Elinde spor salonunda eksik etmediğin topun, üzerinde ter damlaları, saçların önüne düşmüş.
Bir insan her haliyle sevince hiçbir önemi kalmıyor mesafelerin.
Bahanelerin arkasına saklanıp seni izliyorum yine. Gözlerim elinin altındaki topu izliyor, sana saçma gelebilir ama kıskanıyorum.
O kadar seyirci varken beni bulamıyor gözlerin, şu an farkında değilsin, hatta bu notu aldığın zaman keşke seyircilere daha dikkatli baksaydım diyeceksin gibi hissediyorum.
Eda'ya bakıp gülüyorsun sonra.
Neden gülüyorsun Alkan?
Ah, az önce sanırım kalbimden boğazıma bir düğüm daha çıktı. Yüzüne bakarak ağlamak istiyorum.
İlk nota sıkıştırayım şunu,
Seni seviyorum.
Saçlarının her telini, gözlerinin parlaklığını, yandan gülümsemeni, bir işe odaklanmanı seviyorum. Umarım bir gün görürsün beni, umarım farkına varırsın.
Şimdi Cüneyt'e bakıyorsun güler gözlerle. Göz kırpıyorsunuz birbirinize, kıskanmıyor değilim ama derin bir iç çekmekten başka bir şey yapamıyorum, üzgünüm ama seni unutamıyorum.
Bu ilk not olduğu için açık konuşacağım, sana notlar yazmaya devam edeceğim. İster alırsın ister atarsın.. ama o notlar dolabından içeriye girecek.
Gözlerin kısa bir süreliğine değiyor bana,
İçimdeki ateşime su serpilmiş gibi, mavi gözlerinin bir deniz olduğunu biliyor muydun?
Benim kitabımda Alkan, derin bir deniz demek.
İnsanı içine çeken, derin bir deniz. Dalgalara rağmen yüzmek istiyorum o sularda, tehlike can alıcı. Ve ben ölmeyi göze almışım.
Göz göre göre ölüme ilerlemek seni sevmek.
Ölüm sen olunca, intihar baldan tatlı geliyor bana.