31. • Her Şeyden Uzak •

12.3K 1.1K 62
                                    

Ashriel 

Nice medeniyetler görmüş, ne savaşlara şahit olmuştum... Ancak hiçbir zaman, bu kadar çok korktuğumu hatırlamıyordum. Elismera, çok hassastı. Ona bir şey olacak diye aklım çıkıyordu. Onu koruyamamaktan ölesiye korkuyordum.

Bir bilinmezlik içinde savrulup duruyordum. Asırlarca onun silik varlığını hissetmiş ve uzun, çok uzun bir süre onu beklemiştim. Ancak kelimenin tam anlamıyla hayatıma girdiğinde ona karşı bu denli derin bir bağ hissedeceğim aklımın ucundan geçmezdi. Korkutucuydu. Beni en iyi anlayacak tek kişi Lucian'dı. Değer verdiği çok kişiyi kaybetmişti. Ben ise ilk kez birine kelimenin tam anlamıyla değer veriyordum. Bu farklıydı. Bu, her şeyden çok farklıydı ve onu kaybetmekten korkmam akıl sağlığımın sınırlarını zorluyordu. İlk zamanlar içimde her an daha da büyüyen o sıkıntının ne olduğuna anlam verememiştim ama çok geçmeden bunun tek sebebinin kaybetme korkusu olduğunu anlamıştım.

Omuzumu kapı pervazına yaslayıp dikkatle Elismera'ya baktım. Uykusunda onu izlemek bir alışkanlık haline gelmişti. Her gece uçarak onun tarafındaki terasa geliyor ve içeri girip onu izliyordum. Her ayrıntısını ezberlemek istiyordum.

Arka tarafımda doğal olmayan bir rüzgârın bana çarptığını hissedince omuzumun üzerinden geriye doğru baktım. Lucian, terasın tırabzanlarının üzerine inip oturdu ve kanatlarını sırtında topladı.

Kapıyı sessizce çekip kapattım. Tamamen Lucian'a döndüm. "Bir sorun mu var?"

"Seni arıyordum ve burada bulabileceğimi düşündüm."

Neden bizi rahat bırakmıyorlardı? Zor şeyler yaşamıştık. Savaşa hazırlanıyorduk. Yalnızca biraz dinlenmek istiyordum. Sadece Elismera'ya kalmak, sadece onunla ilgilenmek istiyordum. Bir süreliğine her şeyden uzak kalalım istiyordum. Hemen arkamda bıraktığım o sıcacık yatağa girmek ve Elismera'yı sımsıkı sarıp sarmalamak istiyordum. Beni kokusuyla büyülemesini, göğsüne sığınmayı istiyordum. Bir geceye bile razıydım.

"Seni dinliyorum."

"Mensis bulunduğu bedene uyum sağlamakta güçlük çekiyor."

Bir süre düşündüm. Leona, Mensis'i William'ın bedenine taşımak için epey çapa sarf etmişti. Yeni bir transfere ne Mensis hazırdı ne de Leona ama vakit yoktu. Bu da bazı aksaklıklara yol açmıştı. Mensis sürekli sıkıntı halindeydi ve William'ın bütün anılarına katlanmak zorunda kalıyordu. Hâlâ meclisle olan kısımlara gelememişti.

"Buna şu an kafa yoramam," diyerek düşüncelerimden sıyrıldım.

"Ben de ama önemli bir detay var, Mensis bulunduğu bedenden çok daha güçlü olduğu için beden onu taşıyamıyor. Elimizi çabuk tutmalıyız."

Kollarımı çapraz bir şekilde göğsümde birleştirdim. "Her hâlükârda elimizi çabuk tutmalıyız zaten."

Lucian, esas konuyu bir kenara bırakarak, "Neden onunla birleşmiyorsun?" diye sordu birden. Bu sorusu karşısında kaşlarımı çattım. "Routhelia'ya savaş açacağız. Sen her ne kadar bunun bir kurtarma planı olduğunu söylesen de gerçek bu değil. Biz gitmezsek onlar bizim için gelecek Ashriel. Düşmanlarımız bizi devirdikten sonra sığınaklara gidecekler. Çocuklar katledilecek. Sıra kime gelecek dersin? İnsanlara tabii ki. Tamam, insanlar çok da umurumuzda değil ama bizler bunu yaşadık Ash, nasıl bir şey olduğunu biliyoruz. Bizim savaşımız yüzünden neden masumlar katledilsin?"

Bakışlarımı ormana çevirdiğim sırada, "Henüz erken," dedim.

"Bunu duygusal bir açıdan mı ele alıyorsun Ashriel? Sen?"

"Elismera buna hazır değil."

"Kararını değiştirdin sanıyordum."

Başımı salladım ağır ağır. "Değiştirdim, onunla en kısa sürede birleşeceğim ama biraz daha vakit gerek."

Karanlık BağWhere stories live. Discover now