ZİKO (bxb)

12- Bir Şey Vardır

Selam bebekler...

Uzun zamandır böyle girmemiştim, özlemişim... Yani cümleye:)

Sabah duyuruda sevgilisinden ayrılsın diye mesaj hazırladığım arkadaşım var ya biz barıştık diye mesaj atmış bana :) bir tane aklı selim insan yok çevremde yeminle. Neyse o ayrılık mesajını kurgularımdan birisine eklemeye karar verdim. Boşa gitmesin.

Diğer bölümlere kıyasla daha uzun ve Affan'lı bir bölüm:) keyifle okuyun.

•

"Güngör, rakı balık yapacaktık, nereden çıktı şimdi gece mekanına gitmek?"

Memnuniyetsizce sigaradan bir nefes daha çekip, külünü arabanın camından dışarı doğru bıraktım.

"Sen ve şu sıkıcı aktivitelerinden çok sıkıldım he." Derken ışıklı bir caddeye girmişti. Genelde takıldığımız mekanlardan daha uzak bir yerdeydik.

"Lan sikik! Sen demedin mi 2 gün önce rakı, balık yapalım diye."

Direksiyonda olmayan elinin avuç kısmıyla hızla ağzını kapatıp abartılı bir şekilde "Aaa." Dedi ve yüzündeki ayıplar ifadeyle kısa bir an bana bakıp tekrar önüne döndü. "Ağzın pislik yuvası resmen ya."

Verdiği tepkiye istemsizce güldüm. Piç, komik çocuktu ya.

Camdan dışarı dikkatle baktığımda conconların takıldığın sınırlar içerisine girdiğimizi gördüm. "Nereye gidiyoruz söylesene lan?"

Muzurca gülümsedi ve kaşları bir aşağı bir yukarı hareket ettirerek "Sürpriz, sürpriz." Dedi.

Ağzımın içinden "Sokucam sana da, sürprizinede." Diye mırıldandım.

"Yeminle dedem gibisin Ziko ya! Oğlum bi sal. Hep aynı mekanlara gidip duruyoruz, son günlerde bide özellikle bok gibi görünüyordun, az başka mekanlar görüp eğlenelim, bir farklılık olsun dedim. yola çıktığımızdan beri bi ağzıma sıçmadığın kaldı."

Ani yükselişine şaşırırken, istem dışı beni evden aldığından beri davranışlarımı düşündüm. Gerçekten bazen beni dedesine benzetirken ne kadar haklı olduğunu düşündüm. Hikmet dede çok çekilmez bir insandı.

Bozulmuş suratıyla yolu takip eden Güngör'e dönüp gülümsedim. Salak herif nasıl oynayacağını iyi
Biliyordu.

Yanağından hızlı bi makas aldım ve keyifle "Özgür mü öğretiyor lan bu hareketleri sana." Derken dalga geçtim ve rahatça arkama yaslandım.

Yüzünde ani bir telaş oluştu. "Ne Özgür'ü lan! Saçma sapan konuşma. Nerden öğretsin Özgür bana? Özgürle mi görüşüyorum ben? Yoo görüşmüyorum, görmüyorum ki bile. Ne alaka Özgür yani şimdi?" Diye saçmalarken yüzüne garipçe baktım.

"Sus lan, tamam anladık." Sigaramdan son bir nefes çekip izmaritini dışarı attım. "Ne çene varmış sende de, siktin iki dakka 10 saniyede beynimi."

Arabayı yavaşlattığında, durduğumuz yere baktım. Çoktan kararmış havanın altında ışıklarıyla kendini, yanındaki kulüpleren daha fazla belli eden mekana baktım.

Geldiğimiz yerin burası olduğunu anladığımda arabanın kapısını açıp dışarı çıktım. Güngör'de inip elindeki anahtarı valeye bırakıp, yanıma geldi.

"Nasıl ama?" Dedi avuçlarını birbirine sürtüp, gülerken.

"İdare eder de, nerden buldun burayı?"

"Sorgulama be Zikom sorgulama. Hadi!" Omzuma bir kaç kere pat patlayıp ilerledi. Arkasından giderken sabır çekmeyi ihmal etmedim.

"Adamlarıda almadık Güngör, umarım-"