39- Ve...

20.3K 1.6K 1K
                                    

Ben sizi seviyorum sizde beni o yüzden kızmayın öpüşüp barışalım.

Keyifle okuyun canlar.

Duşa kabinin kapısını açmamla içeri giren hava, çıplak bedenimi ürpertti. Fazla sıcak kullandığım su yüzünden içerisini haddinden fazla buhar kaplamıştı.

Kenarda duran havluyu belimi sarıp aynanın karşısına geçtim. Buğulanmış aynada kendi yansımama yer açmak için elimin tersiyle sildikten sonra loş ışığın aydınlattığı bedenime baktım.

Boynum fazla hasarlı değildi bu sefer ama göğüslerim... neredeyse her yeri Affan'ın dudaklarının bıraktığı kızarıklıklarla doluydu. Göğüs uçlarım uğradığı şiddet sonucunda normalinden daha pembe, kenarlarıysa köpek Affan'ın bıraktığı diş izleriyle kaplıydı.

Kapının bir kere tıklatılmasından hemen sonra aşağı indirilen kapı kolunun sesiyle bakışlarımı o tarafa çevirdim.

Kapıyı duşa girerken kilitlememden kaynaklı açılmamıştı. Affan "Çakır?" Diye seslendiğinde kilitli kapıyı garipsediği sesinden belliydi. "Kapı mı kilitli?"

"Davar." Diye dışarı seslendim. "Dingonun ahırına mı giriyorsun?"

"Kapıyı tıklatmıştım." Güya savunma yapmıştı paşamız.

"Niyetini bu kadar belli etme." Kapıya doğru adımladım. "İnsan çaktırmamak için en azından 2 kere çalardı."

"Yakalandıysam hatırlat, bir dahakine çalmadan gireyim." Dediği şeye gülerken kapıyı araladım. Affan bedenimi kapının arkasına sakladığımı fark edip alayla güldü. "Vakit kaybı yaşadık boşuna."

"Alırsın koçum."

Kullandığım hitapla dudaklarını birbirine bastırdı, boş olan eliyle burun kemerini sıkarken gözlerini kısa bir an yumdu. "Koçum." Diye beni tekrar ederken gözlerini açıp gözlerime diktiğinde bu sefer dudaklarındaki gülümsemede küçük bir sinir vardı.

Affan'ın sinirlenmesi çok garip  geliyordu. Garip ve tatlı. Ateş olsa cürmü kadar yer yakmayacak bir sinir olması ayrıca eğlendiriyordu beni.

Bu yüzden "Beğenemedin mi aslan parçası?" Diye karşılık verirken amacım onu biraz daha sinir etmekti.

Burnundan verdiği nefesle histerik bir şekilde gülerken çenesi kasılmıştı. "Çok eğlencelisin Çakır."

Ciddi ciddi sinirleniyordu aptal adam.

Sırıtmam genişledi. "Tabi oğlum."

Oğlum dememle sinirle yukarıya kıvrılmış dudakları düz bir çizgiye büründü, gözleri kısıldı. "Devam etme Çakır." Sesi uyarı barındırıyordu.

Kolumu kaldırıp kapının pervazına yaslarken, aralık kapıdan ona doğru biraz yaklaştım.

Alt dudağımı yalayıp tek gözümü kırparken başımı hafifçe salladım ve eğlenen bir ifadeyle "Edersem?" Diye sordum

"Edersen..." duraksayıp düz bir şekilde baktı yüzüme.

Kaşlarım istem dışı çatılırken devam etmesi için "Eee?" Dedim.

"Çıkarırım..." Bakışları önce çıplak göğsümde, sonra ıslattığım dudaklarıma dokundu acele etmeden. Tekrar gözlerime baktığında ise o az önceki sinirli ifadesi yok oldu ve Dudağın sol tarafı alayla yukarı kıvrılırken konuştu. "...Acısını."

Söylediği şey yutkunmamı sağlarken hızlı bir şekilde geri çekildim. "Nah çıkarırsın."

Tepkime gülerken elini bana doğru uzattığında kıyafet getirdiğini yeni fark etmiştim. "Çok yorgun duruyorsun. Hadi giyin gel bekliyorum."

ZİKO (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin