33. • Melek Dokunuşu •

13K 1K 117
                                    

Liel

Routhelia - Letha Hanedanı

Taht odasında bana doğru yürümekte olan Evelyn endişeli görünüyordu. "Vakit daraldı Liel! Bana istediğimi ver artık."

Yerimden kalkıp ona doğru birkaç adım attım. Elimi havaya kaldırıp ona durması için uyarı dolu bir bakış gönderdim. "Ashriel'in kabuğu hâlâ sorguda."

"Şimdiye dek öğrenmiş olmalıydınız!"

Ondan uzaklaşıp dev pencereye yöneldim. Letha canlılığını yitiriyordu. Routhelia'nin Kalbi yalnızca Evelyn'e değil, hepimize lazımdı. "Deniyorlar ancak sanki hiçbir şey bilmiyor gibi."

Evelyn telaşla taht odasında dolanmaya başladı. Karanlığı çevresinde koyu bir sis bulutu oluşturmuştu. Bundan rahatsızlık duyuyordum. "Ashriel kalbin yerini söylediğinde bedeni yok edilecek, biliyorsun değil mi?"

Birden hareket etmeyi kesti. "Biliyorum."

Merakla yüzünü inceledim. "Hiç mi üzülmüyorsun? Bizler insani duygulardan uzak bir türüz ancak annelik evrenseldir."

Söylediklerimi umursamadı. "Savaşta her şey mübahtır."

İstemesem de ona doğru yaklaştım. "Savaşı başlatan sendin Evelyn. Asırlardır bir yalana inandırıyoruz halkımızı. Nice medeniyetler yıkıldı. Nice medeniyetler kuruldu. Çocuklarımız kin ve nefretle büyüdü. Oysa Routhelia böyle bir yer değildi."

Evelyn öfkelenmişti. "Burası masallardan çıkmış gibi konuşma Liel. Bozuk bir sistem vardı. Ben buraya düzen getirdim! Kast sistemi yapılabilecek en doğru şeydi! Routhelia ölüyordu ve birinin buna çare bulması gerekiyordu! Eğer bir melez olmasaydım kahraman ilan edilirdim ancak öylesine bağlıydım ki soyuma, dışlanmayı, hain olarak anılmayı göze aldım."

Çevresinde dolaşmaya başladığım sırada, "Okullarda ne öğretiyoruz biliyor musun?" diye sordum. "Senin ilk melez olduğun anlatılıyor. Yani sözde alnımıza sürülen ilk lekesin. Ama tüm bunların yanında girdiğin savaşlar, halkımız için yaptıkların da anlatılıyor. Seni bir hain olarak anmıyoruz Evelyn ama seni yeni neslimizin gözünde kötü kılan ne biliyor musun?" Yürümeyi kestim. "Sevgisizliğin. Bunu yüzeysel bir şekilde geçiyoruz."

"Sus," dedi birden.

"Merak etme, sırf birine bağlı olmayı göze alamadığın için ruh eşinle mühürlenmediğini ancak yine de ondan çocuk yaptığını öğretmiyoruz. Ruh eşinin hâlâ yaşadığını da kimse bilmiyor. Mensis ve Ashriel'in bunu öğrenmesini istemeyiz, değil mi? Üstelik babaları zannettikleri adamın, sıradan bir melez olduğunu ve onu kendi ellerinle öldürdüğünü de kimse bilmeyecek."

Üzerime doğru birkaç adım attı. "Sana sus dedim Liel!"

Umursamadan devam ettim. "Ruh eşinden çocuk yapman büyük akıllılıktı doğrusu. İlk melezin çocuğu, doğan en güçlü İmperium oldu. Ve tabii bir de şey var, herkes Aron ve senin mühürlenmediğinizi biliyordu. Buna rağmen çocuklarına onu baba olarak takdim ettin. Gerçek babalarını gizledin."

Evelyn'in karanlığı uyanışa geçmişti. Kendini zar zor kontrol ettiğini görebiliyordum.

"Aron'a aşıktım," dedi. "Ancak onunla mühürlenemezdim çünkü mühürlenmek saçmalıktı! Ashriel ve Mensis'in babasını da devre dışı bırakmak zorundaydım. Çocuklarımı bana karşı doldurabilirdi."

"Aron'a aşıkken onu öldürdün."

"Yapmak zorundaydım Liel! Bir yerden başlamalıydım! Aşk beni etkiliyordu ve görevimi yerine getiremiyordum."

O günleri düşündüm hüzünle. Melezler bizim için bir leke değil, birer nimetti. Eskiden Evelyn gibileri toplumda saygı görürdü ancak Evelyn takıntılı bir askerdi. Haklıydı, Routhelia ölüyordu ve nüfus temizliği şarttı. Ya da başka bir gezegene göç edebilirdik ancak Evelyn bir gece bir vurgun planladı. Melezlerin ölümüne gizli bir imza attı. Sebebini asla tam olarak kavrayamadım. Bir meclis üyesi olarak yapabileceğim tek şey bunu doğru olarak yansıtmaktı çünkü halk bu anarşizme karşı çıkar ve ayaklanma çıkarırdı. Sonrasında ilk iş Evelyn'i sürgün etmekti.

"Sen nasıl birisin Evelyn?"

"Buraya bunları konuşmak için gelmedim Liel! Routhelia'nın Kalbi'ni aldığında bana haber vermen yeterli!"

"Mensis ve Ashriel için üzülüyorum. Güçlü askerin sana daha fazla katkı sağlasın diye oğlunu ikiye böldün. Kader çocuklarına tek bir ruh eşi verdi diye üzülüyorsun bir de. Söylesene Evelyn, Elismera'yı Ashriel'siz bırakmak işe yaradı mı? Onun ruh eşini elinden aldık diye bize savaş açmaya yeltenmedi henüz."

Başını dikleştirdi Evelyn. "Savaşa hazırlanıyorlar."

"Ama buraya hiç varamayacaklarını biliyorlar mıdır sence?"

"Bana gelecekler," dedi. "Ruh eşine yardım etmek için yanıp tutuşan Mensis benim büyümü, burayı koruduğumu hissedecek ve bana gelecekler. Ben de Elismera'ya intikamını alabilmesi için bir teklifte bulunacağım. Savaş istiyorsa Mensis'le mühürlenmeli."

İstemsizce güldüm. "Peki istedikleri savaş gerçekleşmediğinde ne olacak?"

"Bir şey fark etmeyecek. Mensis'le mühürlenmiş olacak ve önünde sonunda benim yanımda yer alacak. O kız ölüm kokuyor Liel. Karanlığı çok güçlü ve karanlığı bir gün muhakkak onu ele geçirecek."

Söylediklerini düşündüm bir süre. Evelyn'in kafasından neler geçtiğini anlamak güçtü. "Elismera senin tarafına geçince ne olacak? Routhelia'yı korumaya çalışıyorsun. Buraya saldırmak gibi bir amacın olamaz. Amacın ne?"

Sesli bir şekilde güldü. "Routhelia artık benim için yalnızca başarıma giden yolda bir basamak Liel. Şimdiki aklım olsa melezleri öldürmez ve önce safkanları yok ederdim. Melezler sonraki aşama olurdu."

Sesimi yükselttim. "Neden? Evelyn yeter artık! Dur artık..."

Öfkesini dizginledi Evelyn ama huzursuz bir sakinliği vardı. "Bir gün anlayacaksınız. Routhelia'nın Kalbi'nin yerini öğrendiğinde bana haber ver. Unutma, bana borçlusun."

"Kalbi bana geri vermen şartıyla."

"Vereceğim. Sadece bir büyü için kullanacak ve geri vereceğim."

Çıkışa yöneldiğinde son kez konuştum. "Bana neden melezleri katlettiğini söyle."

Evelyn durdu. Bir süre sessiz kaldı ve tekrar harekete geçti. Taht odasından çıkmadan önce son kez konuştu. "Öldürdüklerim melek dokunuşu taşıyanlardı."

Karanlık BağWhere stories live. Discover now