12. Bölüm

1.6K 113 31
                                    

Lisa...

Düğün töreni bitmişti. Jisoo unnie ve Junmyeon oppa tatil bölümü için yolculuğa çıkmıştı. Saatlerdir ayağımda duran topuklu ayakkabılar artık canımı yakıyordu ve ben hâlâ Oh Sehun efendinin dikkatini çekmeye çalışıyordum.

"Lalice?"

Tanıdık sesi duyunca arkama döndüm.

"Kunpimook!"

BamBam gözlerini devirdi. Kafasıyla içeriyi gösterdi. Tabiki de düğüne davetli olduğunu bilmiyordum.

BamBam'in arkasından gittim. Bir süre sonra kiliseye yakın olan bir cafeye girdik. Cafe pek de ihtişamlı olmadığından kimseye yakalanmazdık herhalde.

"Ne oldu Bam? " diye sordum. Bambam cebinden tonlarca kağıt çıkardı ve önüme attı.

"Ne bunlar?" diye sordum.

"Sehun'a ulaşmanın yolları" diye  cevap verdi. Ne? Sehun'a ulaşmanın yolları? Hangi yolmuş ya o?

"Ne?" diye sordum.

"Bak Lalice, neredeyse idöllüğünün başından beri şu çocuğa hastasın. Artık onunda seni sevmesi lazım" dedi. Akıllı çocuk. Kağıtlardan birini alıp okumaya başladım.

"İnstagram'da  16,7M takipçisi var?  İyide bunları biliyorum. Ben EXO yurduna gizli kamera koymuş insanım" dedim. BamBam gözlerini devirdi.

"Lalice, madem onun hakkında bu kadar şey biliyorsun, o zaman ben kalkayım" dedi ve kalkmaya yeltendi. Bambam'i omuzlarından tutup sandalyeye çöktürdüm.

"Tamam, yardım et" dedim. BamBam kaşlarını çattı.

"Yardım et?" dedi.

"Lütfen"

BamBam gülümsedi. Kağıtların en altında ki kağıdı aldı ve tıpkı bir Profesör gibi görünüyordu.

"Hmm, Sehun sosyal medyada aktif biri, ama aşırı değil" dedi. Tamam bunu bilmiyordum.

"Yani benimde mi daha az aktif olmam lazım?" diye sordum. BamBam elini alnına vurdu.

"Senle ne yapacağım ben?" dedi.

"Tamam, sadece ne yapmam gerektiğini söylesen?" diye sordum.

"En alt birimden başla" dedi Bambam. O ne demek şimdi. Ona anlamaz bakışlar attım. Kendi kendine iç geçirdi. Bazen çok üstüne gidiyordum çocuğun.

"Dağnın zirvesine çıkman için etekleriden başlaman gerek, yani ilk Sehun ile arkadaş olman lazım, kanka misali. İkimiz gibi"

Mantıklıydı, ama ya bu iş daha da ilerler bana bro demeye başlarsa, kardeş olmaya dayanamam ama elimi çabuk tutarım.

"Hmm, mantıklı" diye cevap verdim.

"Oh be! Üstümden bir yük kalktı ya. Ha bu arada ilk bubble tea içmeye davet et. Şuan kilisesinin lavabosunda pubg oynuyor. Yani ona ulaşabilirsin" dedi. Kafamı onaylarca salladım. Topuklu ayakkabılarla kilisenin tuvaletine koştum.

We Got Married - JihoWhere stories live. Discover now