//12

806 103 33
                                    


Kapıya sertçe vurulan yumruk sesi odada büyük bir gürültüyle yayıldığında korkuyla yattığım yerde zıplamaktan kendimi alamadım, düşüncelerimin arasında boğulurken ani gelen sese tepkisiz kalamamıştım.Odama girilmesini Seokjin hyung herkese yasaklamıştı. Ark ve Hanja dışında hiçbir görevli girmiyordu. Abim ve sarayı ziyaret eden Dük Namjoon ve Hoseok hyung ayrıca Prens Jungkook bir saat öncesine kadar yanımdaydılar.

İlk başlarda kimsenin yanıma gelmesine izin vermesen de abim bu durumdan endişelendiğinden tek kalmama izin vermemişti. Düşüncelerimi anlamış olmalıydı, onlar olmasa tüm o zaman boyunca tek kalsaydım yapacağım tek şey kendime zarar vermek olacaktı. Bunun önüne geçti.

Saatlerce yanımda oturup umursamadığım birçok konu hakkında konuştular. Boş boş duvara baksam bile yanımdan tek bir saniye ayrılmadılar. Benim için endişelendiklerini anlıyordum yinede yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. En sonunda bugün hepsinin işi olduğundan odamda tektim.

Verdiğim izin ile içeri giren adam 1.Şövalye Birliğindendi, Kraldan bir mesaj iletiyor olmalıydı. Bana selamını verdikten sonra hızlıca, "Prensim, Kral akşam düzenleyeceği baloya sizinde katılmanızı istedi fakat onun yanından ayrılmacaksınız." Babamın ona söylediklerini iletti.

Duyduğum cümle ile sıkıntıyla bir nefes bıraktım. Şu an yataktan kalkıp o adamın kafasını kesmemek için sakin kalmaya çalıştım.

Şaka olmalıydı.

"Gelmeyeceğimi ona iletin lütfen."

Bunu bilerek yapıyordu. Bana acı çektirmek, iplerin kimin elinde olduğunu göstermek için beni o kadar insanın önüne çıkaracaktı.

Şövalye suratında ki ifadesizliği ile aldığı cevaba karşı tekrardan konuşmaya başladığıbda, "Kral bu cevabı vereceğinizi bildiğinden bana böyle bir seçeneğin olmadığını net bir şekilde size söylememi belirtti." Demişti. Ona karşı çıkamayacağımı biliyordum, en azından bu durumdayken. Elimle ona odadan çıkmasını söylediğimde, karşımda reveransını yaptıktan sonra çıkmıştı.

"Lanet olası adam!" Sinirli mırıldanışım odada yankılanırken gözlerimi sıkıca yumdum. Şu zamana kadar beni balolara sokmayan adam, şimdi beni zorla gönderiyordu fazla ironik. Sırf benim acı çekişimi izlemek için yapıyordu bunu.

Ona bu gösteriyi sunmayacaktım.

Benim yıkılışım onun başlangıcı demekti, eğer onun önüne güçsüz bir şekilde çıkarsam beni herkese rezil edeceğini, en çokta kendisi için büyük bir eğlence yaratacağını biliyordum.

Ne pahasına olursa olsun bunların yaşanmasına izin veremezdim. Büyük bir kararlılıkla yataktan çıkarken hızlı bir şekilde üstüne bir şeyler giyip aynamın önüne geçtim. Vücudum ilk zamana göre artık daha iyiydi, uzun bir süre dinlenmiştim. İştahım olmadığından kilo verdiğim fazla belli oluyordu. Gözlerimde ki yorgunluğu nasıl düzelteceğime emin değildim.

Hazırlanmam için bana yardımcı olan hizmetçiler yokken ne yapmam gerektiğinden emin değildim, sadece aklıma gelen her şeyi yaptım.

Beyaz gömleğin üzerine siyah bir ceket ve tek omuzu kaplayan bir pelerin, beyaz pantolon ve üzerine siyah bot yeterliydi. Siyah ceketin yakaları bordo renkte ve üzerinde altından işlemelere sahipti, belimi ince bir kahverengi kemer iki kere dolanırken omzumdan sarkan pelerinin boynumda ki siyah kürkleri ve omuz hizamda ki altın broşumdan gelen birkaç aksesuar zincirleri belimde ki kemere bağlanıyordu. Gömleğimin hava da yakasını yutan şey siyah bir fular ve ortasında ki altın renkli broştu.

Saçlarımı geriye yatırırken birkaç tel özensiz gözükecek şekilde suratıma döküldü, masada gördüğüm sallanan küpeyi kulağıma taktığım da daha iyi gözükmüştüm.

Another Life || YoonminWhere stories live. Discover now