10. Bölüm

1.6K 121 34
                                    

"Hyung, Kyungsoo hyung şuan nasıldır acaba iyi midir?" diye sordu Jongin. Oysa ki gideli daha 24 saat olmamıştı.

"Aramızda en olgunu Kyungsoo ve kendine bakabilir Jongin" diye cevap verdim. Aslında bu dediğime ben bile ikna olamıyordum. İyi miydi acaba? Gece rahat uyumuş muydu? Kyungsoo biraz aksidir herkes ile anlaşamaz acaba oradakiler ile anlaşabilmiş miydi? Telefona uzandım ve rehbere girdim. Cevapları öğrenmenin tek yolu vardı.

"Az önce kendine bakabilir demiştin hyung"

Sehun'a sinirli bir bakış attım. Ben bir liderim. Üyelerin benim için çocuklardan farkı yok. Ne diyorlardı, Suhomma?

"Hyung! İlk ben konuşacağım!" diye öne atıldı Jongin. Onu umursamadan Kyungsoo'nun numarasını tuşladım. Birkaç kez çaldıktan sonra aramayı cevaplandırdı.

"Söyle hyung?"

Tamam sesi gayet iyiydi. Yani iyi değilde normaldi işte. Yine normal şekilde açtı. Eğer söyle hyung diyorsa kesinlikle hemen konuya geç, zamanım az gibi bişeydi.

"Kyungsoo-ah iyi misin?" diye sordum.

"İyiyim, üyelerede iyi olduğumu söyle, Jongin'e de iyi olduğumu söyle"

Telefonun hoparlörünü elimle kapatarak Jongin'e döndüm.

"İyiymiş" dedim. Jongin gülümsedi.

"Hyung daha sonra konuşalım olur mu? Şu an pek müsait değilim. Kendinize iyi bakın" dedi ve kapattı. Telefonu kapatır kapatmaz Jongin üstüme gelmeye başladı. Jongin susunca, Baekhyun

"O kadar da üzülmeyin aç kalıcaz diye, hadi yine iyisiniz bundan sonra yemekleri Baekhyun yapacak" dedi.

"Aman! Sakın sen yapma!" diye bağırdı Chanyeol.

"Aynen hyung, birkez yapıyordun da, o gün hastanede sabahlamıştık" dedi Sehun.

"Yapmana gerek yok gerçekten, sabahları bizi çığlıklarınla uyandırman yetiyor" dedi Jongdae.

"Tamam abartmayın, Kyungsoo gittiğine göre ve biricik lideriniz, liderlikte iyi olduğu kadar yemek yapmada iyi olamadığı için yemekleri Chanyeol yapsın" diye ortaya fikir attım. Kyungsoo kadar iyi yapamasa da en azından yiyebilecek kadar yapabiliyordu. Chanyeol kaderine kabullenmiş gibi yaptı. Ardından telefonuna gelen mesajı okudu.

"Sehun, Lee Soo Man efendi bizi şirkete çağırıyor" dedi. Sehun kafasıyla onayladı. Fakat içinden Lee Soo Man'a küfür ettiğini hissediyordum.

...

Bugün program çekimi olmadığı için yurtta kalmayı tercih ettim. Cidden Jisoo'yu dün sadece ilk geldiğinde görmüştüm ve sonra Joohyun'un yanına gitmiştim. Dün acaba onu ettiğim için kırılmış mıydı?

Yine Joohyun'u bırakamamıştım. Aferin sana Junmyeon. Aptalsın, tam bir aptal. Joohyun'u bir kenara atıp Jisoo'nun numarasını tuşladım. Bir kez çaldıktan sonra meşgule attı. Tamam yapılacak şey belliydi. Üstüme bir şeyler geçirip yurttan çıktım.

......................................................................

{-flashback-}

Jennie'ye herşeyin yolunda olduğunu anlattıktan sonra, Joohyun'un yanına giden Junmyeon'un arkasından gittim. SM binasını pek bilmediğimden koridorları karıştırmıştım ama Joohyun ve Junmyeon'un sesi sayesinde bulmuştum. Kapı hafif aralıktı. Herşey netçe görülüyordu. Joohyun ağlıyordu ve Junmyeon onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Çok canım yanıyor Junmyeon" dedi Joohyun ağlayarak. Junmyeon Joohyun'a daha da sıkı sarıldı. Buradan iki sevgili gibi görünseler de dost oldukları belliydi.

We Got Married - JihoWhere stories live. Discover now