TEKİLA |𝕸ü𝖍ü𝖗|

By gecedensonizler

113K 8.8K 7.1K

Bırakacağını , yine gideceğini anlayan kalbim delirirken durmadım. Acıyla çığlık çığlığa bedenimi ona ittim... More

T.☠•Tanıtım•
Tekila/Mühür-1.bölüm
Tekila/Mühür-2.bölüm
Tekila/Mühür-3.bölüm
Tekila/Mühür-4.bölüm
Tekila/Mühür-5.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-5.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-6.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-6.bölüm(Part2)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-7.bölüm(part3)
Tekila/Mühür-8.bölüm
Tekila/Mühür-9.bölüm
Tekila/Mühür-10.bölüm
Tekila/Mühür-11.bölüm
Tekila/Mühür-12.bölüm
Tekila/Mühür-13.bölüm
Tekila/Mühür-14.bölüm
Tekila/Mühür-15.bölüm(Küre)
Tekila/Mühür-16.bölüm(Küre)
Tekila/Mühür-16.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-17.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-17.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-18.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-18.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-19.bölüm
Tekila/Mühür-20.bölüm
Tekila/Mühür-21.bölüm
Tekila/Mühür-22.bölüm
Tekila/Mühür-23.bölüm
Tekila/Mühür-24.bölüm
Tekila/Mühür-25.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-25.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-26.bölüm
Tekila/Mühür-27.bölüm(Part2)
Tekila/Mühür-28.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-28.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-29.bölüm
Tekila/Mühür-29.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-29.bölüm(Part3)
Tekila/Mühür-30.bölüm(Part1)
Tekila/Mühür-30.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-31.bölüm
Tekila/Mühür-32.bölüm
Tekila/Mühür-33.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-33.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-34.bölüm
Tekila/Mühür-35.bölüm(part1)
Tekila/Mühür-35.bölüm(part2)
Tekila/Mühür-36.bölüm
Tekila/Mühür-37.bölüm
Zebun°SanalOyun°||texting

Tekila/Mühür-27.bölüm(part1)

1.4K 128 91
By gecedensonizler

Bölüm müziği:
Kezzo - Hep aynı sonlar

🍷

Evlen benimle..


Yatağa savrulan bedenimi altına ne ara almıştı anlamamıştım ,  iri bedenin altında ezilmek yerine kaskatı kesilmiş ,  tetikte bekliyordum. Ne kadar saç diplerime vuran sakin nefesin rehavetinde tepki veremesem de bu biraz da şaşkınlığımdandı. Cidden o 'Evlen benimle 'demişti değil mi  ?

Başımı ısrarla eğik tutarken  vücudun iriliğinin aksine sıkı kasları rahattı ama elleri o kadar da değil!
Belimin üzerindeki  naif hareketler okşayan elin gidişatı ile kaskatı kesilen bedenimi daha da kasarak dişlerim sıkılı hırsla başımı kaldırdım .


Kara gözlerle buluştu alev alan gözlerim,sanki bunu bekliyormuşcasına keyiflendi koyu irisler.

Nasıl bakıyordu bu?

Başımı tehditkar bir şekilde bir kere kaldırıp sıkılı dişlerimi rahat bırakıp dudaklarımı araladım.

"O ellerine sahip çıkmak ister misin ? "

Tek kaşımın kalkışına kayan kara gözlerdeki karanlık kaybolmadı ama ufak bir ışıltı daha eklendi ve ,

Güldü .

Aptal!

Göz devirdim ama bunu o kadar zor yapmıştım ki , tüm hatlarımda onun bedenini özellikle de  beni delip geçen gözleri  garip hissettirmişti.

"Hala altımdasın , bunu soruma bir cevap olarak mı almalıyım?"

Sert göğsünde kıpırtısız duran ellerimi , alev almışcasına hızla  çektim dememi mi beklediniz ? Ah hayır !  Göğsündeki ellerim üzerindeki gömleğin kumaşını kavrayıp  var gücümle iri adamı bedenimle beraber yatakta döndürdüm. Duman kadar iri olmasa da hatrı sayılır bir iriliği olan bu adam için fazlasıyla zorlanmıştım; bunda kolumdaki yaranın da etkisi de vardı tabiki.

Duman ne alaka !

Üzerine çıkan ağırlığımla adamın afallayan bakışları dudaklarımda kaldı.

Güldüm.

Gülüşümle kasılan iri bedenin bedenime iyice yaslanmasıyla duraksadım.

Tanrım!

"Bak bunu sevdim."   gevşekce mırıldanmasıyla nevrim döndü , sinirle 'hah' ağzımdan çıkarken  , zihnim kanlı resimler kurguluyordu bile. O an aklıma gelen ilk seçenekle dizimi usulca kendime çekip bacağım da devamlı taşıdığım bıçağı hızla kavradım. Gözlerinin radarı ,hareketlenen elime inecekken bedenimi biraz daha yaslayıp gülümsedim. Sahte gülümsemem işe yaramış olsa gerek  sırıtışı derinleşti. Benim sahte gülümsemem ise o anda kayboldu ve öfkeyle  elimdeki bıçağı sertce tam hayalarına doğru  yasladım , işte tam bu anda ifadesi silikleşti ve  gözleri aynı anda irileşti.

"Emin misin ?"  Dememle, öyle bir hızla  bedenimin altından kaçtı ki , gülmemek için bir sebebim yoktu ve güldüm .Hatta kahkahalarım odada yankılandı.


"Lanet kadın! Soyumu mu tüketeceksin!"  Dehşetle bana bağırırken kollarımı ensemin altında birleştirerek keyifle uzandım yatakta. Araf'ın hala daha benden uzak duran bedeniyle gülüşüme son verip hızlı bir manevrayla yataktan kalktım . Yüzüme inen maskemle direkt karşısına geçip ,


"Bir daha iznim olmadan bedenime dokunma!"  Sert ifademle gözlerindeki parlama yine canlandı . Aramızdaki bir adımlık mesafeyi hızla kapatıp kafasını eğdi , malum boyum iri heriflere yetmiyordu!

Yüzüme eğilen yüzüyle kasılan vücudumu geri atmamak için zor tuttum. O da sanki bunun farkındaymış gibi eğik başını daha da eğererek burnunu burnuma değirdi. Hareketiyle kasılan vücudum irkilirken o ise bunun farkındalığıyla güldü ve derince bir soluk çekti burnuna.

Lanet olsun ne yapıyordu bu adam!

Sesli bir şekilde aldığı solukla tüm hislerim uyarılmışcasına gerilirken  o  gülümseyerek ciğerine çektiği kokumu geri bıraktı.

"Bu kokunun masumiyetliğiyle , bakire olmamanın tezatlığı ne garip değil mi güzel Tequila."

Yutkunamadım , beni böylesine gafil avlayan , sinsi bakışlı adamın karşısında yutkunamadım. Tek acemi olduğum konuda bu derece bel altı vuran adamın , hisleri karşısında yutkunamadım. Oysa az önce yeterince kendimi ifade ettiğimi sanıyordum , yoksa benimle oyun mu oynuyordu ? En nefrettiğim şeydi aptal yerine konulmak ya da küçük bir kız çocuğuymuşum gibi davranılması.


Düşüncelerim öfkeden hızlanan nefesim onun yüzündeki sırıtışı artırırken , bedenimi çekmeden kaskatı keşilmiş çenemi zorla oynatarak tısladım.

"O güzel boynunu kırmam saniyemi almaz Asil Araf!"  Başımı yana eğerek psikopat bir edayla değişen duygu değişimimle gülümsedim.

"Kırmamı ister misin ?"  Bu bir soru değildi hatta ,sesim sevimli gibi çıksa da tehlikem elle tutulur cinstendi.
A

ma o tehlikeyi umursamadı, bedenini daha daha da yaklaştırdı. Öfkeli soluklarım artarken,gülümseyerek göz kırptı.


"Kır."  yumuşak sesin şaşkınlığını atamadan odada bir gürültü koptu, gürültü diyorum çünkü bu bir kapı açılışı değildi , bildiğiniz birisi kapıyı söküp atmıştı sanki. İrkilerek hızla Araftan uzaklaşırken, gözlerim yerini bilircesine kapıdaki karaltıyı buldu.
D

uygusuzca bakan iki ela göze tutundu titrekce.


"Duman."  Şaşkınca dilime engel olamazken , Araf'ın üzerimde olan gözlerinin ağırlığı kayboldu.

Ne işi var burada !

İkimizde öylece birbirimize bakarken , şu durumun arasında sıkışıp kalmış gibiydim. Ona olan öfkem yitip gidiyor ve Araf ile olan saçma yakınlığımın ağırlığıyla yutkunamıyordum. Neden böyle hissediyorum ? O gözler bu kadar boş bakarken , neden acı çekiyordum?

İhanet eden o iken  hemde.

Buz kesen bedenim yorgunlukla kaçmak istedi . Yalandan , yabancı insanlardan , tanıdığımı sandığım insanlardan kaçmak istedi.

"Asil Uraz !"  Ellerini kuvvetle birbirine vuran Araf ile  irkilerek gözlerimi hızla Duman'dan çektim. Bir uyarı niteliği gibi bedenim onun çekiminden kaçtı.

"Bu kibar ziyaretini neye borçluyuz." Kibar kelimesinin üzerinde öylesine iğneleyici bir şekilde durdu ki ürpermeden edemedim.
Duman ise gözlerini üzerimden almadığından gözlerim yine onu buldu ve soğuk suratında çelik gibi ifade hiç sarsılmadı, Araf'ı tiye bile almadı. Bana bakmaya devam ederek buz gibi sesiyle emir koktu oda.

"Konuşacağız!"  

Ve nefretime dem olan aşkımı gizleyen elalar benden çekildi.

"Yalnız."   Baskın sesine tezat sessiz adımlarla geldiği gibi gitti  ,duygusuzca , hissizce, umursamazca.

Hatırlamayan adamın kalbi mi de unutkandı?

Başıma hafiften giren ağrıyla gözlerimi bir kaç kez açıp kapatıp kapıya doğru hissiz adımlarla yöneldim , daha fazla bu adamın saçmalıklarını dinleyemiyecektim.

"Nereye?"  ifadesiz sese durmadan cevap verdim.

"Cehennemin dibine!"  Ne kadar sakin çıksa da sesim öfkeliydim, ki bunu yansıtmaktan da geri kalmıyordum.

Basılmaktan beter olmuştum!

"Bekle!"  Diyişini umursamadan elimi kapının kulpuna attım.

"Lanet olsun! Ciddi değildim."  Bağıran sesiyle elimi bastırarak kulpu indirdim , ciddi olmasını gerektiğinin farkına varacak mıydı acaba ?

"Duydun işte  , dur !"  Nefessiz kalmışcasına derin soluğuyla duruldum. Şu vakitten sonra ne  diyeceğiyle ilgilenmesemde merakım engel olmuştu.

"Konuş."  Soğuk sesimle  hızla atıldı.

"Sana teklifim sadece formaliteydi.

Kaşlarım istemsiz çatılırken yanımda sallanan elim istemsiz yumruk oldu . Öfkem yavaş yavaş artarken , insanların oyuncakları olmaktan yorulmuştum. Formaliteymiş!
Kapıda duran elim kulpu tekrar asıldı , eskimiş yapı gibi sessizlikte beliren ses ile koca bir adım işittim.

"Ufak bir anlaşma gibi düşün , ikimizim de karlı çıkacağı."   Diyip derin bir soluk alışı ile ses tonu bir tık yumuşadı.

"Bak Gözlerin ne kadar beni kandırsa da , gördüm sizi. Gördüm yıkılmış halini , seven sesini duydum, acı çeken küçük kız çocuğunu gördüm.  "

Son sözleriyle kapıda asıla kalan elim  sözlerin ağırlığıyla titriyerek çekildi. Boğazıma oturan yumru , her kelimesiyle arttı , her kelimesiyle usul usul yandı canım.

"Şimdi , intikam almak istemiyor musun?"  Demesiyle titriyen elimi hızla yumruk yapıp kendime sakladım. İntikam alamayacak kadar sevdiğim adam için açık kapıdan çıkıp gidemedim.

Öylece durdum.

"Gücün ardında kim var böyle .."  kolumda elini hissettim mi hissedemedim anlamadım , varla yok arasıydı , sonunda bana dokunmama uyarımı dikkate almıştı , ya da durulan halimden ürkmüştü; bilmiyorum.

"Otur şöyle, anlatacağım ."   ciddileşen sesiyle ses etmeden gösterdiği yere sessizce ilerledim , mantıklı bir konuşması olmazsa en azından öldürmek için bir bahanem olurdu.Duman'a olan öfkesinden dolayı , onu öldürmek için bir nedenim olurdu.

Burada beni düşünen biri olduğuna inanmıyordum çünkü. Kimse , hemde hiç kimse çıkarı olmadan birisi için iyilik yapmazdı. Hayatım boyunca tek emin olduğum şey buydu , tek gördüğüm şey buydu çünkü.

"Bir şey mi oldu?"  Garipce yüzüme bakması ile ' seni öldürmeyi planlıyorum' demek yerine sadece 'hiç' diyip koltuğa oturdum.

O da pek üstelemedi , üzerimden ağırca bakışlarını alıp önümden çekildi.Adımlarını odanın bir ucuna yöneltti ve mini bar bölümünde bulunan iki tabureden birini alıp tam koltuğun önüne gelecek şekilde koydu. Dizlerimiz birbirine değecek mesafedeyken erkeksi oturuşu ile bacaklarını hafif açarak yerleşti.

Belinde hafif çıkan gömleğin ucunu nizamla düzeltip en son yakalarını hayali tozları giderir gibi çırptı ; fazla düzenli.Sonunda işi bitmiş olsa gerek başını  hafif eğerek gülümsedi .
C

iddi , ukala olmayan bir gülümsemeydi bu , net bir ifade olmasa da silikte değildi.

"Öyle bakma , ilk defa beni görmüyorsun Tequila."  Kelimelerin üzerinde ağırca geçerek gülüşüne alay kattı , işte bu beklenildikti.
Y

ine de fazla takılmadım.

"Bekliyorum sadece."  Dememle onaylar bir şekilde kafasını salladı.

"O zaman..-"  diyip birden duraksadı , ne olduğunu anlamayarak yüzüne bakarken gözleri kısıldı ve aniden aklına bir şey gelmişcesine bir ifade belirdi yüzünde.Sol elinin işaret parmağı  sol kaşını götürüp yüzeysel kaşıyarak , "

Şu anda aklıma geldi de ."  Diyip tek kaşını kaldırdı.


"Sen , Teslimatcı ile beraber mi geldin ?" 

Bu muydu ?

Ciğerlerimdeki havayı seslice vererek baygın suratımla kafamı onaylar şekilde bir kere eğdim sadece. Hareketimle garipce suratıma bakıp dikleşti.


"Gideceğin yeri nereden biliyordu peki?" Şüpheli sesiyle  göz devirdim.

"Kendin gönderdiğin adamın benim gideceğim yeri nasıl bildiğini bana mı soruyosun sen? "  göz devirdim. "Saçmalıkların hala bitmedi anlaşılan!"
Diyip fevri bir hareketle doğrulacakken beni durdurmak için elleri hızla havalandı.

"Ben değildim!"  Birden sinirli sesiyle havada kalan ellerini açık bir şekilde kaldırdı beni durdurmak için. "Onu ben göndermedim ." 

"Nasıl?"  Işte şimdi afallamıştım.

Teslimatcı bizi mi takip etmişti ? Üstelik birde yalan mı söylemişti?

"Bilmiyorum , sadece beraber gelişiniz tuhafıma gitmişti."  Diyip geri taburesine otururken , düşünceli bir şekilde kaşlarımı çattım.

"Abime senin gönderdiğini söylediğine eminim ."  Kendi kendime mırıltım tabikide küçücük odada , onun tarafından duyulmuştu.

Şaşkınca kaşlarını kaldırdı.

"Abin mi var ?"

Tepkisiyle bayık bir bakış attım , şu durumda , bunu mu soruyordu!

"Her neyse ."  Kestirip atarken , konuyu geçiştirdi. "Herifin kendisine sorarsın artık orasını."   Durup oturduğu yerde gereksizce ciddileşmesi ve gözlerini gözlerime sıkıca kenetlemesiyle istemsiz gerildim.

"Teklifimi son kez sunacağım . Yeterince ciddiye almadığının farkındayım. "  demesiyle sinirle sözünü kestim.

"'Benimle evlen ' cümlesinin neresini ciddiye alacaktım sorması!"

Şaka gibi!

"Bir dinlesen keşke !"  Huysuzca homurdanmasına karşılık burun kıvırdım , ciddi tavrı ama ciddi olmayan konuşmasının neresini dinliyecektim acaba !

"Bak!"  Diyip ellerini ona has bir şekilde kullanarak anlatmaya başladı.

"Evlilik falan yok , evlenecek kadar delirmedim, ki delireceğimi de sanmam. "  diyip göz devirmesiyle 'bende , bende' demek isterdim. Şu vakitten sonra evlilik kelimesi benden en uzağa yol alabilirdi.

"Seninle herhangi bir yüzük takma olayına girmemiz yeterli. Seninkilerin nişanlanması gibi yani."

Bu adam bilerek mı yapıyordu bunu!

"O ikisi nerden benimki oluyor!"  Sinirle bedenimi ona doğru eğdim.

"Kışkırtma beni Araf , zararlı çıkan sen olursun!"  Tıslamamla yüzündeki ifade yine bıkkınlığa kayarken , eliyle yine savunmaya geçti.

"Tamam  tamam! "  konuşmama fırsat vermeden devam etti. "Formaliteden sözlenelim , sende senin...- yani Uraz'ın kuduruşunu izle. "  Sonunda anlatmanın  rahatlığıyla derin bir oh çekip ciddiyetle atıldı.


"Ne dersin?"  Tek kaşı kalkık  ilgili haline burun kıvırmamak elde değildi .Saçmalık ! Herif beni sevmezken , hatta ve hatta hatırlamazken üstelik! Ama her şey bir yana asıl merak ettiğim şey farklıydı. Şüpheyle gözlerim kısılırken merakla oturduğum yerde öne kaydım.


"Senin bundan çıkarın ne ?"  Yoğun şüpheli sesimle stabil olan yüzünde o bilindik arsız gülümseme belirdi.

Omuz silkerek ,"Senin gibi bir güzelliğin tadını çıkarmak!" 

"ARAF!"  Öfkeyle ayağa kalktım.
İ

şte ! Çıkarsız bir iş yapan insan yoktur!


"Fesatlığın bana mı özel güzel Tequila?" 

Benim öfkeli halime bakış o rahatca bana yan bir bakış atıp alayla gülümsedi.

"Gücünü kast ettiğimi anlamayacak kadar bu konularda tecrübesiz olmadığına eminim."  Sözlerinin aksine tam tersi alaylı haliyle huzursuzca geri yerime oturdum.
B

u kadar abartılı tepki vererek ne yapmaya çalışıyordum cidden ?
Huysuzca  başımı dikleştirerek çıkıştım.

"Lafı dolandırmadan konuş benimle , gereksiz zaman kaybettirme  "Gereksiz diklenen halime sadece gülüp  kollarını dizlerine yaslayarak erkeksi bir edayla öne eğilerek  konuştu.

"Ee teklifime ne diyorsun" 


🍷


( 1 hafta sonra )

Derimi kesen bıçağın kabzasının daha sıkı kavrayıp hırsla kolumu var gücümle savurup bıçağı fırlattım. Elimden yere damlamakta olan kanla yarışır bir şekilde  poligana saplanan bıçağın hızı ,kulağımda ıslık sesi bıraktı.

Kafamdaki tilkilerin aksine kanım tek bir yol izleyip akıp gidiyordu , canım ise acımak yerine hissizleşiyordu. Hissettiğimi sandığım tüm duygular gibi o da köreliyordu.

Tekila acıyı kaybediyordu.

"Senin gibi birisine göre ne acemi bir hareket."

Kanayan elimi asılan el hızla bileğimden kavradığı gibi kesiğe diğer elindeki pamuğu bastırdı.

Naif diyemeyeceğim bir hareketle yarama yakan şeyi bastırmasına duygusuzca bakıp omuz silktim.

"Dalgınlık."  Dedim. Gayet geçerli bir mazeretti.

"Dalgınlıktan el kesme haftan kutlu olsun Patron . " İğneleyeci bir şekilde sahte kahkaha attı. " Haftanın dördüncü kesiği."  Diyip elindeki elimi elindeki sargıyla sararak bıraktı ve dik bakışlarıyla tebrik eder bir şekilde alkışladı. Derin bir soluk ciğerlerime alırken umursamazca elimdeki sargıya ufak bir bakış atıp soğukca,

"Daha dün geldin , hafta boyu ne bok yediğimi nereden biliyorsun sen?"  


Boşver dercesine elini sallayıp beni geçiştirdi. Masanın üzerine ne ara koyduğunu farketmediğm dosyayı kavrayıp  bana uzattı. Kaşlarıyla siyah dosyayı göstererek

" Dean ile ilgili bir kaç bilgi. En son nerede görüldüğü ,kimlerle görüştüğü , banka harcamaları ve  en son bulunduğu yerler." 

O konuşurken ,ben çoktan siyah kapağı aralayıp sözlerine tasdikler şekilde yazanlara göz gezdirmiştim bile.

"Ayrıca  tuhaf bir şekilde senin için aldığı evi satmış. "
D

algınca baktığım dosya elimden kaydı  irkilerek başımı hızla kaldırdım.

Afallayarak "Ev mi ?"  Dedim . Daha çok kendime soru sorar biçimde.

"Tabi senin haberin yoktu ." 

Bana neden ev alsın ki?

"Sana saplantılı bir şekilde takık olduğunu bilmediğini ,daha doğrusu umursamadığını biliyorum ama..-"
Hala öğrendiğim seyin şaşkınlığnı atamadan sertleşen tavrımla fevrice sözünü kestim.

"Sam nerede ?"

Öfkelenen suratımla fazla üstünde durmayıp başını eğip etrafını kontrol etti ve sakin ortamla  emrini layıkıyla getirmiş bir ifadeyle

"Mekanda ."   dedi.

Ne?

"Mekan?"  Tek kaşım merakla kalktı.

"Şu harabe yer var ya patron ,Antony'in sana ayarladığı , hani dünyanın dayağını yediğin yer ..-"

" Tamam lan anladık! Canım Claus'um artık orayı kullanmıyorum ya , bilmiyormuş gibi adamı gidip oraya mı soktun!"
Benim bağırışımın aksine Claus gevşekce sırıttı.

"Bir de güzel şekil verdim , tam hediye paketi şeklinde seni bekliyor

"Bir de dövdün mü ? Tanrım!"  Yakararak öfkeyle arkamdaki masaya döndüm ,  delirme sebebim olacaktı yoksa bu herif.

"Dean'i dövmeyi tercih ederdim tabi   ama genetiğinden birisi de oluyormuş. Biliyorsun herife kıl oluyordum."  Ben bayılıyorum Claus zaten!Öfkeyle elimi masaya vurarak döndüm.

"O benim dostum ama !" Cıkışımla yüzündeki ifade bayıklaştı.

"Sana saplantılı bir sapıktan mı dostum diye bahsediyorsun ? "  tam ağzımı aralayacakken devam etti.

"HA birde bana anlatmasan da bu herifi aradığına göre bir bokluklar var  ve sen hala dostum diyorsun."
Sinirle gülerek elimi omzuna atarak sıktım.

"Çünkü dostum ve sende bu meseleyi irdelemeyeceksin !" Buz gibi sesimle elimin altında gerilen kasları daha da sıktım.

"Anladın mı !" Tıslamamla gözlerinden geçen öfkeyi görsemde umursamadım. Omzumdaki elimin baskısına rağmen mimik oynatmadan soğukca,

"Anladım."  Diyip suratıma bakmadan hızla arkasını döndüğü gibi uzaklaştı.

Bir hafta boyunca düşünce deryasında yüzen zihnime şimdi bir isim daha eklenmişti. Claus 'un alınan surat ifadesine ne kadar hak vermek istesemde Dean'a toz konduramıyordum. Ne olursa olsun o, bana yanlış yapmazdı.

Yapamazdı!

Sinirle tekrar masadaki bıçaklardan birini alıp hırs ve öfkeyle  fırlattım.
Her şey o kadar üst üste geliyordu ki, zihnim sanki usulca bir şeyleri siliyor gibiydi  ,hemde benden habersiz. Araf'ın saçma teklifine öfkeyle reddettiğimden beri gözleri devamlı üzerimdeydi  , sanki benden aksi bir tepki bekliyor gibiydi. Saçmalıktı! Duman beni hatırlamazken bir de gereksizce bu oyuna mı girecektim? Adam'ın umrunda bile değildim .

"Ah!" Elimden fırlayan bıçaklara bir yenisi eklenirken ,Duman'ın göz ucuyla dahi bana bakmayışı canlanıyordu gözümün önünde. Araf ile o şekilde beni gördükten sonra bir daha o elaları gözlerimde bulamamıştım ,işin boktan yanı ise Angela'ın da sessiz kalışı idi. Herkes derin bir sessizlikte  oluşu öylesine tuhaftı ki.

Ne babam aramıştı ,ne abim gelmişti.

Çok saçmaydı.

Öfkemi daha fazla şu zımbırtılara vermek yerine sandalyeye astığım deri ceketimi  sertce asılıp sol kolumdan geçirerek hızla binanın çıkışına yöneldim. Asillerin izni dışında şu lanet yerden çıkamazken , Araf'ın tek iyi yanı bu olmuştu. Cebimden telefonu çıkardığım gibi mesaj kısmından Araf'a mesaj atıp kapıdan kendimi dışarı attım.
Korumaları tuhaf bakışları ve tedbiren bellerine giden elleri ortamı dolduran telefon sesi ve bir kaç onaylar baş sallamayla hal olmuştu.

Kapıda çıkarken ise aklımdaki tek soru, muazzam hızla mesajıma cevap veren Araf'ın sözleriydi , Açık ve davetkar bir şekilde yazılmış ustaca sözler.

•0536*******

Çıkışından beni haberdar etme inceliğini gösterdiğin için teşekkür ederim Tequila. Umarım bunun karşılığında benden bir dileğin olur...

● 🍷

Merhabalar , uzun aradan sonra düzenli gelecek bölümler için bol bol yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum , seviliyorsunuz 🖤

Continue Reading

You'll Also Like

93.9K 520 6
Her bölümde +18 bulunduruyor rahatsız olanlar lütfen okumasın...🔞 Hazır mısın ¿🔥💋🔞
147K 7.3K 31
Aşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. →...
101K 5.7K 33
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
22.2M 900K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...