Kalbim Senin (Tamamlandı)

De serabss

1.1M 44.4K 5.6K

"Neden böyle bir şey yaptın Yiğit abi ?" "Senin için Derin. " "İyi de neden? Neden benim için hayatını mahvet... Mai multe

Tanıtım
1 . BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
ALINTI
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
ALINTI
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
FİNAL

43. BÖLÜM

7.1K 321 23
De serabss

İnsanlar bu hayatta yeni bir şeyler için hep mutluluk duyardı. Bu yeni olan her şeyin onlara iyi geleceğini yeni başlangıçlara yol açacağına inanırlardı.

Derin de şu an bu durumu yaşıyordu. Önünde durduğu eve bakarken bu evin onlara iyi gelmesini diliyordu. Yeni ev yeni başlangıç yeni umut demekti.

Derin için bu çok önemliydi. Çünkü artık hayatının düzene girmesine çok ihtiyacı vardı. Bu ihtiyacın Yiğit de farkındaydı. Bu yüzden bir kaç gün içinde her şeyin hazır olması için elinden geleni yapmıştı.

Artık yeni bir evle yeni bir hayata başlayacaklardı. Tek yapması gerek bu kapıdan içeriye girmekti. Çünkü  bu kapıdan girdiğinde yeni hayatına adım atmış olacaktı. Yeni ev yeni umutlar getirecekti onlara. 

Yaşadığı kötü şeyleri unutacaktı. Hayatına kaldığı yerden devam edecekti. Hiç bir şeyin onları üzmesine izin vermeyecekti. 

Yiğit arabanın kapısını kapattıktan sonra evi izleyen Derin'in yanına gelerek anahtarı verdi eline.

"Al bakalım yeni anahtarımız. Kapıyı senin açmanı istiyorum."

"Yiğit bu ev bize iyi gelecek değil mi? Artık acı çekmeyeceğiz."

"Çekmeyeceğiz. Ben buna izin vermeyeceğim."

"İyi ki varsın Yiğit."

"Sen de canım. Hadi girelim içeriye artık. "

Yiğit tereddütle elini Derine uzattı. Yaşadıklarından dolayı Derine yaklaşırken hâlâ tedirgin oluyordu. Derin'in yüzüne baktığında gördüğü gülümseme her şeyin iyi olacağının işaretiydi.

Derin yüzündeki gülümseme ile uzun zaman sonra korkmadan tuttu Yiğit'in elini. Yaşadıklarının bir kez daha aralarına girmesine izin vermeyecekti. Yeterince acı çekmişlerdi. Bu saatten sonra mutlu olmak onların da hakkıydı.

El ele yeni evlerine doğru adımladılar. Derin elindeki anahtarla kapıyı açtıktan sonra sağ ayaklarıyla girdiler içeriye. Dün evin bütün işleri bitmişti. Ancak onlar dün gece de Derin'in ailesinin evinde kalmışlardı. Çünkü Derin sabahın ilk ışıklarıyla girmek istemişti evine. 

Şimdi saat sabahın yedisiydi. Ve onlar yeni evlerine girmişlerdi. Yiğit kapıyı kapattıktan sonra Derine döndü. Onun gözlerindeki mutluluğu görmek onu mutlu ediyordu. 

"Yeni evimize hoş geldin karıcım."

"Hoş buldum kocacım."

"Yeni evimizde ilk kahvaltımızı birlikte hazırlayalım mı hayatım?"

"Hazırlayalım."

"Ama ben senin ellerinden menemen istiyorum. Yapar mısın kocana?"

"Sen de yardım edersen neden olmasın."

"O zaman başlayalım."

Ellerini yıkadıktan sonra beraber mutfağa geçtiler. Derin menemen için domatesleri doğrarken Yiğit de çayı demliyordu. Derin menemeni ocağa aldıktan sonra Yiğite döndü.

"Ekmek almayı unutmuşuz."

" Ben iki dakka gidip geleyim canım."

Derin duyduğu şey ile içinde oluşan korkuya engel olamadı. Yiğit'in yanından gitmesini istemiyordu. O olaydan sonra evde tek kalmaya hazır değildi. Sanki evde tek kaldığı zaman yine aynı şeyleri yaşayacakmış gibi hissediyordu. 

"Derin iyi misin?"

"Yiğit gitmeni istemiyorum. "

"Derin ama ekmek almam lazım."

"Fırından isteyelim eve getirsinler sen gitme."

Yiğit Derin'in bu isteğinin korkusundan olduğunu biliyordu. Bu yüzden eline telefonunu alıp fırından iki tane ekmek istedi. Telefonu kapattıktan sonra Derin'in yanına gitti. Ellerini tutup sandalyeye oturttu. Kendisi de karşısına oturduğunda söze nasıl başlayacağını düşünüyordu.

Bir yerden başlaması gerekiyordu. Çünkü bu konuyu halletmeleri önemliydi. Yiğit işe gidecekti. Derin gün boyu evde tek kalacaktı. Bu duruma alışması gerekiyordu. 

"Derin biliyorum yaşadığın şeyler kolay değil ama buna alışman lazım. Ben sürekli evde olamam. Biliyorsun işe gitmem gerek."

"Biliyorum. Bu gün yeni evimizdeki ilk gün. Ben henüz alışamadım o yüzden böyle oldu."

"Biliyorum canım. O yüzden bu gün tüm gün evdeyim. Yeni evimize birlikte alışırız. "

"Yiğit seni çok seviyorum."

"Ben de çok seviyorum seni."

Yiğit Derin'in alnına öpücüğünü kondurdu. Derin onun hayatıydı. Onun için yapmayacağı şey yoktu. O iyi olsun da Yiğit gerekirse bir ömür kalırdı evde sorun değildi.

Birbirlerine sarılmış öylece kalırken kapının çalmasıyla Yiğit kalktı yerinden. Ekmeği getiren çocuktan ekmeği aldıktan sonra tekrar mutfağa geldi.

"Ekmeklerimiz geldi. Menemen hazır mı?"

"Hazır. Hadi başlayalım."

Beraber sofraya oturduklarında kahvaltılarını etmeye başladılar. Yiğit her zaman olduğu gibi menemeni iştahla yerken Derin iştahı olmadığı için bir kaç lokma yemiş durmuştu.

Yiğit bu durumu fark edince memenemene batırdığı ekmeği Derine uzattı.

"Aç bakalım ağzını."

"Yiğit hayır."

"Hadi canım aç bakalım ağzını. Kızıyorum bak."

Derin Yiğit in yalandan çatılmış kaşlarına bakarken gülümsedi. Bu adama kızmak bile çok yakışıyordu. Onun bu haline dayanamayıp açtı ağzını. Derin ağzındaki lokmayı çiğnerken Yiğit yeni bir lokma hazırladı.

"Hadi aç bakalım ağzını. Bir tane daha geliyor."

"Ya Yiğit çocuk muyum ben? Kendim yerim."

"Yemiyorsun ki hayatım. Ben menemeni yarıladım. Sen bir dilim ekmek bile yemedin."

"Ama iştahım yok."

"Olmaz öyle. Zaten kilo vermişsin. Bundan sonra yemeğini yiyeceksin. Gerekirse ben ellerimle yedireceğim sana. Tamam mı?"

"Tamam."

Yiğit elindeki ekmeği Derine uzattı. Derin lokmayı ağzına atıp yediğinde Yiğit ile evlendiği için bir kez daha şükretti içinden. O olmazsa yaşadıklarıyla baş edemezdi. İyi ki vardı. Onu içine düştüğü karanlıktan çıkarmıştı. 

Eğer o olmazsa belki şu an hayatta bile olmayacaktı. O gece oradan atlayıp ölmüş olacaktı. Ailesi onu sevenler herkes onun acısıyla yaşayacaktı. Derin o an bunların hiç birini düşünmemişti. Çünkü aklında sadece kaybettiği bebeği vardı. 

O an onun yanına gitmek bu hayattaki en mantıklı şey gibi geliyordu.  O anlara tekrar gittiğinde gözlerinin dolmasına engel olamadı. Tamam kendisi çok acı çekmişti. Ancak bu acıları Yiğitte onunla beraber çeken kişiydi. 

Derin bütün bunlara rağmen onu kendisinden uzak tutmuş on gün boyunca acı çekmesine neden olmuştu. Hoş kendisi de çekmişti aynı acıyı ama Yiğite bunu yapmak onu çok üzmüştü. 

"Derin neden gözlerin doldu?"

"Yiğit ben çok özür dilerim. Benim yüzümden sen de acı çektin. On gün boyunca sana da kendime de acı çektirdim. Ama sana söz veriyorum bundan sonra daha iyi olacağım. Bir daha aynı şeyleri yaşamayacağız."

"Derin hayatım. Sen düşünme bunları. Zor şeyler yaşadık. Ama hepsi geride kaldı. Ben sana kızgın değilim. Sen şu an benim yanımdasın ya bu yeter bana. "

Derin bu sözlerden sonra yerinden kalkıp Yiğit'in kucağına oturdu. Kollarını boynuna dolayıp sıkıca sarıldı ona. Ayrıldığında yanağına öpücüğünü kondurdu. 

"Hadi yemeğimi yedir bana acıktım."

"Sen yeter ki iste."

Yiğit eline aldığı ekmeği menemene bandırıp Derin'in ağzına verdiğinde iki aşık uzun zaman sonra mutlulukla kahvaltılarını yaptılar. 

***

Yiğit ve Derin oturmuş film izlerken çalan kapıyla birlikte Derin oturduğu yerden kalkıp kapıyı açtı. Karşısında Eymen abisi ve ailesini görünce kocaman gülümsedi.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk."

Eymen kucağında Emirle içeriye girerken Asya da Derine sarıldıktan sonra içeriye girdi. 

"Abi Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk oğlum. Yeni evinizin ilk misafirleri biz olalım dedik."

"İyi yaptınız. Emir koçum. Sen kocaman olmuşsun gel bakalım amcaya."

Yiğit Eymen'in kucağından Emiri aldığında küçük adam ağlamaya başladı. 

"Hayda! Bu şimdi niye ağladı."

"Son zamanlarda çok huysuz. Kimsenin yanına gitmiyor. Sen ver bana. Birazdan alışır size."

Emir babasının kucağına gidince sustu. Eymen oğlunun başını okşayıp öpücük kondurdu. Küçük adam baya huysuzdu. Kucağında oğluyla birlikte koltuğa oturduğunda Asya da yanına oturdu. 

"Eee nasılsınız?"

"İyiyiz yenge siz nasılsınız?"

"Biz de iyiyiz. Derin sen nasılsın? Daha iyi misin?"

Derin Eymenin kucağındaki Emiri izlerken Asyanın sesiyle ona döndü. 

"İyiyim abla daha iyiyim. "

"Sen hep iyi ol kuzum."

Derin Asyaya gülümsedikten sonra çay koymak için yerinden kalktı. Asya da onun arkasından kalkıp mutfağa gitti. Derin çayı hazırlarken Asya masada oturuyordu. Derin'in işi bitince o da Asya'nın yanına oturdu. 

"Gözlerin hala kıpkırmızı ilaçların işe yaramıyor mu?"

"Henüz iki gündür kullanıyorum ama olmuyor. Geceleri yine uyanıyorum. "

"Yaşadığın şeyler hiç kolay değil Derin ama inan bana geçecek hepsi. Sen güçlü bir kızsın bunun da üstesinden geleceksin. Hem biz hep senin yanındayız. Bunu unutma olur mu?"

"İyi ki varsınız abla."

"Sen de kuzum. Hadi çay götürelim. Şimdi benim ki çay diye böğürür. Çaya olan aşkını biliyorsun. "

Asya'nın bu sözlerine güldükten sonra bardakları ve çayı alıp içeriye geçtiler.  Çayları içerken Emir de bu sırada üstündeki utangaçlığı atmış amcasıyla oyun oynuyordu.

Yiğit yorulunca kucağındaki Emiri Derin'in kucağına bıraktı. Derin Emiri kucağına aldığında yanaklarına öpücük kondurdu. Bu çocuk aşırı tatlıydı. Hele ki o mavi gözleriyle insana bakarken çok ama çok şirindi. 

Emir az önce amcasıyla oynadığı için yorulduğundan dolayı başını Derin'in göğsüne koydu. Zaten bir süre sonra da gözlerini kapatıp uykuya daldı. Derin kucağındaki Emir'in saçlarını okşayıp onun kendisine verdiği huzurla mutlu oldu. 

Bebeği gitmeseydi yakında o da kucağına böyle alıp yatıracaktı bebeğini. Ama olmamıştı. Yine bebek nasip olmamıştı kendilerine. Bu durum her ne kadar kendisini üzse de artık bu durumu eskisi kadar kafasına takmamaya karar vermişti. 

Bu saatten sonra her şeyi oluruna bırakacaktı. Allah nasip ederse her şey olurdu zaten. 

"Derin rahatsız ediyorsa alayım onu."

"Yok abla böyle çok iyi."

Asya ona gülümseyip çayından bir yudum aldı. Derin'in kucağına bebek çok yakışıyordu. İnşallah en kısa sürede bebeklerini kucaklarına alırlardı. 

Çaylarını içtikten sonra Emir de uyanınca Eymen ve Asya evlerine gitmişlerdi. Onlar gidince Derin Yiğitle beraber akşam yemeğini hazırladı. Yemeklerini yedikten sonra kahvelerini ellerine alıp salonda oturdular. 

Derin Yiğit'in kolunun altında otururken aklına gelen soruyu Yiğite sordu.

"Yiğit bir şeyi merak ediyorum. Eğer Serkan olayı olmasaydı. Bana beni sevdiğini söyleyecek miydin?"

"Bilmiyorum. Senin aşkından ölüyordum. Gecem gündüzüm sen olmuştun.  Ama bir yandan da yasaktın bana. En yakın arkadaşımın kız kardeşiydin. Hissettiğim duygulardan dolayı kendimi suçlu hissediyordum. Eğer bu olay olmasaydı. Sana olan hislerimi söyleyip söylemeyeceğimi bilmiyorum."

"Bunu söyleyeceğimi hiç tahmin etmezdim ama iyi ki o olay olmuş. Çünkü seninle evlendiğim için çok mutluyum. "

"Ben de çok mutluyum. İyi ki sen varsın hayatımda. "

Yiğit kolunun altındaki Derin'in saçlarının arasına öpücüğünü kondurdu. İlk başlarda hislerinden hep kaçmıştı. Evliliklerinin ilk günlerinde bile Derin'in kendisini seveceğine olan inancı yoktu. Şimdi Derin böyle kolunun altında olduğu için çok mutluydu. Ve Allaha bir kez daha bu durum için şükür ediyordu.

"Peki sen söyle bakalım Derin hanım. Beni sevdiğini nasıl anladın?"

"İlk günlerde senden çok utanıyordum. Küçüklükten beri hep abi olarak gördüm seninle bir anda evli olmak çok utandırdı beni. Sonra yavaş yavaş alıştım sana. Bir şeyler hissetmeye başladım. Bu hislerimden ilk başta çok utandım çünkü senin beni kardeşin olarak gördüğünü düşünüyordum. Ama neyse ki sonradan hareketlerinle beni sevdiğini belli ettin. Sonra da zaten itiraf geldi senden."

"Bak sen demek sen de ilk başta hoşlandın benden? Neden bunu ben yeni öğreniyorum."

"Ya Yiğit utandırmasana beni."

"İnsan kocasından utanır mı? Hiç yakışmadı sana."

Derin Yiğite gülümserken Yiğit aklına gelen fikirle Derini gıdıklamaya başladı. Derin'in kahkahaları salonda yankılanırken Yiğit bu kahkahayı duyduğu için içinde oluşan mutluluğa engel olamıyordu. Bu gülüşleri bir kez daha duyduğu için Allah'a şükür ediyordu. 

Yiğit Derini gıdıklamayı bıraktıktan sonra sıkıca sarıldı ona. Kokusunu içine çekerken on gün boyunca ondan nasıl ayrı kaldığını düşünüyordu. O on gün boyunca resmen ruhsuz bir hayat yaşamıştı. 

Derin Yiğite sarılmış öylece dururken gözlerini kapattı. Bu huzuru çok özlemişti. Yiğit her zaman ona huzur veriyordu.  İkili bir süre öylece durduktan sonra saat geç  olunca odalarına çıktılar. 

Derin normalde Yiğit'in yanında üzerini değişirdi ancak yaşanan olaylardan sonra bunu yapamıyordu. Bu yüzden kıyafetlerini alıp banyoda değişti üzerini. Aynada kendisine baktığında biraz daha toparlanmış olduğunu gördü. Ancak gözlerinin altı hâlâ mordu. Çünkü geceleri uyuyamıyordu. 

Bu gece uyumayı dileyip çıktı banyodan. Odaya geldiğinde Yiğiti yatakta uzanırken gördü. Ona gülümseyip komidinin üzerindeki ilacını içti. Saçlarını da taradıktan sonra yatağa girdi.  

Ailesinin evinde kaldıkları zaman Yiğit salondaki koltukta uyuyordu. Çünkü Derin'in yatağı tek kişilikti. Şimdi ikisi de uzun zamandan sonra aynı yatağı paylaşıyorlardı. Yiğit deli gibi Derine sarılıp uyumayı istiyordu. Ancak Derin'in tepkisinden endişe duyduğu için bunu yapamıyordu. 

Derin ise kararsızca Yiğite bakıyordu. O kolların arasında uyumayı çok özlemişti. Yiğit ona huzur veriyordu ve bu sıralar Derin'in huzura ihtiyacı vardı. Yattığı taraftan yana kayıp Yiğit'in kollarının arasına girdi. 

Yiğit kollarının arasına giren Derine sıkıca sarıldı. Her şey yavaş yavaş yoluna girecekti buna inanıyordu. Sadece zamana ihtiyaçları vardı. 

Derin ilacın etkisiyle uykuya daldığında Yiğit de gözlerini kapatıp kendisini uykunun kollarına bıraktı. 

Yiğit uykusunda hissettiği hareketlilik ile gözlerini açtı. Yanında uyuyan Derine baktığında onun uykusunda çırpındığını gördü. Hemen ışığı açıp Derini dürtmeye başladı. 

"Derin? Hadi aç gözlerini. Derin."

Derin Yiğiti duymuyor rüyasındaki Baran Kılıç'a karşı koymaya çalışıyordu. Yiğit Derin'in uyanmayacağını anlayınca daha hızlı bir şekilde sarstı Derini. Derin bu defa gözlerini açtığında ilk başta nerede olduğunu anlamadı. Kollarının arasında olduğu Yiğitten kurtulmaya çalıştı. 

Yiğit Derin'in hâlâ rüyanın etkisinde olduğunu anlayınca ona sıkıca sarılıp konuştu. "Sakin ol. Benim. Korkma sadece kabustu."

Derin burnuna dolan Yiğit'in kokusuyla kendisine gelince Yiğite sıkıca sarılıp ağlamaya başladı. Yiğit Derine sıkıca sarılıp saçlarının üzerini öptü. Derin böyle gördükçe onun da gözleri doluyordu. Ancak güçlü olması gerekiyordu. 

Derin'in ağlamaları iç çekişlere dönüştüğünde Yiğit yatağa uzandı. Derini de göğsüne yatırdı. Derin'in saçlarını okşarken öylece tavanı izliyordu.

"Yiğit. Kabuslarım geçmiyor. O an sürekli rüyalarıma giriyor."

"Geçecek Derin. Sana söz veriyorum bunların hepsi geçecek."

Derin Yiğite sıkıca sarıldıktan sonra gözlerini kapattı. İlacın etkisiyle uykuya daldığında Yiğit için bu gece artık uyku haramdı. 

***

Yiğit yeni güne gözlerini açtığında kollarının arasında olan Derin'in saçlarının üzerini öptü.  Uzandığı yerden doğrulup banyoya girdi. Bu gün Derin'in psikolog ile randevusu vardı. Oraya gideceklerdi. 

Evlerine taşınmalarının üzerinden beş gün geçmişti. Bu beş gün içinde işe gittiği zamanlarda Derin evde tek kalamadığı için yanında ya Asya ya da annesi kalmıştı. Derin her ne kadar evde tek kalabileceğini söylese de Yiğit onun buna henüz hazır olmadığını biliyordu. 

Yiğit işlerini hallettikten sonra odaya gelip Derini uyandırmak için yatağa oturdu. Saçlarını okşayıp yanağını öpüp seslendi. "Derin? Hadi uyan hayatım."

Derin uykusu olduğu için diğer tarafa dönüp uykusuna kaldığı yerden devam ederken Yiğit bu defa boynunu öptü. Derin en hassas yerinin öpülmesi ile yavaşça araladı gözlerini.

"Günaydın uykucu."

"Günaydın."

"Hadi kalk hazırlan. Randevuna geç kalacağız."

"Ama daha iki saat var."

"Evet. Ama biz dışarıda kahvaltı yapacağız bu yüzden çıkmamız lazım. Hadi bakalım ben seni aşağıda bekliyorum."

Yiğit odadan çıktıktan sonra Derin de yataktan kalkıp banyoya girdi. İşlerini hallettikten sonra tekrar odaya gelip üzerini değişti. Hazır olunca aşağıya indi. Beraber evden çıktıktan sonra arabaya bindiler. Yiğit arabayı her zaman gittikleri kahvaltı salonuna sürerken Derin de dışarıyı izliyordu. 

On beş dakika sonra geldiklerinde inip içeriye geçtiler. Bir masaya oturup siparişlerini verdikten sonra beklemeye başladılar. Biraz sonra kahvaltılar gelince yemeye başladılar. 

Güzel geçen kahvaltının ardından tekrara arabaya binip doktorun adresine sürdüler arabayı. Yarım saat sonra araba durduğunda indiler. El ele içeriye girdiklerinde randevularına on dakika vardı. Koltukta oturup bekledikten kısa bir süre sonra sekreter Derini doktorun yanına çıkardı. 

Derin doktorun yanına geldiğinde koltuğa oturdu. 

"Hoş geldin Derin. Nasılsın?"

"Hoş buldum. İyiyim siz nasılsınız."

"Ben de iyiyim. Nasıl geçti bu bir hafta?"

"Aynı. "

"Nasıl yani? Biraz daha açık olabilir misini?"

"Hâlâ kabuslar görüyorum. İlaçlarımı içmeme rağmen geceleri kabuslarım yüzünden uyanıyorum."

"Anlıyorum. Peki gecede kaç kere uyanıyorsun?"

"Bazen bir kere. Bazen iki üç oluyor."

"Peki kabuslarında o anı tekrar mı yaşıyorsun yoksa başka şeyler mi görüyorsun?"

"Sürekli değişiyor. Bazen o anı tekrar tekrar yaşıyorum. Bazen beni kaçırdığını görüyorum. Bazen ise onu öldürdüğümü."

Derin bunu söyledikten sonra bakışlarını ellerine indirdi. Doktor bu davranıştan sonra önündeki kağıda bir kaç şeyler yazdıktan sonra tekrar Derine döndü. 

"Peki onu öldürdüğünü gördüğün zaman ne hissediyorsun?"

"Bunu söylerken utanıyorum ama o kabusu gördüğüm zaman rahatlıyorum. İçimi bir huzur kaplıyor."

"Derin bilinç altın hâlâ o anda takılı kalmış. Sen her ne kadar normal davranmaya çalışıp unuttuğunu söylesen bile. Kabuslarından bunun böyle olmadığı belli. O adamı öldürdüğü görmene gelirsek. Bu çok sık rastlanan bir durum. Bu tür kabuslardan sonra beynin rahatlamaya ihtiyaç duyduğu için bu defa onu öldürdüğünü görüyorsun ve bu sana huzur veriyor. Aslında öyle olmadığını sen de biliyorsun değil mi?"

"Evet. Ben kimseyi öldürmek istemem ki. "

"Bunu biliyorum. Dediğim gibi bütün bunlar senin hâlâ o anda takılı kalmandan dolayı oluyor. Yaşadığın şeyler çok zor. Ama sen çok güçlü bir kızsın ve bunun üstesinden geleceksin. Peki gündüzleri nasılsın?"

"Gayet iyiyim. Sadece evde yalnız kalmaya çekiniyorum biraz. "

"Anlıyorum. Eşinle aranız nasıl?"

"Gayet iyi. Zaten onun desteği olmazsa şu an bu halde olmazdım. Ama içten içe ona yaklaşmaktan korkuyorum. "

"Aranızda temas olmuyor mu?"

"Oluyor. Ona sarılıyorum. Yanığından öpüyorum. Ama işin ilerisini yapabileceğimi sanmıyorum."

"Derin her şey yoluna girecek. Bizim önceliğimiz şu an senin kabuslarını bitirmek."

Doktor Derine bir sürü o olayı unutması için tavsiyeler verdikten sonra ilacın dozunu biraz arttı.  Konuşmaları bittikten sonra bir ay sonrası için tekrar randevu aldı. Doktorun odasından çıktıktan sonra Yiğit'in yanına geldi. Beraber arabaya bindiklerinde Derin doktorun dediklerini düşünüyordu.  

O adam artık hasipteydi Derine zarar veremezdi. Bunu Derin de biliyordu ancak için bir türlü rahat etmiyordu işte. Sessizlik içinde geçen yolculuk evin önüne geldiklerinde bitmişti. 

"Derin ben şimdi yengemi arıyorum o senin yanına gelecek. Benim toplantım var gitmem gerek."

Yiğit telefonunu çıkarıp yengesini arayacakken Derin buna engel oldu. "Arama ben artık tek kalıp korkumu yenmek istiyorum."

"Derin emin misin? "

"Eminim. Hadi sen toplantına geç kalma. "

Derin Yiğit'in yanağını öptükten sonra indi arabadan. Kapıyı kapatmadan önce arabaya doğru eğilip konuştu. "Akşam ne yemeği yapayım?"

"Köfte patates güzel olur."

"Tamam. Hadi sana kolay gelsin."

Derin kapıyı kapattıktan sonra eve ilerledi. Anahtarla kapıyı açtığında Yiğit'in hâlâ kendisini beklediğini görünce gülümseyip el salladı. Arkasını dönüp içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Kapıyı kapattıktan bir kaç saniye sonra gelen araba sesinden Yiğit'in gittiğini anladı. 

Derin bir nefes alıp önce lavaboya giderek elini yüzünü yıkadı. Arından da mutfağa gidip akşam için yemek yapmaya başladı. Beyni sürekli evde tek olduğunu hatırlatıp kötü senaryolar kurarken Derin zor da olsa bu düşüncelerden kurtuluyordu. 

Yaşadığı olayın bütün hayatını mahvetmesine izin vermeyecekti. Onun önünde çok güzel bir gelecek vardı ve Derin bu geleceği çok güzel bir şekilde yaşayacaktı. Yemeğini yaptıktan sonra banyoya gidip güzel bir duş aldı. Duştan sonra aynanın karşısına geçtiğinde boş olan karnını okşadı. 

Bebeğinin yokluğu aklına geldikçe içini kaplayan acının tarifi yoktu. Ancak bu acıya da alışacaktı. Her şey yoluna girdiği zaman yine bebeği olabilirdi. Bu defa hiç bir şeyin bebeğini kendisinden almasına izin vermeyecekti. 

Üzerini giydikten sonra aşağıya inip televizyonun karşısına geçti. Kanalları gezerken magazin programı izlemeye başladı. Belki yine Mirayı görürdü. Hâlâ Miray'ın böyle bir şeyi yaptığına inanamıyordu. Ama işte her şey ortadaydı. Abisini bırakıp başkasına gitmişti. 

Abisinin rehabilitasyon merkezine yatmasının üzerinden iki ay geçmişti. Ve doktor Yiğite durumunun iyiye gittiğini bir ay sonra yürüyebileceğini söylemişti.  Bu habere çok sevinmişlerdi. Ancak Derin abisinin bu kadar hırslı olmasının arkasında Miray olduğunu biliyordu. Ve abisi yürüdüğü zaman olacaklardan korkuyordu. 

Derin dalmış televizyon izlerken bir anda duyduğu kapı sesiyle irkildi. Aklına kötü kötü şeyler gelirken kendisini sakinleştirip yerinden kalktı. Dürbünden gelen kişiye baktığında Yiğit olduğunu görünce hemen açtı kapıyı. 

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

Derin Yiğite sarılınca Yiğitte sıkıca sarıldı ona. Ayrıldıkları zaman Yiğit Derin'in alnını öpüp ayakkabılarını çıkardı. İçeriye geçmeden önce lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı ve tekrar Derin'in yanına geldi. 

"Nasıl geçti toplantın?"

"İyiydi. Her geçen gün piyasada adımız duyuluyor. "

"Bu çok iyi. Adınız duyuldukça sizinle iş yapmak isteyen insanlar olur."

"Tabi ki. "

"Aç mısın? Yemekler hazır."

"Açım."

Beraber mutfağa geçtiklerinde sofrayı hazırlayıp oturdular. Bu sırada Yiğit Derini inceliyordu. Onu evde tek bıraktığı için aklı onda kalmıştı. Ancak bir sorun görünmüyordu. Derin gayet normal gözüküyordu. 

Yemekten sonra yine beraber sofrayı toplamışlardı. Derin bulaşıkları makineye dizerken Yiğit de çayı demliyordu. İşleri bitince çaylarını alıp salona geçtiler.  Takip ettikleri dizinin yeni sezonu gelmişlerdi onu açıp izlemeye başladılar. Üç bölüm izledikten sonra ikisinin de uykusu gelince odaya çıktılar. 

Derin yine gidip banyoda üzerini değiştikten sonra odaya geldi. Yiğit de diğer banyoda dişlerini fırçalamış odaya gelmişti. Yiğit de yatağa girdikten sonra Derin yine kedi gibi Yiğit'in kollarının arasına sokuldu. Bu kolların ona verdiği huzuru hiç bir yerde bulamıyordu. 

Yiğit Derin'in saçlarının kokusunu içine çektikten sonra arasına öpücük kondurdu. "İyi geceler bahar kokulum."

"İyi geceler."

Derin gözlerini kapattığında bu gün ilk defa her şeyin yoluna gireceğine dair olan inancı artmıştı. O güçlü bir kızdı ve bunun da üstesinden gelecekti. Hem yanında Yiğit olduktan sonra yapamayacağı hiç bir şey yoktu. 

İkili kendilerini uykunun kollarına bıraktıklarında Derin ilk defa bu gece huzurlu uyudu. Hiç kabus görmedi. Ve o an anladı ki her şey beyinde bitiyordu. Beyinde bir şeyleri hallettikten sonra gerisi geliyordu. 




Evveettt. Uzun bir aradan sonra kitaba bölüm geldi. Ancak düzenleme yaptım bu yüzden bu kadar uzun sürdü bölümün gelmesi ama bundan sonra buradayım. Bölümler sık sık gelecek inşallah. 

Artık sonlara yaklaşıyoruz. Ve bu beni acayip duygulandırıyor. Çünkü Yiğit ve Derin benim ilk gözüm ağrım. Onlara final yapacağımı düşünmek beni çok üzüyor. Ama her güzel şeyin olduğu gibi bu kitabın da bir sonu olacak. 

Ama tabi ki önce Yiğit ve Derin'in mutlu olduğu sahneleri bol bol okuyacağız. Ondan sonra final olacak. Yani rahat olun finale daha var. 

Neyse başınızı çok şişirmeyeyim. Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. 

Bu arada kitaplarım için instagram adresi açtım. Duyuruları oradan paylaşıyorum. Takip etmek isteyenler için buraya bırakıyorum. hayalperestyazar__

En yakın zamanda görüşmek dileğiyle.

Hepinizi seviyorum. Sevgiyle kalın. 💕😉



Continuă lectura

O să-ți placă și

18.2K 2.8K 30
Polis Amiri Akın Avcı, gökten herkese üç elma düşecek olsa kendi payına düşenin bir kız olduğunu hiç bilmiyordu! Ta ki o güne kadar... Bahçesindeki a...
4.6K 604 25
Yapboz parçaları yerine oturuyordu. Alia ona doğru birkaç adım attı. Yaklaştıkça daha net hatırlıyordu. Onu yakalayışı, güzel kokusu koyu mavi gözler...
5.5M 186K 99
Basit bir TikTok akımı en fazla ne sonuçlar doğurabilir ki ?
3.5M 77.6K 29
Gökalp mahallesinde sonsuz aşkın ateşiyle kavrulan iki ayrı ruh... Almina, geçmişi acılarla dolu küçük bir kadındı. Bir gün ansızın yaşadığı şehir o...