15. Bölüm "Rüzgar Senfonisi"

Start from the beginning
                                    

Çok kalın olmayan bir cilt olduğu için bir saatten fazla olmadan ilk cildi bitirmiştik. İkincisine geçsek mi diye konuşuyorduk ki Chris ve Rhino ofladılar. "Bizi neden dışlıyorsunuz?" dedi Chris. Biraz duraksadım. Burada olduklarını yeni hatırlamış gibiydim.

"Rhino ile eğlence anlayışımızın uyuşmadığını düşünüyorum." dedim Rhino'yu işaret ederek. Rhino 'hah'ladı. "Bu çok üzücü bir şey...Sizin bu kadar zevksiz olmanızdan bahsediyorum." dedi yapmacık bir üzüntüyle.

Ben ona pek kulak asmazken Chris "Peki ben?" dedi kendini işaret ederek. "Dürüst olmak gerekirse-" diye söze başlamıştım ki Sam sözümü kesti. "Sen bize göre yaşlısın." dedi bizden sadece 3 yaş büyük olan Chris'e.

Chris'in yüzündeki bilerek yaptığı abartılı hayal kırıklığına uğramış ifadeyi görünce kıkırdadım. "Abartma Sam. " Sonra Chris'e dönerek "Farklı bir şey için öneride bulunmayınca bize katılmak istemiyorsundur diye düşündüm. Ayrıca pek konuşmuyorsun."

"Fırsat mı veriyorsunuz?" Dediğinde yüzündeki ifadenin aynısını yapma sırası bendeydi. Chris bana güldü ve sonra Sam'e yüzünü buruşturdu. "Hey ben öyle yapmadım bir kere."

Sam'e döndüğümde onun da Chris'i taklit ettiğini gördüm. "Bu fazla abartılı olmuş." Desem de çok komikti ve gülmemi tutamadım.

Sam güyya biraz daha benzemek için ifadesini daha da beter hale getirince biraz daha güldüm. Rhino uzattığı ayağını dizime vurarak gözlerini belertti. "Sussana uyandıracaksın milleti."

Sam'e bakmayı kesip zar zor sustum. "Şu an burada davul zurna çalsak uyanmazlar bilmem farkında mısın?" Dediğimde göz devirdi.

"Bir daha göz devirirsen gözün geri gelmeyecek diye korkuyorum kes şunu." Dediğimde daha da abartılı göz devirdi.

"Çok iticisin." Diye mırıldansam da omuz silkti.

"Şunu bir versene bakayım." Dedi eliyle bir şeyi işaret ederek. İşaret ettiği yere baktığımda Sam'le az önce bitirdiğimiz mangayı gösteriyordu.

Şaşkınlıkla ona döndüm.

Tekrar omuz silkti. "Merak ettim sadece. Çok eğleniyormuş gibi görünüyordunuz." Dedi küçük bir çocuk gibi dudaklarını bükerek.

Bıyık altından gülümserken kitabı ona uzattım. Biraz daha geriye gidip koltuğa yaslandı ve kitabı incelemeye başladı. Chris de ona katıldı ve kitabı okumaya başladılar. Bir yandan da Rhino "Beğendiğimden değil, başka yapacak bir şey yok çünkü." diyordu.

Başımı iki yana sallarken kalktım ve gerindim. Saat öğleden sonra 5 buçuktu. En geç gece 2'de onları uyandırmayı düşünmüştük. Ve gece 2'ye ne yazık ki daha çok vardı ve yapacak pek bir şey de yoktu. Pencereden güneşin son ışıklarını görürken dışarı çıkmayı düşündüm. Eğilip yerde dağılmış halde duran Rhino ve Lewis'ten aldığım kağıtları ve incelemeyi düşündüğümüz kitapları aldım. Onlara çıkacağımı söyledikten sonra beni başlarını sallayarak onayladılar.

"Evden uzaklaşma." diyen Sam'e başımı salladım. "Canıma susamadım." diye mırıldanırken kendime güvenmiyordum da. Korku filmlerinde aşağıdan ses duyduğunda sırf merakından bakmaya giden kızdım ben. Ya da ne bileyim, yabancının biri şeker uzattığında şekeri alan kız.

Kapıya ilerleyip yavaşça açtım. Dış kapının önü ; üstü kapalı, eve bağlı bir çardak gibiydi. İki tane sandalye yan yana koyulmuş önünde de ucuz, küçük ve rüzgar estikçe gıcırdayan bir masa yerleştirilmişti. Pek dengede durmayan masanın üstüne elimdekileri temkinli bir şekilde bıraktım.

5 dakika sessiz sessiz oturup güneşin binanın ardına iyice gizlenişini ve parıltılarını yeryüzü üzerinden çekişini izledim. Hiç ses yoktu. Kimsesiz ve donuk bir gezegendi artık burası. İçime umutsuzluklar akın ederken düşünce kapısını kapayıp girişlerini engellemeye çalıştım. Zayıf olmaya vaktimiz yoktu.

Zifiri Karanlıkta Gezinenler (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now