Bölüm 21- Kazandibi

7K 322 28
                                    

Merhaba güzel okurlarım.

Yazıyorum, paylaşıyorum, okunuyorum ve mutlu oluyorum. Bu paylaşımın insanları bu denli mutlu edebildiğini bilmezdim. Koca bir koşuşturma içinde hayatını 24 saate sığdırmaya çalışan, kalemini çok sevdiğim bir yazar arkadaşım var. Çoğunuzun severek okuduğunuzu tahmin ettiğim Aşk Mutfağı'nın yazarı Arsenik. Kendisi şimdilerde yoğun hayatının içinde bir de kitabı yayın gününe yetiştirme derdine düştü. Ona buradan boş şans ve bol ilham dilerken bu bölümü zat-ı şahanelerine ithaf ediyorum. Yolun açık olsun kuzum.

İyi okumalar. Lütfen yorumlarınızı ve eleştirilerinizi benden esirgemeyin.

***

Gizem evinin merdivenlerini tırmanırken ne giyeceğini düşünüyordu, Kerem’le nereye gideceklerini konuşmadıkları için hiçbir fikri yoktu. Evinin kapısına geldiğinde zile bastı bir süre bekledi, açan olmayınca anahtarıyla açtı kapıyı. Eve girer girmez odasına girdi. Elbise dolabının karşısına geçip, kararsızca içine baktıktan sonra rahat ve şık birkaç parça seçti. Üzerindekilerden kurtulmak için banyoya yöneldi. Açmak için uzandığı banyo kapısı aniden açılınca, korkuyla çığlık atıp bir adım geri sıçradı. Onun sesini duyan Esra da çığlık attı. Birbirini istemeden korkutan kızlar, sakinleşmek için duvara tutunmuşlardı.

Korkuyla sıkışan nefesi düzene girince, Esra vücuduna sarılı küçük havlusuyla odasına yöneldi “Çok zamanım yok, çabuk anlat ne olup bittiğini.” Gizem merakla “Ne bu acele, nereye gidiyorsun sen?” diye sordu ve banyoya girdi. Arkadaşının sesini duyabilmek için kapıyı açık bıraktı. Esra bir yandan giyinmeye uğraşırken “Ozan aradı, Türkiye’ye dönmüş, bana sürpriz olsun diye söylememiş. Az sonra beni almaya gelecek, hemen hazırlanmalıyım.” Dedi. Gizem aldığı habere sevinmiş gülümserken “Hadi gözün aydın. Bir süre yüzünü göremeyiz artık.” Dedi. Bu sırada ellerini yıkayıp sabahtan kalma fönü bozulmuş olan saçlarını ıslattı, dalgalı ve salaş halini daha çok beğeniyordu. Esra pembe thsırtünü sırtına geçirip “Bırak ta olsun o kadar. Bir aydır ayrıyız, çok özledim onu.” Dedi. Gizem odasına geçerken açık olan kapıdan hala altsız olan arkadaşına gülümsedi “Siz mutlu olun da ben seni görmesem de olur” dedi. Esra kapının önünde dikilen arkadaşına öpücük atmakla yetindi. Gizem kendi odasına geçtiğinde Esra arkadaşının buluşmasıyla ilgili hala bir şey anlatmadığını fark edip yeniden seslendi “Neler olduğunu anlatsana artık, Ozan gelmek üzeredir” dedi. Gizem dolaptan çıkardığı giysileri eline almış ütüsünü kontrol ederken “Tamam. Özetliyorum. Ersin’le dostça vedalaştım onu gönderdim, anında Kerem damladı masaya. Çıkma teklif etti, ben de kabul ettim. Öptü beni, bende ortalıkta öpme beni dedim. Benim arabamla buraya geldik. Aşağıda beni bekliyor, bende hazırlanıp yanına gideceğim şimdi.” Dedi. Esra arkadaşı olup biteni, izlediği bir diziyi anlatır gibi duygusuzca özet geçerken, duyduklarına inanamadı. Gizem’in odasının kapısına gelip ağzı açık şekilde ona bakakaldı. Şaşkınlık taşan ifadesiyle Gizem’e doğru yürüdü “Canım, umarım çok mutlu olursun” derken üstünde sadece iç çamaşırları olan arkadaşına sarıldı. Artık olan olmuştu, Esra ne dese, ne düşünse boştu. Gizem seçimini yapmıştı. Gizem “Sağ ol canım. Aslında ben senin bana tepki göstereceğini düşünmüştüm.” Dedi. Pekte mutlu görünmüyordu, derin bir nefes alıp yatağının üzerine oturdu “Bende senin Ozan’ı sevdiğin gibi korkmadan sevebilmek istiyorum. Bugün değil elbette, bir gün. Ama bu adam beni çok korkutuyor.” Dedi. Esra da yanına oturdu, usulca “Neden? Ne yaptı yine?” diye sordu. Gizem gözlerini yerdeki halıya sabitleyerek “Bir ay kadar önce Ersin’i görmek için Ankara’ya gitmiş. Mühendisim, iş arıyorum, adım Özden diye yalanlar söylemiş.”dedi. Esra yeni bir şokun pençesine düşmüştü şimdi. Endişeyle duyduklarını sindirmeye çalışıyordu ki, telefonu çaldı. Çalan telefona ulaşmak için ok gibi fırladı yerinden. Arayan Ozan’dı, siteye geldiğini haber veriyordu. Esra daha saçını bile taramamıştı oysaki. Saçlarını yolarcasına fırçalayıp, başının üstünde topuz yaptı. Gizem’de bu sürede giyinip rujunu tazeledi. Gizem siyah bir taytın üzerine mavi, beli kemerli bir tunik seçmişti. Kerem topuklu ayakkabı meselesine takılmasın diye de, yüksek ama dolgu topuklu, rahat yürüyebildiği kot ayakkabılarını giydi. Çantasının içindekileri aceleyle, ayakkabıların takımı olan kot çantasına doldurdu. Lüks yerlere gidebilecek yeterlilikte şık, sıradan yerlerde göze çarpmayacak kadar sade bir seçim yapmıştı.

Öyle sıkı sarıl ki...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin