Melek Misin Şeytan Mı?

By jmahfi

166K 5.8K 388

Geçmişti onları bağlayan... Emir SAYLAN... Saylan Holding Yönetim Kurulu başkanı. Saylan ailesinin tek evladı... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Final
Teşekkür

Bölüm 19

3.8K 144 7
By jmahfi

( Emir SAYLAN 'dan...)

Her şey hazırdı. Masa, yemekler, müzik ve biz!

Misafirlerimizi neşeyle karşıladık. Çok geçmeden yemeğe başladık. Enes Bey ve eşi çok tatlı insanlardı. Sohbetleri öylesine güzeldi ki.

Ve Leyla... Bakışlarım sık sık takılıyordu ona. Yanımda oturuyordu. Biz, bir çifttik Leyla'yla. Böyle hissediyordum. Karşımızda oturan karı-koca gibiydik. Muhakkak öyle olmalıydık.

EN: Zeren Hanım az çektirmedi bana. Çok inatçıydı.

Zeren Hanım, gülerek baktı eşine.

Z: Sen benden farklıydın sanki.

EN: Ben senin için inat ettim. Benim ol diye.

Z: Demek ki, sen benden daha inatçıymışsın ki yanındayım şimdi, karınım.

EN: Doğru.

Enes Bey bize dönüp anlatmaya başladı.

EN: Gençken, çok hızlıydı. Baba parası yiyen şımarığın teki. Züppe, serseri... Ama babam sert adamdı, kuralcıydı. Bir gün, foyam ortaya çıktı. Yakalandım babama. Gözümü fabrikada açtım. Üzerimde işçi önlüğü, makinenin başına geçtim. Babamın fabrikasında işçi oldum. Önceleri öyle zor geldi ki. Nasıl kızıyordum babama. Bana haksızlık ettiğini düşünüyordum. Ama sonra... Öyle insanlar tanıdım ki orada. Cebi fakir gönlü zengin, tertemiz insanlar... Emekçiler! Alın terinin her damlası yüzlerinde pırlanta misali parlayan onlarca işçi... Hayatı öğrendim orada. Küçük şeylerden mutlu olmayı, azla yetinmeyi... Ekmeği helalinden, emeğinle kazanmayı... Bunun dünyadaki en değerli şey olduğunu... Sonra...

Bir bakış attı Zeren Hanım'a.

EN: Aşkı öğrendim.

İster istemez yine Leyla'ya takıldı bakışlarım. O ise yüzünde tatlı bir tebessümle Enes Bey ve Zeren Hanım'a bakıyordu.

EN: Aşk yakarmış, onu öğrendim. Sevdiğin inatçıysa, deliye dönermişsin, bizzat yaşadım. Ama... Her şeye rağmen, aşk, insanın başına gelebilecek en güzel şeymiş. Bunu da keşfettim. Gerçek aşk, paha biçilmez bir duygu. Herkes, ömründe bir kere tatmalı gerçek aşkı. Acı ve ya tatlı... Muhakkak yaşamalı.

Acı ve ya tatlı... Sonunu düşünmemeli insan. Ben öyle yaptım. Düşünmeye de fırsatım olmadı zaten. Her şey kendiliğinden oluverdi. Bir anda. Ummadığım bir zamanda... Olmaz dediğim oldu. Aşığım şimdi. Karşılığı olur mu, sevilir miyim, istenir miyim? Bu soruların cevapları korkutuyor beni. Ama yine de vazgeçmiyor yüreğim. Onun için, Leyla için kuş gibi çırpınıyor.

EN: Zeren'i ilk gördüğümde, yemekhanedeydik. Karşımdaki masada arkadaşlarıyla oturmuş, hem yemeğini yiyor hem de gülerek bir şeyler anlatıyordu. Gülüşü öylesine içten ve sıcaktı ki. Çok güzeldi. Masum,tertemiz... Yanımdaki arkadaşa sordum, usta başının kızı dedi. Fabrikanın emektarlarından Rıza Usta'nın. O zaman, tamam dedim içimden, sağlam kız demek ki. Rıza Usta çok iyi bir adamdı. Çalışkan, dürüst, babacan... Herkes severdi onu,saygı duyardı.

Zeren Hanım hüzünlenmişti.

Z: Babam... Öyle güzeldi ki yüreği.

Enes Bey elini tuttu eşinin.

Birliktelik buydu işte. Her an onun yanında olmak, onun da yanında olduğunu bilmek. Leyla bunu yapmıştı. Bedenen yanımda olmadığı zamanlarda bile, desteğinin hep arkamda olduğunu hissettirmişti bana.

EN: Yanılmadığımı anlamam uzun sürmedi. Zeren, gerçekten sağlam bir kızdı. Hem de fazlasıyla. Hiç yüz vermedi bana. Bense çaresiz kıvranıyorum. İlk görüşte aşık olmuştum. Ama... Onu, buna inandıramadım. Yüzüme bile bakmazken, aşkıma inanır mı hiç? Çok acı çektim be evlat! Kadınlar var ya... Çok ketumdurlar. İçlerinde öyle çok şey saklarlar ki. Hiç birini anlayamazsın. Sezemezsin. Ben de sezemedim. Tabi pes etmedim de. Böyle bir kızı bulmuşum, bırakır mıyım kolay kolay?

Bırakmam! Bırakmayacağım! Ona rastlayabilmek için çok bekledim. Öyle bedeller ödedim ki... Çok acı çektim. Çekmeye de devam edeceğim belki ama yine de bırakmam onu.

EN: Çok uğraştım. Ama sonunda başardım. Ben de onun kalbini çaldım.

Eşine döndü yine.

EN: Cidden hanım! Niye çektirdin bana bu kadar?

( Leyla BAYRI 'dan...)

Eşinin yüzüne baktı Zeren Hanım.

Z: Sen çektin de ben çekmedim mi sanki?

Bize döndü sonra.

Z: Allah aşkına çocuklar! Siz söyleyin. Daha kendi gelmeden, ünü geldi fabrikaya. Çapkınlığı, şımarıklığı... Nasıl güvenirsin böyle birine? Haksız mıyım korkmakta?

Haklı. İnsan kendini göz göre göre ateşe atar mı? Ben attım ama. Öyle bir adamın yanına geldim. Kadınları oyuncağı sayan, üstelik kalbinde derin bir acı taşıyan, insanlara olan güvenini yitirmiş bir adam. Nasıl cesaret ettim buna hiç anlamıyorum. Ama pişman mıyım? HAYIR!

Z: Söyleyin lütfen.

Destek ister gibi yüzüme baktı.

L: Haklısınız Zeren Hanım. Zor bir karar. Yani... İnsanlara güvenebilmek zor. Bir de böylesine, sabıka defteri kabarık birine güvenmek... Endişeleriniz normalmiş bence.

Z: Değil mi ama?

( Emir SAYLAN 'dan...)

Pür dikkat dinliyordum Leyla'yı. Gerçi bunlar bildiğim şeylerdi. Yani Leyla'nın bana güvenmediği... Yeni bir şey değil ki bu. Açık açık söylemişti yüzüme.

Z: Üstelik, patronun oğlu. Ben ise fabrikalarında çalışan basit bir işçi. Hiç mantıklı gelmiyordu.

İşte... Beni asıl korkutan bu. Leyla hep, "Siz patronsunuz, ben ise sizin çalışanınızım." diyor. Bunu sorun eder mi? Takılır mı buna? Benim umurumda bile değil. Seviyorum onu. KİM OLURSA OLSUN SEVİYORUM!

L: İnanması zor. Yani... Olmaz gibi gelir insana. Aranızda uçurum var gibi...

Z: Ben de öyle düşündüm. Benimle oynuyor dedim. İşin dalgasında dedim.

L: Bir hevestir dediniz.

Z: Yani...

Yok. Öyle değil Leyla. Gelip geçici bir heves değil. Sen başkasın. Farklısın. Sen benim gerçek Aşkımsın. Yemin ederim öylesin. Eğer sorun olacaksa patronun olmam, çıkar giderim o şirketten. Her şeyden vazgeçer, sıfırdan başlarım. Hiç bir şey umurumda değil. İş, para, mevki... Tek istediğim sensin. Tek isteğim, senin kalbine girebilmek, sana ait olmak.

L: Ama... Tanımak lazım. Önyargıları yıkmak.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Evet. Tanımak lazım. Ben, Emir'den nefret ettim en başında. Abimin katili bildim. Ama, hastanede tanıdığım, bana yardım eden adama, içten içe büyük bir yakınlık duydum. Onun hep, çok iyi bir insan olduğunu düşündüm. Sonra ne oldu?Onun Emir olduğunu öğrendim. Nefret ettiğim adam, gönülden bağlandığım adamdı. Gönülden bağlandığım adam, nefret ettiğim adam... Peki o hangisiydi? İyi miydi kötü müydü? Tanımak lazım işte. Tanıdım da. Önce uzaktan, sonra yakından. Şimdi eminim. O iyi biri. Tertemiz bir yüreği var. Ama... Kadınlara bakışı... Her ne kadar, sen farklısın dese de... Korkuyorum. Ona bağlanmaktan ve kim olduğumu öğrendiğinde yaşayacağı duygu fırtınasına. O zaman... İkimizi de yutar bu fırtına.

Z: Haklısın. Ben de öyle yaptım. Belli etmedim ama hep izledim onu. Takip ettim. Gördüm ki anlatıldığı gibi değil. Gerçekten iyi biri. Biraz şımarık büyütülmüş o kadar. Kalbi tertemiz. O zaman, bir şans vermeye karar verdim.

( Emir SAYLAN 'dan...)

Enes Bey gülerek havaya kaldırdı ellerini.

EN: İşte şansımın döndüğü gün.

Benim şansım ne zaman döndü acaba? Yani... Leyla ne zaman bana inanmaya başladı?

( Leyla BAYRI 'dan...)

Ben ne zaman inandım Emir'e?Yani, onu iyi kalpli biri olduğuna. Ne zaman? Ne zaman? Yapma Leyla! Sen en başında inandın Emir'e. Hastanede sana sarıldığı anda. Ne kadar inkar etsen de ondan nefret etmek istesen de başaramamıştın bunu. Çünkü daha ilk görüşte yürekten bağlanmıştın ona.

( Emir SAYLAN 'dan...)

E: Sonra ne oldu peki?

EN: Sonra... Olması gereken oldu.

Z: Tanıdıkça güvendim ona. Güvendikçe sevdim. Sevdikçe güvendim.

Umutsuzca sordum.

E: Güven! Çok önemli değil mi?

EN: Bak evlat! Aşk, öyle bir şey ki... Kalbini ele geçirdiği yetmez, aklını da esir alır. Beynin durur. Güvenmiş, iyiymiş, kötüymüş, şöyleymiş, böyleymiş... Bunları düşünme fırsatın olmaz bazen. Pat diye, bir anda, ilk görüşte oluverir her şey. Aşk, güven müven dinlemez. Ama iş, bu aşkı birlikteliğe dönüştürmeye geldiğinde... İşte ilk kural: Güven!Eğer, güven vermiyorsan sevdiğine, o aşk yakıp kavursa da onu, yapamaz. Aşka teslim olamaz.

Olur musun Leyla? Bir gün, sen de bana aşık olur musun?Her şeye rağmen, benim nasıl bir adam olduğumu bilmene rağmen, bana güvenmemene rağmen, kalbine alır mısın beni? Yok. Olmaz! Eğer güvenemeyeceksen bana, sakın aşık olma. Acı çekersin sonra. İncinirsin, üzülürsün. Dayanamam, kıyamam sana.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Emir bana güveniyor ama kim olduğumu bilmeden. Gerçeği öğrendiğinde güvenecek mi bana? Hiç sanmıyorum. Benim hakkımda düşündüğü her şey tersine dönecek. Güvenilmez bir yalancıymış diyecek. Belki benden nefret edecek. Dinlemeyecek beni. Niye burada, yanında olduğumun hiçbir önemi olmayacak onun için. Yine, onunla oynandığını düşünüp, hayata küsecek belki de. Allah'ım!Ne yapıyorum ben? Nasıl bir tehlikeye atıyorum onu? Ama... Ama yapamıyorum. Vazgeçip gidemiyorum. Belkiler izin vermiyor buna. Belki diyorum. Her şeye rağmen... Yani... O adamın kardeşi olmama rağmen... İyi de Leyla! Bu neyi değiştirir? Ne kadar ömrün var ki zaten?

L: Belki öyle değildir?

( Emir SAYLAN 'dan...)

Hepimiz merakla Leyla'ya döndük. Devam etti.

L: Bu güven konusunu... İlla karşındakine güvenip güvenmemekle sınırlandırmak.... Yani... Belki, kendimize güvenemiyoruzdur. Hani dediniz ya, aşkı birlikteliğe dönüştüremiyorsanız, arada güvensizlik vardır. Biri diğerine güvenmiyorum. Bu illa, böyle olmak zorunda değil ki. Yani... Ben sevdiğime güveniyorum o da bana güveniyor. Ama bakalım, ben kendime güveniyor muyum? Ben gerçekten onu düşündüğü gibi biri miyim? Onu mutlu edebileceğime inanıyor muyum? Her şey bir yana, ömrünün bundan sonraki bölümünü benimle paylaşmak isterse, benim ömrüm, ona bu sözü vermeye yetecek mi?

Birden, Leyla ile daha önce yaptığımız bir konuşma geldi aklıma. "Başarılı olmam için, hep yanımda olman lazım. Her zaman yanımda olacak mısın?" dediğimde,  "Söz veremem." demişti. "Belki ben yanınızda olmayı isterim ama hayat izin vermez buna. Belki ölürüm."

Z: Kimin ömrünün garantisi var ki?

L: Orası öyle ama. Benim kastettiğim o değil. Mesela, Allah korusun, Enes Bey'e aşık olduğunuz günlerde, hasta olduğunuzu ve çok uzun yaşayamayacağınızı öğrenseydiniz... Yine de Enes Bey'e, ben de sana aşık oldum deyip karşılık verir miydiniz? Onu yarı yolda bırakacağınızı bilerek.

Herkes durgunlaşmıştı. Zeren Hanım, Enes Bey'e baktı önce, sonra Leyla'ya döndü.

Z: Vermezdim herhalde. Ne kadar çok sevsem de üzülmesine dayanamazdım. Hasta olduğumu, bu yüzden öleceğimi bileceğine, öldükten sonra yasımı tutacağına, varsın ona güvenmediğimi düşünsün.

Enes Bey'e lafa girdi.

EN: Bana güvenmediğini düşündüğümde üzülmeyecek miydim?

Z: Üzülürdün de. Aynı zamanda da kızardı. Böylece beni daha çabuk unuturdun.

Bu kızın ölümle zoru ne? Var bunda bir şey. Ama ne?

E: Yanlış bir düşünce bence. Bu... Haksızlık. Bencillik. Onun adına seçimi siz yapacaksınız. Onu seviyorum ama ben ona uygun değilim. Düşündüğü gibi biri değilim. Onu mutlu edemem. O zaman... Bilmesin onu sevdiğimi. Ne bu? Bencillik değil de ne? Öleceğim ben. Arkamdan üzülüp yas tutacağına, nefret etsin benden. Sen verme bunun kararını. Bırak, kendi kararını o versin. Belki senden nefret etmeyi değil, arkandan yasını tutmayı seçecek. Belki seninle geçireceği o kısacık zaman, kalan ömründe onu hayata bağlayan tek şey olacak. Belki nasıl olursan ol, KİM OLURSAN OL sevecek seni.

(Leyla BAYRI 'dan...)

İşte Emir! İşte bu yüzden bırakıp gidemiyorum seni. İşte bu yüzden yanındayım. Yılar önce bencillik edip, sana abim konusunda suçsuz olduğunu söyleyemedim. Kaçmayı seçtim. Sonra... Dayanamadım. Yanına geldim. Bencilliği bırakıp, sana destek olmaya... Sana suçsuzluğunu anlatmaya... Ama... Ama yapamıyorum. Kör olası bencilliğim izin vermiyor buna. Seni kaybetme korkusu, gerçeği söylememi engelliyor. Bencilliğim sana gerçeği söylememe, seni bırakıp gitmeme, hatta yaşamak içim ameliyat olmama bile izin vermiyor. Yalnız, bir tek şeye gücü yetmiyor. Kalbime. Konu sen olunca, kalbim söz dinlemiyor.

L: İşte! Asıl sorun bu zaten. Aşkı yıpratan, sevdiğinize ya da kendinize duyduğunuz güvensizlik değil. Bencillik! Biz aşkımız için, sevdiğimiz için kendimizce kararlar alırız. Sonra, bunu onun iyiliği için yaptığımızı söyler, adını da fedakarlık koyarız. Halbuki, şöyle bir bakılsa... Tek düşündüğümüz kendimizizdir. Aldığımız kararlar kendi iyiliğimiz içindir. Onu bırakırız. Neden? Zorluklara katlanamayacağımız için. Korktuğumuz için.

( Emir SAYLAN 'dan...)

Korku! O korku değil mi Leyla'ya aramdaki en büyük engel? Ya da... Bencilliği. Ahkam kesiyorum ama... Ben de mi bencilce davranıyorum? Leyla'yı seviyorum. Gider korkusuyla bunu ona söyleyemiyorum. Belki gitmeyecek? Belki sevgime karşılık verecek? Ama... Ya giderse? İstemezse...

Enes Bey lafa girdi.

EN: İnsanoğlu bencilce davranır her zaman. Kendini düşünür. Keşke böyle olmasak. Ama bu mümkün değil. Doğamızda var bencillik. Yaradılışımızda... Yalnız, aşkta, bu durumu en aza indirmek için gayret sarf etmek gerek. Yoksa o, aşk dediğin şey, acı veren basit bir duygudan öteye geçmez.

E: "Aşık,bencillik kisvesinden sıyrılıp, BİZ elbisesini giyen kişidir." Bir kitapta okumuştum bunu.

EN: Çok doğru bir söz. Sadece kendini düşünmek yerine, onu da düşünürsen, aklından geçenleri anlamaya çalışırsan, onun yerine koyarsan kendini, her şey daha kolay olur.

Bu sırada Ahmet Abi gramofona bir plak yerleştirdi.

Zeren Hanım kadehini alıp, havaya kaldırdı.

Z: Bu konu uzar gider. Derin mevzuu. En doğrusu ne biliyor musunuz? O an, ne geçiyorsa içinizden, onu yapın. Anı yaşayın. Sonrası... Sonrası Allah Kerim.

Enes Bey'de gülerek havaya kaldırdı kadehini.

EN: Aşka içelim o zaman...

Z: Aşka...

( Emir SAYLAN 'dan...)

Düşünme Emir. Şu an yanında, seninle ya... Sonrasını düşünme.

E: Aşka!

( Leyla BAYRI 'dan...)

Düşünme Leyla. Şu an yanında, seninle ya... Sonrasını düşünme.

E: Aşka!

( Emir SAYLAN 'dan...)

Yanımdaydı Leyla... Tatlı tatlı gülümsüyordu. Beyazlar içinde, melekleri kıskandıracak kadar güzel... Gözümün gördüğü son güzel... Kalbime sahip tek güzel... Ait olmak istediğim tek güzel...

Yavaş içiyorduk. Sakince. Öyle mutluydum ki. Kafamdaki tüm düşünceleri silmiş, anı yaşıyordum.

Hafif çakır keyif olmuştum. İçkiden mi böyle oldum, yoksa Leyla'nın güzelliğinden mi bilmiyorum. Ona takıldı bakışlarım. Masaya dirseklerini dayamış, elindeki kadehi hafifçe sallayarak eşlik ediyordu şarkıya. Öyle tatlıydı ki... Ve bana döndü, göz göze geldik. Gülümsedim. O da sıcak bir tebessümle karşılık verdi bana.

L: Sarhoş olmadınız değil mi?

( Leyla BAYRI 'dan...)

Başımı çevirdim, göz göze geldik. Bana bakıyordu. Sıcacık gülümsedi tüm tatlılığıyla. Sarhoş olmuştu yine. Belliydi bu. Daha çocuksu gülüyordu o zaman. Daha masum... Gülümsedim ben de. Anı yaşayacaktım. Sonrası düşünmeden...

L: Sarhoş olmadınız değil mi?

E: Hayır.

( Emir SAYLAN 'dan...)

Cevabımla daha bir içten güldü. Hayır desem de çakır keyif olduğumu saklayamıyordum galiba.

L: Emin misiniz?

Ona doğru eğildim biraz.

E: Ben sarhoş değilim.

O da bana yaklaştı.

L: Daha öncede duymuştum bunu.

E: Tamam. Çakır keyif olduğumu inkar etmeyeceğim. Ama sarhoş değilim. Moralim bozuk olduğunda sarhoş olurum ben.

L: O zaman, moraliniz iyi şimdi. Keyfiniz yerinde yani.

E: Aynen öyle. Güzel bir akşam, güzel dostlar, sen yanımdasın... Daha ne isterim ki. Mutluyum. Hem de çok mutluyum.

Sessizleşti. Bir an, ne diyeceğini bilemedi. Kaçırdı bakışlarını, utanmıştı yine.

( Leyla BAYRI 'dan...)

Gözleri... Bakışı... Yapma ne olur. Bakma öyle. İçime işliyorsun resmen. Dayanamıyorum.

E: Sen? Sen mutlu musun peki?

Yıllar önce elimden uçup giden mutluluğu, sen, geri getirdin bana.

( Emir SAYLAN 'dan...)

Sorumla, yine bana çevrildi bakışları. Gözleri... Bana huzuru geri veren, mutluluğu, aşkı getiren gözleri... Bir daha gülümsedi.

L: Mutluyum.

O an kalbime güneş doğdu sanki. Ona doğru uzattım elimdeki kadehi.

E: Mutluluğumuza o zaman.

Duraksadı bir an. Sonra.... O da kaldırdı kadehini.

L: Mutluluğumuza...

Kadehlere birlikte, bakışlarımız da buluştu. Artık ben yoktu. Var olan "BİZ"dik.

Continue Reading

You'll Also Like

3.6M 133K 74
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
141K 5.2K 52
Çukur dizisinde, Azer & Karaca aşkına ithafen yazılacak hayali sahneler ve bölümlerde yayımlanan sahnelerin kendi hayal gücüm ile desteklenerek yazıl...
10.6K 1K 80
#AzKar #azkar #azer #karaca #azerkurtuluş #karacakurtuluş #cukur #ecgir #cihangirceyhan #eceyasar