you can do it | 31

2.2K 346 173
                                    

jUst dO iT - nAyKı
ömrüm kalitesiz baslıklar bulmakla geçti, aha şuraya yazıyorum bir daha başka bir ficime uğrastırmalı baslıklar atarsam serefsizim.

Sonunda krallığa gelmenin mutluluğunu yaşıyordum. Bavulumu yere bırakıp Prens Lee'ye arabadan inmesi için yardımcı oldum. "Hyunjin!" Bana doğru koşarak gelen anneme kollarımı açtım.

Hızla sarıldığımızda hemen konuşmaya başlamıştı. "Nasıl geçti? Neler yaptınız? Çok zor muydu? Rahatsız hissettin mi kendini?" Art arda gelen sorulara Prens Lee'nin kıkırdamaso kulağımıza işitilmişti. "Ah, genç efendi.. kabalığım için kusura bakmayın. Oğlum ilk defa bu deneyimi tadıyor.. çok merak ettim."

Annem Prens Lee'nin önünde eğilirken Prens Lee elleri ile beraber kafasını sallamıştı. "Hiç sorun değil Bayan Hwang, bence oldukça güzel geçti. Umarım Hyunjin için de öyle geçmiştir."

Annem gülümsediğinde bende gülümsedim. Bence de.. oldukça güzel geçmişti. İçim oldukça rahatlamıştı. "Ben Prens Lee'ye yardım ettikten sonra yanınıza gelip her şeyi anlatacağım."

Annem kafasını salladığında Prens Lee ile sarayın içine girmiştik. Aslında yardım edecek bir şey yoktu.. fakat onu odasına kadar geçirebilirdim.

Prens Lee'nin gözleri merdivende takılı kalınca ben de gözlerimi merdivene çevirmiştim. "Anne..?" diye mırıldandığını duydum Prens Lee'nin.

Majesteleri bizi bir süre izlemiş ardından konuşmuştu. "Hwang Hyunjin'di değil mi?" Hemen eğilmiştim. "Evet, majesteleri." Merdivenleri yavaşça adımlamaya başlamış ve konuşmuştu, Kraliçe. "Seni odamda bekliyor olacağım."

O yavaşça yukarı çıkarken bakışlarımı Prens Lee'ye çevirdim. Kafasını bilmiyorum anlamında sallarken içimde ufak bir endişe oluşmamış değildi.
"Öğrenmiş olamaz, değil mi?"

"Git ve öğren, Hyunjin." Aramızdaki ufak fısıldaşma sonucunda hızla merdivenlere ilerledim. Basamaklara ikişer hatta üçer basarak yukarı çıkıyordum. Son katın sonunda bekleyen hizmetli konuştu.

"Majesteleri sizi bekliyor.. beni takip edin." Yavaşça hizmetliyi takip ettim. İlerdeki odanın kapısını tıktıklatmıştı. İçeri gir, emirini aldığı gibi kapıyı açtı.

Hizmetli içeri girmemi işaret ettiğinde yavaşça içeri girmiştim. Majesteleri büyük koltuğunda birkaç kadın hizmetli ile oturuyordu. Hizmetliler ona bakıp yaparken ben de öylece dikiliyordum.

"Geçmişte yaşadığımız olaydan dolayı beni kötü biri olarak biliyor olabilirsin."
Hemen kafamı sallayarak eğilmiştim. "Asla, majesteleri." Bunu demeseydim kellem alınabilirdi.

"Her anne o durumda oğlunu düşünmek zorunda. Beni anlayabiliyorsun değil mi?"
Kafamı salladığımda devam etti. "Seni buraya çağırmamın sebebi sana bir teklifimin olması. Oğlumu ölümden kurtarman ve silah (kılıç) kullanma konusunda oldukça iyi olduğunu görmüş bulunduk."

Sessizce onu dinlemeye devam ediyordum. "Gittiğiniz davet boyunca da iyi vakit geçirmiş gibi gözüküyorsunuz. Bu sebeple senden oğlumun özel koruması olmanı istiyorum, geçici olarak değil.. temelli." Gelen teklif karşısında sadece kalmıştım.

Bu benim için çok zordu.. atlarımı öylece bırakmak istemiyordum. Ayrıca çamaşırhane.. annem, eunji, ji eun ve diğerleri. Oraya çok alışkındım. Nasıl birden bırakabilirdim ki?

"Senin için zor olmalı fakat istediğin zaman onları görebilirsin. Atların bakımı için işini bilen insanlardan birini geçireceğim, bu konuda da için rahat olabilir."

"Ve oldukça büyük bir gelişme olacak. Sarayın için de lüks odalardan birinde kalmak güzel olacaktır. Oğlum için en iyisini istiyorum ve oğlumun yaşlarında tanıdık iyi bir koruma gibisi olamaz. Annen de senin için en iyisini isterdi, eminim buna o da sevinir."

Biraz küstahça olan konuşmasını bitirdi. Belki haklıydı fakat bunların hepsi daha çok sorumluluk demekti. Bu kadar sorumluluğu kaldıramabilirdim.

Özgürlüğümün kısıtlanmış olacağı durumunu da göz önünde bulunduruyordum. "Hemen karar vermek zorunda değilsin, sana bir dakika veriyorum." Sadece kafamı sallayıp o çok uzun olan bir dakikayı kullanmaya baktım.

Belki özgürlüğüm biraz kısıtlanabilirdi falat çok bir görevim yoktu.. En azından sürekli Felix'in yanında olabilecektim. Ayrıca bunu tereddüt ederekte yapmak zorunda olmayacaktım.. tek bu da değil, onu korumak istiyordum. Öğrendiklerimden sonra onu gerçekten korumak istiyordum.

Kafamda her şeyi kararlaştırdıktan sonra majesteleriye döndüm. "Yapacağım, efendim."

ilham cabuk geldi ho.

𝐩𝐫𝐞𝐭𝐭𝐲 𝐩𝐫𝐢𝐧𝐜𝐞' 𝐡𝐲𝐮𝐧𝐥𝐢𝐱Where stories live. Discover now