Öyle sıkı sarıl ki...

By mehtapayranci

399K 17.9K 1.7K

Kerem genç kızın boynunu koklayıp usulca fısıldadı "Bana öyle sıkı sarıl ki..." Gizem genç adama sıkıca sarıl... More

Bölüm 1- HAFIZA
Bölüm 2- Yeni bir gün.
Bölüm 3- Kurdelesiz de çok güzel.
Bölüm 5 - Güzel bir rüyaydı.
Bölüm - 6 Anlatırım ama bir şartla, ya da iki, belki de üç.
Bölüm 7- Sen aklını kaçırmışsın.
Bölüm 8 - Kaçan ve kovalayan
Bölüm 9- Bazı şeyleri şansa bırakamazsın.
Bölüm 10- 360 derecelik deneyim.
Bölüm 12- Ne olur ne olmaz, kapı açık kalsın.
Bölüm 13- Kader ağlarını örecekte...
Bölüm 14- Günlerim Yalnız geçiyor.
Bölüm 15- Ah bu ben...
Bölüm 16- Kibarlık senin yanından geçmez.
Bölüm 17- Kurtulalım birbirimizden
Bölüm 18 - Daha iyisini yapabiliriz.
Bölüm 19- Ne olur sen olma.
Bölüm 20- Tutkal gibi yapışmak.
Bölüm 21- Kazandibi
Bölüm 22- Delikanlı
Bölüm 23- Aşkın gözü kördür.
Bölüm 24- Darısı Başına.
Bölüm 25 - Küçük mavi zarflar.
Part 26 - Nice Aylara...
Part 27- Gün Bugün.
Part 28- Kendine iyi bak.
Bölüm 29 - Çok özleniyorsun.
Bölüm 30 - Gidecek başka yerim yoktu.
Bölüm 31 - Sevince
Bölüm 32 - Selim Sevgen
Bölüm 33 - Kahve Falı
Bölüm 34 - Terbiyesiz.
Bölüm 35 - Uluslar arası.
Bölüm 36 - Ben Beklerim.
Bölüm 37 - Yolu kendin bulacaksın.
Bölüm 38 - Paris
DUYURU
Bölüm 39- En güzel çift.
Bölüm 40 - Yaşlı Çirkin Cadı.
Bölüm 41- Güzelliğin mimarı
Bölüm 42- Gerçekten uyuyorum
Bölüm 43- Aşk Damarı.
Bölüm 44 - Fazla Mesai.
Bölüm 45 Tutsaklık.
Bölüm 46- Kahraman.
Bölüm 47 - İyi iş çıkartır.
Bölüm 48 - Her şey yeni başlıyor.
Bölüm 49- Öyle sıkı sarıl ki. FİNAL.

Bölüm 4- ÇAPRAZ SORGU.

12K 578 19
By mehtapayranci

Esra, masaya kafasını koyup koyup kaldıran "Ben burada rahat uyuyamam." diye mızıldanan Simge'yle uğraşmaktan Gizem'i unutmuştu. Simge'yi uyanık tutmaya çalışıyordu, kendisi de çakırkeyif olmuştu ama keyif bölümü eksikti çünkü erkek arkadaşı Ozan yazdığı mesajlarla onu bunaltıyordu.

"Saat kaç oldu farkında mısın?" "Otele dönünce ara" "İstanbul'a dönünce ilişkimizi gözden geçirmeliyiz bence" "Sen beni sevdiğine emin misin?" "Sence de biraz fazla özgür değil misin?" vs...

Esra tek bir mesaj yazdı sevgilisine "Bir mesaj daha atarsan, gözden geçirecek bir ilişkimiz kalmayacak. Yat uyu, ben iyiyim ve yanımızda erkek sinek bile yok, sabah ararım."

Ozan'ın verdiği cevap ise "Tamam" oldu.

Ozan'dan şimdilik kurtulmuş olmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes aldı Esra ve o anda boş sandalyeyi gördü. Bıkkınlıkla dişlerini sıkarken "Gizem... Nerede kaldın? Ah Gizem ah" Diye homurdandı. Simge masadan başını kaldırıp "Ne dedin?" diye sordu sersemce.

Esra paniklemiş ve bir o kadar bezmiş tavrıyla "Kalk hadi kalk, Gizem tuvalete diye gitti hala yok ortalıkta. Kalk şunu bulalım, kesin üstüne başına kusmuştur, yerlere düşmüştür" Dedi. Simge yüzünü buruşturarak zorla kalktı yerinden, Esra'nın kolunda yürümeye başladı. Tuvaletin kapısını açtıklarında gördükleri manzara karşısında ikisi de şaşkınlıkla bakakaldılar. Manken gibi bir adam Gizem'i kucaklamış yüzüne vuruyordu.

Simge mavi gözlerini kocaman açarak "Niye vuruyorsun kıza?" diye bağırdı var gücüyle.

Esra telaşla "Bayıldı mı o?" diye sorarken yanlarına doğru yürüdü.

Kerem kızları görmesiyle derin bir nefes aldı "Bilmiyorum ki. Birdenbire kapattı gözlerini." dedi.

Simge hala kapının eşiğindeydi ve anlayamadığını belirtircesine başını iki yana sallıyordu "Peki sizin burada ne işiniz var? Gizem yardım mı çağırdı?"

Kerem bir an kendini köşeye sıkışmış bir suçlu gibi hissetti ve bakışlarını kaçırarak "Hıhıh" Diye mırıldandı. Aynı anda Gizem'in çantasından yere saçılanları toplayan Esra ile göz göze geldiler. Esra bir kaşını havaya kaldırmış, mimikleriyle adeta yalanına inanmadım diyordu. Kerem durumu açıklığa kavuşturup kendini aklamadan kaçmaya çalışırsa başının daha büyük belaya gireceğinin farkında olduğundan asıl derdi baygın kızın ayılmasıydı.

Simge Esra'ya "Sen yanlarında kal. Ben yardım çağırıp geliyorum." Dediğinde Esra arkadaşının çantasını omuzlamış ve Gizem'i kucaklarcasına sırtından sarılmıştı.

"Tamam. Çabuk ol" diyerek Kerem'e döndürdü bakışlarını "Ne diyordu bayılmadan önce? Ne diyerek yardım istiyordu?" diye sordu sakince.

Kerem o anda aklına gelen onlarca yalandan herhangi bir kaçını uydurabilirdi ama daha çok yalanı göze alamayacak kadar sarhoş ve yorgundu. "Aslındaaa ımm beni görünce korkup bağırdııı... Belki de korktu ve bayıldı." Dedi.

Esra inanmadığını belirten bir ifadeyle "Sizi nerde gördü?" diye sordu

"Burda gördü. Yanlışlıkla buraya girmişim. Korktu benden, çantasıyla vurdu..."

Esra "Korktu ama kaçmak yerine size saldırdı öyle mi? İlginç." Diye mırıldandı ve güvenliğe haber vermeleri gerektiğini düşündü.

O sırada Simge yanında iki sağlık görevlisiyle kapıdan içeri girdi. Gizem'i sedyeye yatırırlarken Esra "Nereye götüreceğiz?" Diye sordu. Görevliler "Revire" deyince Esra Kerem'e dönüp "Rica etsem bizimle gelir misiniz? Belki doktorun soracakları olur." Diyerek genç adamı kibarca davet etti. Asıl amacı belki de arkadaşını taciz etmiş olan bu adamı elden kaçırmamaktı.

Kerem bu kızıl saçlı kızın kendisine daha fazla sorular soracağını tahmin ettiğinden biraz tedirgindi ancak bayılan kıza da ne olduğunu çok merak ediyordu. Kendinden emin bir ifadeyle "Elbette gelirim." Diyerek peşlerine takıldı.

Baygın genç kızı bir kat yukarıdaki revire götürürlerken, asansörün içinde Kerem sedyenin yanı başında duruyordu. Uyumakta olan genç kızın kısa saçlarının ıslak alnına yapışmış olduğunu görünce gayri ihtiyari bir istekle saçlarını düzeltti. Alnını dağınık saçlardan arıtmasıyla ateşi olup olmadığını kontrol edercesine elinin tersini hafifçe tenine değdirdi. Esra ve Simge şaşkın bakışlarla genç adamı izlerken Simge'nin "Hayırdır inşallah..." diyen fısıltısı asansördeki sessizliği bozdu. Kerem duyduğu sese elini geri çekmekle cevap verirken iki genç kızın da kendisini izlediğini anlamıştı.

Revire vardıklarında sağlık görevlileri hastayı hemşireye teslim edip odadan ayrıldılar. Kerem arkadaşlarının az önceki yargılayan bakışlarından sonra baygın kıza yaklaşmaması gerektiğini düşünmüştü. Ancak genç kız, bilinçsizce sere serpe yatmaktaydı ve mini eteği yukarı sıyrılmış baldırları apaçık ortalıkta kalmıştı. Kerem genç kızın çıplak tenini diğer sedyenin üzerinde bulduğu çarşafla örterken "Hem kızla ilgilenmiyorlar, hem ben ilgilenince kaş göz oynatıyorlar." Diye söylendi. Hemşirenin serumu hazırlayışını bekleyen Esra Gizem'in çevresinde dört dönen bu tuhaf adamı daha da merak etmişti.

Kerem şimdi de Gizem'in yanı başında yine yüzüne bakıyordu. Genç kızın uyanmasını mı yoksa sonsuza dek uykuda kalmasını mı istediğine karar veremiyordu. Yüzünün ıslanmasıyla dağılan makyajına rağmen hala güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemiş olmasına şaşırıyordu. Onu uyurken izlemenin çok daha iyi bir his olduğunu düşünürken yakaladı kendisini. Genç kız ağzını açıp tek laf etmezse, onun yanında olmak harika olabilirdi. Bir kaç saniye sonra genç kızın tuvalette, telefonda sarf ettiği cümleleri hatırlayınca sinirle başka yöne çevirdi başını. Genç kızın başucunda gördüğü boş sandalyeye yerleşip beklemeye başladı. Esra ve Simge'nin göz hapsinde olduğunun farkındaydı ama umurunda değildi. Esra ise içten içe genç adamın bu sahiplenme tavırlarını üstünü örtmeye varan hamlelerini yersiz buluyordu. Gizem'le aralarında ne geçtiğini bir bilseydi ilk fırsatta haşlayacaktı adamı.

Hemşire Gizem'in tansiyonuna, ateşine, nabzına bakıp notlarını aldı. Akabinde gelen doktor, alınan notlara baktıktan sonra, sorular sormaya başladı.

"Geçmiş olsun. Hastamızın bildik bir hastalığı var mı? Epilepsi ya da benzeri bir şey?"

Esra "Hayır yok." Dedi.

"Ne kadar süredir baygın?"

Esra genç adama sorarcasına bakınca Kerem "Siz gelmeden hemen önce bayılmıştı. Yardım çağıracak fırsat bulamadan siz geldiniz." Deyince Esra "10-15 dakika olmuştur doktor bey." Dedi.

"Bu akşam alkol aldı mı?"

Esra "Evet. Almıştı."deyince Simge başını tutarak "İçmez olaydık." Diye mırıldandı.

"Ne kadar içti?"

Esra dudak bükerek Simge'ye döndü bu sefer "İki kadeh içti sanırım."

Simge de yüzünü buruşturarak "Belki de üç kadeh." Demişti ki Kerem söze girdi "Dört kadeh içti hocam. Dört olduğuna eminim" dedi. Eş zamanlı olarak kendinin ne kadar içtiğini bilmezken onun ne içtiğini bildiğini fark etmek onu şaşırtmıştı.

"Dört kadeh ama ne?"

Kerem bilmiyorum dercesine omuzlarını yukarı kaldırınca Esra "Votkalı meyve suyu. Votkasını da az koyduruyordu ama alışkın olmadığından çarptı sanırım." Dedi.

Doktor elindeki dosyaya birkaç not daha alıp "Merak etmeyin az sonra uyanır." Dedi ve bitişikteki odaya geçti.

Kızlar soran gözlerle birer kaşları havada Kerem'e bakıyorlardı. Kerem dönüp kendisine bakışlarını görünce "Bir sorun mu var?" diye sordu.

Esra "Tanışacak fırsatımız olmadı, ben Esra." diyerek elini uzattı genç adama. Genç adam elini sıkarken "Ben Kerem." Dedi.

"Kerem bey biraz tuhaf bir karşılaşma oldu."

Kerem "Evet öyle oldu." Dedi ukalaca çünkü ardından gelecek soruları az çok tahmin edebiliyordu. Ama onu sabırla dinleyecekti. Esra sahte bir tebessumle"Bu otele is icin mi tatil icin mi geldiniz?"
Kerem "Her ikisi de"
"Eşiniz aileniz de buradalarmı?"
"Ben bekarım Esra hanım. Burada da yalnızım."
"Ne isle mesgulsunuz Kerem bey?"
"Emlakcıyım."
"Yaşınız?"
Genc adam sorulardan bunaldigini belirtircesine bezgin bir nefes aldi "28"
Esra genc adamin iletisimi baltalayan nefesine tepki olarak iki kolunu birbirine bağlayıp "Arkadaşımızı baygın bulduk." Demişti ki Simge "Bayanlar tuvaletinde ve sizin kollarınızda..." dedi imayla.

Esra "Bir de sizden korktuğunu söylediniz, doğrudur... Ama Gizem hiçbir şeyden bayılacak kadar çok korkmaz." Dedi.

Simge "Asla korkmaz. Gizem korkmaz..." diye mırıldandı.

Esra arkadaşının lafını bölüp durmasına gözlerini devirip devam etti "Üstelik size vurmuş da... Korkan insan kaçar, saldırmaz." Deyince Simge "Ben korksam hemen kaçarım. Hem Gizem sizden neden korksun ki?" diye sordu yüzünü ekşiterek.

Kerem "Ben yanlışlıkla bayanlar tuvaletine girmişim. O da beni görünce..." derken Esra sözünü kesti genç adamın "Ama bize ilk başta onun yardım çağrısını duyup geldiğinizi söylemiştiniz." Dedi.

Kerem "Hayır onu Simge Hanım söyledi ben değil." Dedi.

Esra kendinden emin bir tavırla genç adama bir adım daha yaklaşıp "Bir de şimdi doktora Gizem'in dört kadeh içtiğinden emin olduğunuzu söylediniz." Dedi bir an susup ekledi "Yani... Bunlar sizce de çok garip değil mi?"

Kerem yaşadıklarına inanamıyormuş gibi başını iki yana sallayıp gülümsedi. Oturup her şeyi baştan dosdoğru anlatsa da yepyeni bir hikaye uydursa da ona kimse inanmayacaktı. Bu iyi polis kötü polis rolüne bürünmüş iki bayanla uğraşılmazdı. Nefesini yormaya bile değmezdi. Ağzından çıkan her kelimeye bir kulp takıp çapraz sorguya devam ederlerdi. Esra cevap beklediğini hatırlatmak için durduğu yerde ileri geri hafifçe sallandı. Kerem bir Esra'ya bir Simge'ye dönüp bir de uyumakta olan Gizem'e baktı.

"Beni tanımıyorsunuz. İrdelemeniz de normal. Ama ben kimseye bir şey yapmadım."

Esra'nın kaşları çoktan havaya kalkmıştı "Ben öyle bir şey iddia etmedim zaten."

Kerem teslim olmuşçasına ellerini havaya kaldırıp "Lütfen Esra Hanım. Sizinle iddialaşamayacak kadar yorgunum. Hatta biraz sarhoşum da. Arkadaşınız uyansın. Ona sorarsınız tamam mı." Diyerek Gizem'in başucundaki sandalyeye oturdu. Bacak bacak üstüne attı, kaşlarını çatıp kollarını bağladı. İletişime kapalıydı artık.

Esra genç adamla arkadaşının arasında neler geçtiğini öğrenemediği için meraktan çatlıyordu. Ama gidip genç adama bir şey de soramıyordu. Kerem'in birbirine bağladığı kolları ve zemindeki parkelere sabitlediği bakışları hiçbir soruya cevap vermeyeceğinin kanıtı gibiydi. Simge'ninse tek düşündüğü bir an önce yatağına yatıp Gizem gibi mışıl mışıl uyumaktı. Uyanık kalabilmek için Esra'ya ve kendine kahve alıp gelmişti. Kahvelerini içerken ne birbirleriyle ne de Kerem'le tek kelime konuşmadılar. Kerem yerinden hiç kalkmadı. Genç adam ayıldıkça bu durumun bir parçası olmak istemediğine karar verdi. Sadece lafını yememek için bekliyordu yanlarında yoksa çoktan çıkıp gidecekti. Gizem'in hafif horultusu ve duvardaki saatin tıkırtısı dışında ortam çok sessizdi. Genç adam içinde bulunduğu durumu analiz edince kendi haline acıdı. Kendisini ödüllendirişinin böyle bitmemesi gerektiğini düşünüyordu. Sessizlikte kendini sorgularken; Sırf güzel diye... Iııı hayır, hem masum hem de çekici diye, başında mı beklemeliydim bu kızın? Ama biraz da benim yüzünden bayıldı. Biraz suçluyum da sanırım. Normal insanlar böyle davranırlar, birine zarar verirlerse telafi etmeye uğraşırlar, diye düşündü. Ama hala gitmek istiyordu, sıkılmıştı. Kız uyansın ilk fırsatta gidecekti.

Continue Reading

You'll Also Like

917K 55.5K 46
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
2.2M 121K 30
Bir mahalle hikâyesidir.
Haz By 🍀

Romance

95.5K 1.1K 13
"Siktir, kırmızı senin rengin." Sütyenimin açıkta bıraktığı göğüslerimi öpmeye başladı. Bir eliyle kalçalarımı sıkıyor diğeriyle de kasıklarımı okşuy...
190K 11.7K 25
Berdel konulu bir GAY hikayesidir. Eşcinsel evliliğin yasal ve normal olduğu bir evrende geçmektedir. •Şiddet, cinsellik ve olumsuz öğeler içermekted...