DİLHUN

By Beyza_97

16.7K 2.8K 791

Dilhun... Farsça 'içi kan ağlayan, kalbi yaralı' anlamlarına gelen bir kelime. Songül de böyle.. kalbi yaralı... More

• Tanıtım •
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm (Final)

10. Bölüm

367 70 40
By Beyza_97

Çok sevildi galiba bu hikaye. 😇 Sınır hemen doluyor yetişemiyorum hızınıza. 😊💜

**********
2 gün sonra

Songül derste hızlı hızlı yazı yazmaya dalmışken kendini birinin izlediğini hissedip başını yana çevirdiğinde Güney'i gördü.

Başını sırasına koymuş açık açık Songül'e bakıyordu hafif bir tebessümle.

Songül istemsizce panikleyip tekrar defterine dönse de aklına takılmıştı. Göz ucuyla o tarafa baktığında hala Güney'in kendisine baktığını gördü. Yutkunup elini saçlarının arasından geçirirken Cemre durumu farketmiş olacak ki Songül'e fısıldadı.

"Songül..."

Songül:

"Hı?" dedi arkasını dönüp.

Cemre:

"Boşver o öküzü. Derse odaklanmaya çalış."

Songül başını sallayıp öne döndüğünde hala Güney'in baktığını hissedebiliyordu.

Teneffüs zili çalıp çoğunluk sınıftan çıktığında Songül derste kaçırdığı yerleri yazmak için kızların defterini almıştı.

Defne:

"Aşkıım.. bugün dersten sonra bir şeyler mi yapsak?" dedi Songül duysun diye yüksek sesle.

Güney:

"Olur yaparız." diye göz kırptı gülümseyerek.

Defne:

"Ayy.. sevgilim benim. Çoook seviyorum ben seni." dedi ve Güney'in boynuna kocaman bir öpücük kondurdu.

Songül sinirle gözlerini sımsıkı kapatıp yutkunurken Güney Defne'nin elini tutmuştu.

"Ben de seni seviyorum. Hadi kantine gidelim."

Defne:

"Ya da bahçede başbaşa mı takılsak?" diye kıkırdadı.

Güney:

"Sabah bir şey yemedim. Kantine uğrayalım bi."

Defne:

"İyi tamam."

Elele sınıftan çıktıklarında Songül kalemi sımsıkı tuttuğunu farketti. Kalemi bırakıp gözünde biriken yaşları elinin tersiyle sildi ve ayağa kalktı.

"Kızlar ben tuvalete gidiyorum." dedi ağlamamak için kendini zor tutarken.

Cemre:

"Biz de gelelim."

Songül:

"Yalnız kalmak istiyorum." diye mırıldanıp hızlı adımlarla sınıftan çıkarken kızlar bunaltmamak için peşinden gitmemişti.

Songül tuvalete gidip hemen yüzünü yıkadı. Suyla karışan gözyaşlarını umursamadan aynadaki yansımasına baktı.

Çok mu çirkindi o kızdan? O yüzden mi Güney Songül'ü değil onu seçmişti?

Bu sırada tuvaletin kapısı açılmış ve Defne içeri girmişti. Songül ağladığını görüp sevinmesin diye hemen bir selpak koparıp yüzünü kuruladı.

O kızı görmeye bile tahammülü olmadığı için hemen tuvaletten çıkmıştı. Duvara yaslanmış bekleyen Güney'i görünce Defne'yi beklediğini anlayıp içinden söylendi.

'Aman bekle sevgilini.. kaçırırlar mazallah.'

********
1 ay sonra

Kızlar teneffüste sınıfta pencerenin önünde dikilmiş sohbet ediyordu.

Songül camdan dışarı baktığında bahçede elele gezen Güney ve Defne'yi gördü.

"Yine eleleler.." diye mırıldandığında Cemre de dışarıya baktı.

"Ay kaçıracaklar sanki sevgilsini."

Eylül:

"Kim kaçırsın onu ya." dedi sinirle. "Valla Songül hayret ediyorum sana. Nasıl bu kadar sabrediyorsun?"

Songül:

"Ne yapayım Eylül? Gidip Defne'yle saçbaşa kavga mı edeyim beni dinlemeyen Güney için?"

Eylül bir şey diyememişti.

Cemre:

"Hiç mi soğumadın peki?" dedi umutla. Arkadaşının daha fazla üzülmesini istemiyordu.

Songül:

"Araftayım resmen... Bir yanım onu boğmak isterken bir yanım ona sımsıkı sarılmak istiyor. Bir yanım aşırı öfkeliyken bir yanım hala onun bir suçu olmadığını Defne'nin oyununa geldiğini söylüyor."

Eylül:

"Aşk gözünü kör etmiş resmen. Vazgeçemiyorsun. Ben olsam çoktan silmiştim."

Cemre ters bir bakış attı.

"Öyle kolay değil işte. İnsan sevdi mi vazgeçemez."

Songül başını olumlu anlamda sallayıp derin bir iç çekti.

*********
3 ay sonra

Kızlar ısrarla Songül'ün Güney'den vazgeçmesi gerektiğini söyleyip kızdığı için Songül onların yanında vazgeçmiş gibi davranıyordu. Fakat hala seviyordu Güney'i.

Ne kadar kızsa da, o kıza dokundu diye vurmak istese de deliler gibi aşıktı ona.

Kızlar sınıfta oturmuş sohbet ederken Defne ve Güney elele sınıfa girdi. Güney kendi sıralarına yönelirken Defne "Aşkım gel şuraya oturalım." dedi Songül'ün önündeki boş sırayı gösterip.

Güney bir an tereddüt etse de başını sallayıp Defne'yle birlikte Songül'ün önüne oturmuştu.

Songül burnuna dolan Güney'in kokusuyla eski günlere gitmişti adeta. Parkta oturduklarında aldığı kokuydu bu. Songül o günleri düşündükçe nasıl bu hale geldiklerine inanamıyordu. Acıyla gözlerini kapatırken Cemre sırtına dokundu.

"Songül... Baksana şu elbiseye. Aşık oldum resmen."

Songül:

"Güzelmiş." dedi sadece. Doğru düzgün bakmamıştı bile resme.

Eylül:

"Ya dersten sonra çıkıp dolaşsak mı biraz? Ayakkabı almam lazım."

Songül:

"Siz dolaşın ya benim başım ağrıyor." dedi elini başına koyup tekrar önüne dönerken.

Defne Songül'ü kıskandırmak için iyice Güney'e sokuldu. Başını omzuna koyup ellerini kenetlerken mırıldandı.

"Aşkım.. bugün bize gelsene."

Güney:

"Size mi?"

Defne:

"Evet.. annemler teyzeme gitti. Ben yalnızım evde."

Güney:

"Sinemaya gitsek?"

Defne:

"Ya bana gel işte. Hem evde de film izleriz.. başbaşa." diye kıkırdadığında Güney de gülümsemişti.

"Madem o kadar ısrar ediyorsun olur.."

Defne:

"Hatta... Gece bizde kalabilirsin. Annemler yarın akşam gelecek."

Güney:

"Bizim ufaklığa sözüm var. Beraber oyun oynayacağız demiştim."

Songül'ün aklına Efe gelmişti. Güney'le beraber Efe'yi sevdikleri, sinemada Efe kucağında uyuduğunda Güney'le ellerinin birbirine değdiği anı hatırlayınca yüzüne bir gülümseme yayılmıştı.

Defne'nin söyledikleriyle yüzündeki gülümseme soldu.

Defne:

"Efe'yi sonra oynatsan olmaz mı? Biraz sevgilinle ilgilensen?"

Efe'yi Defne de tanıyordu. Acaba onunla da mı iyi anlaştı diye düşündü Songül.

Güney parmağını Defne'nin saçına dolayıp gülümsedi.

"Sevgilimle ilgilenmeyi çok isterim. Ama haylaz anlamaz ki. Zaten bu aralar pek ilgilenemiyorum. Eve gittiğimde abi abi diye peşimde koşuyor."

Defne:

"Bir güncük ya.. hem ben evde tek başıma korkarım." dedi dudaklarını sarkıtıp. "Yalnız uyuyamam ki."

Songül içinden "Koparacağım o dudaklarını. Pis cadı." diye söylendi.

Güney tek kaşını kaldırdı.

"Kızım çok damardan girdin ya.. kıyamam ben sana."

Defne güldü.

"Geliyor musun yani?"

Songül dudaklarını ısırırken Güney'in olumsuz bir cevap vermesi için dualar ediyordu.

Güney:

"Bakarız." diye göz kırptı. "Okuldan sonra bi eve uğrayım. Efe'yi ikna edebilirsem gelirim."

Defne:

"Aşkım benim." diye güldü ve Songül'e yan bir bakış atıp Güney'in çenesine kocaman bir öpücük kondurdu.

Bu sırada Serkan sınıfa girmişti. Güney'lerin yanından geçerken Güney "Hayırdır lan niye selam vermiyorsun?" diye sordu.

Serkan:

"Kızlarla bi işim var." dedi ve Güney'in yanından geçip Songül'ün yanına oturdu. "Naber kızlar?"

Songül:

"İyiyiz.. hayırdır?"

Serkan:

"Bu tembel arkadaşınız çok zorda. N'olur yardım edin."

Cemre:

"Ne oldu?"

Serkan:

"Ya bu matematikçi takmış bana. Geçemeyeceksin diyor başka bir şey demiyor."

Eylül:

"Biz ne yapacağız ki?"

Serkan:

"Ben bu hocadan proje ödevi aldım. Ama gıcıklığına zor bi ödev verdi tabi. Yapmama yardım etseniz olmaz mı?"

Kızlar birbirine baktı.

Songül:

"Olur.. yapabileceğimiz bir şeyse yardım ederiz tabi."

Serkan:

"Aslansın Songül." diye güldü keyifle. "O zaman yarın bakalım mı biraz?"

Songül:

"Olur.."

Serkan:

"Çok sağolun.. birer iyilik meleğisiniz." diye göz kırpıp ayağa kalkmıştı ki Defne seslendi.

"Serkan.. istersen ben yardım edeyim."

Serkan göz devirdi.

"Sağol Defne kalsın. Kızlar halledecek."

Songül içten içe Serkan'ın Defne'yle anlaşamamasına seviniyordu. Keşke bir de Güney anlasaydı gerçek yüzünü.

******
Ders başlamıştı. Songül önünde Defne ve Güney varken hiçbir şekilde derse odaklanamıyordu.

Bir de bu yetmezmiş gibi Güney kolunu Songül'ün sırasına doğru uzatıp arkasına yaslandığında Songül'ün kalp atışları hızlanmıştı. Çünkü neredeyse elleri birbirine değecekti.

Defne:

"Aşkım sen yazsana ben yoruldum." dedi kalemini bırakıp.

Güney:

"Defne ben de zor yetişiyorum zaten. Yaz işte sen de."

Defne:

"Sevgilin için bir şey yapsan ölür müsün?" dedi sinirle.

Güney:

"Abartma istersen."

Defne suratını asıp elinde kalemi çevirirken Güney göz devirip başını arkaya attı. Bu durumda iyice Songül'e yaklaşırken kafasına değen Songül'ün saçlarıyla istemsizce arkaya dönmüştü.

Songül'le kısa bir an göz göze geldiklerinde Güney'in yüzünde belli belirsiz bir tebessüm vardı.

Defne Güney'in omzunu dürttü ve sinirle bir şeyler fısıldamaya başladı.

Songül ne konuştuklarını merak etse de duyamıyordu. Bir taraftan da az önce saçlarına değen Güney'in etkisindeydi.

Konuşurlarken Güney'in de sinirlendiği belliydi. Resmen fısıltıyla tartışıyorlardı.

Bu sırada teneffüs zili çalmış ve hoca sınıftan çıkmıştı.

Güney:

"Yeter Defne!" dedi elindeki kalemi sertçe masaya fırlatırken.

Defne:

"Ne demek yeter ya! Sevgilinim ben senin!"

Güney:

"Bunaltıyorsun bazen!"

Defne:

"Sen de beni bunaltıyorsun!"

Güney sinirle ayağa kalkıp sınıftan çıkarken Defne de peşinden çıkmıştı. Songül hayretle olanları izlerken Eylül'ün seslenmesiyle ona döndü.

Eylül:

"Ne oldu bunlara?"

Songül:

"Ben de anlamadım."

Cemre:

"Güya seni kıskandırmak için önüne oturdu Defne cadısı. Ama kavgalarına şahit oldun." diye güldü.

Songül:

"Güney benim saçlarıma değdi arkaya doğru yaslanınca. Acaba onu mu kıskandı?"

Eylül:

"Saçlarına mı değdi?" diye güldü. "O nasıl oldu?"

Songül:

"Ya Güney arkaya yaslayıp başını geriye atınca ben de öne doğru eğilmiştim.."

Cemre:

"Yerim seni ya.. kızardın hemen yine. Ama ne demiştik kapılmak yok boşver."

Songül başını salladı.

"Umursamadım zaten.." dese de elbette umursamıştı. Güney'in bu kadar yakınında olması yine hızlandırmıştı kalbini.

*********
Sınır 55 vote 🌈

Continue Reading

You'll Also Like

80.1K 4.7K 54
Mimar&Doktor Başarılardan başarılara koşan bir Doktor Gecelerin adamı bir Mimar İzmirden İstanbul'a gelen bir aşk hikayesi.. Herşey yeniden başla...
4.6K 192 20
"Mutluluk her zaman vardır , en karanlık anlarda bile , yeter ki ışığı açmayı unutma." A.P.W.B.D
4K 249 37
Hande Erçel ve Tolga Sarıtaş Hazal (18), küçükken ailesi tarafından terk edilmiş masum bir kızdır. 18 yaşına kadar yetimhanede büyüyen Hazal, üniver...
69.5K 5.3K 37
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...