TESSERACT[Dördüncü Boyut] #Wa...

By Meskull

1K 472 304

(DÜZENLENİYOR) 'TESSERACT' İsimli ilk hikayedir.! More

0.0| Sesler
0.1| Yabancı
0.2| Geçit
0.3| Dördüncü Boyut
0.4| Periler Gerçek
0.5| Raava
0.6| Kanıtla
8. Bölüm(Artık Evimdeyim)
9. Bölüm(Acı)
10. Bölüm(Hepsi Benim Yüzümden)
11. Bölüm
TESSERACT NE DEMEK?
12. Bölüm[ Özür Dilerim]
13. Bölüm[Kumiho]
15.Bölüm[Beni düşünmene gerek yok. ]
16.Bölüm[Yeşil Vadi]

14.Bölüm[Antreman]

24 16 16
By Meskull

İyi okumalar canlar
Vote ve yorumu unutmayın😊
Yazım hataları için şimdiden özür dilerim.

▪▪▪

Yanımda hissettiğim hareketlenmeyle gözlerimi açtım. Budd- ah yani Erebus burnuyla beni dürtüyordu. Yataktan kalkıp hemen üstümü giydim. Erebus'u odada bırakıp kahvaltıya indim. Bugün Barlas'tan ders alacaktım ve çok heyecanlıydım.

Dün saraya geç döndüğüm için herkes çoktan yemeğini yemiş odasına çekilmişti. Bende haliyle bayağıdır doğru dürüst yemek yemediğimden açtım. Mutfağa inmiş görevli olan abladan rica edip karnımı güzelce doyurmuştum. Adını bilmediğim bir sürü yemek vardı. Daha sonrada Barlas'ı terasta bulup bana güçlerimi öğretmesi için rica da bulunmuştum hatta buna çok sevinmişti sanki bunu bekliyormuş gibiydi. Bozuntuya vermedim tabiki. Kimseye hesap soramazdım çünkü güçsüzdüm. Dün bir kez daha farkına vardım bunun. Karşımdaki Erebus değilde başka biri olsaydı ne yapabilirdim ki. O yüzden güçlerimi öğrenmeye karar vermiştim. Bu boyutta kalacaksam buranın kurallarına göre oynamalıydım.

Henüz kimse gelmemişti masaya. Terasa çıkıp hava almaya karar verdim. Tabi Uras'la karşılaşmayı beklemiyordum. Onunla son 2 gündür hiç karşılaşmamıştık bile. Yemek yemeye de gelmiyordu. Varlığımdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlamıştım taki Kamelya görevde olduğunu diyene kadar. Demekki dönmüşlerdi. Ama neden Barlas gitmemişti ki?

Herneyse.

Sessiz hareket ederek ona uzak kalacak şekilde en uç köşeye gidip içimde tuttuğum nefesi sessizce verdim. Etrafı izlemeye başladım. Her zamanki gibi manzara muhteşemdi. Aşağı da bir hareketlenme vardı. Bir grup ormana doğru gidiyordu. Büyük ihtimalle antreman alanına gidiyorlardı. Acaba bende orada mı çalışacaktım?

Ensemde hissettiğim nefesle ürkerek hızlıca arkamı döndüm. Ve tabiki sertçe tosladım birinin göğsüne. Bunu beklemiyordum. Geri çekilmeye yeltenip yüzüne bakmak istemiştim ki karşımdaki kollarıyla beni çekerek kendine bastırdı. Afallamıştım. Ne oluyoruz anlamadım ki ?

Ellerimle var gücümle göğsünden ittim. Şükür ki kurtulabilmiştim. Bakışlarımı bedenin sahibine çevirdim. Gözlerimi kocaman büyütüp yüzüne bakmaya başladım.

Şaşırdım fazlasıyla.

"Ne diye bana öyle bakıyorsun? Ah evet kesin yanlış anladın. Dur düzelteyim. Aşağıdan sesler gelince bakmak için buraya geldim ve sen arkanı dönüp bana çarptın. Geri çekilmek için hareket ettiğinde ise biraz daha gitsen aşağı düşecektin o yüzden tutup çektim. Hepsi bu."

Gözlerimi kırpıştırıp Uras'ın yüzüne bakmaya devam ettim. Sonra arkasını dönüp cevap vermeme fırsat vermeden gitti.

Ne yani oradan görememişmiydi? Terasın diğer ucuna, yani onun durduğu yere giderek aşağı baktım.

"Yoo, gayette gözüküyor." Başımı sağa sola sallayıp içeri masaya geçip Uras'ın karşısına oturdum. Zaten Raava dışında herkes masaya gelmişti. Yanımda oturan Kamelya'ya döndüm konuşmak için ama o çoktan Merih'le sohbete dalmıştı bende bozmadım. Uras'a çevirdim bakışlarımı. Kollarını bağlamış gözleri masadaydı. Uzun süre gözlerini kırpmayınca daldığını anladım. Acaba ne düşünüyordu.

Raava gelince saygıdan ayağı kalktık önce ve oturup kahvaltımızı yaptık.

°°°

"Lamia lütfen kollarını sallamayı kesermisin?!"

"O dediğin imkansız Barlas, ben nasıl uçabilirim ki ? Kanat falan getir bir de öyle deneyelim istersen. Hı?"

"Kollarına ya da kanada ihtiyacın yok. İçinde halletmelisin bunu. Biraz sabırlı ol zamanla her şey yoluna girecek. Sadece benim yaptığım gibi oturup odaklanırmısın?"

"Sence zamanımız varmış gibi mi duruyor? Yani ben değil siz söylüyorsunuz Zaheer şöyle yaptı Zaheer böyle yaptı diye."

Biraz durup cümleme devam ettim.

"Ayrıca senin uçabildiğini bilmiyordum." Dedim

"Ben peri değilim, uçamam zaten. Ben doğayı, toprağı bükerim." Seslice nefes alıp verdikten sonra devam etti.

"Biz şuan sadece oturup sabırlı olmayı öğreniyoruz tamam mı Lamia?"

"Tanrı aşkına bütün gün burada oturup derin derin nefesler alıp verecekmiyim?!"

"Evet tam da öyle yapacaksın."

Burada böylece beklemek beni bunaltmıştı. Diğer herkes aşağıda antreman yapıyordu. Ne biliyim güçleriyle ilgili şeyler işte. Ben ise burda ne yapıyorum?!

Bıkkınca sesli nefes alıp verdim ve Barlas gibi yere oturup bağdaş kurdum.

"Aynen böyle Lamia, derin derin nefes al ver."

Gayet abartılı bir şekilde gözlerimi devirip bezgince suratına bakmaya başladım.

"Gözlerini kapat ve ormanı dinle. Önce neler duyabildiğine odaklanalım. Uçmak daha sonra tamam mı?"

"Hı hı"

Gözlerimi kapatıp seslere odaklanmaya başladım.

°°°

Tam olarak 2 saattir dediğini yapıp etrafı dinliyordum ama bir halt olduğu yoktu. Normal de duyuyordum zaten ses falan ama neden şimdi orman bu kadar sessizdi.

"Barlas biraz mola mı versek bacaklarım ağrıdı böyle oturmaktan." Ses gelmeyince tekrardan seslendim.

"Şişştt uyudun mu ne yaptın?"

Ayağı kalkıp onun önüne geçip dizlerimin üstüne oturdum. Elimi gözlerinin önünde bir kaç defa salladım.

Cidden uyumuşmuydu?

O uyanana kadar biraz dolanıp gelsem farketmezdi heralde değil mi?

Tam gidecekken bacaklarının bir çeşit ot yada sarmaşıkla dolanmış olduğunu gördüm. Korkuyla gözlerimi açıp hemen geri oturdum ve otları ellerimle koparmaya başladım.

"Barlas uyan! Hey uyansana! Lütfen ona bir şey olmasın."

Barlas bir anda gözlerini açıp kollarımı tutunca çığlık atıp geri düştüm popomun üstüne.

"Seni korkuttuysam çok özür dilerim, ben dalmıştım sadece."

Ayağı kalkıp üstümü silkeledim.

"Ne dalmışı ya transa geçmiş gibiydin. Ayrıca o otlarda neyin nesiydi? "

Oda ayağı kalkıp üstünü silkeledi.

"Ağaçlarla bağlantı kurmuştum. Sınır dışını kontrol ediyordum."

"Onu nasıl yapıyorsun ki?"

"Ağaçlar benim gözlerim gibidir. Belli bir mesafeye kadar ağaçlar sayesinde olan biteni görüp hissedebiliyorum."

Aşağıya doğru yürümeye başlamıştık.

"Vaaovv bu harikaymış. Etkileyici bir yetenek doğrusu."

Gülümsedi.

"Akşam devam ederiz, şimdi dinlen. Bende diğerlerine bir bakayım."

"Bende seninle gelsem? Merak ediyorum."

"Tabi olur."

Tepeden aşağıya doğru, antreman yaptıkları büyük alana yürüdük.

Herkes canla başla çalışıyordu. Bende kenara geçip onları izliyordum. Bütün bunlar o kadar sıradışıydı ki, nasıl hemen uyum sağlayabildim bilmiyordum. Annemle babamı çok özlüyorum evet ama burada yolunda olmayan her şeyi de düzeltmek istiyorum. Ayrıca artık kabul etmeliyim ki bendeki güçler buraya ait olduğumun kanıtı. O yüzden kim olduğumu ve ne olduğumu bir an önce çözmem lazım!

"Sen Lamia olmalısın."

Düşüncelerimden ayrılıp başımı sesin geldiği yöne çevirdim.

"Evet benim."

"Ben Adras. Burada tek başına ne yapıyorsun?"

"Barlas'la çalışıyorduk ara verdik. Bende bu sıra da antreman yapanları izlemek istedim."

"Anladım. Aslında sana bir şey sorsam beni yanlış anlamazsın değil mi?"

Tek kaşımı kaldırıp cevap verdim.

"Sor bakalım."

Önce biraz duraksayıp konuşmaya başladı.

"Sen 3. boyuttan geliyorsun değil mi? Orada herkes güçsüzmüş diyorlar, her şey çok kötüymüş öyle mi?"

Sorduğu soru karşısında afallamıştım. Ben nasıl burayı garip buluyorsam onlarda benim boyutumu fazlasıyla garip buluyorlardı demek ki.

"Evet hiç kimsenin böyle sulu ateşli güçleri yok ama bu kötü bir şey değil. Herkes bir şekilde hayata tutunup yaşamaya çalışıyor. " Tıpkı burada ki gibi.

"Anlıyorum, sanırım biraz fazla abartılmış söylentiler."

Gülümseyerek cevap verdim.

"Evet öyle olmuş."

°°°

Yaklaşık yarım saat Adras'la iki boyut arasındaki farklılık ve benzerlikleri konuşuyorduk. Arada komik espiriler yapıp beni güldürüyordu. Galiba ona ısınmıştım, iyi birine benziyordu.

"Hadi gel sana su nasıl bükülür göstereyim."

Ayağı kalkınca bende kalktım.

"İyi ama ben yapamam ki. Daha öyle bir yeteneğim varmı onu bile bilmiyorum."

Birden kankaha atınca bende gülmeye başladım. Gözüm gamzelerine kaydı. Evet iki yanağında da çukur gibi gamzeleri vardı ve gülünce muhteşem oluyordu.

"Bakalım varmıymış, denemeden bilemeyiz değil mi?"

"İyi madem deneyelim."

Koskocaman sahada tabiki su bükücüler düşünülerek küçük su çukurları koyulmuştu. Köşede kalabalıktan uzak bir çukurun başına gittik.

Eğilip elini suya soktu ve elinde suyu su kabarcığı şeklinde çıkardı. Bende şaşkınlıkla onu izliyordum. Göründüğü kadar kolay olmadığını tahmin edebiliyordum.

"Hadi sıra sende."

Bende aynı şekilde eğilip ellerimi suya soktum. Biraz bekletip yavaşça çıkarmaya başladım. Hiçbir şey hissetmiyordum acaba oluyormuydu ?

Ellerimi çıkarınca avucumdaki su çukura geri döküldü. Derin bir nefes alıp verdim ve ardından dudaklarımı büzdüm.

"Sanırım ben yapamayacağım."

Adras gülmeye başlayınca anlam veremeyip ona baktım. Elindeki su baloncuğunu avucuma koyup kendi elini elimin altına koydu. Sanki ben yapıyormuşum gibi duruyordu.

"Çocuk gibisin ya, hemen olmasını beklememelisin. Dur bakalım daha yeni başl-"

"O bir peri, su bükücü değil!" Uras'ın sesiyle Adras hemen ayağı kalkıp dik durdu. Bende şaşkınlıkla ayağı kalkıp aynı şekilde dik durdum.

"Adras, Barlas seni arıyordu." Adras'ın önüne geçip devam etti konuşmasına.

"Ayrıca bir daha antreman saatlerinde başka işlerle ilgilenme!"

"Ben sadece yardım edi-"

"Anteramana geri dön!"

"Peki efendim."

Adras yanımızdan ayrılıp uzaklaşınca Uras'la yanlız kaldığım için tedirgin olmaya başladım.

"Sen!"

"Kim ben mi?"

"Yok arkandaki ağaçtan bahsediyorum." Anlamayıp dönüp ağaca baktım. Uras seslice soluyunca önüme döndüm.

"Senden bahsediyorum Lamia!" Yine bağırarak söylemişti. Dayanamayıp bende bağırdım.

"Ne bağırıyorsun? Ne bileyim benden bahsettiğini, sonuçta burada herşey canlı. Ağaçtanda bahsetmiş olabilirsin."

"Yürü Lamia yürü! Benimle geliyorsun!" Deyip önüme geçip yürümeye bayladı.

"Buda iyice emir vermeye alıştı." Arkasını dönüp bağırdı yine.

"Kime diyorum, yürüsene!"

Kendi kendime söylemiştim duydu mu ki ?

"Tamam geliyorum işte." Deyip peşinden gitmeye başladım.

"Sana birinin doğru düzgün ders vermesi lazım." Kendi kendine söyleniyordu.

"Tanımadığın insanlardan olmadığın şey hakkında yardım alıyosun! Önce bir insan kendini bilecek."

Gözlerimi devirip yere bakarak yine sessizce söylendim.

"Sanki siz söylediniz de! Hiç değilse birileri yardım etmeye çalışıyor!"

Bir an sert bir şeye çarpınca durdum. Bir adım geri gidip yüzüne bakmaya başladım.

"Ben göstereceğim şimdi sana yardımı! Geç önümede yürü, arkadan arkadan söylenme!"

"Önden önden mi söyleneyim ?" Sabırla diler gibi gözlerimi kapatıp açtı.

"Lamia!"

"Tamam be tamam geçtim işte." Öne doğru yürürken düşünüyordum. Acaba neye sinirlendi bu mendeburda, sinirini benden çıkarıyor?

▪▪▪

Continue Reading

You'll Also Like

199K 7.7K 19
Yanlız yaşayan genç kız bulunduğu bölge de insanlar yavaş yavaş azalırken yerini kurtlar alır. Beklemedigi dostluklar, düşmanlar ve beklemedigi bir a...
3.4K 331 23
Yeni hayatını keşfeden, deniz kızı Leyla.. Ona yardım eden, koruyup kollayan arkadaşları... Ortada bir melez varken, geleceği bilinmeyen, ölümsüzlerl...
214K 6.9K 27
ZORLA EVLİLİK VARDIR, ONA GÖRE OKUYUN. Umursamaz tavrı beni sinirlendirmişti, babamın götünden resmen ter akıyordu. Kapıyı kapattı ve stresle bana ba...
ZAMAN SARNICI By A.SENA

Science Fiction

17K 1.3K 21
21.yy'da İstanbul Emniyetinde görev yapan komiser Gonca Kandemir, bir sabah gelen bir cinayet ihbarıyla Yerebatan Sarnıcı'na gider. Gün boyu davayla...