he is tired | 19

2.5K 360 137
                                    

Nedeni bilinmez atasim geldi 🤡

Kafamı sağa sola salladım. Havanın soğuk olmasından dolayı mı bilmiyorum ama bir türlü odaklanamıyordu.
"Felix, sorun nedir? Hareketleri yapamıyorsun.."

Derin bir nefes bırakarak kılıcı kabına geri taktı. "Sadece biraz yorgun hissediyorum. Bugün ara versek." Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Loveless'in yanına gidelim mi? Yakında doğum yapacak." Kafasını dağıtması için sunduğum fikri gülümseyerek onayladığında bende babamın kılıcını kılıfına takmış ve yürümeye başlamıştım.

Ufak ufak kızarmıştı. Gözlerimi ondan alamıyordum. Ona karşı olan hislerimin bir arkadaş sevgisinden farklı olduğunu anlayalı çok olmamıştı.

"Hyunjin, neye bakıyorsun? Yüzümde bir şey mi var?" Kafamı salladım.
"Ha-hayır, hayır tabii ki." Kıkırdadı.

Erkek erkeğe.. hikayelerde hiç duyulmayan bir şeydi. Yanlış mı doğru mu emin değildim. Sadece annem hep bir insanı sevdin mi ne veya kim olduğu önemli değil.

Sadece onu seviyordum işte, kibarlılığını gülünce gözlerinin kısılmasını, birleştirince kedi şekilleri çıkan çillerini seviyordum.

"Felix?" Bir adım atmamın sorun olmayacağını düşündüm. "Evet, Hyunjin?"

"Ellerini tutabilir miyim?" Gözlerimi kaçırarak sorduğum soruya yanıtı elimi tutarak vermişti.

Gülümsedim, minik ellerini elimde hissetmek istesemde beyaz eldivenleri buna izin vermiyordu.

"Felix?" Biraz ısrarcı gibiydim. "Tekrar, efendim Hyunjin?" Gülümseyerek sorduğunda gülümsedim.

"Eldivenini çıkarsan, sorun olur mu?" Gülümsemesi solmuş ve elini elimin arasından çekip arkasında, diğer eli ile birleştirmişti.

"Oh.. istemiyorsun, anladım." Endişe ile kafasını salladı. "Çok isterdim ama üzgünüm Hyunjin, çıkaramam."

Gözlerimi yere diktim. "Peki, neden?"
Çok üstelediğimin farkıdaydım fakat arada sırada yaptığı garip davranışların açıklamasını merak ediyordum.

"Daha sonra anlatsam?" Kafamı salladım. Sonuçta o bir prensti, gerekçeleri vardır diye düşündüm.

Bugün oldukça yorgun gözüküyordu. Loveless ona iyi gelebilecek tek şey diye düşündüm. "O zaman hızlı olalım."

Bana ne için dermişçesine baktığında arkasında birleştirdiği elini elimin arasına alıp yürüyüşümü hızlandırdım.

"Loveless'in yanına bir an önce gidelim. Özlemiş olmalısın." Gülerek peşimden gelirken konuştu. "Ama sabah gördüm zaten.."

"Sonuçta o hamile her an doğum yapabilir, belki yarında onun yanında durmalıyız." Güzel kıkırdayışını soğuk havaya bıraktı. Onu güldürebildiğim için o kadar çok mutluydum ki..

"H-hyunjin, biraz durabilir miyiz?" Soluk soluğa konuştuğunda yavaşladım.
"Sorun ne?" Arkamı döndüğümde bacaklarının titrediğini farkettim.

Zaten yorgundu, onu iyice yormuştum..
"Bacaklarım.." Gülümseyerek konuştuğunda kaşlarımı çattım.

"Bu durumda bile gülümsemeye çalışma lütfen.."

"Gülümseyemeyeceğim bir durum yok, Hyunjin. Seninle iken gülümsemek istiyorum." Kafamı salladım.

"O zaman şuraya kadar yürüyebilir misin?" Gösterdiğim kütüğe bakıp kafasını sallamıştı. Bırakmadığım elini daha da sıkı tuttum.

Birlikte kütüğe doğru yürüdük. Onu yavaşça otutturdum ardından yanına oturdum.

"Biz çalışmadan önce çalışma mı yaptın?"
Önündeki ağaçlar ile bakışıyordu.

Kafasını geriye atıp soruma biraz geç cevap verdi. "Tam olarak.. sayılmaz."
Gözlerimi üstünden hiç ayırmadım.
"Peki sorun nedir? Neden bu kadar yorgunsun?" Omuz silkti.

"Baban nasıl biriydi Hyunjin? Seni sever miydi?" Sorunun neden geldiğini anlamamıştım fakat kafamı salladım.

"Severdi, beni hafta sonları ordudan izinli olduğu zamanlarda hep bir yerlere götürürdü. Onu beş yaşımda kaybetmeme rağmen, annem babamın beni çok sevdiğini bana her zaman hatırlatırdı."

Söylediğim şey ile bana döndü. "Üzgünüm.. bu kadar erken öldüğünü bilmiyordum. Savaşta mı öldü?"

Seni kurtarırken öldü, diyemeyecektim. Canını iyice sıkmak ve kötü hissettirmek istemiyordum. "Tam olarak sayılmaz."

Onunla aynı cevabı verdiğim için kıkırdamıştı, ben de aynı şekilde kıkırdadığımda bir süre birbirimize baktık.

Sonra allaşmış yanaklarını farkettim. Bir süre sonra gözlerimi kaçırmıştı.
"Sorun olmazsa biraz.. dinlenebilir miyim?" Nasıl olduğunu anlamasamda hemen kafamı salladım.

Onayımı aldığı gibi başını omzuma koymuş ve gözlerini kapatmıştı. Kalbimin sesini duyabileceğinden korktum. Çünkü bu sessiz civarda ikimizinde rahatça duyabileceği kadar hızlı atıyordu kalbim.

bu fic icin bir sürü bölüm fikri geliyor aklima cok mutluyum bu yüzden :3

o değil de loveless'in yavrusunun ismi ne olsun?

𝐩𝐫𝐞𝐭𝐭𝐲 𝐩𝐫𝐢𝐧𝐜𝐞' 𝐡𝐲𝐮𝐧𝐥𝐢𝐱Where stories live. Discover now