33. Bölüm

383 90 38
                                    

Songül ve Güney saatlerdir mağaza mağaza dolaşıyordu. Fakat Songül bir türlü içine sinen bir elbise bulamamıştı.

Güney:

"Daha çok dolaşır mıyız?" dedi bitkin bir halde.

Songül:

"Bir iki mağaza kaldı. Sıkıldın mı?"

Güney:

"Sıkılmak değil de yoruldum biraz. Şurda bi kafe var. Oturup bir şeyler içince devam etsek?"

Songül Güney'in yorgunluğunu görünce kıyamamıştı.

"Olur.." diye gülümsedi. "Ya da sen kahveni içene kadar ben bakayım kalan mağazalara."

Güney:

"Yok kahvemizi içince beraber bakarız."

Songül:

"İyi hadi içelim o zaman." diye güldü.

********
Kahvelerini içtikten sonra kaldıkları yerden alışverişe devam ediyorlardı. Nihayet son girdikleri mağazada Songül bir elbiseyi beğenmişti.

"Ya bu çok güzel. Değil mi?" dedi aynaya bakıp kendi etrafında dönerken.

Güney:

"Fazla güzel sanki?"

Songül:

"Yani güzel olmasını istiyordum zaten."

Güney dudağını ıslattı.

"İşte bu kadar güzel olunca da tüm gözler üzerinde olmaz mı?"

Songül göz devirdi.

"Bizim kızları bilmiyor musun Güney? Neler neler giyerler. Bu basit bile."

Güney:

"Senin kendi güzelliğin hepsini geçmeye yeter zaten kızım."

Songül gülerek Güney'in yanağını sıktı.

"Bunu alıyorum o zaman."

Güney:

"Al bakalım." diye derin bir nefes aldı.

************
Songül elbisesine uygun ayakkabı ve takı almış, ancak akşama işleri bitmişti.

Songül:

"Harika bi gündü." dedi Güney'in koluna girip. "Hem en sevdiğim şeyi yaptım.. hem de sevdiceğimleydim tüm gün."

Güney gülerek başını iki yana salladı.

"Sevdiceğin öldü ama yorgunluktan."

DİLHUNOn viuen les histories. Descobreix ara