2. Bölüm

365 57 16
                                    

Kızlar "Kimden?" diye sorarken mesajı bile okumadan telefonu cebime koydum.

Defne "Oha! Güney mi yoksa?" dedi içine doğmuş gibi.

Eylül "Kızardığına göre kesin o." diye gülerken Cemre telefonumu almaya çalışıyordu.

"Tamam durun.. göstereceğim. Daha ben de bakmadım zaten."

Mesajı açarken kızlar da yanıma toplanmış merakla ekrana bakıyordu.

'Merhaba Songül ben Güney.. Numaranı sınıf grubundan aldım. Müsaitsen bir şey soracaktım.'

Kızlar "Vaay.." diye gülüyordu.

"Sor bakalım ne diyecekmiş?" dedi Cemre merakla.

Hemen cevap yazdım ve gönderdim.

'Merhaba. Müsaitim sor tabi.'

Kısa süre sonra cevap gelmişti.

'Bugünki konuyu hiç anlamadım da yarın biraz erken gelip dersten önce anlatabilir misin?'

Defne "Serkan varken sana soruyor.." diye yandan bir gülüş atarken göz devirip telefona döndüm.

'Olur. Yarın görüşürüz o zaman.' yazıp gönderdim.

******
Ertesi gün dersten yaklaşık 1 saat önce okuldaydım. Sınıfa girdiğimde Güney kendi sırasında oturuyordu.

"Günaydın.." diyerek çantamı kendi sırama bıraktım ve Güney'in yanına oturdum.

"Günaydın.."

"Başlayalım mı?"

Başını olumlu anlamda sallayıp çantasından defterini çıkardı.

"Kusura bakma ya.. seni de erkenden çağırdım. Ama dersten sonra vaktini almayım dedim."

"Dersten sonra da olurdu. Farketmez yani benim için." diye gülümseyip konuyu anlatmaya başladım.

Ben anlatırken Güney başını sallayarak dinliyordu.

"Şu nasıl oluyor? Orayı anlamadım." diyerek eğildiğinde yüzlerimiz çok yaklaşmıştı.

Bir erkeğe bu kadar yakın olmaya alışkın olmadığım için istemsizce ellerim titriyordu.

Güney tedirgin olduğumu farketmiş olacak ki geri çekildi.

"Ş.. şöyle oluyor." dedim tekrar anlatmaya başlarken.

Ders saatine kadar böyle çalışmıştık. Ders saati yaklaşırken sınıftakiler yavaş yavaş geliyordu.

Serkan "Günaydın gençler.." diyerek ön sıraya oturdu.

DİLHUNWhere stories live. Discover now