"Ne?"
Hepimizin ağzı açık kafası karışıktı,Başakta dahil kimse bu durumu beklemiyordu.İlk lafa giren Uzay oldu.
"Sen ciddi misin?Bizim Sadem."
Ne zaman bizim Sadem olmuştu?
"Evet,o Sadem."Dedi Başakta,sesi hala şaşkın olduğunu bağırıyordu.
"İnanamıyorum."Dedi Nazlı.
"Bende."Diye ekledim.Sonra yeni aklımıza gelmiş gibi sordu Onur.
"Sen ne söyledin?"
Önce durdu Başak sonra bana baktı bir süre,bir süre daha ve bir süre daha boğazımı temizledim yavaşça,oda anlayıp gözlerini çekti yüzümden.Gri gözlerinde anlayamadığım bir hüzün vardı bu beni üzüyordu.
"Başka birine aşık olduğumu söyledim."
Meraklı olduğumu belirten sesim ile konuştum.
"Aynı kişi mi?Şu 9-10 yıldır aşık olduğun kız."
Kafasını salladı hafifçe,kim olduğunu o kadar merak ediyordum ki...
"Bir şans vermeyi neden denemedin ki?"Dedi Nazlı.Başak sanki bir suç işlemiş gibi yere bakıyordu.Nazlı bunu fark edip devam etti.
"Yani senin kararın tabii ama aşık olduğun kişi ile imkansız olduğunu söylemiştin,belki de bu senin için bir fırsattır."
Kafasını yerden kaldırdı.
"Başkasına hala çok aşıkken onu umutlandırmanın anlamı yoktu.Aşık olduğum kişiyi unutamayacağımın gayet farkındayım."
Uzay elini Başak'ın omzuna koydu,destek vermek istercesine sıktı.
"Tamam ne yapacağını sen bilirsin zaten,şimdilik akışına bırak."
Gülümsedi.Yavaşça ona yaklaşıp sarıldım,kulağına fısıldadım sonra.
"Şu kız kim merak ediyorum."
Derin bir nefes aldığını hissettim,yavaşça kıkırdadım.
"Sanırım sana da benim parfümden almak lazım,bayağı sevdin."
Beni kendinden uzaklaştırıp utandığını belli eden hareketlerle gidip Onurun boynuna kafasını gömdü.Nazlı yalandan kızarmış gibi yapınca şaşkın halimizi geride bırakıp gülmeye bakıyorduk.
"Hey orası benim sevgilimin boynu bir kere."Artık Başakta gülüyordu,güzel gülüyordu.
Nazlıya inat daha fazla kafasını soktu Onurun boynuna.Uzay konuştu sonra.
"Benim boynumda güzel,yani kıskanmıyorum bilgilendirmek amaçlı."
Herkes kıkırdadığında uzay parmağına dondurmasını sürmüştü,bilerek.Ona doğru gülerek gelen Başak kafasını Uzaya yaklaştırmaya çalışırken burnuna gelen soğuklukla durdu.Günler sonra kahkaha atıyordum.Uzay kaçıp Başak kovalarken sürekli böyle kahkaha atmak istedim.
Bir süre sonra ikisi de nefes nefese kalınca durdular.Onur onları eli ile yanına çağırdı.Yanımıza vardıklarında konuştu.
"Şimdi sizi seveceğiniz yerlere götüreceğim ama gidene kadar hiç birinden bahsetmeyeceğim,lütfen gevezelik yapmayın sevgilimin başı ağrıyor azıcık."
Kılıbık.
"Tamam."Dedik hep bir ağızdan.İki sevgili önden yürürken biz 3 sapta 2 adım arkalarındaydık.Uzay yavaşça fısıldadı.
"Lan bu iki manyak bizi pavyona falan götürmesin."
Gülümsedik.
"Niye Uzay pavyoncu Elçin'i özlemedin mi hiç?"
Şimdi kahkaha atıyorduk,Uzay ise yüzünü buruşturmuştu.Nazlılar da arkalarını dönmüştü manyakmışız gibi üçümüze bakıyorlardı kısaca özetledim.
"Muck muck,gel kaçma gel,acımayacak söz."
Şu an ise anırıyorduk.Uzay kusma hareketi yapıp önden ilerleyip arabanın yanında durdu.
"Tamam be gülüp durmayın."
Kısa süreli susup,saniyeler sonra tekrar gülmeye başladık.Arabanın kapılarını açarken konuştum.
"Buna da gülme diyemezsin be Uzay."
Cam kenarlarında Başak ile ben oturuyorduk Uzay da ortada.Yerinde kıpırdandı rahatsızca,sonra derin bir nefes verdi.
"Ne var yani Onur sarhoş olduğundan onu bulmaya pavyona gidip onu bulamayınca geri dönmeye karar verip çıkışı da bulamayıp tuvalet sandığım yerin öyle bir yer olduğunu bilememişsem.Sonrada azmış trans bir kadın beni odaya kitlemişse ve eğer öküz gibi bağırmasam iş işten geçmiş olacaksa.Komik mi şimdi bu."
Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye çalıştım.
"Haklısın komik değil,neyi komik olabilir ki yani?"
Başak hunharca gülerken kendimi tutmam zordu,tutamadım da zaten.Ya da tutamadık desem daha doğru olurdu sanırım.
Anlayacağınız yolun yarısı kahkaha,yarısı Uzayın of,püf sesleri ile geçmişti.Durduğumuz da arabadan indik hep beraber.Etrafıma baktığımda ağzım açık kalmıştı.
Burası hepimizin okuduğu ilkokuldu...
"Onur sen harikasın."
"Biliyorum."
Bugün hafta sonuydu muhtemelen içeride müdür yada yardımcısı falan vardı sadece.Nazlı hemen gidip okulun bahçesinde ki salıncağa oturdu.
"Onur beni sallasana,ama bak eskisi gibi hızlı değil."
"Artık sana kıyamıyorum zaten."
Gülümsedim,mutlulardı.
Uzay seslenince ona baktım.
"Hadi gelin içeri girelim."
Yan yana yürüyerek içeri girdik birlikte.Etrafa baktığımda gözümün önüne gelen anılar beni gülümsetmişti.
"Sürekli şu köşede bir kız ağlıyordu hatırlıyor musunuz?"Dedi Onur.
Kafamızı salladık.
"Ne derdi vardı acaba hep merak etmişimdir."
"Bende."Dedim.
"Kızın yanına gidemiyorduk ki."Dedi Uzay.Hafifçe kıkırdadı Başak.
"Çünkü yanına geleni ısırıyordu."
Nazlı kolunu tuttu acıyı hissetmiş gibi,biraz ovaladı orayı.
"Evet,kötü ısırıyordu."
Onur Nazlı'nın ovaladığı yere bir öpücük kondurdu ardından eliyle yukarı katı gösterdi.
"Hadi sınıfa gidelim."
Hep beraber merdivenleri çıkıp eski sınıfımızın önünde durduk.Uzay boğazını temizleyip kapının yanına durdu önünü iliklermiş gibi bir hareket yaptı.
"Bayanlar baylar,anılar mahzenine hoş geldiniz..."
Eliyle gıcıklığına Onuru gösterdi.
"Yakışıklılar önden."
Ve evet,ona fırsat vermeden kendi geçti kendi açtığı kapıdan.
"Bir an aşırı derecede yakışıklı olduğumu unuttum."
Salak çocuk.
Herkes eskiden oturduğu sırasına geçerken Başak benim sıramın önünde durmuş sıraya bakıyordu,kıpırdamadan.Yavaşça koluna dokundum.Bana bakıp gülümsedi.
"Nasıl tanıştığımızı hatırlıyor musun?"
"Unutmak ne mümkün?"
İç çekip konuşmaya başladım.
"Burada oturuyordum,sanırım nota gibi bir şeyler yazıyordum aynı zamanda mırıldanırken.Sonra omzuma dokundun,korkmuştum azıcık.Korkmamam gerektiğini ve gözlerimi çok beğendiğini söylemiştin ki bence seninkiler daha güzeldi.Sonra zil çalana kadar konuşmuştuk.Bir daha ki teneffüste kantine inmiştim.Büyükler beni arkaya atmıştı bende sıradan çıkıp yukarı gelmiştim,sınıfa.Senin yanına gelecektim ama sınıfta yoktun.Bende sırama oturup kafamı gömmüştüm.Koluma dokunup elinde ki iki tosttan birini bana uzattın.Sonrada sarılmıştık..."
Güldü.
"Bu kadar ayrıntılı hatırlaman şaşırtıcı."
Omuz silktim.
"Hafızam iyidir."
"Hı hım."
Uzay böğürünce ona baktık.
"Uzun eşek oynayalım mı?"
Herkes ona ciddi misin bakışı atınca susup önüne döndü.Başakta onun yanına gidip saçlarını karıştırdı.Gülümsedim bugün çokça yaptığım gibi.Telefonuma gelen bildirim sesi ile elimi cebime attım.Bilinmeyen numaradan gelen mesajlar vardı.
0543*****: Ceren sensiz çok mutlu görünüyor.
0543****:*fotoğraf*
Bir süre donakaldım,hayat sanki her kalkmaya çalıştığımda bir çelme takıyordu,her seferinde beni dibe doğru çekiyordu,her seferinde yıkılmamı istiyordu,bir daha toparlanamamak üzere.
Güzel dudaklarının üstünde gördüğüm aşina olduğum ama çıkaramadığım bir çocuğun dudakları beni tekrar toparlanmaya çalıştığım yerden yıkmıştı.
Benim Ceren'im...
Başkası ile öpüşüyor...
Ardından bir mesaj daha.
0543****: Umarım canın çok yanmıştır.
Kötü olan buydu sanırım.Artık acıdığını hissetmeyecek kadar körleşmişti duygularım.
Merak ediyorum da Esma'nın arkadaş grubundan en çok kimi seviyorsunuz?