10~ÖLÜMÜN SESİ~

466 75 7
                                    

                             İyi okumalar...

Umut
olmalı hayatımızda yoksa neye yarar yaşamak.

                                        1.

İntihar ve ölüm

Bu iki kelime Maral'ın zihnine arada sırada uğrar kendilerini masum bir kurtuluş olarak gösterirlerdi.

Maral'ı ise canavar olarak görür bunu ona yansıtmaktan çekinmezlerdi. Ama şimdiye kadar hep başarısız oldular bu gencecik kızı halt edemediler..

Yeri geldi kapısına kadar dayandılar ona kolaylık sundular tıpkı bu merhametsiz yangın gibi ama bu yangın diğer yaptıklarından çok daha yakındı Maral'a. İntihar ve ölüm bu sefer masum maskelerini çıkarmış acımasızlığıyla boy göstermişlerdi.

Bu iki ortak zafer kazanmışlardı artık, Maral'ı sahiplenecek ve kendilerine başka kurban aramaya devam edeceklerdi. Tabii bu sefer ikisi tek değildi onlara bu zaferi tattıracak biri vardı..Mira Barlas!

Gerçek yüzü en az ölüm kadar ürkütücü, intihar kadar hastalıklı tip. Ölümden korkmazdı kendisine uğramadığı sürece. İntiharı ise sadece salakların yapabileceğini sanırdı.

Bütün herkes dışarıdaydı çığlıklar, feryatlar havada uçuşuyordu.

Mira herkesten uzakta, yaşlı ve bir o kadar görkemli ağaca yaslanmış, o hep sürdüğü kırmızının en koyu rujunu dudağına sürerken gülümsemeyi ihmal etmiyordu.

Asya her yerde panik içinde Maral'ı arıyor, önüne geçen insan engellerini ayırarak bağırıyordu "Maral!"

Baran, bundan on üç yıl önce yangın faciası içinde kalmış olan ve şu an kendisine sarılıp o günleri hatırlayan Hira'yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Hoş, şu an okulun önünde canı en çok yanan kendisinden başkası değildi..

O on üç yıl önce gelen, bir ailenin parçalanmasına neden olan yangında sadece canından çok sevdiği kardeşi Hira yoktu...Annesi de o yangındaydı. Gecenin bir vaktinde dumandan uyanıp Hira'yı kurtardıktan sonra tekrar içeri girip annesini bulup o şeytani uykudan uyandırmak istiyordu. Ama olmadı..babası gece bekçisiydi çok sonradan haberi almıştı ve oğlu Baran ne kadar eve girmeye çalışsa da artık girilmeyecek durumda olan eve girmesine izin vermedi.

Bağırdı..babasından kurtulup annesine ulaşmayı çok istedi. Sabaha doğru ise her şey olup bitmişti annesinin bedenine ulaşamadılar. Artık oda evde ki anılarıyla beraber kül olup gitmişti.

Baran kolları altında sarsılarak ağlayan Hira'ya daha çok sarılıp okulun merdivenlerinden inen Doğa'yı sonra da sırtına aldığı Maral'la beraber zor güç aşağıya inmesini izledi.

Hira'yı, Aras'a emanet edip onlara yaklaştı. Doğa sertçe yere düşerken öksürmekten kendini alamıyordu.

Onu hemen sedyeye bindirip ambulansla hastaneye gönderdiler.

Üstünde sadece iç çamaşırları olan ve tanınmayacak bir şekilde bütün vücudu kömür karasına bürünen Maral'a ilk müdahaleyi orada yaptılar herkes susmuş sadece ilk yardım ekibinin konuşmaları duyuluyordu.

Nefes almadığını bir hemşire söylerken okuldakiler ölüm sessizliğiyle olay yerinden teker teker uzaklaştılar. Kimse bu uğursuz olayın acı ölümü ile yüzleşmek istemiyorlardı.

Mira yavaşça kurbanına yaklaştı. Hiçbir duygu hissetmiyordu ne pişmanlık ne korku ne de memnuniyet sadece olması gerekenin bu olduğunu düşünüyordu. Bu ilk ölümlü kurbanı değildi ve son olmayacaktı. Baran'ın ona baktığını hissedince yüzüne üzgün olduğunu belli eden maskesini takıp gözden kayboldu.

HAYKIRIŞWhere stories live. Discover now