Yüzümden asla silemediğim gülümsemem ile parmağımdaki yüzüğe bakıyordum. Hala inanamıyordum. Jimin bana evlenme teklifi etmişti, bu çabuk sindirebileceğim bir şey değildi. " Ooo prenses, mutluluklar dileyelim sana." bağırarak içeri giren Loi ile önce yerimden sıçrasamda hemen kendimi toparlayıp gülümseyerek ona bakmaya başladım. Yanıma gelip kollarını bana doladı, bende karşılık verdim.
Loi: Evlenmek için ilk adımı attınız, siz çok beklemesiniz 1-2 aya evlenirsiniz kesin.
G: Yok canım ne 1-2 ayı hemen yarın evleniriz biz. Salak mısın Loi? Bizim evlenmemiz için en az 1-2 seneye ihtiyacımız var.
Loi: Jimin o kadar beklemez ben sana diyeyim.
G: Onun da benimle aynı fikirde olduğunu düşünüyorum. Hem idol olduğumuz için bu tarz şeyler bizim için daha zor oluyor biliyorsun. İnsanlar sevgili olmamızı anca kabullendi, bir süre evlenme kararımızı açıklayamayız.
Loi: Haklısın. Ee heyecan var mı? 5 ay sonra sahneye çıkıyoruz.
G: Soru mu bu Loi. Heyecandan uyuyabileceğimi zannetmiyorum. Sahneyi çok özledim. Benim yüzümden sende sahneden uzak kalmak zorunda kaldın. Özür dilerim.
Loi: Güneş beni delirtiyorsun gerçekten. 5 aydır durmadan özür diliyorsun ve ben her seferinde saçmaladığını söylemekten yoruldum ama bir kere daha söyleyeceğim. Saçmalıyorsun, biz bir grubuz. Sen sahneden uzak kalıyorsan bende kalırım.
G: Seni seviyorum Loi.
Kollarımı beline doladığımda o da ellerini sırtıma sardı.
Loi: Bende seni seviyorum prenses. Ama şimdi gidip uyumam lazım, yarın göz altlarımın şiş olmasını istemiyorum. Menajer den azar işitmek en son isteyeceğim şey.
G: Ah doğru, iyi geceler o zaman.
Loi: İyi geceler, tabi sen uyuyabilirsen.
G: Yaa öyle demesene, ne güzel unutuyordum şimdi salak salak sırıtıcam yatakta.
Kahkaha atarak odamdan çıktı. Arkasından gülümseyerek baktım. Bana iyi geliyordu. Yatağıma uzanınca telefonuma gelen mesaj sesiyle hemen elime aldım.
Gönderen; Jimin'shi
- Müstakbel eşim napıyor acaba?
Attığı mesaja gülümseyip cevap yazmaya başladım.
Gönderilen; Jimin'shi
- Yatajra uzanıp, müstakbel eşinin mesajına cevap veriyor. Siz napıyorsunuz beyefendi :)
Gönderen; Jimin'shi
- Bu geceyi düşünüyorum. Rüya gibiydi. Daha önce bu kadar mutlu olduğumu pek hatırlamıyorum. Şimdi de hayal kuruyorum.
Gönderilen; Jimin'shi
- Hmm. Hayal kuruyorsun ha. Birlikte hayal kurmak ister miydiniz beyefendi?
Gönderen: Jimin'shi
- Çok isterim. Ama olmaz.
Attığı mesajla kaşlarımı çattım.
Gönderilen; Jimin'shi
- Niyeymiş o?
Gönderen; Jimin'shi
- Çünkü yarın sahneye çıkacaksın ve dinlenmen gerekiyor. O yüzden şimdi sana yazmayı bırakıyorum ve sende gidip güzelce uyuyorsun. İyi geceler sevgilim. Seni seviyorum.
Gönderilen;Jimin'shi
- Bende seni seviyorum. İyi gecelerr...
Telefonumu kapatıp komodinin üzerine koydum. Hayal kurarak güzel bir uykuya bıraktım kendimi.
~~~~~~~~~~
Sabah kendi kendime, mutlu bir şekilde uyanmıştım. Bu, her zaman olan bir şey değildi bu yüzden menajer unni sanki uzaylı görmüş gibi bana bakıyordu. Gözlerimi devirip tuvalete gidip işlerimi hallettim.
Etkinliğin yapıldığı alana geldiğimizde son kez prova yapmak için sahneye çıktık. Provamız bitince kulise gidip hazırlıklara başladık. Saçım ve makyajım aynı anda yapılırken bende telefonumdan provamızı izliyordum. Bir bölümde sesimin titrediğini fark ettiğimde yüzümü buruşturup sahnede bu kısımda daha dikkatli olmam gerektiğini aklımın bir köşesine not ettim. Kulisin kapısı açılınca elinde çiçeklerle içeriye Jimin girdi. Yerimden kalkıp yanına gidip elinden çiçekleri aldım, yanağına ufak bir öpücük kondurdum. Belimden tutup kendine çekip o da yanağıma öpücük kondurdu.
G: Hoşgeldin sevgilim. Burda mı duracaksın yoksa dışarıda mı bekleyeceksin?
Jm: Burda beklerim sevgilim. Seni izlemek istiyorum.
" Pekii." deyip tekrar yanağını öpüp makyaj masasına oturdum. İşimiz bittiğinde, sohbet kısmında giyeceğim kıyafetleri giydim. Jimin ile birlikte seçtiğimiz elbiseyi şarkı söylerken giyecektim. Sahneye çıkış saatimiz gelince Jimin yanıma gelip dudağıma öpücük kondurdu. Sahneye çıkmadan aklıma gelen şeyle yanına ilerleyip parmağımdaki yüzüğü ona uzattım.
G: Şimdilik gizli kalsa daha iyi olur sevgilim.
Kafasını olumlu anlamda sallayıp yüzüğü elimden aldı. Gülümseyip arkamı döndüm ve Loi ile birlikte sahneye çıktık. O kadar kalabalıktı ki gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Hayranların çığlıkları ile yüzümde kocaman bir tebessüm oluştu. Loi ile birlikte hayranları selamladık. Bana uzatılan mikrofonu alıp heyecanla boğazımı temizleyip mikrofonu ağzıma yaklaştırdım.
G: Millet, sizi çok özledim...
Atılan çığlıklar ile birkaç saniye bekleyip konuşmama devam ettim.
G: 5 ay boyunca zorlu bir süreçten geçtim ama şimdi burdayım. Sizlerle buluşmak için çok sabırsızlanıyordum. Ee siz beni özlediniz mi?
Mikrofonu hayranlara doğru çevirip elimi de kulağıma koydum. Atılan çığlıklar, seni seviyoruz ve seni özledik nidaları ile gülümsedim.
G: Beni özlediğinizi görmek çok güzel. Bugün çok eğlenelim. O zaman başlayalım.
Deyip oturmamız için sahneye koyulan koltuğa oturdum. Şimdi bize bir kutu içerisinde kartlar getireceklerdi, bu kartlarda tek tek hayranlara verilen numaralar vardı. Bizim çektiğimiz kartlardaki numaraya sahip olan hayranlara mikrofon verilecek ve bize soru soracaklardı. Bu benim fikrimdi. Açıkçası böyle, hayranlarımız ile daha da yakınlaşacağımızı düşünmüştüm. Önümüze koyulan kutudan bir kart seçip yavaşça açtım.
G: Evettt, ilk şanslı kişi; 7 numara.
Bir hayrandan gelen heyecanlı çığlıkla ona dönüp gülümsedim. Görevliler hayrana mikrofon verince heyecanla konuşmaya başladı.
Hayran: 2 tane soru sormak istiyorum. İlki; Yeni albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz? İkincisi; Jimin oppa ile sevgili olduğunuzu biliyoruz peki Loi oppanın sevgilisi var mı? Ve sizi çok seviyorum.
Hayrana gülümseyip elime mikrofonu aldım.
G: İkinci soruyu Loi'nin cevap vermesi gerekiyor o yüzden ilk soruyu ben cevaplıyorum. Biliyorsunuz 5 ay boyunca büyük bir tedavi gördüm ve bu sırada kariyerim ile ilgili hiçbir şey yapamadım,yapamadık. Tabi ki albüm çıkaracağız ama şuan planlanmış bir şey yok.
Konuşmam bitince Loi'de kendi ile ilgili soruyu cevapladı. Böyle böyle 10-15 tane hayranın sorularına yanıt verdikten sonra performansımız için kulise gittik. Hızlıca giyinip, tekrar saçım ve makyajım yapıldı ve ne olduğunu anlayamadan tekrar sahnede buldum kendimi. Vaov bu çalışanlar baya hızlılardı. Sahnede yürüdükçe ışık beni takip ediyordu. Bembeyaz, yerlere kadar olan elbisemle gerçekten de kendimi peri gibi hissediyordum. Mikrofonun önünde durunca ışık bir anda kesildi, elimle mikrofonu tuttuğumda müzik ile birlikte ışık tekrar üzerimde durdu.
****
Ben doğuştan şarkıcıyım.
Küçük bir gecikmiş itiraf (Yemin ederim)
Her zaman benden çok uzak olan bir serap var gözümün önünde şimdi. (Evet var)
Ben doğuştan şarkıcıyım, belki erken bir itiraf. (Erken itiraf)
Ama çok mutluyum, çok iyiyim.
Aslında korkuyordum!
Hepsine göstereceğim dedim.
Ama kendimi kanıtlamaya korkuyordum.
Aslında kalemler ve kitaplarla büyüyen çocuk şimdi şaşırtıyor bu dünyayı...
Bilmiyorum!
Korkuyordum asimetrik davranmaktan, dünyanın beklentilerine
Ve ihanet etmekten bana güvenenlere
Ama ağır omuzlarımı düzelttim ve çıktım sahneye
Sesimin titremesini engelledim, Anın o kısa durgunluğu içerisinde
Şimdi onlar beni izliyor, önceleri ben onları izlerken
Televizyonda hayranı olduğum insalar, şu an altta benden
Çiçek dürbünü gibi oynayan tek şans yanından geçmeye başladı zaman kaybetmeden
Mikrofonum ile kan ve ter içinde savaştığım üç yıl,
Buharlaştı üç dakika da...
Bir kaç saniyemi aldı sadece, yere serim onları açıkça
Sapına kadar gerçeğim ben!
Hey Çocuk, hayalin ne?
Benim hayalim bir rap yıldızı olmak, hissedemiyor musun?
Ve o anda düştü o çığlıklar, okuyabilirim aklını (uh yeah)
Okuyabilirim aklını, daha fazla soru sorma sadece gülümse
Üyeler hiçbir şey söylemeden omuzlarımı sıvazladı
Sanki dünmüş gibi ama 20 gün çoktan geçti
Ve bırak benden nefret edenleri, Bu onların günlük işi!
Hepsi klavye ile oynarken
Ben gerçekleştirdim hayallerimi
****
Şarkı bittiğinde ıslık sesleri ve çığlık sesleri ile kapatmış olduğum gözlerimi açtım. Gülümseyerek eğildim ve hayranlara el salladım. Üzerinde bulunduğum platform aşağı doğru gitmeye başlayınca son kez gözlerimi hayranların üzerinde gezdirip elimle öpücük attım. Gerçekten sahnede olmayı çok özlemiştim. Platform tamamen aşağıya inince Jimin'in gülen yüzüyle karşılaştım. Yanıma gelip platformun üzerinden inmem için belimden tutup beni kaldırdı. Dikkatlice yere bıraktığında gülümseyip dudağına öpücük kondurdum. Elimden tutup, cebinden yüzüğü çıkardı ve dikkatlice parmağıma taktı.
Jm: Ait olduğu yere geri dönebilir.
Kafamı aşağı yukarı sallayıp kollarımı beline doladım. Birlikte kulise gittik. Üzerimi değiştirip makyajımı çıkarınca, şirketin arabasına binip sahile gitmek istedik. Araba durunca sahile geldiğimizi anlayıp indik. Jimin ellerimizi kenetleyip yavaş adımlarla yürümeye başladı. İkimizide sessizdi, sadece yürüyorduk. Kumların üzerine oturunca kafamı omzuna koyup denizi izlemeye başladım.
Jm: Ufaklık Türkiye'de evlenmek ister misin?
Sorduğu soruyla çok şaşırmıştım.
G: Nasıl yani?
Jm: Yani Türkiye'de de bir düğün yapalım burda da. Orda sizin geleneklerinize göre, burda bizim. Ne dersin?
G: Bu süper bir fikir Jimin'shi. Kesinlikle öyle yapalım. Ya seni çok seviyorum.
Biran da üzerine çullandığım için dengesini sağlayamadı ve birlikte kumların üzerine düştük. Bildiğin Jimin'in üzerinde uzanıyordum. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı. Gözlerimin içine bakıyordu. " Seni seviyorum." dedikten sonra boynumdan tutup dudaklarımızı birleştirdi. Dudaklarının üzerine gülümsedim. Dudaklarımızı ayırınca üzerinden kalkıp yanına uzandım. Kolunu yatmam için uzattığında gülümseyerek iyice ona sokulup kokusunu içime çektim. Sadece ona özel bir kokusu vardı,insanı büyüleyen cinstendi. Ama zaten Park Jimin de öyle bir adamdı. İnsanı mükemmelliğiyle büyülen bir adamdı o. Park Jimindi işte. Benim sevgili müstakbel eşimdi...