*21

1.7K 126 26
                                    

Üyeler temizlik kelimesini duyunca bir bir tüymeye çalışsalarda başarıyla onları geri getirmiş ve tam 2 saattir evi temizlemelerini sağlamıştım.Bende bu sırada onlara bir şeyler hazırlamıştım.

Arkamdan birinin sarılmasıyla biraz irkilsemde Jimin olduğunu bildiğim için gülerek arkamı döndüm ve kollarımı boynuna dolayıp gözlerinin içine baktım.

G: Temizlikten mi kaçmaya çalışıyorsunuz beyefendi?

Jm:Canımızı okuduğunun farkında mısın ufaklık. Hayatımda daha önce bu evi bu kadar toplu ve temiz görmemiştim.

Bu dediklerine gülsemde ciddi halime geri dönüp;

G:Evi tamamen temizlediniz mi? Tuvaletler bitti mi?

Jm:Evet bitirdik.

G:Odalarınız?

Jm:Onlarda bitti.

G:Peki hol-....

Jm:Ufaklık her yer tertemiz oldu. Sakin ol.

G:Peki o zaman. Hadi bir şeyler yiyelim. Üyeleri çağırır mısın Jimin'shi?

Jm:Pekalaa.

Jimin'in mutfaktan çıkmasıyla bende son olarak masaya yemek çubuklarını yerleştirdim.Üyeler grup halinde içeri girdi ve büyük bir hızla masaya oturup kıtlıktan çıkmış gibi yemeklere saldırdılar. Bu halleri kahkaha atmama sebep oldu ve hepsinin garip bakışları eşliğinde Jimin'in yanındaki sandalyeye oturdum.

Jk:Güneş bu yemekler gerçekten çok iyi. Bu kadar becerikli olduğunu bilmiyordum.

G: Bu daha hiçbir şey.

Dedim ve güldüm üyelerde hafifçe güldüler ve hep bir ağızdan "Vayy" dediler.

Tae: Desene bizim Jiminie çok şanslı o zaman.

Gülerek kafamı öne eğdim nedense utanmıştım bir an. Jimin biraz bana yaklaşarak kafamın üstüne küçük bir öpücük kondurdu. Alttan bacağına bir çimdik attım ve kısık olduğunu düşündüğüm ses tonumla;

G:Ya Jimin ne yapıyorsun? Utanıyorum.

Kafamı kaldırdığımda üyelerin hepsi bana bakıyordu. Bir kaç saniye sonra hep birlikte kahkaha atmaya başladılar.Taehyung Jungkook'a dönerek;

Tae:Ya Jk napıyorsun? Utanıyorum amaa.

Diyip şirin olduğunu düşündüğü bir biçimde gülümsedi. Üyelerin onun bu dediğine daha çok gülerken ben daha da utanmıştım ve sinirle yerimden kalkıp Tae oppaya bağırdım.

G:Ya oppa komik miydi şimdi bu?

Üyeler: Evet.

Ben sinirle yerimde ofladım ve geri sandalyeme oturdum.Namjoon oppa aklına bir şey gelmiş olmalı ki çubuklarını masaya bıraktı ve bakışlarını bana çevirdi.

Rm: Sahi Güneş biz neden temizlik yaptık gecenin bu saatinde?

G: Neden mi? Nedeni çok açık değil mi oppa bildiğin ahırda yaşıyordunuz bende sizi bundan kurtarmak istedim.

Deyip şirince gülümsedim. Üyeler homurdanarak " Aman eksik olma" tarzında şeyler söylediler. Bu gülümsememi daha da arttırdı. Telefonuma gelen mesaj sesiyle elimdeki çubukları bırakıp telefonumu elime aldım ve mesajı açtım.

Loi:Bugün neredeydin Güneş? Seni çok merak ettim. İyi misin?

Mesajına ofladım cevap verdim.

G: İyiyim Loi. Merak edicek bir şey yok.

Loi: Neredesin?

G: Jiminle birlikteyim Loi. Sonra konuşalım.

Loi:Peki😒.

Gözlerimi devirdim ve telefonumu kapatıp cebime koydum. Üyeler yemeklerini yemiş karınlarını okşuyorlardı. Bu halleri aynen emekli dayılara benziyordu ve çok komik bir görüntüydü.

G: Biliyor musunuz size karşı olan hayranlığımın en büyük nedeni şuan nasılsanız ekran karşısında da öyle olmanız. Yani sırf dikkat çekmek için ya da beğeni kazanmak için olmadığınız kişiler gibi davranmıyorsunuz. Umarım ileride bende sizin gibi bir idol olabilirim.

Tae oppa "yaa Güneş" diyerek yanıma geldi ve kollarını bana sardı. Jimin kaşlarını çatıp Tae'nin ellerini itledikçe Tae daha sıkı sarılıyordu. Bu gülmeme sebep oldu. Gerçekten çok şanslıydım. Yıllardır idolüm olan adam beni seviyordu. Bts ile tanışmış ve hayat bizi yakınlaştırmıştı ve bu yakınlaşma onların evinde birlikte yemek yiyebileceğimiz kadardı. Hayalini bile kuramayacağım o hayatı yaşamak inanılmaz geliyordu. Tabi bir de bu kadar güzel şeyin karşılığı olarak hastalığım vardı. Hala inanmak istemesemde beynimin içinde kocaman bir AVM vardı. Gözyaşlarım benden habersiz akmaya başlamışlardı. Burnumu çekmemle üyeler bana şaşkınlıkla bakmaya başladılar.

Tae: Güneş canını mı yaktım? İstemeden oldu gerçekten özür dilerim. Ağlama lütfen.

Zar zor çıkan sesimle;

G:Hayır hayır oppa canımı yakmadın. Sadece...

Devamını getiremeyip hıçkırıklara boğulmuştum. Jimin kafamı göğsüne bastırıp saçlarımı okşadı ve kulağıma bir şeyler fısıldadı. Açıkçası tam olarak ne dediğini algılayamamıştım. Bir süre öyle kaldıktan sonra kafamı Jimin'in göğsünden kaldırdım ve gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.

G:Ben eve gitmek istiyorum. Zaten evim buraya çok yakın biliyorsunuz. Neyse şey... Ben gidiyim o zaman.

Dedim ve üyelerin bir şey demesini beklemeden evden çıktım. 2 ev ötedeki evimin önüne gelince derin bir nefes aldım ve kendime gelmek adına yanaklarıma hafifçe vurup kapıyı çaldım. Kapının açılmasıyla annemin "Kızımm" diyerek bana sarılması bir oldu. Bende anneme kollarımı sardım ve kokusunu içime çektim. Çok özlemiştim onları. Babamın da bize katılmasıyla 3 kişi kapının önünde sarılıyorduk.

Evet kesinlikle onlara hastalığımdan bahsedemezdim. Mutluluklarını bozamazdım. Bu hastalıkla tek başıma savaşmak zorundaydım. Tabi gücüm buna yeterse...

ABİLERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin