17. Bölüm

1.4K 109 81
                                    

"Öyle işte Kunpi, Sehun başkasını sevdiğini söyledi"

"Kim Lalice, söylesene!"

"Kulağımda ne bağırıyorsun! Söyleyemem, Sehun'a söz verdim"

BamBam telefonda kahkaha atmaya başladı. Yüz yüze olsaydık ben ona neler yapmazdım.

"Sevdiğinin sözlerini de tutarmış, aayş  ne tatlı"

Gözlerimi devirdim. Ben burada aşk acısı çekiyorum, en yakın arkadaşıma bak. Resmen fırlama...

"Aptal Lisa, sen gidip ne ye derdini bu aptala anlatıyorsan" dedim kendi kendime.

"Öyle deme Lalice, sadece moralini düzeltmeye çalışıyorum, istersen bugün dışarı çıkalım"

"Olmaz, Sehun'a sözüm var. Birlikte zaman geçireceğiz" dedim. BamBam anırmaya başladı. Gözlerimi devirdim

"Tamam kapat Kunpi" dedim ve telefonu kapattım. Her türlü önlem için BamBam'in numarasını engelledim. Tamam bu acımasızcaydı ama o da bir kez bana yapmıştı.

...

Sehun ile geçenlerde BamBam ile gittiğimiz sadece idollere özel kafeye gittik. Ne şans ki, oturduğumuz masanın yanında ki masada Bae Suzy sunbae oturuyordu.

"Ben acıktım açıkcası Lisa" dedi Sehun.

"Bende açıktım" dedim. Ardından garsonu çağırıp siparişlerimizi verdik.
O sırada dikkatim telefonuna bakarak sırıtan Sehun' a kaydı.

"Şey, neye gülüyorsun?" diye sordum.

"Krystal ile aramız düzeldi de onla konuşuyordum, Jongin ile sevgiliyken sadece mesajlaşıyorduk ve Jongin yakalayınca çok pis dayak yemiştim" dedi ve güldü.

"Şimdiki avın o mu?" dedim sertçe.

"Anlamadım?" diye sordu.  Sinirimi kontrol edemeyip yumruğumu sertçe masaya vurdum.

"Neresini anlamadın?" diye dişlerimin arasında konuştum.

"Lisa, hareketlerine dikkat et insan içindeyiz" dedi Sehun.

"Eee?" dedim ve ayağa kalktım. "Onlarda bizim gibiler, mesela saatlerdir arkada Lee Minho sunbaenim Bae Suzy sunbaeyi seyrediyor, neyse konumuz bu değil" dedim ve nefes alıp sözüme devam ettim.

"Ne zaman Sehun ne zaman fark edeceksin beni, farket artık ya! Beni fark etmen için yapmadığım maymunluk kalmadı ama bir kez bile fark etmedin. Ben yoruldum, artık peşinden koşabilecek bir Lisa yok" dedim. Kafede ki herkes bize bakıyordu. Göz yaşlarımı tutmaktan başka çarem yoktu. Masada duran çantamı alıp hışımla kafeden çıktım. Çıkar çıkmaz tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım. Çünkü artık başka bir amacım vardı; Sehun'dan vazgeçmek...

......................................................................

"Bugün pek konuşmuyorsun" dedi yanımda salatalıkları doğrayan Junmyeon. Cidden ne bekliyordu. Dün yeterince utanmıştım. Bugün utancımdan artanları kullanıyordum. Yani resmen öpüştü dün akşam. Ah! Hatırlamak istemiyorum!

"Ne konuşmamı bekliyorsun?" diye sordum. Yani dört bir yanımızda kameralar var, umarım dünden bahsetmez.

"Bilmem, mesela dün akşam ne yaptın?"

What??? Amacı ne ya bunun?

"Amancın ne senin?!" diye sordum sertçe. Ne yapmaya çalışıyordu? Yoksa foyamızı ortaya çıkarmaya falan mı?

"Bu kadar tepki vereceğini düşünmemiştim. Yani ayıp bişey de sormadım. Mesela dün gece ben Han nehrine dilek feneri uçurmaya gittim" dedi. Cidden! Ama bu kameralar kapanacak Kim Junmyeon!

We Got Married - JihoWhere stories live. Discover now