TEKİLA |𝕸ü𝖍ü𝖗|

By gecedensonizler

113K 8.8K 7.1K

Bırakacağını , yine gideceğini anlayan kalbim delirirken durmadım. Acıyla çığlık çığlığa bedenimi ona ittim... More

T.☠•Tanıtım•
Tekila/Mühür-1.bölüm
Tekila/Mühür-2.bölüm
Tekila/Mühür-3.bölüm
Tekila/Mühür-4.bölüm
Tekila/Mühür-5.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-5.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-6.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-6.bölüm(Part2)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part3)
Tekila/Mühür-8.bölüm
Tekila/Mühür-9.bölüm
Tekila/Mühür-10.bölüm
Tekila/Mühür-11.bölüm
Tekila/Mühür-12.bölüm
Tekila/Mühür-13.bölüm
Tekila/Mühür-14.bölüm
Tekila/Mühür-15.bölüm(Küre)
Tekila/Mühür-16.bölüm(Küre)
Tekila/Mühür-16.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-17.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-17.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-18.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-18.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-19.bölüm
Tekila/Mühür-20.bölüm
Tekila/Mühür-21.bölüm
Tekila/Mühür-22.bölüm
Tekila/Mühür-23.bölüm
Tekila/Mühür-24.bölüm
Tekila/Mühür-25.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-25.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-26.bölüm
Tekila/Mühür-27.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-27.bölüm(Part2)
Tekila/Mühür-28.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-28.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-29.bölüm
Tekila/Mühür-29.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-29.bölüm(Part3)
Tekila/Mühür-30.bölüm(Part1)
Tekila/Mühür-30.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-31.bölüm
Tekila/Mühür-32.bölüm
Tekila/Mühür-33.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-33.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-34.bölüm
Tekila/Mühür-35.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-36.bölüm
Tekila/Mühür-37.bölüm
Zebun°SanalOyun°||texting

Tekila/Mühür-35.bölüm(part1)

790 75 131
By gecedensonizler

Bölüm müziği;
Gökşın Derin-Geceler boyu

●🍷

Gözlerim  kısa uykusundan üzerime eğilen bir gölgeyle dirildi.Genzimi yakan nefeslerime ek duyumsadığım ağır parfüm  kokusu rahatsız etmişti. Kısıkça açık olan gözlerim beyaz tavanla ufak bir bakışıp yakınımdaki varlığa döndü hafifce. Koluma doğru eğilmiş ,kahveye çalan saçlarını geriye sıkı bir topuz  yapmış hemşirenin simasını direkt tanımıştım.

Kolumu dikerken her defasında söylenen kızdı bu.

Benim uyanmadığı farketmemesiyle dikkatle ellerine baktım. Dikişlerimde gezinen eli tuhaftı. Yarayı kapatmak yerine başka bir sey yapıyordu.

Şüpheyle kısılan gözlerim  kadının işini bitirmesiyle geri kapandı. Hissetmediğim için uyanmamı beklemediğinden rahattı belli.
Üzerimdeki örgüyü hafifce çekmesiyle kolumu örtüğünü anladım. Bir acı hissetmediğimden kolumdan haberdarsız olsam da beynimi de kaybetmemiştim.

Bir bokluk vardı.

Gözlerimi açmadan hemşirenin uzaklaşacağını anlayıp kurumuş dudaklarımı araladım.

"Aradığınızı bulabildiniz mi?"

Kız'ın aniden çığlık atarak sıçraması ile kulaklarıma veda ettim.

"Si..siyahis hanım .." elini kalbine koyarak cidden korktuğunu belli eder şekilde derin bir soluk verdi. "Korkuttunuz beni."

Kaşlarımı önemsizce kaldırıp indirdim.

"İşim." diyişimle kız afalladı.

"Anlamadım?"

Bende öyle düşünmüştüm. Önemsemeyerek sağımda yatan salağı gösterdim.

"Size zahmet masadaki suyu şuraya döker misiniz?"  Kibar soruşumdan mı ne, kız iyice asalak gibi bakmaya başlamıştı bana .

Eliyle masadaki bardağı göstererek ,"Bunu ,"  ardından tedirgince Claus'u gösterdi." Beyefendiye mi dökeceğim?"  Çok garip bir şeymiş gibi tek tek anlatışıyla azıcık  kalan tahmmülüm bitmişti.

"Neden kimse işime yaramıyor."  Homurdanarak rahatsızca doğrularak sağlam elimle çarşafı üstümden çektim. Oturur vaziyete geçince dönmeye başlayan başımla gözlerim kapandı.

"Lütfen çok kan kaybetmişsiniz . Ayrıca bedeniniz güçsüz düşmüş. "  koşturarak gelip kolumdan tutan kızla irkilerek  kolumu kendime çektim.

Ters ters kadına bakarken onun sakat koluma bakıp sonra benimle göz teması kurmasıyla daha fazla dayanamadım.

"Şişş.... Baksana ."  Gözleri tedirgince benim usanmış yüzümde dolandı .

"Sen, ne iş?"  Diyip göz kırpmamla uyarılmış gibi benden uzaklaştı. Bir şey demeden odadan çıkacakken aniden durup geri bana yöneldi.

Deli miydi ne ?

"Doktor bey ilaçlarınızı vermişti ,dozajlarıyla birlikte içinde yazıyor . "  elime tutuşturduğu poşete ufak bir bakış atıp, "ee "  diyişimle sesimdeki şüpheyi anlamış gibi atıldı.

"Reçeteyle alınıyor , sizi buraya getiren beyefendi almış."

Kız'ın sözlerinden tek bir şeye takılmıştım. Beni buraya getiren kişi mi , ara sokağın tekinde fenalaştığımı hatırlıyordum ama beni birisi getirdiğini bilmiyordum.

Merakla kafamdaki kişiyi soracakken  elimdeki torbanın büyüklüğü ile duraksadım.

Bunlar da nesi?

Şüphelerim şuraya dursun , bedenim yitikti, ilaçlara ufak bir göz attığımda gördüğüm  iğneler bana mantıklı bir açıklama sunmuyordu.

Cidden sakat koluma verdikleri  iğneyi sorgulamayacağımı mı sanmışlardı?

Yüzüme tutunan yarım ağız gülüşle yataktan destek alarak doğruldum.
Ayaklanışım ile bir adım gerileyen kızı baştan aşağı süzdüm.  Duruşundaki eğretilik herhangi bir eğitime tabi olmadığı gösterse de  iyi bir oyuncu da olabilirdi.

Kıza doğru bir adım daha atıp yaklaştım. Bir yandanda elimdeki poşetten bir tane şırınga çıkarıyordum. Bunu yapmak için milyon sebep sunmuştum kendime.

"Elinde baya hafifmiş hemşire , hiç bir şey hissetmedim."  Kendi kendimle alay edişim kızı iyice ürkütmüştü. Sakat koluma giren iğneyi hissetmem olasıymış gibi. Sözlerimle kızın ürkek hali kaybolmadı. Bende durmadım.

Poşetten bir ampul  aldım. Kız ne yaptığımı anlamamış olsa gerek her hangi bir atakta bulunmuyordu.

Işime gelirdi.

Ampulun başını kırıp içindeki sıvıyı şırıngaya doldurdum. Daha sonra şırıngada hava kalmayacak şekilde sıkarak hafif ilacın iğneden çıkmasına izin verdim. Hareketimle kızın yüzündeki hafif şaşkınlık bana az gelsede asıl şimdi ifadesini merak ediyordum.

Sağ elimdeki iğneye dikkat ederek  havaya kaldırdım ve sahte merakımla kıza doğru eğildim. Benden bir beş on santim kısaydı malum.

"Böyle mi yapılıyordu ?"

Kızın hızla onaylar baş sallamasıyla yüzümdeki sahteliği atıp katılaşan yüz hatlarımla hiç tereddüt etmeden kolumu havaya kaldırdım.

"O zaman bir deneme testine bir şey demezsin."  diyip kızın çığlığıyla şırıngayı omzuna sapladım.

Gözlerime korku dolu bakan kızın gerçekci olması bile umrumda değildi. Kimseye güvenemezdim .
Parmağımla şırıngaya basarak kızın bir çığlık daha atışını duygusuzca izledim.

Bunca çığlığa hala uyumakta olan Claus'u sorgulamak istemedim yoksa delirmemek içten bile değildi.

Aptal!

"Bu..bunu neden ya..yaptın?"  Gozünden süzülen  yaşla titrek sesiyle masum olduğunu mu sanıyordu?

Omzundaki iğneyi çıkarıp bir kenara fırlatarak konuştum.

"Bana ne verdiğini başka nasıl öğrenebilirdim hemşire?"  Tek kaşım kalkık umursamaz soruşumla daha da zırladı.

Görende boğazını kestim sanacak.

Onu olduğu  yerde bırakıp gözüme kestirdigim su bardağına yöneldim. Bir yandan hemşireyle konuşmaya devam ettim.

"Ilaç etkisini gösteresiye kadar benimlesin , kaçmayı aklının ucundan bile geçirme ."elime aldığım su bardağıyla son kez hemşireye ikaz edip horul horul uyuyan Claus'a yaklaşıp kısık sesle seslendim.

Bunca sese uyanmayan adam bu ses tonuma nasıl olsa uyanmazdı.

"Bir kere şaşırt beni be."  Göz devirerek elimdeki bardaktaki tüm suyu Claus'un yüzüne çarptım.

Suyun yüzüne çarpma sesi dahi kulak tırmalarken ,Claus'un gram hareket etmeyişi tahammül sınırımı bitirmişti.

" Aptal herif kış uykusuna mı yattın!" Koluna sertce geçirişim ile başının altına aldığı kolu yanına düştü.  Havada sallanan kolundan gözlerimi yüzüne çevirmemle hala gözleri kapalı adam öfkemi geriye itti. Yavaş yavaş içime yerleşen tuhaf his ile dizlerimi kırarak Claus'un yüzüne yaklaştım .

"Claus ?"  Endişeyi yer edinen sesimle elimi iki parmağını korkarak boynuna koyup  nabzına baktım. 
Hissettiğim atışlar bir nebze olsun içimi rahat ettirirken kafamı rahatsız eden ağlayış sesiyle  köşeye sinmiş kıza çevirip öfkeyle tısladım.

"Kes sesini!"  Bağırışımla olduğu yere iyice sinmesine aldırış etmeyip elimi bu sefer Claus'un alnına koyup  ateşine baktım.

Yoktu.

"Neler oluyor ?"  Mırıldarak ateş olmayışı ile kısa bir soluk verip hızla ayağa kalktım.
Birisi Claus'u saf dışı bırakmak istemiş, ya da bana yaklaşmak için dostumu  aradan çıkarması gerekmişti.

Kahretsin! Ne boklar dönüyordu  bu hastanede?

Odanın ortasında salak salak beklemek yerine vakit kaybetmeden kıza yöneldim. Beni farkeden kızın gereksiz ağlayışlarına göz devirip bileğinden tuttuğum gibi kendime çekip ayağı kaldırdım.

"Ne zamandan beri uyuyor bu çocuk  , odaya senden başka giren oldu mu?"  Sorularıma anında cevap alamadıkça sinirle kızı omuzlarından iterek  Claus'un önüne getirdim."Muayene et!" Öfkeli emrimle hızla başını sallayan kızın korkusu umrumda değildi.

"Eğer ona bir şey olursa sorumlusu seni bilirim! "  odadan çıkmadan önce kızın kaçmamasını garantiledim.

"Kapıya adam bıraktım , sakın bir aptallıkta bulunma!"

Umarım blörfümü yerdi.

Hala güçsüz olan bedenim bana pek yardımcı olmazken dönen başımla duvardan destek alarak öfkeli adımlarla güvenlik odasına aramaya koyuldum. 

Birisi odaya girmiş olmalıydı.

Hem kendi kendime  söyleniyor , hem de odayı ararken etraftaki insanlara da ters ters bakmayı ihmal etmiyordum. Deliriyordum .

Kafamdaki  düşünceler beni iyice yormaya başlamıştı.  Geçmişe dair  bir şeyler hatırladıkça zihnimden bir şeylerin kaçacağından korkarak tüm önemli bilgileri tekrar ediyordum. Delirmiş gibi görünen halimin aksini iddia etmiyordum  belkide deliriyorumdur.

Bir kaç kişiye çarparak sonunda aradığım odanın önüne gelmiştim. Personel  harici giremez yazısının altında bulunan kart girişi mekanizması ile tekmemi kapıya geçirdim.

"Lanet olsun!"

Bir işimde kolay olsun!

Hızımı alamayıp tekrar güçlü bir tekme kapıya geçirmemle açılması bir oldu.

Yok artık.

Hafif saşkınlıkla hızla kapıyı itmemle iri bir bedene tosladım.

"Hanımefendi buraya girmek yasak!"

Adamın güvenlik görevlisi olmasının yanı sıra bedenimi her an dışarı atacak olması gerçeğiyle hızla kafayı çalıştırdım. İnsanların dikkatini çekmeden yapacak bir şey .

Başım dönüyormuş gibi bir elimi alnıma götürüp  kendimi kapıya yasladım.

"Ben..."  içeriye ufak bir bakış atarak devam ettim." Sanırım kayboldum." Sesimdeki acziyet ve yorgunluğa izin verirken , gerçekten dönen başım inandırıcılığımı kuvvetlendirdiğine emindim..
Adam inanmış olsa gerek Hissiz kolumu nazikçe tuttu "Dikkat edin, bana tutunabilirsiniz." kafasıyla içeriye şöyle bir bakıp ufak bir tebbessüm attı yüzüme. 

"Sizi odanıza götürelim."

Adam, tok sesiyle bir elini omzuma koyup beni kapıdan ayırması ile kapı biraz daha açılmıştı ve bende istediğim fırsatı yakalamış  bayılıyor numarasıyla kendimi içeri atmıştım.

"Hanımefendi iyi misiniz!" Belime yönelen  eli ile kendimi son anda toparlayıp geriledim. Adamın  endişeli yüzüne ruhsuz bir gülüş atıp omzuna  omzumla sertce vurarak arkasına geçtım.

"Gayet iyiyim." Buz gibi sesimle adamın öfkesi yüzüne gark oldu.

Ama atakta bulunmasına izin vermeden hızımı kesmeksizin kapıyla adamın arasına girip sırtımı  kapıya verdim. Onu bayıltmak için  bedenimdeki güçsüzlüğü kapıdan destek alarak gidererek  kollarımı adamın boynuna sardım.
Dirseğimle hapsettiğim boğazın nefesini keserken tek isteğim bayılmasıydı ve öyle de oldu.

Yere kayan iri bedenle oyalanmadan kameraların olduğu yere geçerek  bilgisayar klavyesinde parmaklarımı oynatmaya başladım.

Hastaneye  gelişim ile aradan geçen dakikaları hızlandırarak ilerlerken gördüğüm sima ile parmaklarıma aniden durdu.

Ne?

Uzun ve iri olan beden yavaşca odaya girdi. Bedenine tam oturan siyah deri ceketin cebine ellerini koyup kapının yanındaki duvara yaslandı. Tam kamera açısına giren yüzü ile merakla ekrana biraz daha yanaştım ve odada bulunan tüm kamera açılarını açtım.

Dakikalar birbirbini kovalarken saniye atlamaksızın Duman'ın beni izleyen halini izledim. Ne yaklaştı ne uzaklaştı , kaç dakika oldu bilmiyorum ama kıpırtsız yaslandığı duvardan beni izledi. Bende onu.. Arada başını geriye atıp gözlerini kapatarak dudaklarını kıpırdatışını farketsemde ses olmadığından sadece izleyebildim.

Yerde boylu boyunca yatan güvenlik görevlisinin her an ayılacağını bilsem de kendimi bundan  alıkoyamıyordum.Onun o yüzündeki derin kederi gördükce yüreğimi beni rahat bırakmıyordu , bir şeyler zor geliyordu.

O an aptallığıma doymadığımı bilsemde   Duman sonunda odadan çıkıp gidişi ile hızla klavyede parmakları oynatıp Claus'un odaya girişine gelmiştim. Burada parmağım tuştan çekmemle saniyeler ağırca akarken kıpırdamaya başlayan  güvenlik görevlisi ile biraz daha ilerlettim ama hiç birşey bulamadım.

Nasıl?

Claus odaya girip beni kontrol etmiş başımda biraz beklemiş ve uyuya kalmıştı bu kadardı başka bir şey yoktu.

Hızla girdiğim yerlerden geri çıkıp  ayılan güvenlik görevlisi ile son anda kendimi odadan dışarı atmıştım. Adamların beni arayacağını bildiğimden dışarı çıkmıştım. Çıkışımla ile bir köşeye sinip iki güvenlik görevlisinin etrafta dolanışını izledim. Ardından hastanenin yangın merdivenin  kilidini kırarak binaya yeniden girdim.

Baya zorluyordum şansımı.

Claus'u o masum görünen  zırlak hemşireyle bıraktığımı hatırlamam  fazla uzun sürmemişti.  Koşar adımlarla dikkat çekmeden odama girdim. Usulca girdiğim gibi Claus'un başında bekleyen kadına şaşkınlığımı gizleyemerek baktım.

Cidden kaçmamış mıydı?

Onun ,benim aksime sakin haliyle hızla hala daha uyumakta olan Claus'un elini tuttum.

"Nesi varmış?"

İnip kalkan göğsünü görmek bir nebze olsun içimi rahatlatıyordu. Claus ile devamlı dalga geçsemde onun ne kadar dikkatli birisi olduğunu  en iyi ben bilirdim
ve şimdi onu böyle görmek imkansız geliyordu.

Kim onu bayıltabilirdi ki?

Kimse ona ,o istemedikçe yaklaşmazdı. Ama her kim ise ona yaklaşmakla kalmayıp onu bayıltıcı bir şey vermişti.

"Sadece bayılmış sanırım ,bir sorun görmedim ama siz yinede bir dahileye görünün."

Kızın  sözlerine güvenmesemde şu anlık yapacak bir şey yoktu , baygın olması dışında herhangi bir sıkıntı olmamasıa güvenerek irdelemedim;şu anlık. Başımda halada bekleyen kız ile duraksayarak kafamı kaldırdım.

"Sen niye hala burdasın?"  Gözlerim yalan söyleyecek olan kızın suratında merakla dolandı. Evet yalan söylecekti, çünkü  hiçbir aptal ona saldıran birisini uslu uslu beklemezdi.

"B..ben iğnenin  hiç bir etkisi olmadığını  görmenizi bekledim.  Onları kullanmanız gerekiyor."  Onun susuşu ile kaşlarım iyice çatılırken ben tam bir söyleyecekken kız ,benden önce davrandı.

"Bana yaptıklarınızı güvenliğe söylemeyeceğim , umarım güven probleminizi aşarsınız. Geçmiş olsun." 

Ne?

Ve o hızla odadan çıkan kızın arkasından bir müddet bakakaldım.

🍷

Yazar anlatımı

Nefes nefese odadan çıkan kız , gergince boynunu ovuşturarak avucunda sakladığı boş şırıngayı ufak bir bakış attı. Gerginliğini hala üzerinden atamamışken hızlı adımlarla ilerlemeye devam etti. Dikkat çekmemek icin özellikle taktığı peruğu eliyle düzelterek kakülleri sayesinde iyice yüzünü gölgeledi.

Hastanenin çıkışına gelmesi ile ona selam veren bir kaç doktora başıyla kısa selamlar verip kendisini dışarıya attı. 

Yüzündeki soğuk ifadenin aksine içindeki korkuyu zor zapt etmişti.
Tekila ile yalnız kaldığı o zaman diliminde başarısız olması demek kızın sonu olurdu,Mühür de o kızı ve gücünü görmüştü . 

Bunu atlattığına , Tekila'yı kandırabildiğine hala inanamıyordu.

Hastaneden uzaklaşması ile yol üstünde bulunan çöp konteynırına çabucak  üzerindeki beyaz önlüğü ,peruğu ve elindeki boş şırıngayı attı.

Hala daha titremekte olan parmaklarını kot pantolonun cebine sokup telefonu asıldı  ve ufak bir mesaj attı.

0506*******

-Iş tamam.

Ardından telefonun içinden hattı da çıkarıp yere attı.
Ona söylendiği gibi bir kaç sokak ilerisinde bir binanın bodrum katına indi.

Küçük bir ışığın aydınlattığı köşedeki adamın boyundan tanımıştı. Adamın yüz hatlarını  yine net göremezken daha fazla göz teması kurmadan hızla selam verip ellerini önünde bağladı kız.

"Anlat."  Adamın boğuk sesiyle kız hiç başını kaldırmadan dudaklarını hareket ettirdi.

"Efendim plandığınız gibi ilerledi her şey. Onu, verdiğiniz adreste baygın bir şekilde bulduk .Dikkat çekmeden yoldan geçen  birinin telefonuyla ambulansı arayarak hastaneye kaldırdık. Krize girdiği için herhangi bir ilaç verilmedi emrettiğiniz gibi. "

Kızın  nefes nefese susması ile ufak bir sessizlik oldu.

Adam kusursuz planı kızın anlatımıyla beyninde tekrar ederken , bir pürüz çıkmaması için dikkatli davranıyordu. Aklında ise tek bir soru vardı, ona emredilen asıl görevi.

"İlaçlar?"   Adamın merakı sesine dahi yansımıştı. Tekila'nın o iğneleri kullanması gerekiyordu. Kız, duyumsadığı merak ile sertce yutkundu.

Omzunu acıtan iğneyi hala hissedebiliyordu.

"Yine dikişlerini açmıştı , önce yeniden pansuman oldu. Ardından  iğneyi yapacakken bir adam geldi. "

Adam planın aksine duyduğu kelimelerle irkildi aniden ses tonu katılaştı.

"Kim!" 

Tahmin ettiği gerginlikle kız korkuyla atıldı.

"Merak etmeyin o işi hallettim. Tekila ayılana kadar onu bayıltmam gerekti ama bayılttığımdan haberi bile yoktur eminim."

Adam bu pürüzlükten hoşnut olmasa da sessiz kaldı, kafasında bir şeyleri oturtmuştu bile.

"Tekila ise söylediğiniz gibi ona verdiğim ilaca direnç gösterdi  ve erken ayıldı. "

"Uzatma ! Şu lanet olası ilaç poşetini  aldı mı onu söyle?"

Adamın  asıl merak ettiği şey ile kız omzunu istemsiz ovuşturdu.

"Efendim dedikleriniz harfiyen oldu. İlk önce şüphelendi  ve iğneyi bana sapladı. "  sonlara doğru kısılan kızın sesiyle adamdan bir homurtu çıktı.

"Uyanık!"

"Merak etmeyin inandı , ilaçları kullanacağına eminim. Eğer benden başka bir isteğiniz yoksa gidebilir miyim."

Adam bozuntuya vermeden soğuk sesiyle "Elbette."  Diyişi ile elindeki para destesini kıza verdi.

"Teşekkür ederim efendim." Adam sadece onaylar şekilde kafasını indirip kaldırması ile kız rahatlayarak bir soluk verdi. Ona verilen bu görevi yaşadığı sorunlara rağmen başarıyla gerçekleştirmesi ve parasını alması onu inanılmaz sevindirdi. İçinden  bir dahaki göreve de beni alırlar derken gevşeyen bedeniyle keyifle arkasını döndü.

Elindeki para destesine gülümseyerek bakıp cebine koyması ile attığı büyük adımla kalakaldı.Islık sesini andıran ufak ses ile ruhunun bedeninden zorla alındığını hissetti kız. Bir kaç adımla  hayat onun için durdu.

Adam aldığı emir üzerine paltosunu kaldırarak belindeki silahını çıkardı . Susturucuyu taktığı silahı kızın yürümekte olan bedenine doğrulttu ve hiç tereddüt etmeden başına nişan aldı ve uğurusuz aleti ateşledi.

Kız'ın zayıf bedeni başından süzülen kanla bir yaprak misali yere savruldu.

Adam ,yere yığılan beden ile kıza bir an olsun bakmaksızın görevi yerine getirmenin keyfiyle yerdeki paraya dahi elini sürmeden  depodan ayrıldı.

Bir yaşam , karanlık bir bina boşluğunda yitti.

●🍷

"Köklerimi görebiliyor musun Patron?"

Kapının önünde direk gibi dikilen can dostuma donukca baktım.

"Ağaç oldum , Ağaç!"

Hala o söylenirken , sanki benle alakalı değilmiş gibi umursamadan ayak ayak üstüne atıp gözlerimi  tavana diktim.

Claus'u kim bayıltmıştı  ve neden?

"Hastane hobinde yeni çıktı. "

Bu sözüyle durgun suratım gerildi. Keyfimden geliyordum sanki. Salak herif baygın olduğunu bile farketmemişti, uyanmasını beklemiştim hem , hem de uyandığı gibi onu beklettiğimi zırvalayıp durmuştu.

"Patron?" 

Dalgınca tavanda olan soğuk bakışlarımı Claus'un sıcak kahvelerine çıkardım. Tepki veremedim , sadece baktım.

Onu tedirgin etmek istemedim.

Konuşmak isteğimi dilime aracı edemedim. Kalbimdeki ağırlıkların üstüne  bir de Claus'un üzerindeki kötü elleri düşünüyordum.
Bir şey söylemek için açılan dudaklarım , titremeye başlayan elim ile geri kapandı. Gözlerimi ondan ayırmadan usulca baldırımın altına aldım elimi.

Şimdi sırası değil..

Krizi kaldıramayacağımın bilincinde sertçe yutkunup açılıp kapanan kapıyla hızla gözlerimi  şüpheli kahvelerden kaçırdım.

İyi zamanlama.

Araf.

Büyük paltosunun ceplerinden ellerini çıkarıp sağ eliyle sakalarını sıvazlayarak içeri girdi. İki büyük  adımda yanımıza gelirken yüzündeki  soğukluk ile bana boş bir bakış  attı.

Klasik Araf.

Onu tanımayan bir insan olarak baktığımda umarsamadığım kişilik şimdi gözüme çaresiz geliyordu. Onun da benden farksız olmadığını öğrenmenin hala daha  ağırlığını yaşıyordum.

Artık kimi ,neden düşüneceğimi şaşırmıştım.

"Beni çağırdın." 

Tozlu sesiyle garipce kaşlarım kalktı. Bir soru sormamış , gelmesinin normal olduğunu söylüyordu . Ben, her çağırdığımda gelebilecekmiş gibi..

"İyi alıştınız siz buna ha!"

Sabırsızlanan Claus ile Araf ile olan bakışmamızı kestim elimle iki boş koltuğu  işaret ettim.
İkisininde sualsiz oturuşu ile gözlerim  donukca kapıya kayıp geri direkt Araf'ın yüzüne odaklandı.
Kafamda biriktirdiğim binlerce  soruların aksine sonuca odaklandım.

"Kaçıncı deneksin?"

Dudaklarımı takip eden gözleri ağırca gözlerime çıktı. Soruyu beklemediğini belli edercesine gerilen çenesini görmezden geldim.

Kibar olamazdım.

"Bunu konuşmama..-"  soğuk sesindeki ağırlığı ilk defa hissederken onun Claus'a kayan bakışları ile dudakları durdu.

Benimde bakışlarım Claus'a kayması ile  şaşkınca irkildi.

"Ne var?" 

Hadi ama bunu herkes duyacaktı , birisinden saklayacaksa bile o Claus olmayacaktı.

Sıkkınca bir soluk alıp titremesi artan elimi  bacağımım altından alıp iki dizimin arasına koyarak konuştum.

"Çekineceğin bir durum kalmadı."  Sesimle kafası yeniden bana dönerken kafamı sola eğip daha kısık bir sesle devam ettim" Bunu herkes öğrenecek."

Biten sözümle  tüm yüz hatları aniden öfkeyle gerildi.

"Ne halttan bahsediyorsun sen!"  Ani kalkışı ile hissettiğim öfkesi ile göz devirip geriye yaslandım.

Umursamazlığım gözüne  battığına emindim.
Bu tavrım onu iyice öfkelendirmişti. Gergindi ve ben gerginliğini  daha da arttırıyordum. Şuursuzca etrafına bakıp  gözüne sehpayı kestirdi. Gözlerim  olacakların bilincinden izledi .Tahmin ettiğim gibi bağırarak koltuğun yanında bulunan ufak sehpaya postallarını geçirdi.

Umarım güvenliktekiler sesimize gelmezdi.

"Sen kimi tehdit ettiğinin farkında değilsin!"  Bağırışıyla parçalanan sehpa odaya dağılmıştı bile.

Ne hoş!

Hala daha benden tepki göremeyişi ile üzerime gelecekken Claus devreye girdi.

"Ağır ol!"   İki erkeğin ,iri bedenleri birbirine kıyas birebirken , Araf'ın denek olmasının verdiği güç ile Claus'u savurdu.Öfkesi öyle yoğundu ki ,  kararan gözleri gözlerimle çakışınca bunu daha iyi anlamıştım.

Ölmekten gerçekten de korkuyordu.

Tam üzerime  atılcakken titriyen elimi umursamayıp kaldırdım.

"Dur!" Sakin ikazımı umursamadan üzerime eğilerek yakamı tutmak isteyen elleriyle sinirle tekmemi dizine geçirdim.

Sert hamlemle geriye sendeleyen bedenden ufak bir serzeniş bile duyulmadı. Güçlü olduğunu  biliyordum. Hızla ayağa kalkıp sevimsizce gülümsedim.

"O gün bana bilerek kendini dövdürtüğünü anladığımı söylemiştim , ne sanıyordun sırrını saklayacağımı mı?"

Kaşlarım alayla yukarı kalkarken onun dumur olmuş ifadesi hoşuma gitmesi gerekirken gitmiyordu. Ona acıyordum.

"Sen? "  keskin sesi odada yankılanırken , sorularına tek bir cevapla kestirip attım.

"Yapma Araf ,karşında güvenilir birisi var gibi mi duruyor?"  Tam ağzını açacakken elimi kaldırarak susturdum onu.

"Dur ben söyleyeyim. Aciz ,kriz geçiren masum bir kızdan aksini beklemiyordun."

Öyle alaylıydı ki sözlerim , vicdanımı susturmuştum . Bana benzeyen bu adamın benden bir farkı yoktu.  Benim aksime o ilaçları belli müddet bünyesine almıştı. Azar azar kullandığı ilaçlara ihtiyaç duysa bile kullanması onu öldürmüyordu, kullanmazsa ölürdü. O uysal bağımlıyken ben sorunlu bir bağımlıydım.

"Daha fazla beni uğraştırma Araf, emin ol buna  ne vaktim var ne de ömrüm . Tüm Mühür'ün senin denek olduğunu bilmesi demek..-"

"Seni,bağımlı olduğun  haplarla  ellerinde oynatması demek."  Benim sözlerimi donukca tamamlayan Claus ile Araf öfkesini biraz dahi olsun azaltmadan art ardına küfür savurup üzerime yürümeyi denedi.

Yine ve yine.

"Krizlerime güvenip bana saldırmayı aklının ucundan bile geçirme!"  Öfkeyle elimi kaldırarak onu tehdit etmemle bana öldürecek gibi bakmaya devam etti.

"Seni öldürürüm , acımam!"  Tehditvari işaret parmağımla onu uyarmamla yüzündeki öfkesini düşürmeden bağırdı.

"Tabi ben seni öldürmezsem!" 

Aptal mıydı bu?

Göz devirdim. Claus'un bayıltılması , o salak hemşirenin yediği iğneden herhangi bir şey çıkmaması kafamı kurcalıyordu zaten . Düşündükçe beni yoran detayları silip atmak istiyordum hepsi ,beni hedeften uzaklaştırıyordu. Aklımda tutmam  gerekenleri kısır  döngüde beynimde dolandırmak yeterince yorucuydu. Unutmak fiili önemli bilgilerimden uzak tutmaya calışıyordum. Kişi veya şahısları unutmaktan çok hedeflerimi unutmaktan korkuyordum.

Daniel için hazırladığım plan  doğrultusunda unutmak benim için sıkıntı  olurdu.

Sıkıntıyla derin bir nefes çekip yorgunca  koltuğa geri bıraktım kendimi. 

Araf'ın hala daha üstüme atlayacakmış gibi duran bedenine ters bir bakış atıp bıkkınca , "Otur  !"   itiraz istemeyen sesim umrunda değildi.

Dirseklerimi dizlerime yaslayıp sinirle hırladım.

"Aptal olma salak herif! Seni satmayacağım , sadece yanımda olmanı istiyorum."  Kelimelerin üzerinde durmadan direkt söylemiştim.  Ona güvenmesem de elimdeki koz ile onu işbirlikçim yapabilirdim ve biraz olsun sırtığımı yaslayacağım bir dayanak olabilirdi.

Belki..

Krize girdiğim vakitleri takip edemiyordum ve o anlarda beni öldürmek bir karıncaya  nefesini üflemek  kadar kolaydı.

Acizdik , kendimizi güçlü hissederken dahi yok oluyorduk.

"Tehdit ederek mi?"

Evet.

Bayık bakışlarımla onayladım onu.

"Seni başka türlü elimde tutamam ." Sözlerimle  yüzünden ufak bir afallama geçti. Bir şeyler söylemek ister gibi dudaklarını aralasada sadece  mırıldandı ama sözlerini duyamadığım kadar kısıktı ve o an çokta önemsemedim bunu.

Sadece benim tarafımda olmasını istiyordum. Girdiğim yerde ne olacak bilmiyordum ama Daniel'in masasına oturmak istiyorsam çevrem geniş olmalıydı ve bu  kesinlikle güvendiğim kişiler olmalıydı.

"Uraz 'a ne olacak?"  ismini duymamla irkilerek dikkat kesildim. Ne demek istediğini anlamayarak kaşlarımı  çatışımla Araf başını soluna çevirip yüzümden bakışlarını aldı ve ilgisizce mırıldandı

"Daniel'in en güçlü adamı."

Bunu biliyordum , başka türlü nasıl karşımda olabilirdi?Ondan korkmuyordum, gücünden hele hiç. Benim aklımdakileri anlayasıya kadar Daniel'in işi bitecekti ,onun ise ona söylediğim gibi ; yanımda yeri yoktu.

Affetmeyecektim.

"Ee?" Cevap bekler ses Araf'a yönelik Claustan gelmişti.Benim yerine Claus'un Duman'a olan öfkesi işime gelmişti.

Cidden  neden şimdi  Duman'nın konusunu açmıştı  bu?

Ne kadar, Claus konuşmuş olsa da sanki ben tepki vermişim gibi Araf'ın gözleri benden ayrılmadığı gibi garip bir soğuklukla bakıyordu suratıma.

"Ne Araf?"  Kaş, göz yapışımla sanki yanlış bir şey söylemişim gibi alaylı gülüşü tuttundu suratına.
Bir kaç saniye süren sevimsiz gülüşüne anında bozup buz gibi sesiyle soğuk çıkışıyla bocaladım .

Psikopat!

"Daniel'i yenmek için onu neden kullanmıyorsun Tekila ?"  Başını soluna psikopatca eğip göz kırparak kanımı dondurdan o sözleri tamamladı.

"Benim gibi aynı hayatı değilde nasıl olsa aynı yatağı paylaşıyorsunuz, senin için Daniel'i halleder."

●🍷

Continue Reading

You'll Also Like

147K 7.4K 31
Aşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. →...
713K 14.2K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
Atlas By m

Romance

37.5K 3.4K 19
Bir mantık evliliği hikayesi.
3.5M 129K 71
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...