8. BÖLÜM

30.4K 1.7K 651
                                    

Merhaba, biz geldik🧡

Bilgisayarım yüzünden bölümü 2.kez yazdım ama olsun sgdhdj umarım seversiniz😅🙏🏻

*Reklam*

Sevda Çiçeğine özel bölüm attım, henüz okumadıysanız sizi oraya da beklerim.😌

*Reklam Sonu*

Yeni bölüm için 720 oy diyelim, olur mu?🍂

Yorum yapmayı ve o küçük yıldızlara basmayı unutmayın lütfen🧡

Keyifli okumalar🧡

***

"Şimdi sakın kımıldamayın tamam mı? En can alıcı yerdeyim!"

Ömür elindeki fırçayı havada sallayarak ve birkaç damla boyayı yere saçarak onları tatlı bir gülüşle tehdit ettiğinde Kont acı çekercesine inleyerek patilerini yüzüne kapadı ve Erez dudaklarını dişleyerek pozisyonunu korurken, köpeğinin bu haline içsel kahkahalar attı. O da Kontla birlikte dakikalardır aynı pozu veriyordu fakat onun kadar şikayetçi değildi. Şöminenin hemen yanındaki tekli koltuğun önünde oturmuş, sırtını koltuğa yaslamıştı ve sıcaktan mayışan ve artık sıkılan Kont da onun dizlerindeydi.

Erez yüzündeki gülümsemeyle bakışlarını Ömür'den ayırmadan Kont'un tüylerinde parmaklarını gezdiriyordu. Diğer kolu umursamaz bir edayla karnına doğru çektiği dizinin üstündeydi ve yarı çıplak vücuduyla, üzerinde yalnızca bir eşofman altıyla dururken çok çekiciydi. Ona bakan Ömür'ün nefesini kesiyordu ama o da tıpkı Erez gibiydi. Üzerinde bir iç çamaşırı ve mavi lacivert kareli bir oduncu gömleği vardı. Dizlerine kadar uzanan beyaz termal çoraplar giyiyordu ve saçlarını bir kalemle tepesinde tutturmuştu. Adamın tam karşısına bağdaş kurarak oturmuş ve şövaleyi de önüne çekmişti. Saat akşam sekizi biraz geçiyordu, yanında birkaç saat önce yaptıkları altı biraz fazla kızaran kurabiyeleri ve yarısı boş bir kahve kupası vardı. Odaya yayılan ince müzikle birlikte fırçasını paletine hevesle daldırıyor ve Erez'i sık sık gülümsetiyordu.

Aslında Erez onunla birlikteyken hep gülümsüyordu. Özellikle de üç gün önce birbirlerinin kollarında kayboldukları o günden beri...

Erez normalde böyle bir adam değildi. İşi söz konusuyken tutkulu ve kontrolcüydü. Dostlarıyla eğlenmeyi severdi, o içlerinde alaycı olandı ve romantik ilişkiler... asla ona göre olmamıştı. Oysa daha bu sabah Ömür için süslü bir kahvaltı tepsisi hazırlamış, neredeyse hepsini zorla kıza yedirmiş ve onunla seviştikten sonra birlikte duşa girmişlerdi. Dokunuşları yalnızca cinsel değildi, sevgi dolu dokunuşları da vardı ve Erez Ömür'e baktığında daha fazlası için çıldırdığını hissediyordu. Onu mutlu etmek için çabalıyor, onun yanık kurabiyelerini yerken lezzetliymiş numarası yapabiliyor ve saatlerdir kımıldamadan otururken hiç sıkılmadan onu seyredebiliyordu.

Ezel Doğan bu halini görse koca bir kahkaha patlatır ardından da boka battığıyla ilgili bir şeyler söylerdi, ne var ki Erez hiç de öyle hissetmiyordu ama sadece birkaç günde birine bu denli şiddetli duygular beslemenin korkutucu olduğunu biliyordu. Ve korkunç olan bunu bilmek değil, bundan şikâyet bile etmemekti.

Ömür dünyanın en karmaşık tablosu üstünde çalışıyormuş gibi ofladığında ve diğer elini alnına götürerek yüzüne biraz daha boya bulaştırdığında Erez çapkınca sırıttı. Kızın aldığı derin nefesleri ve bu sırada yükselip alçalan göğüslerini seyrederken Kont'u yavaşça zemine bıraktı ve Ömür'ün onu fark edemeyeceği kadar dalgın olduğu bir an kızın etrafından dolaşarak, göğsünü onu sırtına bastırdı. "Yardım lazım mı?"

GÜZ GÜLLERİМесто, где живут истории. Откройте их для себя