SİL BAŞTAN

By emircanxq

308K 38.6K 74.3K

"Aşkın içinden mi cinayet doğar? Cinayetin içinden mi aşk?" • • • ... More

1. Bölüm : "Sil Baştan"
2.Bölüm : "Gökyüzüne sığınırız."
3.Bölüm: "Arkamdaki kim?"
4.Bölüm: "Korkak Değilim"
5.Bölüm: "Kahverengi Mucizeler."
6.Bölüm'den Spoiler ve Duyuru!
6.Bölüm:"İyi geceler Selin."
7.Bölüm:"Artık Yaşayamam."
8.Bölüm:"Kanadım kırıldı."
Yazarın Playlisti 🔮
9.Bölüm:"Uyu artık."
10.Bölüm " İlk Dans."
Vişne Tanıtım
11.Bölüm: "Kadın."
12.Bölüm: "18 Yıl Önce."
14.Bölüm: "Öleceksiniz."
15.Bölüm: "Ölüm kokusu."
16.Bölüm: "Onu ben öldürdüm."
17.Bölüm: "Yaşamak."
18.Bölüm: "Direncim Kalmadı."
19.Bölüm: "Son Adım."
20.Bölüm: "Herkes gider mi?"
21.Bölüm: "Gel."
22.Bölüm: "Yakalandık."
23.Bölüm: "Galaksi."
"Sesleniş."
24.Bölüm: "Yıldız Kaydı."
25.Bölüm: "Yokluğunda."
26.Bölüm: "Okul."
27.Bölüm: "Yakın arkadaş."
28.Bölüm: "Aile."
29.Bölüm: "Sinema Gecesi."
30.Bölüm: "Selin mi?"
Mesafe: Uyudun mu? - Tanıtım.
31.Bölüm: "Karanlık."
32.Bölüm: "Öldürebilirsin."
33.Bölüm: "Bir kez daha!"
34.Bölüm: Bulduk!
Canımın Canı Canımsularım İçin Playlist.
35.Bölüm: "Orman Yolu."
36.Bölüm: "Gizli Geçit."
37.Bölüm: "Geldim Sevgilim."
38.Bölüm: "Büyük Kayıp."
39.Bölüm: "Ey Gök!"
40.Bölüm: "Normalleşme."
İletişim.
41.Bölüm: "Yine, yeni, yeniden!"
42.Bölüm: "Yanlış Anlaşılma."
Sezon Finali (43.Bölüm): "Yeni Bir Başlangıç.)
~Önemli Duyuru~
ÇOK ÖNEMLİ DUYURU! ÇOOOK!
İLK ŞARKIMIZ

13.Bölüm "İntikam."

8K 1K 941
By emircanxq

Merhaba güzel yıldızlarım ⭐️

Yukarıdaki müziği açalım, ışıklarımızı kapatalım ve perdelerimizi açıp, camın kenarına geçelim .

Unutmayın biz  " Gökyüzüne sığınacağız ."

İyi okumalar , beyler ve prensesler .🔮

SELİN'İN ANLATIMIYLA:

Burak ve Furkan'ın ısrar etmesi gerçekten sinir bozucuydu. Ama yine de Can'ın ne yapacağını, nasıl tepki vereceğini merak ediyordum. Kızabileceği, tersleyebileceği düşüncesi daha ağır basıyordu tabii.

  Can öylece dalmıştı. Hafif kirli sakallarının üzerinde parmaklarınızı gezdirip duruyordu. Ne düşündüğünü bilmeyi gerçekten çok isterdim. Furkan'ın sesiyle

İrkildi. Bir anda "Selin gökyüzüne çıkmam için, kanatlarım olur musun?" dedi.

  Büyülenmiş gibiydim. Bunu gerçekten beklemiyordum. Zaten sevgili olduğumuzu

düşünüyordum evet ama yine de ne bileyim. Can'ın ağzından çıkan her kelimeyle

kalbim tekrar tekrar yerinden çıkacak gibi oluyordu sanki. O çok naif birisi ve ben onu asla üzemem, ben bu yolun sonuna kadar onunla beraber olacağım. Biz beraberiz Can seni yalnız bırakmayacağım.

  İlk gün ellerimden tutup beni yerden kaldıran, hastaneye yanına gittim diye bağırıp

çağıran, o içine kapanık, kimseyle kolay kolay konuşmayan adam şimdi benim her şeyim...

Her şeyim oldun...gökyüzüm  oldun.

  Sen korkak değilsin Can Aydın, sen gördüğüm en cesur adamsın..

  Can'ın gözlerinin içine bakıyordum. En derinine. Yeşil gözlerine dalıp gittikçe içinde kayboluyordum. Yeşil ve sık ağaçlı, ıssız bir ormanda kayboluyorum ve beni kimsenin bulmasını istemiyorum. Can zaten orada olduğunu biliyorum. O ormanın kralı Can Aydın! Çok beklettiğimi düşündüğüm anda

ağızım ve kalbim  sanki beynimden bağımsız  hareket ediyordu.

  "Sen benim gökyüzümsün Can, sen zaten gökyüzüsün. Sana sadece yıldızlara kavuşmak

İstersen kanat olabilirim." dedim.

  Bu cümleyi öyle içten, öyle hissederek kurdum ki. O an birkaç saniyeliğine gözlerimi kapattım ve bizi bembeyaz bir bulutun üzerinde hayal ettim. Can dizimde uyuyor ve ben onun saçlarıyla oynuyorum... Küçükken hep hayalimdi bir bulutun üzerinde uyumak. Ama gökyüzü buna izin vermez diye korkuyordum. Şimdi o gökyüzü bana ait. O bulutun üzerinde beraber yatacağız. .

  Ayağa kalkıp boynuna atladım. Sımsıkı sarıldım. Bu histen hiç uzaklaşmak istemiyorum.

Sen benim evimsin. Ben de o evde ki Kutup Yıldızıyım.

  

   Can bir şey konuşmamız gerektiğini söylediğinde mimiklerinden bir problem olduğunu

sezmiştim zaten. Cidden ne söyleyeceklerini merak etmeye başladım. Lafı iki saattir

ağızlarında geveleyip duruyorlardı. Benden bir şey gizledikleri besbelliydi.

  Can konuşmaya başladığında ağzına odaklanmış dikkatle dinliyordum. Sıkıntılı ve düşünceli olduğu zamanlar parmaklarını sakallarında gezdiriyordu ve şu an yine aynı şeyi yapıyor. Ben olayı

kavramaya çalışırken Can'ın beni saf dışı bırakmayı düşündüklerini söyledi. Bu cümleden

sonra bende ipler koptu işte. Bu çok sinir bozucu çok. Ben çocuk değilim. Bir korumaya

da bakıcıya da ihtiyacım yok!

  O sinirle " Ben de sizinleyim tamam mı? Beni öyle saf dışı falan da bırakamazsınız. Sizin

Korumanıza da ihtiyacım yok!" diye bağırdım.

  Ayağa kalktım hızlıca kapıya doğru giderken ayağım kaydı neredeyse yüz üstü yere yapışacaktım. Can ani bir refleksle beni dirseklerimden yakaladı. .

Çok sinir bozucu bir bakış attı. Gülmemek için kendini zor tutuyordu. Dudakları biraz daha yukarı kıvrılsa dişleri meydana çıkacaktı. Bembeyaz, inci gibi dişleri olmasına rağmen onları sadece yazlıktayken görebilmiştim. Neden daha dikkatli olmam ki? Ağızlarına laf verdim işte şimdi gerçekten korunmaya ihtiyacım var gibi gözüküyordum.

  Tripli tripli  yatağa geri oturdum. Yüzümü iki elimin arasına alıp olayı kavramaya çalıştım fakat

Anlamadığım  çok kısım vardı. 

  Burak "Ben acıktım, bir süre daha bir şeyler yemezsem açlıktan sizi yiyeceğim. Yemekten

sonra ayrıntılı konuşuruz." Diyerek ortamın havasını değiştirdi.

  "Ben hazırlarım."

  "Biz de yardım edelim." dedi Burak.

  Can hariç hepimiz mutfağa geldik. Can'ın gelmediğini fark edince yanına gittim.

Dalmış, hareketsiz oturuyordu. Önünde diz çöküp ellerini tuttum. Gözlerimin içine baktı.

Yemyeşil...

Ellerini güven vermek için tutuyordum. "Her şey güzel olacak Can. Hepsi geçecek söz veriyorum."

Gözlerimin içine daha derin bakmaya başladı. Bütün düşünceleri bu bakıştan okunabilirdi. Ellerimi

daha sıkı tuttuğunu hissediyordum.

"Her şey güzel olacak."  dedi. Ellerimi yavaşça bıraktı. Ayağa kalktık. Ben önden, Can arkamda odadan çıktık ve merdivenlere doğru ilerledik.

"Ah, Can!" diye bağırdım. Korunmaya ihtiyacım olduğunu yeniden kanıtladım. Ayağımın takılmasıyla beraber yine tam merdivenlerden yuvarlanıyordum ki Can belimden yakaladı bu sefer. Yüreğim ağızıma geldi, gerçekten düşsem bu sefer büyük zarar görebilirdim. "Gökyüzüne Sığının." dememiş miydim? Bakın ben sığınıyorum ve beni koruyor...

"Sen küçük, sakar ve dikkatsiz bir çocuksun. Ben de sana bakıcılık yapacağım. 'bücür'." dediğinde hem utanmıştım hem de sinirlerim bozulmuştu. Bücür ne ya? Yine mi en başa dönüyoruz?

"Sakar olabilirim, ama bana bücür demeyi kes deveciğim. Ben artık senin sevgilinim yani." dediğimde  yine sırıtmaya başladı.

"Evet sevgilim olman, bücür olduğun gerçeğini değiştirmiyor hâlâ sarışın inatçı, mızmız bir bücürsün."

"Ha ha ha, çok komik." dedim ben de dalga geçerek.

"Şimdi bundan daha önemli bir konumuz var. Burak'ı bilmem ama Furkan mutfağa girdiyse yandık. Nursena Abla birazdan burada olur onu bekleseydik keşke. Manisa'dayken Furkan bir kere patates kızartmak için mutfağa girdi, ama itfaiyecilerin kucağında çıktık dışarı."dedi gülerek. Gülmek ona çok yakışıyordu ve galiba bunu ben, biz sağlıyorduk.

"Umarım girmemiştir." dedim ve merdivenlerden daha dikkatlice indim. Aşağı kavuştuğumuz da bildirim sesiyle telefonumu arka cebimden çıkardım. 

*Babam kişisinden 3 yeni mesaj.*

"Kızım ben bu gün İtalya'ya uçuyorum, acil bir toplantım çıktı."

"Okulunu aksatma bugün gitmemişsin haber verdiler."

"En geç 2 hafta içerisinde dönmüş olurum. Haberleşiriz, görüşürüz."

Ne kadar ilgili bir baba değil mi? Annem ilgilenemediği için beni babama bıraktı zaten. O da pek ilgileniyor sayılmaz ya. Baksanıza adam yurt dışına gidiyor ve bana bir mesajla haber veriyor sadece.

Burada olduğu zaman bile eve gelmediği geceler oluyor. Onlar ayrılmadan önce gayet güzeldi, ama bir ayrılık her şeyi bitirebiliyormuş demek ki? Ben en ihtiyacım olan zamanlar da ne anne, ne de baba desteğini göremedim...

Can önümde ben arkasında mutfağa girdiğimiz de Nursena Abla gelmişti. Can'ın derin bir oh çektiğini gördüm. Galiba Furkan konusunda ciddiydi. Ama Burak ile Furkan ortalıkta yoktu.

"Günaydın Nursena Abla, hoş geldin."dedi Can samimi bir şekilde. Anlaşılan ona fazlasıyla ısınmıştı çünkü onu ilk kez böyle birisine samimi görüyorum. Eh biz hariç tabii.

"Hoş buldum kuzum benim. Kahvaltı birazdan hazır olur, geçin siz oturun. İstediğiniz bir şey var mı?" dedi yüzünde gülücükler açan tatlı kadın.

"Hayır teşekkür ederim yok, Selin senin var mı?" dediğinde ona doğru döndüm. Sadece başımı hayır anlamında sağa, sola sallamakla yetindim. Biraz utanmıştım.

"Sen de hoş geldin kızım, Nursena ben. Aysel Hanım'ın yardımcısıyım." dedi elinde ki patatesi soyarken.

"Hoş buldum efendim, ben de Selin. Çok memnun oldum tanıştığıma." dediğimde sırıtarak baktı ama imalı bir şekilde, nasıl desem dalga geçer gibi sanki.

"Efendim değil, Nursena Abla diyebilirsin. İstersen Nursena de sen bilirsin ama resmiyet yok kızcağızım." çok tatlı bir kadındı.

"Peki Nursena Ablacığım." dedim ben de onun gibi cevap vererek. Böyle tatlı bir kadının dediğini yapmamak imkansızdı.

"Nursena Abla, Furkan ile Burak nerede? Mutfağa iniyoruz demişlerdi en son?" dedi Can şüpheci ve korkulu bir şekilde. Herhalde kaçırıldıklarını falan düşünmüyordur değil mi?

"Onları ekmek almaya yolladım. Birbirlerinden kopamıyorlar, ikisi birden gitti." dedi gülerek.

İstemsizce kahkaha atmaya başladım. Tamam olay komikti buna gülüyordum ama bir yandan da bu kadar entrika yüklemesi bana ağır gelmişti. Bu kadar olay sinirlerimi bozmuştu.

"Selin sen iyi misin?" dedi Can korkulu bir şekilde. Aklımı sıyırmamdan falan korkuyordu galiba.

"Be-Ben, Can kendimi durduramıyorum."dedim ufak nefesler alarak konuşurken.

"Nursena Abla ambulansı arar mısın?" dedi ciddi bir sesle. Can gerçekten ciddiydi.

"Yavrum, kız sadece gülüyor doğal bir durum." dedi Nursena Abla'da gülerek.

"Abla gülmesi doğal, ama Selin can çekişiyor." dediğinde gülmem bir kat daha arttı.

Telaşlanınca ve korkunca gerçekten çok komik oluyordu, sinirli halinden daha iyiydi. En azından duvarlara yumruk atmıyor ve bağırıp çağırmıyordu.

"Selin iyi misin?" dedi ve eliyle yüzümü bir sağa, bir sola çevirip kafama bakmaya başladı.

"Ta-Tamam iyiyim." dedim biraz sakinleşerek. Eğer biraz daha gülmeye devam edersem gerçekten oksijensizlikten ölebilirdim. Çünkü bir türlü nefes alamıyorum.

Can'da içi rahatlamış bir şekilde nefes verdi. O sırada Furkan ile Burak gülüşerek içeri girdiler.

"Siz kapıyı nasıl açtınız?" dedim meraklı bir şekilde.

"Bende evin anahtarı var, hani kuzeniyim ya Can'ın hatırlarsan. E tabii ondan başka bir şey düşünemediğin için bizden haberin bile yok."dedi.

"Ha ha ha çok komik Furkan Aydın. İkinizin de aynı soydan geldiğini unutmuşum pardon." dedim umursamazca.

"Yalnız ben yemek yemediğim için hâlâ açım." dedi Burak ortamı dağıtarak.

"Tamam siz oturun neredeyse hazır sayılır." dedi Nursena Abla.

"Aynur Abla nerede, haberiniz var mı?" dedi Can düşünceyle.

"O sabah erken çıktı oğlum, Haluk Bey ile görüşeceğini söyledi." dedi Nursena Abla.

Burak'ın babasıyla görüşücekti yani. Hep beraber masaya dizildiğimizde sessizce bekledik. Nursena Abla servisleri birer birer önümüze açtı. Bir tane de kendisine koyduktan sonra, patatesleri tabaklarımıza paylaştırdı. Çaylarımızı da koyduktan sonra hep beraber yemeye başladık.

Can yanıma oturmak yerine en baş köşeye geçmişti. Ben de sadece onun çaprazında oturmakla yetindim. Yanıma Furkan karşıma da Burak ile Nursena Abla yerleşti.

Can'ın tüm yemek boyunca düşünceli olması gözümden kaçmadı, sürekli sakalıyla oynayıp durdu. Furkan'da Can gibi düşünceliydi. Burak hepsinin aksine her zaman ki gibi Nursena Abla ile konuşup, güldü.

"Ellerine sağlık Nursena Abla." dedi Can ve bi anda sofradan fırladı.

Burak'ın sesi hariç duyduğumuz ilk ses olmuştu Can'ın sesi. Merdivenlerden hızlı adımlarla yukarı doğru çıktı ve odasına girdi. İnsan bi ellerini yıkar be Can!

"Ne oldu şimdi buna?" dedi Burak.

"Siz bekleyin ben bakıp geleyim." dedim ve itiraz etmelerine fırsat vermeden yanlarından ayrıldım.

Merdivenleri hızlı adımlarla çıkıp odasına ulaştığım da kapıyı kapatmıştı. Tam kapıyı çalmak için yaklaştığım da biriyle konuştuğunu duydum.


Dinlemek için kapıya kulağımı dayadığımda kendi kendisine konuştuğunu anladım.

"Geleceğim anne, geleceğim baba intikamınızı alacağım. Söz veriyorum size, onu veya onları. Bunu size yapan kimse onları cehenneme göndermeden gelmeyeceğim, söz veriyorum anne..."

 
  " Üzgünsün, üzülüyorsun biliyorum sevgilim. Söz veriyorum geçicek. Seni çok seviyorum 'Gökyüzü Adam.'çok  seviyorum..."

                               ***

BÜYÜK ÇEKİLİŞ ⭐️

Arkadaşlar değişik bir final ile karşınızdayım.

Çekilişi kazanan 2. ve 3. kişiye , 30$ değerinde Netflix hediye çeki!

Birinci olan kişiye ise
M.Rise Sesini Duyur kitabını hediye ediyoruz.

Çekiliş şartları aşağıda 👇🏻

-ÇEKİLİŞ ŞARTLARI -

1-) @emircanxq yani benim hesabımı takip etmek. 💫

2-) Bu yazının altına açacağım yoruma kitabı okumamış olan 3 arkadaşını etiketlemek. 💫

3-) Bu bölümü ve bundan önceki bölümü oylamak. 💫

Çekiliş sonuçları 27 Mayıs'da İnstagram'da "@sekerbooks." hesabından açıklanacakdır. Takip edip haberdar olmayı unutmayın.

29 Mayıs'da ise buradan açıklanacak!

Continue Reading

You'll Also Like

850K 47.5K 38
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
814K 48.4K 67
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
909K 38.4K 26
Abimin arkadaşı akımını abimin arkadaşına uyguladım. Yaparken aklımdan geçen tek şey sürekli okuduğum kitaplardaki gibi olacak değil ya; Ayrıca tek b...