bölüm atamamıştım ama işte geçen haftanın bölümü! Sizi çok bekletmeyip yarın da bu haftanın bölümünü atacağım. Yarınki bölüme kadar görüşürüz! Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! Bu arada 8 bin okunmayı geçtik, okuyan herkese çok teşekkür ederiimm! 💜

CHÜÜÜSSS!!!!
🐞🐱

Unutulan Mucizeler (Miraculous) [Tamamlandı]Where stories live. Discover now