BÖLÜM 15

3.5K 84 3
                                    

Merhabalar ve keyifli okumalar dileriz. 

Görselde temsili Elçin ve Tarık çiftimiz yer almaktadır.

Tarık

Bu da neydi böyle? Elçin'e ne olmuştu? O ele avuca sığmaz hayat dolu kıza ne olmuştu da dünyanın en ürkek insanına dönüşmüştü? Hem ben o değilim demesi de neyin nesiydi? Acaba gerçeği açıklamaya mı çalışıyordu, hani evet gerçek bu ben model olarak sana yolladıkları kız değilim bir başkasıyım mı demek istemişti? İyi de ismi ile ne alakası vardı ki durumun, bana modelin adını hiç söylememişlerdi. O halde bu sahne neyin nesiydi? Neye şahit olmuştum ben!

Tabi ki birkaç dakikalık bir kendini kaybetme hadisesinin ardından toparlanmıştı Elçin ve ben daha neler olduğunu soramadan kaçar gibi gitmişti evimden. Beni de yapayalnız ama kafası sorularla boğuşmaktan çatlayan bir halde bırakmıştı. Acaba... Acaba psikolojik bir problemi mi vardı? Bunu onu yermek için söylemiyordum. Zira psikolojik sorunların efendisi sayılırken bunu yapmam hiç hoş olmaz, sadece bunun mümkün olabileceğini kastediyordum. Sonuçta bu herkesin başına gelebilir. Benim de öyle olmamış mıydı?

Son derece normal bir hayatım vardı. Evden işe işten eve sıkıcı ama normal bir hayat! Ama ne olmuştu? İşe gittiğim günlerin birinde annemin vefat haberini aldım. Annem, ablam ve ben üçümüz aynı evde yaşıyorduk. Babam bizi terk edeli on yıldan fazla olmuştu. Onun boşluğunu doldurmaya çalışan kişi ise hep ben olmuştum. Önceleri çizerlik yapmıyordum. Yayınevinde çalışıyordum yine ama getir götür işlerine bakan sıradan bir çalışandım. Dediğim gibi sıradan hayatımın sıradan bir çarşamba gününde annemin vefat haberini aldım. Kalp krizi! Ablam da benim gibi işte olduğundan, üç çocuklu bir ailede bakıcı olarak çalışıyordu, yani annem yalnız olduğundan yardım edeni olmamış. Belki... Belki birimiz evde olsaydı her şey daha farklı olabilirdi. İşte ilk o zaman evde olmamanın ne tür felaketlere neden olabileceğini keşfettim. İşte ilk o zaman evden ayrılmamam gerektiğine dair fiziksel bir acı hissettim. Bu halimin tohumları o güne dek uzanıyordu. Yetersizlik duygusu kendisini hissettirmeye, içimde bir şeyleri parçalamaya başlamıştı. Yaşanan olay şimdiki karakterimi bir heykel ustası gibi şekillendirmeye başlamıştı. Ben ise hiçbir şeyin farkında değildim. Yaşadığım kaybın acısıyla boğuşurken işe gitmeye devam ettim. Ödememiz gereken bir ev kredisi vardı ve ablam annemin üzüntüsünden işi bırakmıştı. Yani iş başa düşmüştü. Ben de nispeten normal hayatıma devam etmeye çalıştım.

Sonuçlar ve onları doğuran olaylar... Düşündükçe Elçin'i daha da fazla anlıyor gibiydim. O hiçbir şey söylememiş olsa da onu savunuyordum. Onu kolayca haklı çıkarabiliyordum. Onun da benzer şeyler yaşamış olabileceğine kolayca ikna etmiştim kendimi. Onu sevdiğim için mi onu temize çıkarmak için bu denli çırpınıyordum. Ya da onu kaybetmemek için miydi tüm bu çabalarım? Eğer her şey doğruysa ne olacaktı? Yani evet seni kandırdım derse... Git diyebilecek miydim ona?.. Onu görünce saatte bin beş yüz atan kalbime rağmen git diyebilecek miydim yoksa her şeyi sineye çekip hayatlarımıza devam edelim mi diyecektim? Onurumu, gururumu hiçe sayıp hem de... Aşkta gurur olmaz derler... Tam benim için söylenmiş bir söz onu bahane edip seve seve affederdim onu. Evet, ben cevabımı almıştım. Her ne yapmış olursa olsun onu affedecektim. O benim âşık olduğum kadındı. Belki ona kızacak belki onun yaptıklarına gücenecektim ama ondan vazgeçmeyecektim. Şimdi geriye tek bir mesele kalıyordu. Ondan mantıklı bir açıklama duymak... Evimden kaçar gibi gitmesi bu duruma hiç mi hiç yardımcı olmuyordu. Lakin pes etmeyecektim. Telefonumu elime alıp numarasını tuşladım. Açana dek aramaya kararlıydım. Tek sorun telefonunu kapatacağını düşünmemiş olmamdı. O aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor cümlesi elimi kolumu bağlamıştı. Ona ulaşmamı sağlayan tek şey elimdeydi ve hiçbir boka yaramıyordu. Ortak bir tanıdığımız da yoktu ki ondan rica edeyim. Evini de bilmiyordum ki... Salak Tarık! Sanki bilsen ne olacaktı? Evine gidip elinde çiçeklerle kapısına mı dayanacaktım. Bunu yapamazdım. Bunu o da ben de biliyorduk. Bu yüzden de bu tür bir bilgi bir işime yaramazdı. Aslında işe yarar hale getirilebilirdi. Biricik arkadaşım Seren'i nasıl unutabilirdim. Küçük bir iyilik isteyip ondan Elçin'e ulaşmasını ve benden bir mesaj götürmesini rica edebilirdim. Bu iyiliği benim için yapacağına hiç şüphem yoktu. Bu düşünce yüzümü güldürdü. Tabi elimde bir adres olsaydı düşüncesi zihnimi işgal eden dek...

TUTSAKWhere stories live. Discover now