TEKİLA |𝕸ü𝖍ü𝖗|

By gecedensonizler

113K 8.8K 7.1K

Bırakacağını , yine gideceğini anlayan kalbim delirirken durmadım. Acıyla çığlık çığlığa bedenimi ona ittim... More

T.☠•Tanıtım•
Tekila/Mühür-1.bölüm
Tekila/Mühür-2.bölüm
Tekila/Mühür-3.bölüm
Tekila/Mühür-4.bölüm
Tekila/Mühür-5.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-5.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-6.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-6.bölüm(Part2)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part3)
Tekila/Mühür-8.bölüm
Tekila/Mühür-9.bölüm
Tekila/Mühür-10.bölüm
Tekila/Mühür-11.bölüm
Tekila/Mühür-12.bölüm
Tekila/Mühür-13.bölüm
Tekila/Mühür-14.bölüm
Tekila/Mühür-15.bölüm(Küre)
Tekila/Mühür-16.bölüm(Küre)
Tekila/Mühür-16.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-17.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-17.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-18.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-18.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-19.bölüm
Tekila/Mühür-20.bölüm
Tekila/Mühür-21.bölüm
Tekila/Mühür-22.bölüm
Tekila/Mühür-23.bölüm
Tekila/Mühür-24.bölüm
Tekila/Mühür-25.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-25.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-26.bölüm
Tekila/Mühür-27.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-27.bölüm(Part2)
Tekila/Mühür-28.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-28.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-29.bölüm
Tekila/Mühür-29.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-29.bölüm(Part3)
Tekila/Mühür-30.bölüm(Part1)
Tekila/Mühür-30.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-31.bölüm
Tekila/Mühür-32.bölüm
Tekila/Mühür-33.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-34.bölüm
Tekila/Mühür-35.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-35.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-36.bölüm
Tekila/Mühür-37.bölüm
Zebun°SanalOyun°||texting

Tekila/Mühür-33.bölüm(part2)

1.7K 135 106
By gecedensonizler


Bölüm müziği;
Ezel' soundtrack -
unutamıyorum.

Multimedya; Siyahis

🍷

Huzur . Bir kaç ses ,dilimin pelesenk sözlerine sığmayan kelime. Bir babanın sevgisinde , bir abinin şefkatinde , bir dostun gölgesinde  biraz biraz bulduğum huzur..

Ufak ufak tattığım bu huzur , şimdi bedenimi bir yorgan misali sarmalamıştı. Üstü açık , soğukta  kalmış Siyahis'in aksine huzur , kaybetmekten korkarcasına kıskacına almıştı.

Birbirimizden kaçmalarımızın ilerisinde şu an aynı yatakta, aynı çarşafın bir ucunu paylaşıyorduk. Sıcacık göğsüne yaslı  başıma giren sayısız sancıya rağmen onun huzurlu nefes alışverişlerini bozmamak adına gülümsüyordum, acımı yutmaya  çabalıyordum. Beni usul usul seven adamın nefesin de demleniyordum.

Keşke izin verseydi bedenim.

Gecenin kaçıydı bilmiyordum , sabah olmak üzereydi sanırım ve bedenimi kasmaktan yanan tüm eklemlerimle ona daha da sarıldım.

Şimdi değil , lütfen.

Beni öyle görmesin , lütfen.

Bedenime ok gibi saplanan krizin acısı öylesine içimi kavuruyordu ki , birisinin sizi cayır cayır yakması gibiydi. Öylece izliyor ve engel olamıyordunuz. Tüm güzel hislerin aksine geçmişim , duyduklarım peşimi bırakmıyordu. Ben ,yavaş yavaş ölüyordum , öldürdüklerim aksine , hayat beni can çekiştire çekiştire  karanlığa hapsediyordu.

Hala benden ne saklıyorsun sorusu beynimi yiyip bitirirken , krizi durduramıyordum , durduramazdım.

Nasıl yapabilirdim ki?

Benden değil bizden vazgeçmiş bir adamın koynuna giren kırık kalbim , güçlü olmayı nasıl becerebilirdi?

Kalbim, Tekila olamayack kadar kırgındı, zayıftı , güçsüzdü.

Sevmeye çalıştıkta yiten bir et parçasıydı.

Şimdi değil ..

Birbirine ahenkle sarılmış gür kirpiklerin ardındaki elaları görmek ümidiyle başımı geriye attım . Belki duyar serzenişimi , belki anlatır beni acıtan gerçeği diye bekledim. O yakmasın  canımı , bir başkası yaksın diye dua ettim. .

Bunu neden anlamıyordu?

Onda huzur  bulan bedenimi  neden  anlamıyordu. Hisler , hislerim öylesine  perişan bir haldeydi ki , bir taraf huzurla  çoşarken diğer taraf kötü şeylerin huzursuzluğunu yaşıyordu.

Ruhumu sevindiren adam , bedenime huzuru verdikten sonra da gidecekti ,benimde ondan gideceğim gibi..

Bize bunu yapacaktı , benimde ona yapacağım gibi.

Biz , sevdiklerimiz için birbirinden vazgeçen iki bedendik, bir olsakta.

Acıyla dudaklarımdan kaçan inlememle hızla yumdum gözlerimi, kaçabilecekmişim gibi. Beni görmeyecekmiş gibi..

Saftı kalbim.

"Luna!" Uykulu sesi öyle aniden geldi ki , benim ufak acımla korkak adam için yanmak istedim.
Ürkekce yüzümden süzülen yaşa değdi eli, bakamadım yinede . Neyden  utandım ? Acılı bedenimden mi ?

Yoksa zihnimden mi?

Şiddetle titremeye başlayan bedenimle birbirine çarpan dudaklarmı serbest bırakıp ona sokuldum. Yine ona döndüm yüzümü..

"Ü..şüyorum.." 

Yorganın hışırtı sesiyle çırıl çıplak olduğunu bildiğim bedenim, hızla çarsafa sarıldı. Gözlerimi açmasamda arada üzerimde hissettiğim nefesinin hızlanışından endişesiyle yandım.

Üzdüğüm adamın üzüntüsünde kayboldum.

Üşüyen bedenim cayır cayır yanıyordu. O hapı istiyordum , o beynimi yok etmek isteyen hapı deliler gibi istiyordum.

Yoksunluğumda kavruluyordum.

"Luna'm bana bak .... " alnıma yapışan kısa şaçlarımı usulca çekti. " şişş.... iyisin." 

Yatıştırıyordu ılık ılık sesi. Cılız bedenim onunla bütünleşiyor saçlarıma defalarca konan buselerle buz gibi suyun içine atıldım.

Kahretsin!

"Yapma!" 

Boğazımdaki yanmayla gözlerim irkilerek açıldı.  Islak kuzguni saçların arasına gizlenmiş elalar şefkatle baktı.O şefkat hep oradaydı.
İki omzuma elini sabitleyip bastırdı bedenimi suya.

"Buna ihtiyacın var ."

Saç diplerimi yakan soğuk  suya karıştı  öfkeli çığlığım. Bedenimdeki sayısız acının aksine bu beni mahvediyordu. Bir kolumu kullanamayışımla ona karşı gelememek  boğazıma yumru olurken , bunu da yuttum. Bu acıya da göz yumdum. Benden aldıklarıyla dik durmaya devam ettim ,durabildiğim yere kadar.

Efruz'un arkasında bıraktığı bedenimi umursamayışıyla acıdım , onca merhametimin gölgesinde benden aldığıyla kaldım. Ne bir söz edebildim ne bir gam.

Tekila'ydım ya ben , hani en güçlü bendim ya , bunu da kaldırmalıydım.
Öyle olmak zorundaydı , Tekila'nın ruhu , kalbi kimsenin umrunda değildi.

"Luna! " omuzlarımdan sertce tutulup çekilmemle titriyen bedenim sarsıldı.

"Kendine gel!" Şaşkınca ona bakarken o ise öfkeyle hızla sıcak bedenine  çekti beni. Aniden boğazımdan yükselen öksürükle  ciğerlerim  yandı.

Kaç dakikadır suyun altındaydım?

"Hepsi ."  Bir seyler fisıldıyordu göğsüne yaslandığım adam , birilerini öldürüyordu o sesinde.

"Bedelini ödeyecek." 

Çıplak bedenimi bedenine sıkıca bastıran adamı tüm hatlarım da hissederken , geceyi düşünmeye iten zihnimi karartmaya çalışıyordum. Krizle gelen tüm duygularım tavan yapmasına anlam veremiyordum.
Şu durumda bile onu isteyecek kadar kendimde değildim.

O hapı istiyordum.

Boynuna yaslı buz kesmiş dudaklarımı ısırarak yoksunca fisıldadım.

"Antony 'i ara." 

Dayanamıyorum.
Saçlarıma girdi eli incitmekten korkarcasına ve biraz  daha bastırdı başımı çıplak göğsüne.

"Dayan."  dedi , 'lütfen 'serzenişini sakladı bir kaç harfe.Sözleriyle mayışan kalbimin aksine bedenim acıyla kasıldı. İnleyerek başımı geriye attım

"Lü..lütfen Duman."

Acıyla dudaklarımı zorlukla bastırışımla elaları kaçtı benden , korkarcasına hemde.

"Bunu bana yapma..- "   Zorlukla hareket eden adem elmasına yasladım dudaklarımı. Nasıl acıyorduk böyle. İnip kalkan  göğsünden ayırdı beni yavaşca . Çenemi hafif kaldırarak yüzlerimizi eşitledi. Kısık gözlerimle acılı elalara yoksunca baktım.

"Seni ..... öyle görmeme  izin verme Luna."  yalvaran sesindeki çaresizlikle sertce yutkundum. Kaçmak istercesine avcuna yasladım yüzümü. Parmak ucuyla sildi yüzümü eskiten o buruk yaşı. Acıdı yüreğim , acıdı bakışlarım. Beni seven adamın benimle ölüşünde yandım. Onu üzen kadının ölüceğinden emin olan adamın yorgun kalbine saklandım.

Beni sevmeyen hayatın gölgesine gizlendim.

Acı, dayanılmaz hale gelirken yorgun  düşen bedenimin  uyuya kalacağının bilincinde yaslandım sevdigim adama. Öleceğimi bilsemde yaslanacağım bu adama sarıldım.

Hayata sarılmaya çalıştığım gibi.

Gözlerim usulca kapanırken yorgunca bıraktım kendimi ona.

"Özür di..lerim.

O an özrümün sebebini bilmeyecekti, Krizin eşiğindeki bedenim de belki de.Kalbime sakladığım sırrımla fisıldadım .

Özür dilerim ..

Sustu , ne özrümü kabul etti nede sebebini sordu.

Sadece sustu.

Islak bedenimi bedeniyle ısıttı. Buz gibi fayansa yasladığı sırtıyla beni benden korudu yine.
Yüzümdeki ıslaklığa sakladığım göz yaşlarımla dakikaları geçirdim. Onun kokusunda , yüzümü ıslatan göğsünden süzülen her bir su damlasını saydım , her derin soluğunda kokumu içine çekişini.

Birbirimizden kayıp gideceğimizin o kadar bilincinde yaşadık ki kısa vaktimizi, öylece kaybolduk. Boğazımdaki acı beni bağıra bağıra ağlamaya iterken yutkunmaya çabalarak gözlerimi yumup daha da sokuldum boyun girintisine.

Canım yana yana dudaklarım bir buse çaldı boynundan.

"Özür dilerim." 

Özür dilerim ,biz olamadığımız için.

İkimizde hayatlar yaşatmak istiyorduk , birbirimiz olamayacak kadar yaşatmak .  Benim için, bizden vazgeçen adam için , ailem ve sevdiklerim içim ondan vazgeçiyordum. Belkide hiç var olamamış bir kadını sevecekti , ölüm nefesimde kol geziyordu hissediyordum. Bacaklarımın altından geçirdiği kolunu biraz daha kendisine çekti , biraz daha ona hapsetti bedenimi.

Derin soluğunu seslice verirken dudakları adımı zikretti.

"Luna." 

Öyle güzel söylediki , o saniyede sadece dudaklarından çıkan ismimde kalmak istedim.

Burnumu çekerek usulca baktım sevdiğime. Gözlerim korkarcasına tutundu elalara. Keşke oda baksaydı , baksaydı ki su damlası sandığımın aslında  onun gözyaşları olduğunu görmeseydim.

Islak kirpiklerine bindirdiği acıyı paylaşsaydım.

Dudaklarımdaki acı tadı yudumlayarak hissizleşmiş parmaklarımı pürüzsüz göğsüne yasladım. Hızlanan kalbinin atışına inat fısıldadım. 

"Gideceğim." 

Bunu söylemek ne acı ,ne de bir his getirdi. Farkındalık hissini en derinden hissettim. Biliyordum, bunu biliyordu.

Gözlerim titrekce sakallı çenesine oradan kapalı gözlerine tutundu. Elalarını benden saklayan adamın duygularını görmemek en doğrusuydu belkide.

Gitmek için en doğrusu.

Çenesine geri indi bakışlarım , her daim koyu tonlarda olan dudaklarını zorlukla aralayışını izledim.

"Gideceksin."  Ağır ağır harfler süzüldü. Ne aksini söyledi, ne de kal dedi.Gülmeye çabaladım o an. Buz kesmiş bedenim aksine yanan kalbimin acısıyla dudaklarımı oynattım.Ağlamaklı bir tebbessüm kondurdum geceye.

"Gideceksin."  Dedim , bunun beni acıttığının farkında  olarak yaptım. Ondan onaylar cevap alacağımı bildiğim halde yaptım. Deseydi ya gitme , deseydi ya gitmeyeceğim ..

İşte gitmezdim. Öleceğimi bilsemde gitmezdim.

Demedi.

"Gideceğim." fısıldadı harfler , dudakları izin verdi buna.

Belimi kavrayan iri eli sırtıma uzanıp bedenimi diğer elindeki havluyla sardı. Elalarını görmek istemeyen yüreğime uyup kapadım karanlığa kendimi. Sıcaklığı hissedemeyecek kadar uyuşan hislerimle son kez onun oldum.

Son kez yüreğini bana gösterdi.

"Yüreğim hep seni yaşayacak." 

Aniden gelen  o yorgun kelimelerle irkildi bedenim, sanki bunu kaybetmek üzere olduğunu bilmezcesine. Gözlerim merakla yüzünü talan ederken , o yine kaçtı.Kafasını arkasındaki fayansa yaslayarak gözlerini daha da sıkı yumdu .Ben, beni sevişinde soluksuz kaldım. Onun dudaklarından hem sevgiyle hem acıyla harmalanan sözde yutkunmaya çabaladım.

Sevmek , kaybetmek miydi ?

Bilemedim..

Gece boyu o fısıldadı, ben dinledim . Ben ağladım, o kokuma işledi nefesini. Yoksunluğumun gerisinde bu adamın nefesinde yok oldum.

Defalarca..

●🍷

Gözlerim yeni bir güne açarken dilime yaslanmış metalimsi tatla huzursuzca sıyrıldım yataktan. Üzerimdeki ince geceliğe tuhafca bakarken elim , sızlayan dudaklarıma yöneldi. Parmağıma değen kurumuş kanla duraksadım.

Yine mi ?

Kanayan burnumun gerçekliğiyle  göz devirerek doğruldum yataktan.
Ayaklarım ,bedenimi  bir an taşımayacak sansam da Tekila bunu göğüsledi.

O an  aklım çok başka yerlere gitti. Duman'ın yanımda olmayışıyla irkilerek aklıma gelen şeyle atıldım.  Yatağa hızla dönüp çarşafı kaldırmamla gördüğüm  tek renkle  şaşkın gözlerime ek dudaklarıma tutundu silik tebbessümüm.
Hafif sızlayan bedenim  haricinde iz kalmayan bu toplu odaya ufak bir göz atıp banyo olduğunu düşündüğüm  yere attım kendimi. Aynayla kesişen gözlerlerim yorgun yüzümde fazla oyalanmayıp burnumdaki kırmızılıkla buluştu.

Vakit kaybetmeden hızla yüzüme kirleten kırmızılıktan arındım. Ardından odanın bir köşesine katlanıp konmuş  kıyafetlerimi tek kolumla uzanıp ağırca giydim. Kolumun benden habersiz bedenimde duruyormuş hissine bugünde alışamadım.

Teşekkür ederim kardeşim.

Arka cebimde olmasını umut ettiğim sigarama yöneldim ve elime değen çıkıntıyla ufakta olsa keyiflenen zihnimle bir dal yakıp dudaklarıma yasladım. Bulunduğum ev kimindi bilmiyordum ama odanın ufak oluşu Duman'ı anımsatıyordu. Nezih ve sakin. Ufak balkonu görmemle ayaklarımı oraya yönelttim.

Parmaklarımda gezinen zehiri ciğerlerime çektim defalarca. Açık maviyi yaşatan gökyüzüne defalarca bakıp son kez üfledim dumanı. Bugün yapacaklarımı zihnimden sayısız kere geçirdim.

Onu kaybetme hissini düşündüm.

Yaşadığım her an gibi.

Yorgunca sağlam elimi  siyah ,demir trabzana yaslamamla gözlerim bomboş sokağa takıldı. Tek tük ağacın gölgesinde gizlenmiş bir banka ilişti . Görmem gerektiğini biliyormuşcasına kısıldı gözlerim.

Benimkinin tıpatıp aynısı  olan kısa gür saçlara takıldım. Siyahlıkların arasına gizlenenemiş iri bedene şaşkınlıkla baktım.

Abi..

Kaç gündür görmediğim adamın uzaktan yan çehresine hissizce bakmaya başladım birden. Kanımdan , canımdan olan parçama öylece baktım.

Duman'ın gergin haline bakış o gayet ciddi surat ifadesiyle bir şeyler anlatıyordu. Hararetli konuşmalarını dudaklarından takip etsemde , gözlerim devamlı siyahi gözlere kayıyordu.

Onu özlemiştim , abim de beni özlemiş miydi?

Onsuzken kaybettiklerimden haberi var mıydı ?

Ağlarken onu aradığımı biliyor muydu?

Yine yaptım , yine bir kalkan gibi sertliğimi yüzüme geçirdim. Pür dikkat onu izledim , dakikalarca sigaramın biten külüne inat çekmedim gözlerimi , biliyordum ki elbette hissedecekti izlenildiğini. Varlığı, nasıl o abi hissini bana her daim yaşatıyorsa ,o da kardeşini hissedecekti. Unuttuğu kardeşini , sakat kardeşini ,

ölmek üzere olan kardeşini.

Öyle de oldu , üçüncü sigaramın ortasında siyah gözler keskin bir avcı gibi gözlerime çakıldı. Umursamazca dirseğimi yasladığım trabzandan doğrulup sigara tutan elimi salladım , diğer  koluma inat.

Uzaktan  bir merhaba.

Gülümsedim hissizce . Gülüşümdeki kırıklığı farkedeceğini bilsemde. Keskin yüz hatları beni görüşüyle duraksadı, kaşları daha da çatıldı ama ciddi suratında ne özlem ne bir sevgi peydah oldu. Daha da öfke filizlendi. Umursamaz halim durgunlaşırken, yaslandığım yerde geriledim. Hareketlenişim onu uyandırmış gibi birden Duman'ın omzuna değdi eli ve sertce itekledi.

O sertliği sarsılan bedenden değil abimin gece karası gözlerindeki yoğun  öfkeden anlamıştım.

Duman benim burada olduğumu sanki en başından biliyormuş gibi bu tarafa dönmedi bile. Omzundaki ele kısa bir bakış atıp bir şeyler söyledi.

Dudaklarını okuyamadım , uzaktan sakinliğini farkettim  sadece.

Gözlerim dingince Duman'ı izlerken birden yüzüne gelen darbe ile şaşkınca irkildim. Abimin sert darbesiyle iri bedenin savunmasızca gerilişiyle acı bir çığlık dudaklarımdan firar etti.
Çığlığımla iki baş, hızla bana dönerken öfkeyle elimdeki sigara izmariti atıp ayağıma ayakkabı dahi giymeyi umursadan hızla kendimi dışarı attım.

Öfkem neyeydi , onun bilerek savunmasızca beklemesine mi yoksa tenine değen elin abimin olmasına mı ?

Bilmiyordum.

Canım yeterince yanarken , bir başkasının canını da yüreğimde taşıyordum sanki. Bu adamı bu kadar severken nasıl ondan gidebiliyordum?

"Abi!!"

Sokağa cıkışımla onlara doğru yönelmem  varlığımı  farkettirsede abimin hiç umrunda olamamış aynı öfkesiyle Duman'ın üzerine yürümüştü. cidden mi!  Öfkeyle adımlarımı hızlandırıp Duman'ın önüne ittim kendimi.

Savruldum bir an ama durulmadım. Içgüdüsel olarak dik durdum belkide yoksa kriz sonrası bu enerjiyi bulamazdım.

"Ne yaptığını sanıyorsun!"  Dişlerimin arasında sızan sert sesimin arasına saklanan kırgınlığımı umarım farketmezdi.

Öfkeli  siyahlar Duman'ın yüzünden zorla ayrıldı ve benim yorgun gözlerimi buldu. Yorgundan kastım hayali  değildi , hastalıklıydı. Göz altlarım halkalar halinde morluklara ev sahipliği yaparken  ,  tenimdeki aşırı beyazlık hastalıklı gibi görünmeme sebep olduğuna emindim.

Kriz beni bitiriyordu , abim beni böyle ilk defa görüyordu.

Gözleri gözlerimde  fazla duramadı zaten , öfkeyle çatılan kaşları yavaş yavaş düzeldi. Yüzümde turlayan siyahlar durgunlaştı. Saniyeler birbirini kovalarken , abim  sertce yutkunarak gözlerime çıkardı gözlerini.

"N..ne işin var burada ?"  Duraksayan sesindeki pürüzlüğü ustaca giderip hesap sordu.

Evet , öfkesi yerindeydi.
Ama bilmediği şey ise benimde öfkeli oluşumdu.

Histerek bir şekilde güldüm.

"Nerede olmamı beklerdin abiciğim ?"  Tek kaşım havaya kalkarken , sanki dalga geçermiş gibi yüzümü alayla buruşturdum.

"Pardon sen nerede olduğumu nerden bileceksin ki ?"  Hüznümün aksine gözlerimi kaçırıp dudaklarımı kısıkca mırıldandı.

"Benimkisi  de soru. "

Alaylı halim o kadar eğreti duruyordu ki yüzümde , bir Meleğim dese acımla sarılacaktım ona. Nerdesin diye hesap soracak dilim bile sessiz kalacaktı.

Onu öyle özlemiştim ki.

Ama abim o garip tavrını sürdürmekte ısrarcıydı. Yüzündeki katı ifade düşmeksizin elini omzuma  atmasıyla kaskatı kesildim. Hissetmediğimin acısı yüklendi omzuma aniden.

"Onun yanında ne işin var ? İhanetleri ne çabuk unutur oldun güzel kardeşim?"

Sözlerine bile takılamamıştım. Gözlerim donukca omzumdaki eline kaymış ve Duman'ın hareketlenen eliyle sertce yutkundum.

"Tamam Melih uzatma."  Tok sesiyle omzumdaki eli çekmişti.  Abimin dahi saşırdığı nokta ise  diğer elini belime sabitleyen Duman'dı.

Yüzü garip bir hal aldı , bir şeyleri anlamaya çalışarak ikimizin arasında gelip gitti daha sonra ise arkamdaki o ufak eve baktı.

"Siz.." dedi devamını getiremeden güldü , sertce güldü.

" Benimle dalga geçiyorsun Uraz!" Birden sesine yüklediği öfkeyle  aradaki bedenimi kolumdan tutup yanına çekti.

Sallanan kolum bedenimden habersiz hareket edişiyle sinirle kolumu diğer elimle sabitleyip tekrardan aralarına girdim.

"Düşündüğün gibi bir şey yok !"  

Düşündüğünden de ilerisi var.
Duman'ın söze atılacağını farkedip hızla devam ettim , ona söz verirsem kafamda kurduğum bütün seneryo biterdi.

"Krize girdiğimde yanına geldim .."  diyip bunu aklımdan geçirdiğim için bin kere kendime lanet okuyarak durgunca fisıldadım. "Hap için."

Kahretsin!

"Ne?"  Abimin anında düşen yüzüyle gözlerimi hızla kaçırıp devam ettim.

"Onunla aramızda hiç bir şey olamaz, unuttun mu o Uraz Varisoğlu . "  histerek  bir şekilde söylediğim sözler abimle o çatıda dertleştiğimiz konuşmamızaydı.

Unutma  oda bir Varisoğlu  demesini unutmamıştım. Kendime de unutturmayacaktım , sevgimi son kez verdiğim adamı  geride bırakmıştım. Onlara neden bir arada olduklarını sormuyorsam , ikisininde arkamdan iş çevirdiğini  bildiğimdendi ve artık o planların gerisinde olmayacaktım.

Arkamdaki adamı yüz üstü bırakacak olsamda.

"Şimdi istediğiniz kadar birbirinizi yiyebilirsiniz ben gidiyorum."  Dediğim gibi sırtımı döndüm. Babamı sormak için dileme uzanan tüm kelimelerin aksine susup ilerledim. Ne annemsizliğe değindi yüreğim, ne de babamın yanımda olmayışına. Ardımdaki seslenişleri umursamadan , ayağımdaki çıplaklıkla yürüdüm.

Başladığım yere..

●🍷

Gelecek  bölümde görüşmek üzere..

Continue Reading

You'll Also Like

101K 5.7K 33
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
50.8K 3.6K 12
❝Yaraları önce kanatırlar sonra öpücükler iyileştirir. ❞ Otuz üç yaşında basit bir terzi olan ama zorunluluktan bir fabrikada çalışan Gülendam, yaşad...
710K 14.1K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
1.7M 46K 14
Hansa Kozcu &Fatih Haznedar 🌹 BERDEL/AŞİRET KURGUSUDUR YALNIZ BİLDİĞİNİZ BERDEL HİKAYELERİNDEN DEĞİLDİR. ŞİDDET VE ZORLAMA TARZI ŞEYLER YOK [Başlama...