Only Teacher ➳ H.S

By mnblacksea

538K 18.5K 35.7K

"Dokunabilirsin, ama öpmek yok." #1 19.03.18 More

Giriş
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
PARODİLER
22
23
24
25
26
27
28
29
30
32
33
34
35
36
37
38
39
40 Final (?)
Epilog
Önemli!
Devam?
1.yıl
yeni bölüm

31

8.8K 323 1K
By mnblacksea

Beni yorumlarınıza boğup öldürün lütfen

The Pursuit of Happyness'ı izlemeye devam ederken bir yandan da parmaklarımı Harold'ın göğsünde gezdiriyordum. Elime minik bir öpücük kondurarak sırtımı sıvazladı.

"Biliyor musun, Arline de film izlerken böyle rahat durmazdı. Sürekli bana dokunmak ister, omzuma ya da göğsüme yatardı."

İç çektim. Konu nereden eski Arline'e geldi anlamamıştım. Bir an benden bahsediyor sanmıştım. Başımı sallayarak onu geçiştirdim. Kendimi filme vermeye çalıştığımda elini pantolonunun cebine sokarak bir şey almak için doğruldu.

Çıkarttığı küçük birkaç ilaç yüzünden cebindeki anahtarlık ve prezervatifler kanepenin üzerine düştü. Bana çaktırmadan onları toparlamaya çalışsa da çoktan bakışlarımı yakalamıştı. Utançtan kızaran sevimli yüzüne baktığımda içlerinden seçtiği hapı bana doğru uzattı.

"Ertesi gün hapı, az kalsın unutuyordum."

Kıkırdadım. Kanepenin üzerine dökülen eşyalarını tekrar cebine doldurdu. Mükemmel suratına dönerek onu incelemeye başladım.

Parmaklarımı çenesinden dudaklarının üzerine doğru sürttüm. Ayrıca kıkırdayarak dudağının ve burnunun arasında kalan yeri okşadım.

"Bıyıkların çıkıyor."

Tapılası derin gamzelerini göstererek gözlerini otomatik olarak kıstı.

"Okulu eken serseri bir öğretmenim. Ayrıca haftasonumu ve bugünümü tamamen seninle geçirmekten tıraş olamadım."

Harika dudakları ahenkle hareket ederken dudaklarımı dişleyerek gözlerimi dudaklarından aldım.

"Böyle de mükemmelsin."

Bana tekrar o müthiş gamzelerini bahşetti. Bakışlarımı yeniden televizyona çevirip elimdeki paketli hapla oynamaya başladım.

"Arline de ilk ertesi gün hapı aldığından böyle incelemişti."

İç çektim. Neden sürekli eski sevgilisinden bahsediyordu artık anlamıyordum. Elimdeki hapı yemekten sonra yutmak üzere yanıma bıraktım.

"Bir sorun mu var?"

Dudaklarımı kıvırdım.

"Hayır."

Başını sallayarak beni tekrar kollarının altına aldıktan sonra televizyondan açtığımız filmi izlemeye devam ettik.

* * *

Yaptığım makarnayı ikimizin de tabağına servis ettikten sonra dolaptan çıkarttığım soğuk kolayı bardaklarımıza doldurdum. Sabah ne kadar sağlıklı beslensekte sağlıksız şeylere hasret kalmıştım.

Sürahideki suyu da bardaklara boşalttıktan sonra masadaki yerimi aldım. Harold daha fazla dayanamayarak izin isteyip yemeye başladığında kıkırdadım.

Bana verdiği hapı cebimden çıkartarak suya uzandım. Tıpkı ağrı kesiciye benziyordu. Hap yutmakta zorlanırdım, sürekli damağıma yapışırdı. Bu yüzden Harold'ın yanında içip içmemekte kararsız kaldım. Ama o şu an makarna ile büyük bir aşk yaşıyordu.

Çaktırmadan hapı çıkartıp ağzıma attım. Hızlıca suyu içmeye başladığımda yine damağıma yapışmıştı. Bundan dolayı midem bulanmıştı. Kusmama ramak kala tekrar su içerek hapı boğazımdan aşağıya gönderdim. Çaktırmadan Harold'a baktığımda yan gözle beni kestiğini gördüm. Tüm rezilliklerime şahit olması beni utandırmıştı. Kıkırdayarak çatalını makarnaya doladı.

"Bu haplar bende işe yarasaydı ben içerdim. Hap içemediğini bilmiyordum."

Utançtan yanaklarım kızarmıştı. Yemeğime dönerek çatalımı tıpkı onun gibi makarnaya doladım.

"Hap içebiliyorum. Boğazım kuruduğu için yapışmış olmalı."

Ufak bir kahkaha daha atıp yemeye devam etti. Utançla makarnamı yemeye başladım.

Ben makarnamın yarısına gelmiştim ki Harold çoktan bitirmişti. Doymadığına emindim. Koca cüssesi bir tabak ile doyamazdı. Oysa ki ben tabağın yarısına bile gelince tıkanmıştım. Ağzımı peçete ile temizleyerek masanın üzerine bıraktığım tencereyi Harold'ın önüne doğru götürüp tabağını tekrar doldurdum.

"Teşekkür e-"

Telefonuna gelen bildirim sesi sözünü bölmüştü. Telefonunu cebinden çıkartarak gelen mesaja baktıktan sonra kaşlarını bir çocuk gibi çatarak tekrar önüne döndü.

"Bir sorun mu var?"

Başını olumsuzca sallayarak çatalını eline aldı.

"Bayan Brown tezleri yarına kadar yetiştirip yetiştiremeyeceğimi soruyor. Ayrıca bugün akademisyen toplantısı olduğu tamamen aklımdan çıkmış."

Kaşlarımı kaldırarak çatalımı makarnama doladım.

"Uzun zamandır yazıyorsunuz, daha bitmedi mi?"

Ona yine 'siz'li hitap etmiştim. İstemeden ağzımdan kaçırıyordum.

"Bitirdiğim zaman bu bir kitap olacak ve ders kitabı olarak okutulacak. Bunu aceleye getiremem."

Birlikte olduğum adamın ne kadar önemli bir kişilik olduğunu şimdi daha iyi anlıyordum. Sevgili sayılır mıydık bilmiyordum. Ama sanırım insanlara "Erkek arkadaşımın yazdığı şeyler ders kitabı olarak okutuluyor." demek fazla havalı olurdu.

"Aslında son zamanlarda gördüğün gibi günlerimi boşa harcamıyorum. Seninle yakınlaşana kadar devamlı çalışıyordum. Sabahlara kadar tez yazıyordum, iki saat uyuduktan sonra üniversiteye gelip ders anlatıyordum."

Çatalında takılan makarnayı ağzına götürüp yedikten sonra kolasından bir yudum aldı.

"Teneffüslerde on beş dakika odamda kestirirdim. Oğlum doğduğu zaman, onun büyüyüşüne tanık olamadığım zaman yine çalışıyordum. Hedefim ne olursa olsun mesleğimde en iyisi olmak için hep çabaladım."

Hırsla anlattığı şeyleri gururla dinledim. Öğretmenlik onun için bir meslek değil resmen hayat felsefesiydi.

"Kristie'ye çalıştığım üniversitede olmasına rağmen özel ders verip çocuk yaptığımı, ya da seninle birlikte olduğumu öğrenirlerse yaklaşık on beş yıllık çabam ve emeklerim çöp olur."

Yutkundum. Kristie konuya yine nereden girmişti? Parmaklarımı dizlerimin üzerine koyarak oynadım.

"Öğrencin olduğum için mutluyum..."

Tapılası gamzeleri yine ortaya çıkmıştı.

"Ben de sana sahip olduğum için mutluyum. Şu an bile bir sürü üniversite tarafından çağrılıyorum ama iyi ki burada kalmaya devam etmiştim."

Yaklaşıp yanağımı okşadığında gülümsedim. Gittiğim üniversite o kadar da abartılacak bir yer değildi.

"Neden başka üniversitelerde çalışmıyorsun?"

Kaşlarını kaldırdı.

"Seni yeni bulmuşken bırakıp bir yere gidemem Arline."

Yanaklarım kızarmıştı. Utanarak sorumu değiştirip yeniden sordum.

"Benden önce neden gitmedin?"

Bitirdiği tabağını ileri doğru itip arkasına yaslandı. Koyu pembe dudakları tertemiz olmasına rağmen peçeteyle sildi.

"Bayan Brown ile bazen yardımlaşmamız gerekiyor. Başka üniversiteye gitseydim işlerim biraz daha zorlaşacaktı."

Kaşlarımı hafifçe kaldırdım.

"Bayan Brown bir sürtüğe benziyor."

Benim gibi kaşlarını kaldırarak işaret parmağını dudaklarıma bastırdı.

"Şşş, kötü kelime yok. Devam edersen sana Clay'e uyguladığım cezaları uygulayacağım."

Kollarımı göğsümün üzerinde birleştirdim.

"İki yaşında bir çocuğa ceza uygulayacak kadar kötü yürekli olduğunu sanmıyorum. En fazla ne yapabilirsin ki?"

Sesini çıkartmadan beklemeye başladı.

"Hı?"

Gamzelerini göstermekten başka bir şey yapmadı.

"Harold?"

"..."

"Bay Styles?"

Daha fazla dayanamayarak konuştu.

"İşte onun da cezası bu."

Kaşlarımı çattım. Bu değil iki yaşında bir çocuğa, bana bile en büyük cezaydı.

Harold ayağa kalkarak boş tabakları topladı.

"Buraları toparlayalım. Akademisyenler toplantısına gideceğim, seni de götüreyim. En azından öğleden sonraki derslerine girmiş olursun."

Başımı sıkıntıyla sallayarak ona yardım ettim.

* * *

Harold toplantıya gireli yarım saat olmuştu. Ben ise derse girmek istemiyordum. Kendimi lavaboya atarak aynaya doğru ilerledim.

Görünüşüme baktıktan sonra üzerimdekileri düzelttim. Arkamdan lavaboya giren kızlar makyajını temizlemek için aynaya doğru adımladı.

Biri makyajını temizlerken öbürü beni incelemeye başladı. Fark ettirmemeye çalışsam da çaktırmadan ona bakarak gözlerimizi buluşturmuştum. Derse artık giremeyeceğim için geri geri giderek arkamdaki tuvalete girdim. Ne bok yemeye bakıyordu ki?

Klozetin kapağını indirerek peçeteleri üzerine dizdim. Kendime rahat bir yer yaptıktan sonra üzerine oturdum. Kapının arkasındaki yazılar dikkatimi çekmişti. Neredeyse milyon tane yazı ve numara vardı.

Ateşli geceler için arayın 07706312...

Orospu Briana

Bu kadar açık ve rahat yazmaları beni şaşırtmıştı.

2015 mezunları instagramımı takip edin : @...

Bayan Brown, vermediğin kaldı mı?

Bu yazıya tam bir kahkaha patlatacaktım ki dikkat çekmemek için ellerimle ağzımı kapattım.

Bıktım sizin kanlı pedlerinizi çöpe ulu orta bırakmanızdan yahu! Sarıpta atın iğrenç yaratıklar. Sizinle aynı cinsiyetten olmaya utanıyorum.

Bunu kim yazdıysa sonuna kadar katılıyordum. Kullandığım peçeteyi çöpe atacağım sırada gördüğüm iğrenç şeyler midemi bulandırıyordu.

Şu an sıçıyorum.

Edebiyat fakültesindeki esmer, Flash tişörtlü çocuk sana aşığım.

Yüzümü buruşturdum. Aşklarını tuvaletin kapısına yazacak kadar rezillerdi.

İngiliz Dili ve Edebiyatı dersine giren kıvırcığın numarasını bilen var mı?

Gözlerimi şaşkınlıkla büyülttüm. Hey, o kıvırcık benimdi! Kaşlarımı çatarak altına yazılan yazılara baktım.

Harold'ı mı diyorsun?

Başka kıvırcık yok.

WhatsApp grubundan alabilirsiniz hatta ben yazayım. 0770865....

Dudaklarımı şaşkınlıkla aralayarak telefonumu cebimden çıkarttım. Numaraları karşılaştırdığımda doğru numara olduğunu fark ettim. Kaşlarımı çatarak yazışmaların olduğu bölünün resmini çektim.

Hırsla çantamı sırtımdan çıkartarak kucağıma koydum. İçini açarak çıkarttığım koyu 8B resim kalemimle numarayı karaladım. Ardından kalemimi yazının altında gezdirdim.

Kendinizi boşa yormayın küçük orospular, öğretmen benim.



Hiii

Nasılsınız

Bölüm içime sinmedi ama neyse

Yorum yapmadıysanız şimdi en üste çıkıp yaparak aşağı inin açöwögçwçg


#7 in fanfiction

Continue Reading

You'll Also Like

12.1M 588K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
157K 14.1K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
151K 15.9K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
872K 70K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...