39. • Final •

12.4K 1.1K 234
                                    

Her şey bir hayal gibiydi. Gerçeklikten uzaktaydım sanki. Daha birkaç saat önce kalp atışlarını duyduğum bir canlı bedenimde hayat buluyordu. Beni her an tüketerek büyüyordu. Karnım belirginleşmeye başlamıştı. Yalnızca birkaç saatte. Bu nasıl olmuştu?

Liel'in yardımıyla Freya ve Damien de gelmişlerdi. Crysea ormanının derinliklerinde bir malikânedeydik. Büyülü bir yerdi. Burada ne büyülü değildi ki? Navy'nin yardımıyla buraya gelmiştik. Doğum Dünya'da olamazdı. Ancak Routhelia gibi bir gezegen bunu kaldırabilirdi.

Sürekli besleniyordum ve doymuyordum. Kan açlığım daha önce hiç böylesine yüzeyde değildi. Liel tüm bunları düşünmüş ve ihtiyacımı karşılayacak kadar kan getirmişti.

Orion, Damien ve Lucian başka bir odadaydılar. Lucian'ın sürekli yanıma gelmesi ve nasıl olduğumu sorması dışında bir tuhaflık yoktu. Gülmeden edemedim. Sanki her şey normaldi de bir bu tuhaftı.

Evelyn'in amacını tam olarak kavrayamasak da bir nebze olsun anlamıştık. Kaçtığı şey ölümdü. Gördüğü bir kehanet vardı, melek dokunuşu gücüne sahip biri tarafından öldürülecekti. Benim peşime düşmesinin, sürekli yanına almaya çalışmasının sebebini ise Liel fark etmişti. Doğacak olan bebek... Bebeğim... Bu güce sahip olacaktı.

Evelyn şu an Routhelia'nın özel hapishanesinde tutuluyordu. Liel'in anlattığına göre Mensis sayesinde onu yakalamışlardı. Karşılığında Mensis'e bedenini geri vermişlerdi. Ve kayıptı. Bu durumu yadırgamamıştı kimse. Ashriel iyi olacağını söylüyordu. Kendi yolunu çizmeliydi. Evelyn'in ise Routhelia'nın Kalbi'ni neden istediğini kimse bilmiyordu... Liel dışında. O da sebebi söylemiyordu.

Elimi karnıma yerleştirdim kimseye belli etmemeye çalışarak. Acaba kız mı olacaktı yoksa erkek mi?

Ashriel'in sesi zihnimde yankılandı. "Ne olsun isterdin?"

"Hiç bilmiyorum. Bir önemi var mı? Anne olmaya hazır mıyım?"

Ashriel, pencerenin önündeki koltuktan kalkıp yattığım yatağa, ayakucuma yanaştı. Yüzünde minik bir tebessüm vardı. "Kimse hazır değildir Elismera. Ama o doğduğunda ve her şey durulduğunda yüzüne yansıyacak olan anaçlığı daha şimdiden görebiliyorum. Sen ince ruhlu bir kadınsın. Çocuksu yanın hâlâ seninle. Her ne kadar tehlikeli bir canlı da olsan sevdiklerini korur, onlar için endişelenirsin. Küçük Kıyametimiz için bunlar yeterli."

Sesli bir şekilde güldüm. "Küçük Kıyamet mi?"

"Evet, ona bu adı verdim." Tek kaşını kaldırdı. "Şimdilik."

Saatler geçip giderken yalnızca kendimle ilgilendim. İlk kez gördüğüm annem ve babama kafa yoracak bir halde değildim. Zaman ne gösterirdi bilmiyordum ancak henüz onları benimsemeye hazır değildim. Belki bir gün onlara sarılırsam ve sıcaklıklarını hissedebilirsem bir şeyleri çözebilirdik ama bunun için çok erkendi.

Gün bitti, yerini geceye bıraktı. Karnım her an büyüyordu. Liel, Navy ve Freya sürekli bana ne istediğimi soruyor ve beni sağlıklı tutmaya çalışıyorlardı. Routhelia'da küçük çaplı depremler yaşanmaya başlamıştı. Liel ve Navy özel bir büyüyle yerimizi gizlemişti. Herkes her şeyin farkında olacak ama kimse müdahale edemeyecekti. Doğumdan sonra ne olacağı ise tamamen bir sırdı.

Sabahın ilk ışıkları odama vurmaya başladığı sırada, "Nasıl hissediyorsun?" diye sordu Liel. Başucumda duruyor ve nazikçe saçımı okşuyordu.

Enerjim tükenmeye başlamıştı. Ne kadar beslenirsem besleneyim yeterli olmuyordu. Ve karnımdaki Küçük Kıyamet sürekli hareket ediyordu. Canımı yakıyordu. Ashriel zihnimi etkileyerek acımı yok saymama yardımcı olsa da yeterli olmuyordu.

Karanlık BağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin