Only Teacher ➳ H.S

By mnblacksea

538K 18.5K 35.7K

"Dokunabilirsin, ama öpmek yok." #1 19.03.18 More

Giriş
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
PARODİLER
22
23
24
25
26
27
28
29
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40 Final (?)
Epilog
Önemli!
Devam?
1.yıl
yeni bölüm

30

9.6K 304 829
By mnblacksea

Bir önceki bölüm hepiniz Harry'ye sevdiğini söylemediği için yüklenmişsiniz. Arline'i kullandı demişsiniz ama zaten birlikte olmalarını teklif eden Arline'di. Bir de şöyle düşünün, çok sevdiğiniz, yıllarınızı geçirdiğiniz sevgiliniz sizin yaptığınız bir kaza sonucu ölüyor. Bir yandan bunun pişmanlığımı, özlemini ve aşk acısını çekerken öbür yandan aynı isimli birine, yine aynı kardeşinin arkadaşına "Seni seviyorum." diyebilir misiniz? O kadar da kolay değil. Harry'yi anlayacağınızı umuyorum.

Duymadığınız kelimeleri kitabın sonunda belirteceğim.

Bölüme geçelim, yorumlarınız ne kadar çok olursa bölüm de o kadar hızlı gelir.

* * *

Kapım yavaşça açıldığında gözlerimi araladım. Komidinin üzerindeki telefonumu alarak önce saate bakıp sonra flaşı açtım. Saat daha sabahın dördüydü. Flaşı tuttuğumda gördüğüm kıvırcıklarla şaşkınca kalakaldım.

"Bay S- Harold?"

Gözlerini kısarak flaştan rahatsız olduğunu gösterdiğinde flaşı kapatarak telefonumu tekrar komidinin üzerine koydum.

"Eve nasıl girdin?"

Yanıma yaklaşarak yatağın üzerine oturdu.

"Ev arkadaşın açtı."

Gözlerimi ovuşturarak ona baktım. Battaniyemi kaldırarak altına girdikten sonra kollarını sıkıca bana doladı.

"Özür dilerim..."

Yumuşak ses tonuna karşı kaşlarımı kaldırdım.

"Ne için?"

Yatağın içine iyice girerek beni göğsünün üzerine yatırdı.

"Sana cevap veremediğim için."

Sessiz kalmayı tercih ettim. Eski kız arkadaşının hala içinde bir yerlerde olduğunu biliyordum. Bu yüzden fazla üstelemesem daha iyi olurdu. Üstelik bana değer vermese sabahın şu saatinde yatağıma kadar gelmezdi.

Saçlarıma bir öpücük kondurarak kollarımı sıvazladı.

"Nasıl oldun? Ağrın var mı?"

Başımı olumsuzca sallayıp parmaklarımı beyaz kırçıllı tişörtünün üzerinde gezdirdim. Gri haç kolyesi elime takıldığında kolyeyi tişörtünün üzerine çıkartıp parmaklarımı üzerinde gezdirdim.

"Clay evde tek mi?"

Başını olumsuzca salladı.

"Dün benimle son günüydü, annesi aldı."

Kısa bir sessizliğin ardından erkeksi ses tonuyla mırıldandı.

"Senin de uykunu böldüm. Uyu istersen, ben yanındayım."

Başımı göğsüne iyice gömüp mırıldandım.

"Sen de uyu."

Karanlıkta bile mükemmel gamzelerini görüş açıma soktu. Dayanamayarak gamzesine parmağımı sokarak yanağını okşadım.

"İyi geceler B-Harold."

"İyi geceler Arline..."

Ağırlaşan göz kapaklarımı kapatıp uykuma kaldığım yerden devam etmeye başladım.

Bir dakika geçti, beş dakika geçti, on dakika geçti ama dikkatimi çeken şey ile uykuya dalamadım.

Harold'ın göğsü nefes almak için inip kalkarken aniden saniyelerce duruyordu. Korkarak onu dürttüm.

"Harold..."

Gözlerini hızla açtı.

"Hm?"

Başımı kalbinin üzerine koyup kontrol ettikten sonra doğruldum.

"Uyurken nefes almıyorsun."

Kıkırdadı.

"Uyumuyordum."

Kaşlarımı kaldırdım.

"Neden?"

Kollarını bana iyice dolayıp göğsünün üzerindeki başımı işaret etti.

"Göğsümün inip kalkmasından rahatsız olursun diye arada bir nefesimi tutuyorum."

Gözlerim dolmuştu. O mutluluk ile dudağımın içini dişleyip kollarımı tamamen ona sardım.

"Sen... tamamen mükemmelsin."

Kıkırdayarak kollarımı ve sırtımı okşadı.

"Sen de öylesin..."

Erkeksi sesine karşı mutlulukla gözlerimi yumdum.

"Rahat rahat nefes al, bu beni rahatsız etmez."

Mırıldandı.

"Pekala..."

Göğsü tekrardan inip kalkmaya başladığında bu sefer kendimi uykunun kollarına bıraktım.

* * *

Burnumu dolduran harika koku ile gözlerimi araladım. Bu Harold'ın kokusu değildi. Bu koku mutfaktan geliyordu. Yavaşça yataktan kalktığımda Harold'ın yanımda olmadığını gördüm. Kaşlarımı kaldırarak duvardaki saate baktım. Saat dokuzu çeyrek geçiyordu. Bacaklarımı yataktan aşağı bir süre sarkıttıktan sonra ayağa kalkıp dolabıma ilerledim.

Hızlıca üzerimdekileri çıkartıp içine tıkıştırdıktan sonra üzerinde küçük McDonald'sın patates kızartmaları olan siyah kısa kollu tişörtümü giydim.

Altına da klasik lacivert kot şortumu geçirerek reglimin sancılı geçmemesi için ayağıma sarı havalı emoji baskılı pandufumu giydim. Pek de havalı gözükmüyordum ama şu an umrumda değildi.

Aynanın önüne geçerek hızlı bir şekilde dağınık saçlarımı topuz yaparak odadan çıktım. Mutfaktan gelen muhteşem koku adeta beni kendine çekiyordu. Hızlıca merdivenlerden inerek mutfağa ilerledim.

Luisa'ya masada otururken görünce kaşlarımı kaldırdım. Gözüyle bana içeriden pancake tabaklarını getiren Harold'ı işaret etti.

Mükemmel gamzeler görüş açıma girerek tabakları özenle masaya yerleştirdi.

"Günaydın."

Ona aynı şekilde gülümsediğimde sandalyeyi çekerek oturmam için bekledi. Yavaşça sandalyeye oturduğumda omuzuma eğilip yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Ağrın var mı?"

Fısıldayarak kurduğu cümleye karşı başımı olumsuzca salladım. Yavaş oturduğum sürece o kadar da dert olmuyordu.

Pancake'li tabağı Luisa ve benim önüme itti.

"Buyrun hanımlar, gayet doğal lifli pancake yaptım. İşte buğday ruşeymiden sağlıklı mı sağlıklı bir pancake!"

Luisa yüzünü buruşturdu.

"Neden normalini yapmadın."

"Sağlıklı beslenmeniz gerektiğini düşündüm. Sen hamilesin, Arline de benim için değerli."

Utançtan yanaklarım hemen kızarmıştı. Utandığımı anlayarak beni süzdükten sonra gamzelerini göstermeye devam ederek mutfağa tekrar girdi. Çıktığında elinde üç tane tost vardı.

"Böyle yapacağınızı düşündüğüm için fransız tostu da hazırladım."

Tostları önümüze dağıttıktan sonra masadaki turuncumsu içeceği işaret etti.

"Kombucha suyunuzu da bizzat ben hazırladım. Buna da burun kıvırmak yok. Sağlığınız için harikalar yaratan fermente probiyotik bir içecek."

Luisa yüzünü buruşturdu.

"Onun yerine kendinize birer kahve, bana da bir portakal suyu olabilirdi."

Harry parmağını şaklatarak mutfağı işaret etti.

"Onu da düşündüm ama kahveyi canın çeker diye yapmak istemedim. Hadi ama kızlar bugün de sağlıklı beslenin."

Heyecanla kendi yerini de aldıktan sonra gülümseyerek ona baktım. Bana kendimi özel hissettiriyordu ve buna bayılıyordum.

* * *

Bulaşıkları makineye dizme işi nihayet bitmişti. Kalçamı tezgaha dayayarak ona baktım.

"Bu kadar becerikli olduğunu bilmiyordum."

Arkasına dönerek bana baktıktan sonra güldü. Üzerime doğru bir adım atarak çenemi okşadı.

"Ben bir babayım Arline, oğlum için hangi yiyecek, hangi içecek zararlı bunları bilip hazırlamam gerekir."

Başımı salladığımda saçlarımı okşayarak gözlerime baktı.

"Bugün izinliyim. Gerçi... senin için izin aldım. Eğer sen de bugün benim için okulu ekersen beraber vakit geçiririz."

Dudaklarımı dişleyerek kollarımı boynuna doladım.

"Neden olmasın?"

Gözlerime öylecek bakıp yüzüme yaklaşmaya başladığı an Luisa elindeki boş bardak ile mutfağa daldı.

"Başka yerde öpüşün."

Harold geri çekilerek yutkundu.

"Öpüşmüyorduk."

Luisa umursamadan bardağı bırakarak mutfaktan çıktı. Belki de aylardır bu anı bekliyordum ama Luisa içine sıçmıştı. Kaşlarımı çattığımda yaklaşarak çatılan kaşlarıma bir öpücük kondurdu.

"Şşş, sinirlenme. Bugün prensesimi elimden geldiğince mutlu edeceğim."

*



Buğday ruşeym : Buğdayın en tepesinde embriyo olarak adlandırılan, tohumun üremesini ve çimlenmesini sağlayan kısımdır. Buğdayın kalbi ve hayat kaynağıdır.

Kombucha : Sağlıklı bağırsakların desteklenmesine, zihinsel durumu iyileştirmesine, akciğerlere faydalı olmasına, bakterilerle savaşmasına, şeker hastalığını yönetmesine, kalp sağlığını desteklemesine ve sağlıklı bir karaciğeri korumasına yardımcı olduğu gösterildi.

Bol lifli pancake : En sağlıklı besinler listesine adını altın harflerle yazdıran buğday ruşeymiden bir pancake.





#8 in fanfiction

Continue Reading

You'll Also Like

71.3K 5.3K 30
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
21.8K 1.3K 35
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
158K 16.7K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
30.4K 1.3K 44
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...